OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 08, 2001 00:00
Kış boyunca, dünyanın en derin 8'inci mağarası olarak bilinen Peynirlik Evren Günay Mağarası'na hazırlandı. Özel karışımlarla beslendi, antrenmanlarını hiç eksik etmedi. ‘‘Üç parmağı ile bedenini asar hale gelmişti’’ diye anlatıyor babası. Rekor 1377 metreydi. Mehmet Ali'nin kondüsyonu mükemmel, derinlere aşkı doruktaydı. 1300 metreye kadar indi. Ne olduysa o an oldu. 30 yıldır ağustos ayında yağmur Yağmayan bölgeye, dolu yağdı. Aşağıya
haber gidemeden sel suları yutuverdi onu. 23 yaşındaki Mehmet Ali Özel, halata asılı halde, hálá 1300 metrede. Derinlere inebilmek için gerektiğinde bir yılan gibi kıvrılmanın gerektiği galerilerden, kaskatı olmuş bedenini çıkarmak olası görünmüyor. Ama bu durum ne ailesini, ne de mağaracı dostlarını rahatsız ediyor. ‘‘Bilim şehidimiz, orada yeni rekorları gözlüyor’’ diyorlar.Müesser Hanım, oğlunun antrenman yaparken içtiği karışımı anlatıyor: ‘‘Olimpic 90 protein tozu, 1/2 litre süt, 2 yumurta, 2 kaşık yoğurt. ’’ Kondüsyon tutmak için yaptığı diyetin malzemesi, evin dört bir yanında. Annesinin, tırmanırken elini bulasın diye diktiği toz torbası, sandalyenin üzerinde. Titanyum halat kilidi, kütüphanedeki şekerlikte. THY'den emekli Gürer Bey, sigaraların birini söndürüp, diğerini yakarken, bir mağara broşürünü gösteriyor: ‘‘Şu kristallere bakın, insan bunları görmek istemez mi? Böyle bir mağaranın dibini merak etmez mi?’’ Bu sırada Müesser Hanım, mutfağa gidip elinde bir kavanozla geri geliyor. ‘‘Soya kıyması burada. Bunu haşlardım. Soğanla filan bayağı et gibi olurdu. ’’ Onlar, haritasını çıkarmak ve yeni bir rekora imza atmak için girdiği mağarada hayatını kaybeden, 23 yaşındaki Mehmet Ali Özel'in annesi ve babası. Evlat acısını, oğullarının şerefli ölüm şekliyle yenmeye çalışan, oğullarının öldüğü mağaralara kaş çatmak yerine, parıldayan gözlerle bakmayı seçen 'özel' bir aile. Mehmet Ali Özel'in donmuş bedeni 1300 metrede olabilir, ama sıcak soluğu hálá bu evde. MAĞARACILIK HOBİ DEĞİLDİ Daha 1.5 yaşındayken, sahildeki kayaları aşmış, kendini denize atmıştı. Bulduklarında ağlamıyordu bile. Bisikletini parçalanana kadar kullandı, kaykayı kaymaz hale gelmeden üzerinden inmedi. Mehmet Ali'nin tüm çocukluğu aynı felsefeyle geçti: ‘‘Sonuna kadar!’’ Mağaralara sevdalandığında, Gürer Özel, bunun sadece bir hobi olmadığını anladı. Oğlunun bu işte profesyonelleşmek isteyeceğini, rekor kırmak isteyeceğini biliyordu. ‘‘Çocukluğu Bakırköy'de geçti’’ diye anlatıyor. ‘‘Kardeşi Yunus Emre ve mahalleli üç- beş arkadaşı ile Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin bahçesinden çıkmazlardı. Orada buldukları Bizanslılardan kalma dehlizlerde oynarlardı. Eve gelince de ‘Birinci kat balkonundan kim en az hasarla atlayacak' yarışmaları yaparlardı. Mağaracılığa ilgi duyduğunda ‘Tamam' dedim, bu işi yapsa yapsa Mehmet Ali yapar.’’ İlk kez dört yıl önce indi mağaraya. Malzemesini Beyazıt Rus Pazarı'ndan babasıyla birlikte seçtiler, tek tek. Gürer Bey de en az oğulları kadar heyecanlıydı, ama Müesser Hanım'ın çekinceleri vardı. ‘‘Derinlik korkum vardır benim. Yine de oğullarıma mani olmak istemedim. Sadece ‘Yapın ama sonra bana gelip de atlattığınız tehlikeleri anlatmayın' derdim’’ diyor. HER ŞEY PEYNİRLİK İÇİN Mehmet Ali Özel, Yıldız Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü'nde okumaya başladı. Hem fizikte, hem de mağaracılıkta en iyi olmaktı hedefi. Sabahlara kadar ders çalıştığı günlerde, bir de kilo vermeye çalışmak en az onun kadar annesini de yıpratıyordu. ‘‘90 kiloydu. Ama rekor kırabilmek, daha derine inebilmek için çevik olması gerekiyordu. ‘1 gram yağ bırakmamalıyım anneciğim' derdi. Sonunda elbirliği ile başardık. 75 kiloya düştü’’ diyor Müesser Hanım. Üyesi olduğu Boğaziçi Üniversitesi Mağaracılık Kulübü'yle birlikte inecekleri Peynirlik Evren Günay Mağarası'na kilitlenmişti. Tüm kış oraya hazırlandı. Başparmağını bir yere takarsa ya da üç parmağı ile tutunursa tüm vücudunu asabilecek hale gelmişti. Adını, mağaradaki ilk rekora imza atan, daha sonra bir
trafik kazasına kurban giden Evren Günay'dan alan maÄŸara, dünyanın 8'inci en derin maÄŸarası olarak kabul ediliyordu. Mehmet Ali ve arkadaÅŸları maÄŸaraya üçüncü giriÅŸleri olan bu seferde 1377 metrelik rekoru kıracaklarını söylüyorlardı. Ama 30 yıldır bölgeye yaÄŸmayan yaÄŸmur, dolu bıraktı. Yıldırım telefon kablolarını koparınca, aÅŸağıya haber de gitmedi. Ve 'Rekor kırmadan gelmem' diyen Mehmet Ali, karanlık bir galeride sel sularına kapıldı. Özel Ailesi rekor haberi bekledikleri oÄŸullarının ölüm haberini alınca, sadece onu bir kez daha görüp sarılmak istediler, o kadar. Ama onu 1300 metreden çıkartmaya çalışmanın, baÅŸka insanların hayatını riske atacağını duyunca vazgeçtiler bu isteklerinden. Onun gıyabında yaptıkları cenaze töreninde gözyaÅŸları sel olurken, herkes birbirine aynı ÅŸeyi söyledi: ‘‘İstediÄŸi yerde, istediÄŸi ÅŸekilde, öldü. Åžerefiyle öldü. O bir bilim ÅŸehidi. Zaten Mehmet Ali'ye de baÅŸka ölüm yakışmazdı.’’Â
button