Güncelleme Tarihi:
Dersim olayları sırasında yakınlarını kaybettiğini söyleyen yakındaki Çıralı Köyü sakini 50 yaşındaki Hıdır Çiçek, "Savcılığa gideceğiz ve buradaki kemikler üzerinde DNA tespiti isteyeceğiz. Kaç kişiye, kime ait tespit edilsin. Akrabalarımız varsa alıp köylerimize götürelim" dedi.
Bölgedeki terör olayları nedeniyle yıllardır girilemeyen merkeze bağlı, derinliği 1500 metre olan Leç Deresi Vadisi içindeki sarp kayalıklar içinde bulunan mağaraların en büyüğü olduğu belirtilen Hasan Kamer Mağarası’nda kemik parçaları bulundu. Yakındaki Çıralı Köyü’nde oturan Hıdır Çiçek, kemiklerin, Tunceli’de 1937-38 yıllarında meydana gelen Dersim olayları sırasında öldürülen, aralarında akrabalarının da bulunduğu kişilere ait olduğunu ileri sürdü.
Gazetecileri mağaraya götüren Çiçek, bu zamana kadar bölgeye gitmenin çok zor olduğunu, ’çözüm süreci’ ve silahların susmasıyla birlikte mağaraların bulunduğu alana gidilebildiklerini ve kemikleri bulduklarını anlattı.
Hıdır Çiçek, babası Kamer Çiçek’in olay sırasında Leç Deresi Mevkii’nde saklanarak ölümden kurtulduğunu kendilerine anlattığını belirterek, "Babam başından geçenleri bizlere anlattı. Ölümden kurtulmuş ve gittiği mağarada öldürülen 400- 500 kişiden bazılarının cesetlerini çıkararak gömmüş. Mağaranın yerini bize tarif etmiş ve mutlaka bir gün gitmemizi istemişti" dedi.
Hayvanların da barındığı belirtilen mağarada bulunan kemiklerin parçalanmış olduğu belirtildi. Mağarada, tahılları öğütmekte kullanılan küçük öğütme araçları, derelerden su taşımak için kullanılan tenekeler bulundu. Mağarada ayrıca üretim tarihi ’1938’ yılı yazan boş kovanların olduğu da görüldü.
Mağaradaki kemiklerin, Dersim olayları sırasında öldürülen insanlara ait olduğunu iddia eden Hıdır Çiçek, "Olaylar sırasında burada 3 ya da 4 mağarada insanlar aylarca gizlenmiş. Büyük askeri harekat sırasında yüzlerce kişi öldürüldü. Bizim akrabaların da yaşadığı çevre köylerde binlerce insan köylerinden kaçarak bu mağaralara sığındı. Babam ve amcam ile diğer akrabalar çocukları ile birlikte bu mağaralara gelmiş. Amcam ve diğer birçok akrabam 400 ya da 500 kişi bu mağarada kalmış, babam daha yukarı mağarada kalmış. Bu mağara içindeki iki yaşlı kadın susayan çocuklarına su almak için dere tabanına indikleri sırada askerler tarafından görülüyor ve mağaranın yeri tespit ediliyor" dedi.
Babası Kamer Çiçek’in olayları kendilerine anlattığını söyleyen Hıdır Çiçek, şunları anlattı:
"Babamın anlattığına göre, askerler mağaralara önce top atışı yapmış, daha sonra geldiklerinde taramışlar. Mağara içindeki hiç kimse kurtulamamış. Askerlerin bölgeyi terk etmesinden günler sonra, mağaraya giren babam ve diğer yakınları cesetlerin tamamının parçalandığını ve çürüdüğünü bazı yakınlarının cenazelerini çıkarabildiklerini ama büyük çoğunluğunun mağara içinde kaldığını söyledi. Babam ölene kadar mağaranın yerini bizlere hep tarif etti. Ancak bölge yıllarca askeri yasak bölge idi ve son yıllarda da yoğun çatışmalar nedeniyle bölgeye girmek imkansızdı. Bugün ortam düzeldi ve yasaklar kalktı, geldik atamalarımızın dedelerimizin kemiklerini gördük. Büyük bir vahşet yaşanmış."
’DNA TESTİ VE KAZI YAPILMASINI İSTEYECEĞİZ’
Hıdır Çiçek, kemiklerin bulunduğu mağarada kaç kişinin öldürüldüğünün ve akrabalarının tespiti için kazı yapılması konusunda Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Çiçek, "Savcılığa gideceğiz ve buradaki kemikler üzerinde DNA tespiti isteyeceğiz. Kaç kişi öldürülmüş tespit edilsin, akrabalarımızın kemikleri buradan alınarak köylerimize götürülsün istiyoruz" dedi.