Güncelleme Tarihi:
“Haydi beni bir daha tutuklayın İngilizler. Ama görüldü ki tutuklama ve öldürmeyle iş bitmiyor. İşte Türkler, kendi cenaze merasimi için hazırlanan tabutlarını, sahiplerinin başlarına geçirdiler!” Modern Hindistan’ın kurucusu Mohandas Karamçand Gandi (“Yüce Ruh” anlamına gelen Mahatma olarak da bilinir), politik ve toplumsal reform için şiddetsizlik felsefesini benimsemiştir. Yöntemleri, sömürgecilik ve ırkçılık karşıtı hareketleri günümüze dek etkilemiştir. 2 Ekim 1869’da Hindistan’ın Gujarat Eyaleti’nin Porbandar kasabasında doğan Gandi, üniversiteyi bitirdikten sonra avukatlık eğitimi almak için Londra’ya gitti. Dindar annesine verdiği et yememe sözünü tutmuş ve entelektüel çevrelerde moda olan vejetaryen hareketin öncülerinden biri olmuştur. Ayrıca sonraki yıllarda ruhsal sözlüğü olacak Hindu şiiri Bhagavad Gita’yı ilk defa okumuştu. Hayatına üç ilke yol gösteriyordu: Satyagraha (hakikat gücü) gerçeğin inatla kovalanması demekti ve Gandi bu ilkeyi şiddetsizlik direnişine katmıştı. Bu ilkeye aparigraha (mülkiyetsizlik ve bencil olmamak) eşlik ediyordu.
Üçüncü ilkeyse samabhavay’dı (dengelilik ya da itidal). 1891 yılında Hindistan’a dönen Mahatma, iki yıl sonra Güney Afrika’da faaliyet gösteren bir Hintli hukuk şirketinde çalışmaya başladı. Güney Afrika’daki Hintli göçmenlerin gördüğü muamele karşısında dehşete düşen Gandi, kendini bu ülkedeki vatandaşlarının temel hakları için mücadeleye adadı. Güney Afrika’da kaldığı 20 yıl boyunca defalarca hapse atıldı. Başta Hinduizm olmak üzere Jainizm’le Hristiyanlığın öğelerinden, John Ruskin’in antikapitalizminden, Lev Tolstoy’un Hristiyan tutuculuğundan, Thoreau gibi yazarlardan etkilenen Gandi, haksızlıkları düzeltmek için şiddet içermeyen direnişi simgeleyen Satyagraha felsefesini geliştirdi. Güney Afrika hükümeti, 1914 yılında Gandi’nin taleplerinin birçoğunu kabul etti. 1914’te Hindistan’a dönünce Batı tarzı kıyafetlerini attı ve evde dokunmuş Hint elbiseleri giymeye başladı. Genç ve güzel kadınlardan ve cinsellikten uzak durma kararı aldı ve kendi besinini ürettiği ashram adı verilen küçük bir çiftlik kurdu. I. Dünya Savaşı’ndan sonra mahkemeye çıkarılmadan tutuklanan insanlar için kampanya örgütledi, yapılan bir gösteri sırasında 400 Hintli İngiliz güçleri tarafından öldürüldü. Tek amacının kişisel olarak hakikati aramak olduğunu ısrarla ifade eden Gandi, Hindistan Ulusal Kongre Partisi’ni dönüştürdü.
