Oluşturulma Tarihi: Haziran 28, 2002 01:48
YILDIZ Teknik Üniversitesi'nin uydu görüntüleri desteğiyle yaptığı araştırma, 12 yılda Terkos bölgesindeki ormanların 8'de 1'inin yok olduğunu ortaya çıkardı. Diğer bölgelerimizde de durum farklı değil. Doğal Hayatı Koruma Derneği verilerine göre Anadolu'nun güneybatısındaki günlük ormanların sadece yüzde 12'si bu özelliğini koruyabiliyor. Ülkemizdeki fundalıkların ise yüzde 80'i tahrip edilmiş durumda. İşte bu duruma yol açan bazı gerçekler:
YASAĞA UYMUYORLAR
Ormanda, ateş yakmak yasak. Herkesin görebileceği tabelalarla ‘Ormanda ateş yakmak yasaktır’ ikazı sık sık görülüyor. Piknik alanlarına gelenler ise yaktıkları ateşi söndürmeleri için uyarılıyor. Neredeyse adım başı bu uyarıyı yapan tabela var. Ama bu yasakların hiç birine uyulmuyor. Ormanın piknik alanı olarak ayrılmayan bölümünde adına ‘eğlence’ diyerek oturanlar, ateşlerini yakıyor, bir yanda rakı şişeleri, otomobil teybini sonuna kadar açıp kafa çekiyorlar. Çoğu silahlı. Sıcak ve içkinin dozu artınca, bu ‘maganda piknikçiler’in yanına yaklaşılamıyor. Giderken yaktıkları ateşi bile söndürmüyorlar. Attıkları rakı ya da bira şişeleri de zamanla mercek vazifesi görüp yangın çıkartıyor. Arkalarında bıraktıkları plastik poşetler, pet şişelerden oluşan bir çöp dağı da cabası...
ORMANCI YETERSİZ
Ormanları koruyacak görevlilerin sayısı ise oldukça az. Orman Bakanlığı'na bağlı çalışan ormancılar hem sayı olarak az, hem de orman magandalarıyla uğraşacak silahları yok. Piknik magandasını ikaz dahi edemiyorlar. Yani güçsüzler. Oysa uğraşacakları o kadar çok düşman var ki. Maganda piknikçiler, orman yakıp arsa elde etmek isteyen mafya, ormanı peşkeş çeken siyasiler, ormanın ortasında lüks villa yapıp ‘doğayla içiçe yaşamak isteyenler’, ormanı tarla haline getirmek isteyenler... Uzmanlar ve doğaseverler, orman yangınları başta olmak üzere doğa katlini önlemek için jandarmanın etki alanının genişlemesini istiyorlar. Çünkü uğraşılması gereken kişiler silahlı ve karşılarındaki yetkilinin de silahlı olması gerekiyor.
HALK DUYARSIZ
Ormanların yok olmasının en büyük sorumluları bunlar belki ama suç hepimizin. Çevremize duyarsız olduğumuz için. Tüm bunlar oluyor, herkes bunları biliyor. Ama kimse tepki vermiyor. Ormanda ateş yakanı uyaran bir kişi çıkmıyor. Ormanın içine ev yapanları şikayet eden de yok. Ormanlar yok oluyor, biz seyrediyoruz. Oysa torunlarımız her geçen gün azalan yeşili, yok olan toprağıyla çölleşmeye doğru giden bir Türkiye'de yaşıyor.