4 G MESELESİ İslamcı yazar Fatma K.Barbarosoğlu, biz laiklerin bilmediği..." />4 G MESELESİ İslamcı yazar Fatma K.Barbarosoğlu, biz laiklerin bilmediği..." />
Güncelleme Tarihi:
4 G MESELESİ
İslamcı yazar Fatma K.Barbarosoğlu, biz laiklerin bilmediği bir gerçeği ifşa etti: ‘İslamcı erkekler, çok iyi yetişmiş İslamcı kızları bile Sibel Can’a benzetmek için uğraşıyorlar...’ (Ben Hürriyet’te okudum, 21 ağustos)
Eeee, İslamcılar da erkek, Türk erkekleri (keza İslamcılar’ın taklit ettiği Arap erkekleri) böyle ‘kaymak gibi’ hanımlardan hazzeder, şöyle ‘4 G’si yerinde’ kadınlardan...
*
SİBEL CAN DA BAYILDI BU LAFA
Sibel Can da bu haberden memnun: Kendisine benzemeye çalışan tesettürlü kadınlardan bahsederek, “Ben zaten onlar gibi yaşıyorum” diyor. Dışarıdan bakınca hiç belli olmuyor, özellikle ‘haşema’ giydiği söylenemez. Ayrıca ekliyor: “Üç çocuk annesiyim, geleneklerime, göreneklerime bağlıyım. Gizlim saklım yok…” Biliyoruz, biliyoruz, hepsini gördük…
Hürriyet-Kelebek, 22 ağustos
*
EN GÜZEL POPO
Dansçı-şarkıcı Naz % 100 doğalmış meğer. İşinize gelirse. Ve üstelik iddialı: “Ayrıca iddia ediyorum ki en güzel popolu şarkıcı benim. İnsanlar beni izlerken kendilerinden geçiyor” diyor. (Posta, 22 ağustos)
Ne yani, Naz kız nesiyle övünecekti ki?
*
ILLUSTRES INCONNUS
Bayılıyorum gazetelere konu olan dış kapının tokmağı ‘magazin ünlüleri’ne.
Mesela bir dedikodu haberinin giriş cümlesi: “Modacı Vural Gökçayla’nın eşi Meral Gökçaylı’nın kızı Melis Melismurathanoğu…”
Posta, 22 ağustos
*
ALİ KIRCA O AKŞAM NE RENKTİ?
Seks kasedi skandalından sonra hiç konuşmayan Ali Kırca izin dönüşü pazartesi günü ATV anahaber bültenini sundu. Bu, renkli gazetelere haliyle haber oldu. Ben Vatan’ın birinci sayfadan verdiği haberde yer alan bir detaya takıldım:
“…. Ali Kırca dün akşam atv’de yeniden işbaşı yaptı. Lacivert bir takım elbise giyen Kırca, skandal hakkında hiç konuşmadı.” (22 ağustos)
Bu haberdeki bu ‘lacivert bir takım elbise’ ne demek oluyor, ne gerek var bu detaya?
Yani ‘meşhur kasetteki gibi anadan üryan değildi’ mi demeye getiriyorlar? J
*
FONDA (ARKA FON DEMEZLER ONA FON ZATEN ARKA DEMEK) SEKS
İsveç devlet kanalı STV’nin stüdyosunda porno izleyenler kanal değiştirmiye unuttu. Sunucunun arkasındaki monitörde o görüntüler canlı yayınlandı, diyordu haber. (Sabah, 22 ağustos)
Bu haberi arka manşet yapan Sabah gazetesinin içine bir korku düştü anlaşılan:
Ya kardeş kanal atv’nin başına da benzer (!) bir şey gelirse! J
*
ZATİ SUNGUR’UN İNTİKAMI
Hıncal Uluç, babasından dinlediği, efsanevi illüzyonist Zati Sungur’la ilgili bir anekdotu anlatıyordu köşesinde,:
“Bakkal bunu kazıklarmış hep.. Bir gün gene yumurtayı ateş pahasına satmış. Zati Sungur yumurtayı orada kırmış. İçinden bir altın çıkmış. Atmış altını cebine Üstad, yürümüş gitmiş.. Arkasından bakkal bir sepet yumurtanın hepsini kırmış tahmin edersiniz..”
