Maceracı fare Geronimo Stilton Türkiye'de

Güncelleme Tarihi:

Maceracı fare Geronimo Stilton Türkiyede
Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2003 20:40

İtalya'da kitapları Harry Potter'dan bile fazla satarak, üç yılda 3 milyon tirajı yakalayan çizgi kahraman Geronimo Stilton'ın kitapları artık Türkiye'de. Mickey Mouse'la başlayan fare karakterlerinin en yenisi gazeteci/dedektif fare karakterini, Elisabetta Dami yarattı.

Kitapları Türkiye'de Doğan Egmont yayınlıyor. Şimdiye kadar Eren Cendey'in çevirisiyle dört kitabı basılan Stilton, fareler ülkesi ‘‘Farilya’’nın en çok satan gazetesi ‘‘Kemirgen'in Sesi’’nin yayın yönetmeni ve çok ünlü bir yazar. Geronimo Stilton serisi, 2005 yılında yayınlanmak üzere Warner Bros tarafından televizyon dizisi olarak hazırlanıyor.

Farilya'yı bilir misiniz? Güney Kemirgen Okyanusu'nda peynir dilimi biçimindeki Fare Adası'nın başkenti. Geronimo Stilton, bütün kemirgenlerin doğayı koruyarak, mutluluk içinde yaşadıkları bu adada doğdu. Üniversitede ‘‘Kemirgen Edebiyatının Faresel İncelemesi’’ ve ‘‘Karşılaştırmalı Faretopik Felsefe’’ okudu. Şimdi Farilya'nın en çok satan günlük gazetesi ‘‘Kemirgen'in Sesi’’nin yayın yönetmeni. Yazdığı 50'yi aşkın kitap, aralarında Çince, Rusça ve Boşnakça'nın da yer aldığı 36 dile çevrildi. ‘‘Kayıp Hazinenin Gizemi’’ adlı kitabıyla ‘‘Faritzer Ödülü’’ alan Geronimo Stilton, boş zamanlarında 1700'lerden kalma kaşarlı kek kalıntıları topluyor, golf oynuyor. Yuvarlak gözlüklü sevimli çizgi fare, tüm hikayelerinin Farilya'da geçtiğini söylüyor:‘‘Size Stilton, Geronimo Stilton sözü veriyorum ki bütün öykülerim gerçekten yaşanmıştır. Bunlar komik, acayip, abartılmış, inanılmaz ama her şeyden önemlisi okuyanı güldüren öykülerdir... İnanmıyor musunuz? Eh, birini okursanız inanırsınız.’’

Geronimo, bilgili, kültürlü ve biraz ukala. Sinirli, titiz ama rahatına da düşkün. Doğru bildiklerini söyleyen, sahte davranışlardan uzak, öğrenmeyi seven, kaçmak ister görünse de maceradan maceraya koşan sıcacık bir farecik. Aptallıklara dayanamıyor, işkolik denecek kadar çalışıyor, yolculuktan nefret ediyor. Kız kardeşi Tea ise tam bir macera düşkünü. Tembel kuzeni Trap, Geronimo'nun tahammülünü zorluyor ama küçük yeğeni Benjamin'e masal okurken ruhundaki çocuksuluğu ve altın kalbini görüyorsunuz.

Kitapları çizgi resimler ve değişik harf karakterleriyle yazılan kelimelerle bezenmiş. Fareler konuşmuyor ‘‘cıyklıyor’’, birbirlerine sevgi sözü olarak ‘‘kaşar kırıntım’’ diyor. Üzgün görünenlerin ise ‘‘sanki kedisi ölmüş’’ gibi bir hali var. Çocukları en çok çeken şeylerden biri ise Geronimo Stilton'ın onları çocuk yerine koymayışı. Çocuklar, Geronimo'nun serüvenlerinde, tarihi olaylar, kişiler ya da sanat eserleriyle de tanışıyorlar. Kitapların üzerindeki imza Geronimo Stilton'a ait. Yani gerçek yazarın ismi belirtilmiyor.

ERTUĞRUL ÖZKÖK, FARE GERONİMO'YA DEDİ Kİ:

Bizim gazetenin kemirgeni benim, insanların sabırlarını ve sinirlerini kemiririm

Pazartesi günlerini hiç sevmiyorum. Gazetede çok çalışıyorum. Biraz geç kalsam, sekreterim başta olmak üzere bir kemirgenler sürüsü sorunlarıyla beni kovalıyor. Sizin gazeteniz çok daha büyük, nasıl çalışıyorsunuz?

