Güncelleme Tarihi:
Lüleburgaz, Türkiye'nin Kırklareli iline bağlı bir ilçedir.
İlçenin sınırları dahilinde 6 belde 30 köy bulunmaktadır. Çorlu, Çerkezköy, Edirne, Tekirdağ'dan sonra Trakya'nın 5. en büyük yerleşim yeridir. Lüleburgaz, Kırklareli'nin en büyük ve en gelişmiş ilçesidir. Kırklareli'nin güneyinde, sanayisi yoğun bir yerdir.
Lüleburgaz, Kırklareli ilinin güneyinde yer almakta olup, doğusunda Tekirdağ ilinin Saray ve Çorlu ilçeleri, batısında Kırklareli ilinin Babaeski ilçesi, kuzeyinde Kırklareli ilinin Pınarhisar ilçesi ve güneyinde ise Tekirdağ ilinin Hayrabolu ve Muratlı ilçeleriyle çevrilmiştir. Kırklareli ilinin en büyük yerleşim yeri olan ilçenin toplam alanı 1370 hektar olup, ilçe merkezinin denizden yüksekliği 30 metredir. İklim genel olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ise yağışlı ve soğuktur. Genellikle kışın Balkanlardan gelen soğuk hava akımlarından etkilenmektedir.
Lüleburgaz Tarihçesi
Lüleburgaz ve civarı milattan önceki dönemde Trak, Büyük İskender ve Roma İmparatorluğu hakimiyetine girdi. Roma İmparatorluğu'nun bölünme döneminde Bizans egemenliğine girdi. O zamanki adı Arkadiopolis (Yunanca: Αρκαδιούπολις) idi. Lüleburgaz, Osmanlı'nın kuruluş döneminde Osmanlı'nın eline geçti.
Edirne Vilayet Matbaası Müdürü Şevket Dağdeviren'in yazdığı 1892 tarihli salnameye göre;
Kırkkilise sancağının ikinci sınıf bir kazası olan Lüleburgaz kazası içinde 2 nahiye ve 30 köyde 3492 evde 14950 nüfus bulunur. Kaza içinde 22 cami ve bir mescit vardır. Büyük caminin harem avlusunda 17 odalı bir medrese vardır. Kazada 20 okul, telgrafhane, belediye dairesi, jandarma dairesi, aşar ambarı, büyük saat kulesi, 2 hamam, 20 çeşme, su kemeri ve çömlekhane vardır.[2]
14. yüzyıldan 1919'a kadar Osmanlı egemenliğinde kalan Lüleburgaz, Türk Kurtuluş Savaşı'nın önemli kongrelerinden Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin düzenlediği Lüleburgaz Kongresi'ne sahne oldu. Sevr Antlaşması'ndan sonra yöre Yunanlarca işgal edildi. Yöre, işgalden ancak Mudanya Mütarekesi'nden sonra kurtulabildi.