Güncelleme Tarihi:
BALYOZ davasının temyiz duruşmasının 4’üncü günü, avukatların Temel fıkrası anlatıp Kafka’dan örnekler verdiği renkli savunmalarla geçti. Duruşmalar, yarın başlayacak adli tatile rağmen pazartesi gününden itibaren kesintisiz devam edecek.
3 VERİ DE SAHTEDİR
Yargıtay’daki temyiz duruşmasında dün ilk sözü, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu’nun avukatı Köksal Bayraktar aldı. Bayraktar, sanıkları eski Roma’da aslanlara parçalatılan kölelere benzeterek, yargılamayı yapan İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ni eleştirdi. Bayraktar, şunları söyledi: “Hakkımızda suçlama ve cezalandırma sebebi yapılan üç veri sahtedir. 2003’te düzenlendiği iddia edilen ama hiçbir zaman düzenlenmeyen, daha sonraki tarihlerde, büyük bir ihtimalle 2008’den sonra düzenlenen bu veride daha başlangıçta kullanılan ‘bilgi notu’ terimi bu belgenin sahteliğini apaçık ortaya koymaktadır. Çünkü o tarihlerde ‘özet form’ teriminin kullanılması gerekir. Özet form teriminin kullanılmasına ilişkin yönerge 2008’de kullanımdan kalkmış, yerine bilgi notu ifadesi gelmiştir. Her 3 veri de 2003’te henüz bilinmeyen bir yazı karakteriyle yazılmıştır. Bu da sahteliği ortaya koymaktadır.
BURADA MASALI YARGILIYORUZ
Mahkeme savunma hakkımızı sınırlamamıştır, kısıtlamamıştır, yok etmiştir. Tıpkı Kafka’nın romanlarında olduğu gibi, böcek gibi ezmiştir. Buradan 3 kat büyük bir salon düşünün. 4 jandarma kapıları kilitliyor, içeride 163 subay var. 5 saat bekliyorsunuz. Tıpkı korku tüneline girenler gibi tıpkı eski Roma’da aslanlara parçalatılan köleler gibi. Kim bu köleler? Emekli ordu komutanları, amiraller. Bir devletin 70 yaşına gelen komutanı bu hale geliyorsa bu devlette bir zafiyet vardır. İşte biz burada masalı yargılıyoruz. Biz 2 yıldan bu yana mahkemede ne derseniz deyin, ortaçağı yaşadık. Çünkü ortada suç yoktur. Dijital veri delil kabul edilebilir mi, bu düşünülebilir mi? Düşünürseniz masal dünyasına girersiniz. Bozma kararınız Türk yargı tarihinde bir dönüm noktası olsun. “
HEYETE SABIR TEŞEKKÜRÜ
Ali Aydın’ın avukatı Oğuzhan Aydın ise “Yerel mahkemede savunma hakkımız kısıtlanmıştı. Burada savunmaya sabırlı tavrınız nedeniyle size teşekkür ediyoruz. Müvekkilimin seminerden haberi bile yok” dedi. Temyizde, bugün başlayacak adli tatile rağmen duruşmaların pazartesi gününden itibaren kesintisiz devam etmesine, savunmaların tamamlanmasından sonra tahliye taleplerinin değerlendirilmesine karar verildi.
Rütbede 270’inci, cezada ilk üçte
18 yıla mahkûm edilen sanıklardan Yüzbaşı Taner Gül’ün avukatı Atakay Bala da bir Karadeniz fıkrası anlatarak, şöyle konuştu:
“Müvekkilim karargâh subayı olarak görev yapmaktadır. İstanbul’da yapılan seminere katılmamıştır. Bana ‘Abi ben neden 18 yıl alıyorum. Ben yüzbaşıyım. Yüzbaşı rütbesi ile darbe bana mı kaldı?’ dedi. Ona anlattığım Karadeniz fıkrasını size de anlatmak istiyorum. Temel ile İdris birbirlerinden akıllı olduklarını söylüyormuş. Temel bir gün İdris’e, ‘Sana bir bilmece soracağım. Bilirsen benden daha akıllı olduğunu kabul edeceğim’ demiş. Temel sormuş, ‘Sarıdır, kafestedir, cik cik öter.’ İdris, ‘Kuş, saka, kanarya’ demiş. Temel hepsine ‘Değil’ demiş. Bunun üzerine İdris ‘Bilemedim’ demiş. Temel ‘Hamsi’ yanıtı vermiş. İdris ‘Sarı dedin’ deyince Temel ‘Boyadım’ demiş, ‘Kafeste dedin’ diye karşılık verince Temel, ‘Kafese koydum’ demiş. İdris ‘Ama cik cik öter dedin’ diye karşı çıkınca da Temel, bu kez ‘O da işin şaşırtmacasıdır’ yanıtını vermiş. Müvekkilim yargılanan sanıklar arasında rütbe ve kıdem itibarıyla 270’inci sırada olmakla birlikte, verilen ceza bakımından ilk üçe girmiştir. Darbeciler arasında özel bir yere konulma şerefine ulaşmıştır.”