Güncelleme Tarihi:
Olay, 31 Temmuz'da, Gürsu ilçesine bağlı Kumlukalan Mahallesi'nde meydana geldi. Yunus Emre Akyol'un akşam olmasına rağmen eve gelmediğini fark eden ailesi, jandarmaya başvurdu. Bunun üzerine bölgeye gelen jandarma ve arama- kurtarma ekipleri, Akyol'u 2 kilometrelik alanda 6 saat aradı. Akyol ailesine ait evin bahçesindeki ilaçlama tankının içine bakan ekipler, çocuğun cansız bedenini buldu. Ekipler, Yunus Emre'nin ağabeyi Ömer Faruk Akyol'u, çelişkili ifadeler vermesi üzerine gözaltına aldı. Ömer Faruk Akyol, ifadesinde, kardeşini öldürerek, ilaçlama tankına attığını söyledi. Sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen Akyol, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
'AYARLANAN İFADEYİ KABUL ETTİM'
Bursa 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın dosyası, sanık Ömer Faruk Akyol'un yaşı küçük olduğu için 'görevsizlik' kararıyla yeni kurulan Bursa Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Akyol'un ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası talebiyle yargılanmasına başlandı. Duruşmaya Ömer Faruk Akyol'un annesi Yasemin Akyol (36), babası Hüseyin Akyol (41), sanık avukatları Beytullah Çakır ve Esma Aydın ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan Gizem Yılmaz katıldı. Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianamedeki suçlamaları kabul etmeyen Akyol, şunları kaydetti:
"Olay günü, tarlada işlerle ilgilendim. Gece eve geldiğimde annem, kardeşimi sordu. Ben de en son öğlen gördüğümü söyledim. Bir süre kardeşimi aradık; ancak bulamadık. Gece saatlerinde kardeşim tankın içinde bulundu. Jandarma komutanı, beni evin yakınında bulunan petrol istasyonuna çağırdı. Annem hastaneye kaldırılmıştı, babamı da jandarma arabasına koymuşlardı. Ben de tek başıma petrol istasyonuna gittim. İsmini Y.A. bildiğim jandarma komutanı, suçu benim işlediğimi iddia ederek, baskı yaptı. Bana 'Tankın üzerinde parmak izin var, bu olayı sen yaptın' diye söylemişti. 'Kabul etmediğin takdirde anneni ve babanı alırız' diye söylemişti. Ben de olayı kendi ayarladığı ifade gibi kabul etmek zorunda kaldım. Savcının yanında ifadem alınırken, komutan da yanımızdaydı. Baro avukatı da sadece pişman olduğumu söylememi istedi. Benim olayla ilgim yoktur. Ben bundan dolayı ızdırapla yaşıyorum. Kardeşimin cenazesini göremedim. Tahliyemi istiyorum."
Hakimin, kardeşinin ilaçlama tankı içinde bulunmasıyla ilgili sorusu üzerine Akyol, "Tank bahçelere ilaç atmak için kullanılır. Kardeşim daha önce tanka hiç girmemişti. Tank babama ait. Kardeşimi kimin bulduğunu bilmiyorum. Biz kardeşimi arıyorduk. Kardeşimin tank içinde neden bulunduğunu bilmiyorum" dedi.
Duruşmada söz alan avukat Beytullah Çakır ise "Müvekkilimizin savunmasında geçen Y.A. isimli komutanın daha önce Mudanya 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde suç dosyasında yargılanan kişiyi yönlendirdiğine dair delilleri dosyaya ibraz ettik. Bu kişi, 'İlaçlama tankında parmak izin çıktı, annen ile babanı alırsak tutuklanırlar' diyerek, suçu işlemiş gibi göstermiştir. Otopsi raporunda, ölü muayene tutanağında herhangi bir darp cebir izi yoktur. Tankın içine oturtması mümkün değildir. Olayın kurgu olması, kuvvetle muhtemeldir. Adli kontrol veya tahliyesini istiyoruz" diye konuştu.
BABA AKYOL: OĞULLARIM ARASINDA KAVGA YOK
Anne Yasemin Akyol da oğlu Ömer Faruk'un, kardeşi Yunus Emre'yi çok sevdiğini, böyle bir şey yapmasının mümkün olmadığını söyledi. Baba Hüseyin Akyol ise "Yunus Emre'nin kaybolduğunu öğrenince hep birlikte aradık. İki oğlum arasında kavga yoktur. Jandarma ilk önce oğlumdan bilgi almıştır. Oğlum Yunus Emre'nin tankın içine girip, kapağını kapatması da mümkün değildir. Eğer çocuklarım kavga etmiş olsaydı komşularım duyabilirdi. Olay nedeniyle şikayetçi değilim" diye konuştu.
SANIK İLE KARDEŞİNDEN ÖRNEKLER İNCELENECEK
Tanıkların dinlenmesinden sonra mahkeme heyeti, Ömer Faruk Akyol'un tutukluluk halinin devamına, Yunus Emre Akyol'dan otopsi sırasında DNA analizi yapılmak üzere elde edilen materyal ve sanıktan alınacak örnekler ile inceleme yapılmasına, Gürsu Jandarma Karakolu'nda görevli Y.A. isimli komutanın dinlenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.