Güncelleme Tarihi:
Özyurt, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de sınavlara hazırlanan 5 bin 212 öğrenci üzerinde yürütülen bir araştırmanın, bu öğrencilerin kaygı düzeyinin, ameliyat edilecek genel cerrahi hastalarının kaygı düzeyinden yüksek olduğunu ortaya koyduğunu bildirdi.
Sınav kaygısını, “Öğrenilmiş bilgilerin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun bir duygu” olarak tanımlayan Özyurt, şunları kaydetti:
“Stres karşısında salgılanan hormonların miktarındaki az bir artışın öğrenmeyi olumlu yönde etkilediği ve güdülenmeyi artırdığı biliniyor. Yani belirli bir miktar kaygı, performansı ve motivasyonu artırıyor ancak belirli dozu aştığı zaman kişiyi başarısızlığa ve umutsuzluğa sevk ediyor.”
Özyurt, sınav kaygısı adı verilen durumun fizyolojik ve bilişsel, duygusal değişiklikler olmak üzere iki şekilde ortaya çıktığını anlatarak, şu bilgileri verdi:
“Stres altında vücut, adrenalin hormonu salgılar ve tehlikeye karşı bireyi hazırlar. Buna 'kaç ya da savaş' durumu denir. Beden, olası bir tehlikeye karşı kendini savunmak üzere hazırlanır. Bu durumda da kan basıncı artar, kalp atışları hızlanır, kanın büyük kas gruplarına akışı artar, sindirim yavaşlar, solunum sıklaşır, glikoz enerji vermek üzere salgılanır, terleme oranı ve kanın pıhtılaşma oranı artar. 'Kaç ya da savaş' tepkisi, kanın, beynin bilgiyi işlemleyen bölgesinden büyük kas gruplarına doğru akmasını sağlar. Bu da stres sırasında zihnimizin boşalmış gibi olmasına neden olur.”
Yrd. Doç. Dr. Özyurt, sınav kaygısının nedenleri arasında ailelerin yanlış tutumu, yüksek beklenti düzeyi, başarısız olma korkusu, kendine güvensizlik, zamanı iyi kullanamama, kötü çalışma alışkanlıkları, hedef belirsizliği, plansızlık, kendine güvensizlik, sınava gerçeğinden farklı anlamlar yükleme, aile ve çevrenin beklentilerinin yüksek olması gibi etkenlerin bulunduğunu anlattı.
ÖNERİLER
Öğrencinin başarısında nedenini bilemediği belirgin düşüş varsa, ders çalışmayı sürekli erteliyor, sınav ve hazırlığı hakkında konuşmayı reddediyorsa, bu konuda soru sorulmasından rahatsız oluyorsa, dikkati çok dağınık ve ders çalışmaya odaklanamıyorsa, karın ağrısı, mide bulantısı, terleme, uyku düzensizliği, iştahsızlık ya da aşırı yeme gibi belirtiler görülüyorsa sınav kaygısından söz edilebileceğini anlatan Özyurt, öğrencilere şu önerilerde bulundu:
“Sınav kaygısıyla baş etmek için, sınava iyi hazırlanın. Kendinizi deneyecek sınavlar yapın. Sağlıklı bir yaşam biçimi geliştirin, iyi uyuyun, sağlıklı beslenin, egzersiz yapın. Olumlu düşünün, 'çalıştım yapabilirim' deyin. Arkadaşlarınızla kendinizi karşılaştırmayın, sınavla ilgili başkalarının ne söyleyeceğini düşünmeyin. Sınava ne çok erken ne de çok geç gidin. Sınavla ilgili konularda arkadaşlarınızla konuşmamaya çalışın. Sınav kağıtları dağıtıldığında kendinizi sakinleştirecek şekilde derin nefes alın.
Sınav sırasında sadece sınava odaklanın, başkalarının ne yaptığı, gelecekle ilgili planlarınız gibi konuları bir kenara bırakın. Sınav sırasında kendinizi çok kaygılı hissederseniz birkaç dakikanızı kendinizi sakinleştirmeye ayırın, gevşeyin, kol ve bacaklarınızı, boyun ve omuzlarınızı gevşetin, derin nefesler alın.
Eğer sınav zor geldiyse, sınava odaklanın ve yapabileceğinizin en iyisini yapmaya çalışın. En iyisi olmasa bile durumu idare edecek bir not almaya çalışın.”