Londra'ya giden yol Abdi İpekçi Caddesi’den geçer

Güncelleme Tarihi:

Londraya giden yol Abdi İpekçi Caddesi’den geçer
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2003 00:00

NİŞANTAŞI'daki Abdi İpekçi Caddesi'nin eski adı Emlák Caddesi'ydi.Gazeteci Abdi İpekçi'nin Emlák Caddesi'yle Karakol Sokağı'nın kesiştiği yerde öldürülmesinden sonra buranın adı değişti.Dün DESA Yönetim Kurulu Başkanı Melih Çelet ile caddeden aşağıya doğru inerken caddenin kendisinin de ne kadar çok değişmiş olduğunu bir kez daha fark ediyorum.Abdi İpekçi bugün Türkiye'nin ve dünyanın en ünlü markalarının satıldığı bir yer. Yıllar önce suikastın gerçekleştiği o köşede Beymen'in yenilediği muhteşem bina, karşısında yanlış hatırlamıyorsam Boss var.Abdi İpekçi Caddesi'nde tura çıkmadan önce Melih Çelet ile DESA'nın geçen ay bu caddede açmış olduğu 600 metrekarelik ‘‘Desa Consept’’ mağazasını geziyoruz. Mağazanın mimarları Altan Bilim ile Anıl Turan modern, müthiş aydınlık bir mekana imza atmışlar. ‘‘Desa Consept’’te deri ürünlerinin yanısıra deri mobilyalar da satılıyor.Deri mobilya derken gözünüzün önünde deri masa, iskemle, yatak filan canlandırabilirsiniz. DESA zaten sekiz yıldan beri Marks&Spencer firmasına, deri giysilerin yanısıra deri ev mobilya ve aksesuvarları satıyormuş. Yani Nişantaşı'ndaki mağaza, Türk tüketicisinin bu tür eşyayla tanışmasını sağlayacak. Mağazadaki diğer ürünler gibi, deri mobilyalar son derece kaliteli ve en önemlisi fiyatları uygun.DESA'nın üretiminin yüzde 60'ı dünya markalarına yönelik.2003 ihracat hedefi 65 milyon dolar.Türkiye'deki toplam mağaza sayısı 30.Bu noktada Melih Çelet'e bir soru.. ‘‘Bu başarının arkasında ne var?’’Eğitilmiş personel, tasarım ekibi ve AR-GE.İşte anahtar sözcükler.Öğreniyorum ki, Melih Çelet, önümüzdeki yıl Londra'da bir ‘‘Desa Concept’’ mağazası açacakmış.Abdi İpekçi Caddesi, Türk markaların dünya moda merkezlerine doğru bir sıçrama tahtası mı yoksa?Çin dericilerin de korkulu rüyasıÇİN her yerde karşımıza çıkıyor.DEİK'in Belçika Başbakanı Guy Verhofstadt'ın onuruna düzenlediği yemekte yanımdaki Belçikalı işadamı Stefaan Dewulf, Picanol Şirketi'nin pazarlama direktörü.Picanol dünyanın önde gelen tekstil makinelerini üreten bir şirket. Türkiye haliyle iyi müşterileri.Picanol'un müşteri listesinde ikinci sıradayız. Birinci sırada elbet Çin.Dewulf, Çin'i iyi tanıyor ve tekstilde dev adımlarla yürüdüğünü, birkaç yıl içersinde rakip tanımayacağını söylüyor.Çin'in en büyük avantajı düşük maliyet.DEİK toplantısından bir gün sonra bu kez Melih Çelet Çin meselesini gündeme getiriyor. Dünyanın önde gelen ayakkabı ve deri konfeksiyon markaları için üretim yapan Çin'in bu alanda bir numaraya yükseleceğini söylüyor.Çin tekstilcilerin yanısıra dericilerin de korkulu rüyası.Hangisine inanacağızBELÇİKA Başbakanı Guy Verhofstadt'ı DEİK'te dinlediğimiz gün gazetelerde kendi Devlet Bakanı Jacques Simonet'den bir demeç: ‘‘Türkiye ABD'nin baskıları sonucunda aday oldu’’.Belçika'nın La Libre Belgique Gazetesi'ne konuşan bakan, başbakanı Ankara'da olduğu sırada daha fazla bir yorum yapmaktan kaçınmış.Peki bakanı böyle konuşurken Başbakan Verhofstadt tam da İlerleme Raporu'nun açıklandığı gün ne diyor?‘‘İlerleme Raporu'ndaki ifadeler cesaretinizi kırmasın. Bu reformları tamamlamak için bir yol haritasıdır. Diğer aday ülkelerin raporları da böyle eleştirel olmuştur.’’Macar azınlık nedeniyle AB'nin eleştiri oklarına hedef olan Skovakya'yı örnek gösteriyor.Başbakan’ın konuşmasında, hemen hemen her Batılının ağzından duyduğumuz ‘‘Benzersiz coğrafi konum, Batı ile Doğu arasında köprü’’ sözleri ve bunlara ilaveten Belçika'nın 12 puan verdiği Eurovision başarısı da var.Bunlar iyi güzel de kime inanacağız?Bakan Simonet'ye mi, Başbakan Verhofstadt'a mı? Bir kitap: ‘Avrupa Okumaları’TÜRKİYE İlerleme Raporu'nun yankıları sürüyor.AB-Türkiye İşbirliği Derneği TURKAB tarafından bugün düzenlenen davette Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Kretschmer bir konuşma yapacak. TURKAB bir de ‘‘Avrupa Birliği Ansiklopedisi’’ hazırlamış, davette bunu dağıtacak.Avrupa Birliği ile ilgili yeni bir başka kitap, hem AB'nin genişleme, hem Türkiye'nin adaylık sürecini yakından izleyen Galatasaray Üniversitesi öğretim görevlilerinden Cengiz Aktar'dan.‘‘Avrupa Okumaları’’ Aktar'ın çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarının yanısıra yazarın son gözlem ve yorumlarını içeren bir kaynak.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!