Güncelleme Tarihi:
Türkiye, Soma'da yitirdiği canlara ağlarken, facianın ardından yürekleri yananlar, acılarını, madencilerin zorlu yaşamının anlatıldığı kömür karası şiirler paylaşarak dindirmeye çalışıyor. Bunlar arasında Türk şiirinin önemli isimlerinden Orhan Veli'nin 1946 yılında yazdığı "Yüz karası değil, kömür karası", sosyal medyada en çok paylaşılanlar arasında yer alıyor:
'YÜZ KARASI DEĞİL, KÖMÜR KARASI'
Güneşli bir günde masmavi göreceğiz Karadeniz'i
Balkaya'dan Kapuz'a kadar, karış karış biliriz bu şehri
Eki'nin çiçekli bahçeleri, rıhtıma kömür taşıyan vagonlarıyla
Paydos saatlerinde yollara dökülen, soluk benizli insanlarıyla
Siyah akar Zonguldağın deresi
Yüz karası değil, kömür karası
Böyle kazanılır ekmek parası
Şair İlhan Berk "Bu şiir kömür kokar" sözüyle başladığı aynı adlı şiirinde şöyle devam ediyor:
Öyle insanlar gördüm ki ölüm peşlerine düşmeye korkardı
Kılları uzamış hayvanların yanı sıra ya kuyulara iniyorlar ya kuyulardan çıkıyorlardı
Kazmaları kürekleri lambalarıyle ya insanlar gibi toprağın üstünde ya köstebekler gibi toprağın altındaydılar
Bir düdük sesinde bütün şehir ayaktaydı
Dağlara tepelere doğru bir ayaklanmadır başlıyordu
İkinci düdüğe kadar bütün şehirde tıs yoktu
Uyudum uyandım hep aynı seslerdi
Anladım insanlar bir vardiya giriyorlar bir vardiya çıkıyorlardı
Anladım en kısa ömür insanoğlunundu Sonra kurtlar böcekler ve tarla farelerinindi.
Bu şiir kömür kokar
Bu şiirde ölüm iki kaş arasıdır
Bu şiirde insanlar
Birbirinin nefesiyle yaşarlar
Birbirlerinin soluğuna kulak verip çalışırlar
Bu şiirde insanlar
Vatan dışı dünya dışıdır
'ZONGULDAK AĞIDI'
Türkiye'nin en büyük şairi sıfatını vefatına kadar 40 yıl taşıyan Fazıl Hüsnü Dağlarca da 1965 yılında "Zonguldak Ağıdı" şiirinde madencileri anlatmıştı:
Bir kömür, bir uzak, bir kara, bir derin
Ellerin, yer altında yitmiş kocaman ellerin
Yıllarca çalışırsın gündeliğin on lira
Açsın, susar kuyular bağıra bağıra
Ko yamyassı ayakların balçık toprağa girsin
Kim yürürse öldürürler bilirsin
IŞIĞIM SÖNDÜ
Şerif Erginbay tarafından 20 Mayıs 2010'da yazılan bu şiir, Soma'daki faciayı en iyi anlatan dizeler belki de....
Karıcığım hoşçakal, ışığım azalıyor,
Yanımda ölü arkadaşlarım.
Artık kömür kokulu ekmekler getiremeyeceğim sanırım.
Buraya kadarmış çocuklarım, hoşçakalın,
Hakkınızı helal edin; anacığım, babacığım.
Işığım azalıyor, hoşçakalın..
Üstüme değil içime çöken ocağın sessizliğinde
Tek tek seslerinizi duyuyorum, yüzlerinizi görüyorum,
Işığım azalıyor, soluğum azalıyor, biliyorum,
Yavaş yavaş dünyanın kara kalbine gömülüyorum.
Işığım söndü, işte gidiyorum..,
Ah, en çok da şimdi, bir bilseniz
Nasıl da bulutları, ağaçları, gökyüzünü özlüyorum.
Işığım söndü.. hoşçakalın, arkadaşlarım çoktan gitti,
Artık ben de gidiyorum...
'ÇAYLAR KUYUSU'
Ceyhun Atıf Kansu da "Ana, kardeş, çocuk bıraktılar geldiler, yeryüzünden yüz kırk metre aşağıya indiler" dizeleriyle başlayan "Çaylar Kuyusu" şiirinde, hayatını kaybeden madencileri şöyle anıyor:
Yüz beş işçi indi yer altına bir postada
Kırksekizi kaldı yer altında bir postada
İncir harmanı bölümünde Çaylar Kuyusu
Ağır olur kara gözlü kömürlerin uykusu
Çeker kucağına Ereğli'den, Devrek'ten
Nice uykusuz garipleri bir anda uyutur
Çaylar Kuyusu derler bir derin kuyudur
MADENCİLERİN MÜCADELESİ FİLM DE OLMUŞTU
Yalnızca şiir değil, kara elmasın insan hayatını kastteden zorlu erişim süreci türkülere, şarkılara, romanlara hatta filmlere bile konu oldu. Bugüne kadar meydana gelen onlarca kaza binlerce insanın hayatını karartması, sanatçılarını da etkileyerek kimi zaman ağıt oldu dillerden döküldü, kimi zaman ışık oldu beyaz perdeye yansıdı.
Atıf Yılmaz'ın yapımcılığını üstlendiği 'Maden' filmi, maden işçilerinin kötü çalışma şartlarını düzeltme mücadelelerini ve yaşanan göçüğün ardından işçilerin greve gitmesini anlattı. 15. Altın Portakal Flim Festivali'nden dört ödülle dönen 1978 yapımı filmde başrolleri Cüneyt Arkın, Tarık Akan, Hale Soygazi, Halil Ergün ve Meral Orhonsay paylaşmıştı.
Cem Karaca'nın "Maden Ocağının Dibinde" adlı şarkısında ise "Maden ocağının dibinde / Hava yok ışık yok/ Maden ocağının dibinde / Besin yok karın yok / Maden ocağının dibinde / Oğlun bile yok / Maden ocağının dibinde / Bir sen varsın, direnen" sözleri müziğin ritmiyle akıllarda yer ediyor.