Ayşegül EKİNCİ/LONDRA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 04, 2003 01:29
İngiltere-Türkiye arasındaki maçtan önce milli marşlar okunacaktı. Önce konuk takım Türkiye'nin İstiklal Marşı'nin ilk dizeleri yükseldi hoparlörlerden. Ama bir tuhaflık vardı.
Çoğuna göre de hoş bir tuhaflık. Marş, koro değil, solo okunuyor ve okuyan da sanki Türkçe'yi pek iyi bilmiyordu. Bazı kelimelerde son heceler yutuluyordu. İngiltere'de uzun yıllardır yaşayan bir Türk olmalıydı. Bir İngiliz olacak hali yoktu ya?
Müzik de değişikti. Öyle alışık olduğumuz gibi ağırdan birşey değildi. Adam, arkasından atlı geliyor gibi hızlı okuyor, ses iniyor, çıkıyordu. Ona yetişmek, eşlik etmek için bayağı bir beceri gerekiyordu. Ama ses mükemmeldi.
OPERA ÜSLUBUYLA MARŞ
Gerçi ABD'de NBA'de basketbol maçlarından önce de marşlar tek sesli olarak opera tarzında okunuyordu ama bunu ancak saat farkı nedeniyle sabahın köründe yataktan kalkıp televizyondan basket izleyen az sayıda Türk biliyordu.
İstiklal Marşı finalde oktavla bitti. Sıra İngiliz Milli Marşı'na geldi. O da ne? Aynı eğitimli sesti. Onu da okuyan aynı kişiydi, onu da operacı uslubuyla okuyordu. Kimdi bu İstiklal Marşı'nı böyle okuyan adam ve neden böyle okuyordu?
O adam, bir pera sanatçısı olan İngiliz Martin Toal'dı. Manchester Kenti'nde yaşıyordu. 33 yaşındaki tanınmış tenor, kentin ünlü Türk lokantası İstanbul Restaurant'a çok sık gidiyordu. Birçok Türk arkadaşı vardı. Martin Toal, dünya dilllerine meraklıydı. Arkadaşlarından çok az Türkçe de öğrenmişti. Maçtan bir süre önce ‘‘Her iki ülkenin de marşlarını maçtan önce opera türünde okusam’’ dedi kendi kendine. Bu düşüncesini açtığı arkadaşlarından da destek gördü. Türk arkadaşlarından marşın bir iki dizesini öğrendi ve ilk provasını da lokantada yaptı. Ama dili pek dönmüyordu. Çok çalıştı. Türkçe öğretmeni restoranın Türk aşçısıydı. Martin'e defalarca ‘‘Korkma sönmez’’ dedirtti.
Martin Toal, becereceğine aklı kesince, düşüncesini maçın organizatörü Keath Fane'e iletti, onay aldı. Türkiye'nin Londra Başkonsolosluğu'ndan İstiklal Marşı'nın sözlerinin tam ne anlama geldiğini öğrendi. Son prova maçtan iki gece önce yine restoranda yapıldı. BBC'den bir kameraman arkadaşıyla geldi, çekim yapıldı. Marşın bir bölümünü seslendirdi ve lokantadaki müşterilerden büyük alkış aldı. İş tamamdı.
Stüdyoda hem Türk hem İngiliz milli marşlarını seslendirdi, banta aldı ve organizatöre teslim etti.
TÜRKİYE-İNGİLTERE MAÇINDAKİ ‘OPERA-MİLLİ MARŞ’IN HİKAYESİ
İngiltere-Türkiye maçı öncesi, İstiklal Marşımızla İngiliz ulusal marşının bir tenor tarafından okunması, önce yadırgandı, ama sonra sempatiyle karşılandı. Marşımızı okuyan ise Martin Toal adlı bir opera sanatçısıydı. Martin Toal, ulusal marşımızın provalarını Londra'da çok sık gittiği bir Türk lokantasında, Türk aşçı ile yaptı.
Amacımız Türklere jest yapmaktı
Maçın organizatörü Keath Fane ‘‘Gerçekten iyi okuduğuna yüzde yüz emin olmasıydım, sanatçımızın Türk Milli Marşı'nı okumasına izin vermezdim. Türkleri kırmak istemem. Biz Türkleri seviyoruz. Önceki yıllarda futbol yüzünden iki ülke arasında sıkıntılar yaşandı. Amacımız Türkleri sevdiğimizi bir jestle göstermekti. Umarım bunu yapabilmişizdir’’ diye konuştu.
TÜRKLER NE NEDİ
ADNAN ŞENSES
Ben yadırgadım
Benim milli marşımın operaya çevirilerek okunması bana biraz tuhaf geldi. Opera tarzında milli marş hangi ülkede okunmuş ki bu güne kadar. İstiklal Marşı topluma mal olmuş bir milli marştır. Pop sanatçısı da söylese olmaz.
BÜLENT ATAK
Çok güzel seslendirdi
İstanbul Devlet Opera ve Balesi Sanat Yönetmeni Yardımcısı ve Solist Sanatçı Bülent Atak, ‘‘Bundan önce birçok kez bu tür denemeler oldu, Türkiye'de de oldu. Sanatçının Türk olmadığı belliydi, ama çok güzel seslendirdi, finalde oktav yaparak bitirdi’’ dedi.
ÖNDER BALİ
Diksiyonu bozuktu
İstanbul Şehir Tiyatroları Orkestra Şefi Önder Bali, ‘‘Diksiyonu çok kötüydü. Ancak bunun dışında her şey yerli yerindeydi. Notalara uygun okudu, detone olmadı’’ dedi.
KEREM GÖRSEV
Çok hoşuma gitti
Caz sanatçısı Kerem Görsev ‘‘Diksiyonu bozuktu, ama benim çok hoşuma gitti. Operacı uslubuyla, marş gibi değil de klasik müzik gibi okudu. Milli marşımızı bir yabancının okuması hoşuma gitti. Adam ezberlemiş, uğraşmış’’ dedi.
MELİH KİBAR
Yorumu başarılıydı
Ünlü besteci Melih Kibar, ‘‘Söylenmesi o kadar zor bir marşın, Türkiye'de genellikle kötü icra edilmesine alışığız. Bence ordaki tenorun yorumu başarılı bir sunum. Hiç olmazsa ses eğitimini meslek olarak almış bir insan tarafından seslendirilmesi bu işin artı yönüydü’’ dedi.