Sabah, 22 ağustos
*
BODRUM’UN EN GÜZEL MEMELİSİ
Yüksel Aytuğ Bodrum’daydı ve Bodrum'un en güzel memelisi diye yazdı.
“YOK canım, iskele üstü güzellerinden söz etmiyorum. O, bir başka yazının konusu... Benim yakınlaştığım memelinin adı Vest. Kendisi bir Rus güzeli. Adı, Rusça'da "Müjde" anlamına geliyor. Hanımefendi tam balıketi. Yaklaşık 350 kilo civarında. O sudaydı, ben iskeledeydim. Önce bakıştık. Sonra ona balık ısmarlayınca beni havuzuna davet etti. Bir oynaştık, bir oynaştık. Azıcık alttan, azıcık üstten çakkıdı çakkıdı kaynaştık!.. Efendim, Bodrum'a gitmemin başlıca nedeni, gösteri yapan iki yunus Vest ve Danny ile yüzmekti...”
Vallahi başka memelileri bilmem ama Aytuğ’u kıskandım...
Sabah, 22 ağustos
*
KOMİK DEĞİL TRAJİ-KOMİK
Mehmet Güler ise “Telegol’den unutulmaz KOMİK diyaloglar” diye bir derleme yayımladı, güzeldi:
GÖKMEN ÖZDENAK: Sayın Ergun Gürsoy, spor yazarlarını hangi sırayla okuyorsunuz?
ERGUN GÜRSOY: Önce şahsını sevmediğim yazarları okuyorum. Ama seni en son okuyorum Gökmen...
ADNAN AYBABA: Fenerbahçe Stadı’nın Fenerium kısmıyla ilgili bir yıkım kararı var mı yok mu?
ZİYA ŞENGÜL: Yıktırın da kurtulun şu stadtan.
SERHAT ULUEREN: Adnan, bak sen olayları bilmeden olaylar hakkında yorum yapıyorsun.
ADNAN AYBABA: Ne yani ben Almanya’dan mı geldim?
ZİYA ŞENGÜL: Adnan sen burada ne anlatıyorsun? Biz futbol konuşuyoruz, sen tutup sünnet diyorsun.
GÖKMEN ÖZDENAK: Hani bir zamanlar her programa katılan, her işe karışan Semra Hanım vardı ya... Sen de bu programın Semra Hanımısın.
GÖKMEN ÖZDENAK: Örneğin Murat Yakın var, Kubilay Türkyılmaz var. Onlar da yurtdışında doğdu.
SERHAT ULUEREN: Yanlış biliyorsun, işte bomban patladı. Kubilay, Türkiye doğumlu.
SERHAT ULUEREN: Adnan, sen Delgado’nun golünü görmedin ama harika bir gol dedin.
ADNAN AYBABA: Bana sen o gol çok güzel dedin. Sana güvenmeyeyim mi yani?...
ADNAN AYBABA: Gökmen Ağabey, siz Vestel Manisa maçına gittiniz mi?
GÖKMEN ÖZDENAK: Hayır, televizyondan izledim.
ADNAN AYBABA: Sonra da bana golü görmedim diye laf ediyorsunuz.
Vatan, 22 ağustos
*
HANGİ İSLAMCI HANGİ KADINI BEĞENİR - GEYİĞE DEVAM
Yeni Şafak yazarı Fatma Barbarasoğlu ‘İslamcı erkekler karılarını Sibel Can’a benzetmeye çalışıyor’ mealinde bir yazı attırınca, kendi tabiriyle ‘döneğin teki’ olan Ahmet Hakan da –İslamcı çok genel, konuyu meşrebe göre incelemek gerek, diyerek kendi araştırma sonuçlarını yayımladı:
“Mesela Saadetçi erkekler Zara, Nakşi erkekler Hülya Avşar, Rufai erkekler Gülben Ergen, radikaller Hale Soygazi, Fethullahçı erkekler Deniz Akkaya, Mealciler Fatma Belgen, Menzilciler Cansu Dere diyorlar. İçlerinde çıkıntılık yapıp ne kadar evrensel olduklarını göstermek isteyenlerden bazıları ‘Meg Ryan’ falan dese de genel olarak tablo budur.”