- Bizde çalışma tekniği biraz değişik. Kemirgenler sürüsüyle çalştığını söylüyorsun. Bizde kemirgenler yok. Bizde bir tek kemirgen var, o da benim. Çünkü ben çoğu kez insanların sabırlarını ve bazen de sinirlerini kemiriyorum. Dolayısıyla seninle benzeşiyoruz. Çünkü sen de bir kemirgensin, ben de bir kemirgenim.

Kız kardeşim çok maceracı. Çılgın gibi otomobil, sürat motoru, uçak kullanıyor. Ben sevmesem de kendimi hep maceranın içinde buluyorum. İnsanın böyle bir yakını olması ne kötü değil mi?

- Macera ruhu benim çok sevdiğim ve birçok yazımda savunduğum bir ruh. Ama ne yazık ki macera ruhunu ben hep vekaletname ile yaşıyorum. Yani kendim maceraperest olmayı çok istediğim halde olamadığım için maceraperest insanlara sanki vekalet verip onlar aracılığıyla macerayı yaşıyorum. İşte o yüzden çok büyük Indiana Jones hayranıyım. Maceracılık benim için çok önemli ve vekaletnameyle yaşadığım için de çok risksiz bir şey. Yani ben kendim için ‘‘risk almayı sevmeyen bir maceraperest’’ diyebilirim. Tabii bunun adı maceraperest olursa.

Kız kardeşim bana hep Gerry diyor. Kısa isimlerden nefret ediyorum. Sizin de yakınlarınızın kullandığı kısa bir isminiz var mı? Yoksa çok şanslısınız.

- Eşim bana ‘‘Ert’’ der. Ben bundan rahatsız değilim. Çünkü Ertuğrul ismi telaffuzu çok zor bir isim. Hele Ertuğrulcuğum demeye kalkarsanız, insanın başladığı anla bitirdiği an arasındaki his durumu bile değişebilir, o kadar uzun. Dolayısıyla kısaltılmış isim daha kolay geliyor. O yüzden de ben hep, başta kızım olmak üzere herkese şunu tavsiye ettim: Doğacak çocuklarınıza kolay telaffuz edilen iki heceli isimler verin. Telaffuz açısından tek heceli isim de zordur, üç heceli isim de zordur. Ortaokulda takma adım ‘‘ahtapot’’tu. Niye ahtapottu, onu bilemiyorum? Üniversite sırasında çok yakın bir kaç arkadaşım ‘‘Ertpeş’’ derlerdi. Niye derlerdi bilmezdim ama acaba ‘‘Ertuğrul Paşa’’ kelimelerinin kısaltılması mı diye kendi kendimle dalga geçiyorum.

Hayatta en çok sevdiğim kişi küçük yeğenim Benjamin. Ona masal anlatmaya bayılıyorum. Sizin de masal anlattığınız biri var mı? Ne kadar huzur verici değil mi?

- Bütün dünyada medya mensuplarının zaman zaman masal anlattığı o kadar çok insan vardır ki. Bunu yanlış anlamamak lazım. Amerikan basınında gazetecilerin arasında haberin adı ‘‘story’’ yani hikayedir. Bizim mesleğimizde geçerli olan içinde hikayeler bulunan haberleri vermektir. Bunlar içinde zaman zaman insanı gerçekten etkileyen masalımsı hayat hikayeleri de vardır.

Masal kitaplarını seviyor musunuz?

- Çocukken çok severdim. Macera kitaplarını ondan daha çok severim. Polisiye öyküleri hepsinden çok severim. İçinde hikaye olan her şeyi severim.

Kuzenim Trap, tam bir başbelası. Tembelliğine dayanamıyorum. Ben ne kadar düzenliysem o da o kadar dağınık. Ne yapmalıyım da onu adam etmeliyim?

- Bu zıt kişilikler insanın hayatında çözemediği ilişkilerinden biridir. Bazıları çok düzgündür ama yaratıcılığı yoktur. Bazıları ise çok düzensiz ve dağınıktır ama inanılmaz yaratıcılıkları vardır. Birincileri mevcut olan düzenin iyi işlemesini sağlarlar, ikincileri işlerin sıçrama yaparak daha iyiye gitmesine katkıda bulunurlar. Her iki kişiliğe de ihtiyacımız vardır. Hem düzenli, hem yaratıcı ise ender bulunan bir varlıktır. Bence hemen koruma altına alınmalıdır.

Antik peynir kalıntılarını toplamaktan çok hoşlanıyorum. İnsanın geçmişine sahip çıkması lazım. Böyle meraklarınız var mı?

- Antika merakım yok. Daha çok şimdiki an ve gelecekle ilgiliyim. Çünkü hayat felsefem şu: Her gün önemlidir. Her gün hayatı yaşadıktan sonra arta kalan zamanda geçmişle ilgileniyorum. Sadece o kadar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!