Mağdurlarla zirve selamı

3 yıl boyunca Hasdal Cezaevi’nde hapis yattı. 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. FETÖ kumpası fark edildi. Kumpas bozuldu, beraat etti. Cezaevinden çıktıktan sonra tutku ile bağlı olduğu mesleğinden istifa etti, denizaltılarla vedalaştı. Derinliklerden kopan Bora Serdar, geçen hafta Ağrı Dağı’na tırmandı. 5 bin 165 metre yükseklikteki 6 günlük Ağrı Dağı tırmanışı kötü hava şartlarından dolayı 4 bin 200 metrede son buldu. Serdar, üzerine giydiği Ergenekon ve Balyoz kumpasında hayatını kaybedenlerin isimlerinin yazıldığı tişörtüyle Ağrı Dağı’nın zirvesini selamladı.

SEÇKİN SUBAYLARDANDI

Serdar, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın göz bebeği denizaltıları olan TCG Yıldıray, Dolunay ve Atılay’da görev yaptı. 1998’de yüzbaşı rütbesindeyken kurmay oldu. 1998-2001 yılları arasında TCG Dolunay denizaltısının önce ikinci komutanı, sonrasında ise komutanıydı. 2001-2003 yıllarında ise Denizaltı Filosu Komutanlığı Commander Submarine Black Sea (COMSUBBLACK) Harekât Şube Müdürü’ydü. 2003’te Deniz Kuvvetleri Komutanlığı/Ankara Lojistik Başkanlığı’na şube müdürü olarak atandı. 2006 yılında Azerbaycan Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Deniz Harp Okulu Komutanı Danışmanı olarak Bakü’deydi. 2007-2008 yılları arasında ise Marmaris Aksaz’da 3’üncü Denizaltı Filotillası’nın komodoruydu. Bu görevinin ardından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Lojistik Plan Daire Başkanlığı’na atandı. 2010’da Milli Güvenlik Akademisi’nden mezun oldu. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın seçkin kurmay subaylarından biriydi. Ancak o yıl her şey tepetaklak olacaktı. Taraf gazetesinde 20 Ocak 2010 tarihinde ‘Fatih Camisi bombalanacaktı’ başlıklı bir haber yayınlandı. Bu haber, FETÖ’nün TSK’daki Balyoz kumpasının işaret fişeği oldu. Ardı ardına subaylar hakkında tutuklama kararı çıkartıldı. Bunlardan biri de Deniz Kurmay Albay Bora Serdar’dı. 11 Şubat 2011 tarihinde tutuklandı. 3 yıl cezaevinde kaldı, 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

4 BİN 200 METREYE ÇIKTI

9 Ekim 2013 tarihinde Yargıtay kararıyla tahliye oldu. Ancak kararını vermişti, cezaevinde verdiği mücadeleye dışarıda devam edecekti. Rapor aldı, izinlerini kullandı, göreve başlamadı. Her hafta Beşiktaş’taki ‘Sessiz Çığlık’ eylemlerine katıldı. 2014 Ağustos’ta ise Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplanmadan önce istifa dilekçesini verdi. TSK’nın kumpas sürecine gösterdiği yaklaşıma tepkiliydi. Bir süre sonra da Balyoz kumpasının ardındaki FETÖ’cüler açığa çıktı. Emekli Kurmay Albay Bora Serdar da diğer meslektaşlarıyla birlikte beraat etti. Bir zamanlar Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Denizaltı filosunun en parlak subaylarından biri olan Bora Serdar cezaevi günlerinden sonra hem ‘adalet aktivisti’ hem de kumpasların hafızasıydı. Hayatının büyük bölümü denizin 300 metre dibinde denizaltılarda geçen Bora Serdar, gözünü Türkiye’nin zirvesine, 5 bin 165 metre yükseklikteki Ağrı Dağı’na dikmişti. Kendi ifadesine göre bunun iki sebebi vardı. Birinci nedeni, doğa ile mücadelesinde hayat okulunda seçmediği farklı bir dersi almak, deneyim sahibi olmaktı. İkinci ve en büyük nedeni ise Balyoz ve Ergenekon kumpası sürecinde şehit verdikleri silah arkadaşlarının ruhları ile birlikte Türkiye’nin en yüksek noktasından, Ağrı Dağı’nın zirvesinden hep birlikte ‘adalet’ çağrısı yapmaktı.

Cem Aziz Çakmak ile Hasdal Cezaevi’nde.

Bora Serdar, Ağrı Dağı’nın zirvesine sırtına giydiği, kumpas davalarında hayatlarını kaybedenlerin isimlerinin yazdığı tişörtle tırmandı. O tişörtün üzerinde İlhan Selçuk’un, Türkan Saylan’ın, Kaşif Kozinoğlu’nun, Abdülkerim Kırca’nın, Kuddusi Okkır’ın da isimleri vardı.

Ancak Ağrı Dağı’ndaki kötü hava şartları zirveye ulaşmasını engelledi. 4 bin 200 metreye kadar tırmanabildi. Ağrı Dağı’nı, zirvenin eteklerinde, üzerinde kumpas mağdurlarının isimlerinin yazılı olduğu tişörtle selamladı ve adalet istedi.