Hürriyet, 23 ağustos
*
FATİH ALTAYLI KİMDEN ÇEKİNDİ ACEP?
Mehmet (Erbay) uyardı, ben görmemiştim, Fatih Altaylı’nın bir yazısı, şöyle diyor:
Takım olmak önemli
“Dün son derece riskli bir başlıkla çıktı Sabah. "Devler gidince takım devleşti" diye.
Ben bu başlığı önerince bazı arkadaşlarım "Yarını beklesek. Biz bu başlığı atarız, öğle saatlerinde yenilirlerse bize gülerler" dedi.
Ben de yanıt olarak, "Yarın bu başlığı herkes atabilir. Biz eğer bu çocuklara güveniyorsak, bu başlığı bugün atmalıyız. Onlara güvendiğimizi göstermeliyiz. Yarın maçtan önce Sabah'ın bu manşeti onlara iletilsin. Onlara ne kadar inandığımızı görsünler" dedim. "Ya yenilirlerse" dediler. "Spor bu yenilirlerse yenilirler" dedim.
Dün basketbolcülerimizin Brezilya maçını bu başlığın gölgesinde izledik.
İbrahim Kutluay'ın eşi Demet Şener kocasının maçını benim odamda izledi, ben ise yazı işleri salonunda. Kaybedeceğimizi bir an bile düşünmedim ve kazandık.
Basketbolcülerimiz, mücadelelerin "bencil yıldızlarla" değil, inançla savaşarak kazanılacağını gösterdi. Hepimize örnek olsun.” (Sabah, 23 ağustos)
Bu altını çizdiğim cümleye Altaylı niye gerek duymuş acaba? Dedikodudan mı korkmuş, eşinden mi? J
*
BU NE PERHİZ…
Genç sekretere patronu iki aydır işkence yapıyormuş. Kızın annesi ve erkek kardeşi de bu işkenceye seyirci kalıyormuş. İddiaya göre sapık patron kendini ‘şeyh’ zannediyor, ‘iffetini kaybetti’ dediği genç kadının bedenine girdiğine inandığı Şeytan’ı çıkarmak için eziyet ediyormuş. Anne ile tıp öğrencisi erkek kardeş de ‘Ama o iffetini kaybetmişti’ diye işkenceci şeyhi savunuyorlar...
Bütün gazeteler de ‘Vay cahiller vay! Yine şeyh-mürit sapıklığı, yine hurafe...’ diye ayağa kalkıyor.
Haberi, “İşkenceci patron sözde ‘şeyh’ çıktı – Sekreteri Merşem’e ‘Senin içinde şeytan var’ diye işkence yapan Mustafa Kıvrık kendini şeyh ilan etmiş...” diye birinci sayfadan veren Vatan’ın, ikinci sayfa manşeti:
“Malezya’nın sırrı - Çekim için Nisan’da Malezya’nın Pulau Dayang Bunting adasına (Hamile Bakire Adası) giden Gülben Ergen buradaki gölden su içti. Efsaneye göre bu sudan içenler hemen hamile kalıyor. Ne tesadüf ki Ergen de bir hafta sonra doktorundan müjdeyi aldı...” (Vatan, 24 ağustos)
*
ESKİLERİ DAHA MI İYİ HATIRLIYORLAR?
Alzheimer hastalarının yararına bir konser düzenlenmiş, ‘Yaşlılık Engel Olmasın’ gecesinde sahneye çıkacak sanatçılar: Işıl Yücesoy, Zeliha Sunal, Ömür Göksel, Berkant, Füsun Önal...
Alzheimer hastaları yenileri nasılsa hatırlamaz diye mi bu kadar eskileri seçtiler acaba? J
(Şaka ediyorum elbet, gönüllü katılımcılara teşekkür etmek lazım!..)
Vatan, 24 ağustos
*
MUHTEŞEM OKŞAN ABLAMIN TÜYA TABİRİ
Araları çok bozukmuş ama eski erkek arkadaşı mesaj atmış, ‘netten konuşalım tekrar’ diye. Çok mutlu olmuş. Sonra bir güzellik salonuna götürmüş bunu birileri, façasını düzeltmişler...
