Güncelleme Tarihi:
MUHAMMET Eren Akyol, garson Yasin Akyol ve ev kadını Derya Akyol çiftinin üçüncü çocukları. 14 aylıkken kollarında morarmalar başladı. Annesi ve gittikleri doktor yere düştüğü için olabileceğini söyledi. Ancak morluklardan sonra ensesinde birkaç beze çıktı, sonra bu bezeler çoğaldı. Muhammet Eren’i hastaneye yatırdılar ve testler sonucunda lösemi olduğu ortaya çıktı.
‘3 ÇOCUK 3 ANNE ODADA KALDIK’
Hematoloji servisine alınan Muhammet Eren, 3 lösemili çocukla birlikte aynı odayı paylaşmaya başladı. Derya Akyol o günleri ve Muhammet Eren’in tedavisini şöyle anlattı: “Üç hasta çocuk ve 3 çaresiz anne o odada kaldık. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Ben löseminin adını ilk kez duydum. ‘Bu çocukları enfeksiyon öldürür, dikkat edin’ dediler. Her gece elimizde çamaşır sulu bezlerle odayı silmekten başka bir şey yapamıyoruz. Ancak o şartlarda bu tedavinin olması mümkün değil.
700 BİN DOLAR İSTEDİLER
Eşime dedim ki, ‘Özel bir hastaneye yatıralım’. Eşim servis minibüsünü sattı. Birkaç kez özel hastaneye gittik, yeniden testler yapıldı. Yatırmak isteyince bu tedavinin en az 700 bin dolara yapılabileceğini söylediler. Bu parayı ödememiz mümkün değildi. Çaresiz devlet hastanesine döndük. Bu sırada bir arkadaşımız LÖSEV’den bahsetti. Kendisi de daha önce bağışta bulunmuş. Hemen aradık. LÖSANTE Hastanesi’nde yer boşaldığında bizi davet ettiler. Ankara’ya gittik. ‘Muhammed artık bizim çocuğumuz’ diyerek hastaneye kabul ettiler. Yeni kıyafetler verdiler. Kocaman bir odada tek başımıza kalmaya başladık. LÖSANTE’de en önemli şey hijyendi. Tedavi aralarında da LÖSANTE Köyü’nde kaldık. Ben hep yanında kalamasaydım çocuğum iyi olamazdı. Tedavi sadece ilaç değilmiş. Bunu LÖSANTE Hastanesi’nde çok daha iyi anladım. Moral olarak hepimize iyi geldi.
LÖSEV eşimin İstanbul’dan yanımıza gelip gidebilmesi için yol parasını bile verdi. Şimdi ailecek LÖSEV gönüllüsüyüz. Bu yıl herkesten ricamız, kurbanlarını LÖSEV’e bağışlasınlar.”