Mahallede hırsız isyanı

Güncelleme Tarihi:

Mahallede hırsız isyanı
Oluşturulma Tarihi: Mart 31, 2013 12:14

ADANA’da sık sık hırsızlık olayların meydana geldiği mahallenin sakinleri, ev ve işyerlerini koruyabilmek için pencerelere demir parmaklıklar ile duvarlara jiletli teller çekmelerine rağmen engel olamayınca dönüşümlü nöbet tutmaya başladı.

Merkez Seyhan İlçesi Uçak Mahallesi sakinleri, sokaktaki tüm ev ve işyerlerine hırsız girdiğini söyleyerek isyan etti. Hırsızlık olayından bıkan mahalle sakinleri, dertlerine çare bulunmasını istedi. Polisin sürekli devriye gezmesine, pencerelerin demirlenmesine, duvarlara dikenli tel çekilmesine karşın evlerin hırsızların uğrak mekanı haline geldiğini ileri süren sokak sakinleri şöyle dedi:

"Sokaktaki bakkalı 3 kez, tek ve çift katlı yaklaşık 25 eve en az bir kez hırsız girdi. Kendi aramızda anlaştık her gece bir ev sakini sabaha kadar uyanık kalıp nöbet tutuyor. Ama yine de hırsızlığı önleyemedik. Derdimize çare arıyoruz. Soyulmaktan bıktık. Yatarken değerli eşyalarımızı yastık altına gizliyoruz."

GELİNİMİN ALTINLARI ÇALINDI

Hırsızlardan canı yanan sokak sakinlerinden biri olduğunu söyleyen işçi emeklisi Mustafa Mayul şunları söyledi:

"Esnaf lokantasında garsonluk yapan oğlumu 7 ay önce evlendirdik. Düğünden kısa süre sonra akraba ziyaretine gitmiştik. Biz evden 19.0’da çıktık, bir saat sonra geldiğimizde ev talan edilmişti. Gittikten sonra hemen harekete geçen hırsızlar, yan komşunun bahçe duvarından arka tarafa geçmiş, ikinci katta oturmamıza rağmen pencerenin şebeke demirlerini söküp içeri girmişler. Oğlumun takım elbisesinin cebindeki 15 bin lira değerindeki altınları, üstelik takım elbise ile birlikte götürmüşler. Hala bir ses çıkmadı." Altınlarla hayallerinin de birlikte çalındığını ifade eden Meryem Mayul ise, "Biz ne zorluklarla evlenmiştik? Eşim sabahın ilk ışıklarıyla işe gider, gece yarısından önce de eve gelemez. Saatlerce ayakta çalışır. İş kurmak istiyorduk ama bütün umutlarımız, hayallerimiz de altınlarla birlikte gitti" diye dert yandı.

NÖBET TUTUYORUM

Evinin altında bakkal çalıştıran Ahmet Yüksek, bir yıl içinde 3 kez soyulmasına rağmen hırsızlıkların önüne geçemeyince çareyi gece nöbet tutmakta bulduğunu söyledi. Sabah ezanı ile birlikte işyerini açan Yüksek şöyle konuştu:

"Gece yarısına kadar hanım ve çocuklar oturuyoruz. 24.00’den sonra onlar yatıyor, ben de balkonda oturuyorum. Sabah ezanı okununca hanımı uyandırıyorum, dükkanı açıyoruz. Sonra ben 3-4 saat yatıyorum, eşim dükkanda duruyor. Artık ne bir eş dost ziyareti, ne de bir cenazeye gidebiliyoruz. Bir ay önce bacanağım vefat etti, soyulma korkusundan katılamadım."

KEPENGİ KESTİLER

Aynı sokakta 3 katlı evinin altında market çalıştıran Ramazan Taşarsu ise 2 kez soyulunca güvenlik kamerası taktırmak zorunda kaldı. Bir hafta içinde bir kez işyerinin kepenk kilidinin kırıldığını, diğerinde ise kepengin kesildiğini ifade eden Taşarsu şunları anlattı:

"Ben yukarıda yatıyorum, ama adamlar aşağıdaki dükkanı soymaktan korkmuyorlar. Kepengi kesip, içeri girmişler. Sesleri duydum, aşağıya indiğimde beni fark edip, kaçtılar. Onlar işyerine girdiklerinde ben de içeride olabilirdim. O zaman ya onlar beni, ya da ben onlardan birini öldürebilirdim. Hırsızlığın önüne geçilmesi için cinayet mi işlenmesi gerekiyor? Vatandaşlar katil olmadan devletimiz çözüm bulmalı. Kameralar da işe yaramıyor."

BÜTÜN EVLER DEMİRLİ, DUVARLAR ÇİTLİ

Artan hırsızlıklar üzerine kendilerine göre tedbir alan mahalle sakinleri bütün evlerinin kapı, pencere ve balkonlarını demirletti. Baştan sona şebeke demirleriyle kaplı olan evlerin bahçe duvarları ise dikenli direkli tel ve çit ile çevirdi. Dikenli tel çekme imkanı olmayanlar ise duvarın üzerine döktükleri harca cam parçaları ve çivi karıştırarak korunmaya çalışıyor.

MUHABBET KUŞUMA KADAR ÇALINDI

Özel bir şirkette çalışan Gülizar Bozan’ın tek katlı müstakil evi de hırsızlar tarafından 4 kez ziyaret edildi. Küçük çaplı eşyaların çalındığını ifade eden Bozan tepkisini şöyle dile getirdi:

"Birinde takılarımı götürmüşlerdi. İkincisinde evde içki içip alem yapmışlardı. Baktım olmuyor, bahçe duvarına çit, üstüne de jiletli tel çektirdim. Buna rağmen yine girip, pencere demirlerini de kestikten sonra eve ulaşmışlar. İç çamaşırlarıma kadar karıştırmışlar. Evin tapusunu ve can yoldaşım muhabbet kuşumu çalmışlar. Artık ne yapacağımı şaşırdım. Komşu çocuklarının zarar göreceğini düşünmesem inanın tellere elektrik vereceğim. Artık o hale geldim."


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!