Güncelleme Tarihi:
Almanya'ya giderken uçakta gazetecilerle sohbet eden Başbakan Yılmaz, 2 trilyona ulaşması beklenen Sayısal Loto'dan 6 kolon oynadığını söyledi. Yılmaz, Çiller Ailesi'ne dokundurarak, ‘‘Büyük ikramiye bana çıkarsa, ABD'de otel alıp işletirim’’ dedi.
Başbakan Mesut Yılmaz, dün sabah Ata uçağıyla Bonn'a hareket ettikten sonra gazecilerin sorularını yanıtladı. Yılmaz sohbet sırasında Sayısal Loto ikramiyesinin bu hafta 2 trilyona ulaşması konusundaki hayretini saklamadı ve kendisinin de geçen hafta 6 kolon oynadığını açıkladı. Yılmaz, önümüzdeki hafta lotodan çıkacak miktarın 12 milyon dolara yaklaşacağını kaydederek, ‘‘Avrupa'da bile bu miktara hiç çıkılmadı’’ dedi. ‘‘12 milyon dolar size çıkarsa ne yaparısınız?’’ sorusu üzerine gülümseyen Yılmaz, Tansu ve Özer Çiller'e isim vermeden dokundurarak, ‘‘Herhalde siyaseti bırakırım ve Amerika'da otel alıp işletirim’’ karşılığını verdi. Yılmaz, gazetecilerin sorularına şu yanıtları verdi:
- Cumhurbaşkanı sistemin tıkandığını ve başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini savunuyor...
Cumhurbaşkanı'nın bu konudaki görüşlerini açıklamasına, hatta bu konuda toplumda bir destek oluşturmaya çalışmasına bir engel yok. Ama Türkiye'de sistemin nasıl değişeceği bellidir. Bu günkü Meclis aritmetiği ile bu konuda bir anayasa değişikliğinin geçmesi muhtemel gözükmüyor. Bu konu da benim önceliklerim içinde değil bu ara.
- Cumhurbaşkanı'nın bu çıkışlarını moralite açısından nasıl görüyorsunuz?
Bence bir mahzuru yok, arzusunu dile getiriyor. Ayrıca sistemin tıkandığı tespitini yapan yalnızca sayın Cumhurbaşkanı değil. O tespiti yapan çok kişi var ve tıkanıklığın aşılması gerektiği konusunda da pek çok alternatif var. Cumhurbaşkanı, başkanlıktan yana. Ama bu sistemin başarılı olduğu ülkeler demokrasinin geliştiği, kurumsallaştığı, gelenekleştiği ülkeler. Bizim konumumuzdaki ülkeler arasında başarılı olan örnek yok.
DEMİREL'İN GÖREV SÜRESİ UZAMAZ
- Cumhurbaşkanlığına aday olur musunuz?
(Tebessümle yetiniyor)
- Dışardan seçilir mi?
Milletvekilleri belli bir sayıda teklif ederlerse olabilir. Yüksek tahsilli olması lazım.
- Popülaritesi dikkate alınırsa, Süleyman Bey'in görev süresinin uzatılması gündeme gelebilir mi?
O da Anayasa değişikliği gerektiriyor.
- Böyle bir değişiklik bu Meclis'ten geçer mi?
Zor görünüyor, Refah ve Doğru Yol ile...
- DYP ve RP'nin durumunu nasıl görüyorsunuz?
DYP'de düşme var. RP'de de düşüş var ama ana iskelet duruyor. Korkut Özal'ın DP genel başkanlığına seçilmesi RP'yi etkilemez. ANAP'ın durumu ise istikrarını koruyor. DYP'den ayrılanların bir bölümü RP'ye, bir bölümü ANAP'a, bir bölümü de kararsızlara gidiyor.
- DYP'de erozyon devam eder mi?
Tansu Hanım kaldığı sürece DYP erir. Tansu Hanım yarın yüzbaşılara hakaret edince 2-3 kişi istifa eder, öbür gün binbaşılara hakaret edince 3 kişi daha gider...
RP BİR DAHA İKTİDAR OLAMAZ
- RP gücünü koruduğuna göre, bir rejim endişesi görüyor musunuz?
Görmüyorum. Bence Refah'ın yeniden iktidar olma ihtimali yok. Türkiye'de Refah karşıtı yeterli siyasi bilinç oluştu. Bu her zaman bir iktidar modeli ortaya koyabilir.
- DYP'li Ekinci, askerlerin erken seçime karşı olduklarını ve DYP'nin de katılacağı yeni bir hükümet kurulacağını söylemiş.
Onlar askerle bozmuşlar. Rüyalarında bile asker görüyorlar.
Şeriat eylemine ağır ceza
- Türk Ceza Kanunu'nun kaldırılan 163. maddesinin yeniden ihya edilmesine dönük bir hazırlık var mı?