Yıldız rumuzlu okuru gördüğü bu abuk sabuk rüyayı Okşan Ablası’na yazıyor ve soruyor: Ne anlama gelir?
Ablaların ablası, muhteşem Okşan Abla 6.hissini de devreye sokarak bu rüyayı yorumluyor:
“Rüyanız bu günlerde gönül işlerinizde meydana gelecek yeni gelişmelere işaret etmektedir. (Bunu biz bile anladık!) İlginç gelişmelerle karşılaşarak şükretmeyi gerektirecek nimetlere sahip olacaksınız. (Pek de itikat sahibidir ablamız, Sadakallalhülazim!) Hasımlarınızın perişan bir duruma geleceklerine şahit olacak (Ana!) ayrıca sağlam itikatli bir insan olmaya devam edeceksiniz. (Yıldız’ın sağlam itikatli olduğunu neresine bakarak anladı bu?) Çeşitli iyilik ve güzellikler sizi bekliyor. (Zaten dikkat ettim, bütün rüyalar salak Amerikan filmleri gibi ‘Mutlu son!’ ile bitiyor...)
Şok, 24 ağustos
*
AYILARIN İNTİKAMI ACI OLDU, diyor başlık:
“Belediye Başkanı Salih Kaya’nın kalaşnikofla bir ayıyı öldürdüğü beldede ayılar, bostanlara girerek tam 50 ton karpuzu talan etti.” (Sabah, 23 ağustos)
Ayılar, Belediye Başkanı’na anlayacağı dilden bir ders vermiş!
*
ALİ KIRCA’NIN REYTİNGİ
Seks kasedi internette tedavüle çıkan Ali Kırca’nın izinden döndüğü gün, atv ana haber… reytinglerde birinciliğe yükseldi. (Vatan, 23 ağustos)
Evet evet, epey sapık bir milletiz biz…
*
BUNUN ADINA ŞANTAJ DERLER (O DA ‘SANTAJ’ DEĞİL ‘ŞANTAJ’DIR MALÛM…)
SKY televizyonu (tabii ki insanlık uğruna değil, reyting uğruna) ‘SAVAŞA HAYIR - ÇOCUKLAR ÖLMESİN’ diye bir program yapmak istiyor. Meşhur şarkıcıları, türkücüleri, oyuncuları katılmaya davet ediyorlar. Haliyle kimi evet diyor, kimi mazerek bildiriyor.
Derken, bir karalama kampanyasıdır başlıyor: Sky Türk kanalının yayın yönetmeni Serdar Akinan “1000 dolar verseydik katılırlardı, bunların vicdanları parayla ölçülüyor’ diyor.
Star’ın magazin ilavesi de bu lafı manşet yapıp, kampanyaya katıl(a)mayan Ajda Pekkan’ı, Cem Yılmaz’ı, Sezen Aksu’yu ve Kıraç’ı teşhir ediyor. (Star-Box, 23 ağustos)
Buna resmen şantaj derler! Mecbur mu insanlar her bedava işe koşmaya, her kampanyaya katılmaya? Gönüllülük esas değil mi bu işlerde? Sonra burası Türkiye, bir kere eyvallah dediniz mi arkası gelir bu işin…
*
Salı günü, Hıncal Uluç’un ‘SEVDİĞİM LAFLAR’ kutucuğu:
'Eşekten şeker esirgenmez ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir.Hz. Mevlana'
Sadece üç gün sonra, cuma günü, Hıncal Uluç’un ‘SEVDİĞİM LAFLAR’ kutucuğu:
'Eşekten şeker esirgenmez ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir.Hz. Mevlana'
(Sabah, 22 ve 25 ağustos)
Hıncal abi ya Mevlânâ’nın bu sözünü ÇOK SEVDİ, ya da okurunu eşek yerine koyuyor! J
*
SEREN İNŞAAT
Seren Serengil, Hülya Avşar’a özenip inşaat işine girmiş. Sapanca’da annesine ait bir araziye 60 adet villa yapacak ‘elit kesime’ satacakmış. (Bugün-Melodi, 25 ağustos)
İnşaat malzemesini de, deftere yazdırıp, nalburdan veresiye alacaktır herhalde! J
*
MEDYA MİLLETİN AYNASIYSA EĞER MANZARA ÇOK KÖTÜ
Ne kadar lüzumsuz tartışmalarla vakit kaybediyoruz. Acaba halkımızın cehaletinden mi yoksa medyamızın sevgiyesizliğinden ve kalitesizliğinden mi?
