Maceracı dijital kahramanlar duygusal karakterleri alt etti

Güncelleme Tarihi:

Maceracı dijital kahramanlar duygusal karakterleri alt etti
Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2002 01:59

Son 10-15 yılda özellikle TRT döneminin duygusal ve çocuksu çizgi filmler yerlerini macera (adventure-action) tarzına bıraktı. 1980'lerde Tarzan, Viking gibi çizgi filmlerin yerini artık Pokemon, Digimon, Dragon Ball tarzı iyilerle kötülerin kıyasıya birbirini alt etmek için uğraştığı tip çizgiler aldı.

Tabii haftada bir günlük yayınlardan hafta içi her güne ulaşan bir yoğunluk da kazandılar.

Tek kanallı TRT döneminden sonra bol kanallı özel televizyon dönemine Türk çocukları da iyice alıştılar. 1970'lerin ve 1980'lerin çocukları her gün sadece tek bir çizgi film seyredip bir sonraki bölüm için sabırsızlanırken 2000'in çocukları çok sayıda seçeneğe sahip. Onlara sadece seçmek kalıyor. Ama tercihler çizgi filmlerin türüyle de yakından alakalı. Şeker Kız, Cici Kız, Arı Maya, Tarzan gibi masum karakterler ve duygusal çizgiler yerlerini Pokemon (Pocket monster), Digimon (Digital monsters) gibi hoplayan, zıplayan, hatta dünyayı kötülerden kurtarma uğraşı içindeki yeni kahramanlara bıraktı.

7-13 YAŞ İZLİYOR

Macera tarzı çizgi filmler daha çok 7-13 yaş grubuna hitap ediyor. İlköğretim öncesi çağdan başlayan bir ilgi de söz konusu. Bu yaş grubundaki çocuklar sıkı birer tüketici olduğundan sevdikleri kahramanların ürünlerinin de en büyük müşterisi durumundalar. Monster Rancher isimli çizgi filmin 53 bölümünü Kanal D yayınladı. Ama kanallar yaptıkları anlaşmaya göre belli bir süre içinde aynı bölümleri birkaç kez yayına koyma hakkına sahip. Kanal D de Monster Rancher'in 53 bölümünü yeniden çocuklara gösteriyor. Digimon'un ise ikinci sezonu yayınlanmaya devam ediyor.

PAZARA JAPONLAR HAKİM

Türkiye çizgi film pazarında da tüm dünyada olduğu gibi hakim ülke Japonya. Yeni kuşak macera tarzı Japon çizgi filmleri Türkiye'de de en çok takip edilen çocuk programları arasında yer alıyor. Sabah ve akşam üzeri olmak üzere iki kuşakta yayınlanan çizgi filmler yüksek izlenme payına sahip. Türk televizyonları, çizgi filmleri çoğunlukla Japonya'dan paket halinde satın alıyor. Televizyon kanallarının daha çok başvurdukları yöntem çocuk kuşaklarında birkaç çizgi filmi arka arkaya koyup yayınlamak. Çünkü çizgi filmlerin süresi 30 dakika civarında ve iki saatlik bir televizyon kuşağı için en az üç belki de dört ayrı film gerekebiliyor.

MALİYETİ ÇOK YÜKSEK

Dünyanın en büyük çizgi film yapımcılardan Toei International 1956'dan beri çizgi film üzerine uzmanlaşmış bir şirket. Bundan 45 yıl öncesinin siyah beyaz çizgi filmlerinden bugün yüzlerce filme sahip dev bir şirkete dönüşen Toei'nin çizerleri ve prodüktörleri her hafta bir bölüm hazırlayacak derecede geniş bir kadroyla çalışıyorlar. Öyle ki Japonya'da her çizgi film devamı heyecanla beklenen diziler gibi haftada sadece belli bir gün yayınlanıyor. Çizgi film Japonya'da bir sezonu tamamlayınca komple set olarak dünya televizyonlarına pazarlanıyor. Önde gelen çizgi filmler arasında Digimon, Dragonball ve Şeker Kız Candy sayılabilir. Bunlardan Dragon Ball 15 yıla yakın bir süredir Japon kanallarında izlenebiliyor. Türkiye'de bu konuda ciddi bir çalışma yok gibi gözüküyor. Filma Ltd. Satın Alma Müdürü Karaca Sarıoğlu kısa vadede böyle bir çıkışı mümkün görmüyor: ‘‘Öyle bir babayiğit çıkacak, öyle bir çizgi film yapacak ki, onu da dünyaya satacak. Hem de başlangıçta yüksek bir maliyeti göze alacak. O zaman iyi bir yapım çıkabilir.’’