Yılmaz: Bizim böyle bir hazırlığımız yok. Ancak Adalet Bakanlığı genelde bazı düzenlemeler üzerinde çalışıyor. Ama bu hazırlıkları henüz görmedim. MGK'da böyle bir konu görüşülmedi. Biz ayrıca 163'ün eski haliyle ihya edilmesine karşı olduğumuzu hep söyleyegeldik.
- Peki, askerler MGK'da bu konuyu bir temenni olarak da mı belirtip, kayda geçirmediler?
Yılmaz: MGK'nın ağustos toplantısında Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya bazı şeyler söyledi.
- 163'ün eski haline karşısınız, yeni hali ne olabilir?
Yılmaz: Şu anda sistemde bu konuda yeterli düzenlemeler var. Önemli olan bunlara işlerlik kazandırmak. Belki bazılarında yaptırımlar artırılabilir. Mesela yasa dışı eylemler, terör konusunda Türkiye'deki cezalar Avrupa'dan düşük. Cezalarda o yönde ayarlamalar yapılabilir. Ama 163'ü eski haliyle getirmek yanlış olur.
- Laikliğe aykırı ve şeriatı teşvik eden davranışları önleyebilmek açısından mevcut hukuk sistemini yeterli buluyor musunuz?
Yılmaz: Oradaki asıl sorun yasalardan değil, sistemin işleyişinden, yargıdan geliyor. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda da değişiklik yapılabilir.
- Camilerin siyasi platformlara dönüştürülmesi, kutsal yerlerdeki gösteriler yasaklanacak mı?
Yılmaz: Onlar yapılabilir. Kanunsuz gösterileri camilerde yapanlara daha ağır müeyyideler getirilebilir. Böyle şeyler düşünülebilir. Bir de kılık kıyafet kanunu var. Ama bu kanundaki müeyyideler de komik. Biz daha çok müeyyideler açısından yaklaşıyoruz. Ancak sadece cezaları artırmak da değil, sisteme işlerlik kazandırarak da bazı düzenlemeler yapılabilir, örneğin CMUK'da değişiklik olabilir.
- Sizce şeriat devletini savunmak yasalarda bir suç olarak tanımlanmalı mı?
Yılmaz: Burada temel bir tercih söz konusu. Eyleme dönüşmeyen veya eyleme çare niteliğinde olmayan düşünce suçları cezalandırılmalı mı, cezalandırılmamalı mı? Benim gönlüm, düşünce suçlarının olmamasından yana ama bir de gerçek var ki, her ülke kendi konjonktürel konumuna göre zaman zaman düşünce suçlarını ihdas edebiliyor.
- Bugünkü konjonktür itibariyle suç olmalı mı?
Yılmaz: Ama benim gönlüm her türlü düşünce suçunun kalkmasından yana.
- Düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırmayı amaçlayan düşünceler buna dahil mi?
Yılmaz: Bugün Batı’nın ulaştığı çizgide evet. Ama mesela 25-30 sene önce Almanya'da Nazi propagandası suçtu, ama bugün serbest.
Bu kez Hoca da kurtaramayacak
- Geçmişte Tansu Çiller hakkında oldukça ağır iddialar vardı. Ama arkası gelmedi. Çiller de ‘Ellerinde ne varsa ortaya koysunlar’ diye meydan okuyor. Somut birşey ortaya çıkmadı mı?
Çiller'in bu argümanı kullanabileceği süre gittikçe daralıyor.
- Sizi böyle konuşmaya iten nedir?
Çiller'in sahiplendiği bir takım eylemlerin arkasındaki ilişkileri ortaya çıkarmak zaman gerektiriyor. Ama bu konudaki incelemelerde düzenli olarak mesafe alıyoruz. Bunu sadece Susurluk bağlamında söylemiyorum. Kişisel olarak kendi malvarlığıyla ilgili iddiaların tekrar gündeme getirilebilmesi için belli bir zamana gerek var. O süre işliyor. Geçen sefer kendisini hoca kurtarmıştı, Bu sefer hoca kurtarmaya yetmez.
Enflasyon yüzde 25 olur
Başbakan Yılmaz, IMF'nin yeni istikrar paketi beklentisi konusunda da, ‘‘Bizim için paketten ziyade program söz konusu. Bunun köşe taşları da, özelleştirme ve emeklilik yaşının yükseltilmesi ile 1998 bütçesinin gerçekçi hedeflere oturtulmasıdır. Bunlar hükümetin güvenilirliğiyle birleşirse, kısa vadede yüksek faizli iç borç baskısından kurtaracak fonların gelmesi için yeşil ışık yakılabilir’’ dedi. Başbakan, ‘‘Enflasyon 98'de yüzde 30'a çekilebilir mi?’’ sorusuna da, ‘‘Evet. Hatta uzmanlar bu konuda benden daha iyimser. Enflasyonun yüzde 25-40 bandına çekilebileceğini düşünüyorlar’’ karşılığını verdi.