Mesela, buyrun bir tartışma konusu: CHP milletvekili Canan Arıtman ‘Evlenmeden çocuk sahibi olanlar cezalandırılsın’ diyedayanağı, mantığı ve uygulama imkânı olmayan, laf olsun diye bir laf attı ortaya. Böyle bir tartışmaya ne gerek var? Zamanı mı? Türkiye’de ailelerin, kadınların, çocukların en önemli ve acil sorunu bu mu? Milyonla çiftin resmi nikahı olmadan, imam marifetiyle birlikte yaşadığı ve çocuk yaptığı bir memlekette böyle bir kanun çıkarsanız nasıl uygulayacaksınız? Medeni Kanun’a rağmen imam nikâhıyla üç dört kadın alan, 13-14 yaşındaki kız çocuklarının ‘imam marifetiyle’ ırzına geçip çocuk yapan milletvekilleri böyle bir kanuna nasıl evet diyecek…
Ama gazetelerimiz bayılırlar. Bayılırlar ve bu saçma fikri daha da magazinleştirmek için koşup evlenmeden çocuk yapmış bir takım sosyetik kadınlara ‘görüş’ sorarlar. Sabah’ın yaptığı gibi… Evli işadamı Erol Simavi’den bir kızı olan Gönül Yazar’a, evliyken başka bir kadını gebe bırakan Kaya Çilingiroğlu’na, İbrahim Tatlıses’ten çocuk yapan kadınlardan Derya Tuna ve Perihan Savaş’a, Mustafa Denizli’den çocuk yapan Çiğdem Kayalı, Necla Nazır ile evlilik dışı bir kızı olan Ferdi Tayfur ve tabii ki olmazsa olmaz Hülya Avşar’a sormuşlar.
Neyi? Fikir ve görüşlerini!
Tabii yukarıda saydıklarımdan evlilik dışı çocuk sahibi olanların hepsi milletvekilinin teklifini yadırgadığını söylerken, tek aykırı fikir (en komiği de bu) Hülya Avşar’dan gelmiş, “Milletvekiline hak verlmemek elde değil…” (Sabah, 26 ağustos)
Medya milletin aynasıysa eğer, görüntü iğrenç!
*
VALLAHİ DOĞRU!
Selahattin Duman’ın ‘BİLİMLE İNATLAŞMAM’ yazısından bir küçük alıntı:
“Devletin bundan çıkarı ne derseniz cevabını ben de bilmem.. Devlet bu.. Hikmetinden sual olunur mu? Şişman kadınları maaş karşılığı bağırtmak için operalar kurar.. Dağı taşı eştirmek için bilim insanı yetiştirir.. Otoparkları olmadık insanlara kiralar..”
Vatan, 27 ağustos
*
Hıncal Uluç’un PAZAR NEŞESİ gerçekten çok güzeldi:
“Bu hafta Pazar Neşemiz yaşanmış bir olay. Okuyunca, kaynağını açıklamayışımı bağışlayacaksınız..
Polis Beyoğlu'nda uyuşturucu satan bir Afrikalı çeteyi tespit etmiş, peşlerine düşmüşler.. Sonunda da basmışlar yaşadıkları yeri.. Üç dört tanesini derdest etmişler.. Bunlar torbacı denen türden..
Beyoğlu sokak aralarında hap, eroin falan satıyorlar ve bunları küçük paketler halinde vücutlarına yapıştırıyorlar ya..
Polis arama yapacak..
"İndir" demiş, zenciye, pantolonunu işaret edip.. Demesiyle eklemesi bir olmuş!.. "Kaldır ulan.. Adamın moralini bozma!.."
Sabah, 27 ağustos