Halka, ülkenin içinde bulunduğu durumun sorumlusunun İngilizler olmadığını ve Hintlilerin sorunu kendilerinde aramaları gerektiğini anlatıyordu. Tüm Britanya kurumlarına karşı boykot örgütledi ve yasalara karşı koydu. Gandi ve binlerce takipçisi hapse atıldı. 1930 yılında tuz vergisine karşı yeni bir sivil itaatsizlik kampanyası başlattı. Kendi tuzunu yapmak için Ahmedabad’dan Dandi’ye 12 Mart’tan 6 Nisan’a kadar 400 kilometre yürüdüğü “Tuz Yürüyüşü” bu pasif direnişin en önemli bölümüdür. Denize doğru yapılan bu yürüyüşte Gandi’ye binlerce Hintli eşlik etti. İngiltere himayesine karşı en rahatsız edici kampanyası bu oldu ve İngilizler buna karşılık olarak altmış binin üzerinde kişiyi hapse attılar. 1942’den itibaren İngilizlerin Hindistan’ı hemen terk etmesi için mücadeleyi yeniden yükseltti. İngiltere hükümeti 1945’te, iki yıl sonra Mountbatten Planı’nın ortaya çıkmasını sağlayacak müzakereleri başlattı. Bu plan dini çizgilerle ayrılan Hindistan ve Pakistan’ın bağımsız birer devlet olarak kurulmasını öngörüyordu. Bağımsızlıkların ilan edilmesinden önce ve sonra, ülke içinde Pakistanlılar ve Hintliler arasında yoğun çatışmalar yaşandı. İki toplumun ayrılmasına karşı çıkan Gandi şiddet olaylarının durdurulması için Delhi’de ölüm orucuna başladı. Hindu ve Müslüman toplum öncülerinin şiddeti reddederek barış çağrısı yapacakları konusunda Gandi’yi ikna etmeleri sonucu Mahatma portakal suyu içerek orucunu bitirdi. Gandi ertesi yıl 30 Ocak’ta radikal bir Hindu tarafından suikasta uğradı ve hayatını kaybetti. Pasif Direniş Politik otoriteye tamamen şiddetsiz araçlarla, yardımlaşma ve barışçıl protestolarla baş kaldırılması. Devletin dayatmalarına boyun eğmeyi reddederek süreklilik sağlandığında şiddete başvurmadan da mücadele edilebilir. Bu direnişe devlet şiddetle cevap verse bile şiddetsizlikte ısrar edilmelidir.
Gandizm
Gandizm, adını Mahatma Gandi’den alan, onun dünya görüşlerini tanımlamak için kullanılan ve olaylar karşısında pasifizm, pasif direniş ve sivil itaatsizlik yöntemlerinin kullanılması esasına dayanan politik akımdır. Büyük ölçüde Satyagraha felsefesini içerir. Mahatma Gandi, yeni bir fikir veya doktrin ortaya atmadığını belirtmiş ve fikirlerinin “Gandizm” olarak tarif edilmesini tasvip etmediğini açıklamıştır. Çünkü Gandi’ye göre ortaya attığı görüşler nihai değildir ve gelecekte bunlar değişebilir. Hindistan’ın “bapu”su, yani babası sayılan Mahatma Gandi prensip insanıydı ve “Benim mesajım yaşamımdır” diye nitelediği mücadeleci ömrü, hep insaf ve şeref doğrultusunda, belirli kriterler çerçevesinde geçmişti. Hayatından çıkardığı derslerden birisi de insanlığın sonuna sebep olacak yedi ölümcül günahtı. Bu günahlar, onun felsefesinin ve sıkı sıkıya bağlandığı prensiplerinin hatlarını çizmiştir. Zahmetsiz Servet Kolay yoldan servet ve şöhret elde etmeye çalışan insanlar vergi ödemekten, fedakârlık gerektiren durumlarda paylaşmaktan ve aldıklarının karşılığını hakkıyla verme sorumluluğundan kaçınırlar. Halbuki zahmetin olduğu yerde ilerleme, hareketin olduğu yerde bereket vardır. Bunun bilincinde olan prensipli insanlar, bu sosyal yanlıştan uzak durmaya çalışır, gelirlerinin alın teriyle kazanılmış olmasına dikkat ederler.
Bilinçsiz Haz
Şuursuzca elde edilen zevklerin sonu pişmanlıktır. Olgunlaşmamış, bencil, hırslı ve doyumsuz kişiler sorumsuzca kendi nefislerini tatmin etmek, günlerini geçici zevklerle geçirmek ve sürekli haz peşinde koşmakla uğraşırlar. Sonuçlarını düşünmeden elde ettikleri zevkler bu tür kişilerin bireysel hayatlarını karartmakla kalmamakta, ailevi ve sosyal yaşamlarını da etkilemektedir. Prensipli insanlar doğru ile yanlışın, zevkli veya zevksiz gibi ölçütlerle belirlenemeyeceğinin farkında olarak yaşarlar, sorumluluk ve insaf çemberi dâhilinde eğlenirler.
Eserleri
The Story of my Experiment With Truth (Yaşadığım Gerçeğin Öyküsü) 2 cilt, 1927-1929. Collected Works of Mahatma Gandhi (Mahatma Gandi’nin Toplu Eserleri) 40 cilt.