JAPONYA'YI ABD İZLİYOR

Japonya 1960'larda yavaş yavaş girdiği çizgi film sektöründe hakim konuma geldi. Japonya'da çizgi film, prime time saatinde veriliyor ve çok önemli televizyon programı muamelesi görüyor. Bu nedenle çok sayıda yeni çizgi film üretebiliyorlar. Ayrıca iç pazardan sonra, başta ABD ve Avrupa tüm dünyaya da satıyorlar. Japonya'nın dışında ABD'nin çizgi film piyasasında önemli bir etkisi var. İspanya ve İtalya'da da biraz kıpırdanma var. Son yıllarda atılım yapan İtalyan Rainbow şirketinin Tommy&Oscar isimli çizgi filmi Avrupa'nın birçok ülkesinde ve Singapur'da gösteriliyor. Birkaç ay içinde Türkiye'de gösterime girmesi bekleniyor.

TÜRKİYE'DEKİ ŞİRKETLER

1980 yılında kurulan Filma Ltd. ilk yıllarında film ve belgesel pazarlama işiyle uğraşan bir şirketti. Son on yılda Türkiye'ye çizgi film getiren en önemli şirketlerden biri haline geldi. Dünyanın önde gelen çizgi film yapımcılarından Japon Toei İnternational'ın ve İtalyan Rainbow'un Türkiye temsilciliğini yapan Filma'nın kataloğunda Digimon, Rancher Ball gibi tanınmış yapımlar bulunuyor. Bunun yanında BBC, ZDF, Globo TV gibi yabancı televizyon kuruluşlarının gerek belgesellerini gerek film ve dizilerini Tük kanallarına pazarlamayı sürdürüyor. Gamma Medya ve Umut Sanat da çizgi film alanında çalışan diğer iki yapım şirketi.

Çizgi filmlere ürünleri eşlik ediyor. Kırtasiye malzemesinden terliğe, patates cipsinden nevresime kadar çok sayıda ürün çizgi karakterle pazarlanıyor. Türkiye bu ürün satışı işine yeni yeni alışıyor. 1980'lerde He-man, Şirinlerle başlayan bu akım şimdilerde daha fazla çocuğu etkisi altına almış durumda. ‘‘Çocuklar üzerinde çizgi karakter bulunan ürünü tercih ediyor. Bunu da artık herkes öğrendi’’ diyor, Karaca Sarıoğlu. İçinde çıkartma bulunan patates cipsleri çocukların en çok tükettiği gıda ürünlerinden biri oldu. Fritolay'ın patates cipslerinin yanı sıra Sütaş'ın sütleri, Taç'ın çarşafları, Doğan Yayıncılığın dergileri var. Tabii bu ürünlerin rağbet görmesi korsan üreticileri de cezbetmiş. Türkiye'nin birçok yerinden lisanssız ürün ihbarları geliyor. Filma Ltd. bu ürünleri pazarlayanları dava ediyor. Toplanabilen ürünler hayır amacıyla bazı etkinliklerde dağıtılıyor.


POKEMON NİYE YASAKLANDI?


Birkaç yıldır gösterilen Pokemon 2001 yılı içinde RTÜK tarafından yasaklandı. 2000 sonunda Sağlık Bakanlığı'na bağlı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nce Pokemon'un çocuklar üzerindeki zararlı etkilerini inceleyen bir rapor hazırlandı. Rapora göre Pokemon'un zararları için şöyle gerekçeler sıralanmıştı: ‘‘Çizgi film oyun içinde yaşanan şiddeti daha kolay benimsetiyor’’, ‘‘kahramanların kendilerini kolayca tehlikeye atmasından dolayı küçük yaştaki çocuklar ‘tehlike' kavramlarını değerlendiremiyor’’, ‘‘Yanıp sönen parlak ışıklar, bazı çocuklarda nöbetlere neden olabiliyor’’.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!