Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2004 00:00
GEÇEN cuma sabahı Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile kahvaltı ettim.Kahvaltıda bana ilginç bir şey anlattı.Kendi adına bir internet sitesi açmış.İNTERNET ANKETİBu site için zaman zaman vatandaşın sorunlarla ilgili görüşlerini alıyorlarmış.Geçen yıla kadar bu anketteki ‘‘Sizce ülkemizin en büyük sorunu nedir’’ sorusuna, ‘‘İşsizlik, ekonomik sıkıntı’’ gibi cevaplar gelirmiş.Geçen yıldan itibaren ‘‘adaletsizlik’’ ön sıralara tırmanmış.Geçen hafta patlayan rüşvet skandalı, hepimizin gözünü yeniden ‘‘yargıya’’ çevirdi. Yargının üst düzey temsilcileri bu olayda tam anlamıyla bir ‘‘lonca savunmasına’’ girdiler.Ortada hiçbir şey yokmuş gibi davranma yolunu seçtiler.Oysa böyle konularda komplekse hiç gerek yok.Dünyanın her yerinde, her mesleğinde ‘‘çürük elmalar’’ vardır.Bu konuda en komplekssiz sektör de medyadır.Hatta kendi içindeki çürük elmaları sergilemekte mazoşizm derecesinde bonkördür.O nedenle hákim ve savcıların içinde ‘‘rüşvet alan’’ insanların bulunması ne yargı mesleğini lekeler, ne de dürüst hákim ve savcıları yaralar.Ama siz çürük elmaları ortaya çıkarıp ayırmazsanız, işte asıl o zaman mesleğin geneli de çürümeye başlar.Ben yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili olarak devletin iki kurumunun davranış biçimlerine bakıyorum.Biri ordunun, öteki yargının.Silahlı Kuvvetler kendi içinde yolsuzluğa karışmış üyelerini çıkarıp ayırmakta hiç tereddüt etmiyor.Üstelik bunları kamuoyuna da açıkça duyuruyor.Ama bugüne kadar yargı mensuplarıyla ilgili böyle haberlere çok çok az rastladık.Acaba neden?Oluyor da biz mi duymuyoruz?Yoksa yargı içindeki denetim mekanizması yeterince etkin çalışmıyor mu?İKİ KURUMUN REFLEKSİDikkat ediniz, medya kurumları, konu yargıyla ilgili olduğu zaman çok daha hassas davranıyorlar.Çünkü yargı hepimizin gözbebeği. Hepimizin ihtiyacı olan bir toplumsal düzen kurumu.Hepimizin yargıya ihtiyacı var.O nedenle bu eleştirilerimizin samimiyetine inanılması gerekir.Bu haberleri verme cesaretini gösteren medya organlarına gelince.Onlar doğruyu yapmıştır.BU
HABER VERİLMELİ MİBizler yargı değiliz. Verdiğimiz haberlerin kaynağı yine yargı mensuplarıdır.Bir savcı, bazı büyük holdinglerin üst düzey yöneticilerini rüşvet iddiasıyla gözaltına alıyorsa, bu haberleri vermemek mesleğe ihanettir.Çünkü aksi mantıkla gidilirse, bugün Amerikan basınının, dünyaca meşhur şarkıcı Michael Jackson'ın çocukları taciz ettiği, NBA oyuncusu Kobe Bryant'ın da bir kıza tecavüz ettiği ile ilgili iddiaları vermemesi gerekirdi.Her iki ünlü kişinin suçlu olup olmadığını henüz bilmiyoruz.Ya bütün dünyanın televizyon dizisi gibi izlediği O.J. Simpson davası. Adam sonunda beraat etti.Bu haber başından itibaren hiç verilmeyecek miydi?Yine bu mantıkla, İtalyan basınının, Parmalat skandalı nedeniyle gözaltına alınan yöneticiler ve eşleri ile ilgili tek satır yazmaması gerekirdi.Oysa bütün bu şahsiyetlerle ilgili haberler hem kendi ülkelerinin hem de dünya basınının önde gelen bütün gazetelerinin manşetlerine, dergilerinin kapaklarına, televizyonlarının ana haber bültenlerine yansıyor.O ülkelerde hiçbir basın organı çıkıp, ‘‘Ben bu olayı inceledim. Söz konusu kişi suçsuz, o nedenle bu haberi vermedik’’ gibi gerekçelerin arkasına sığınmıyor.Tekrar yargıya dönüyorum.Kimse çıkıp, ‘‘Bütün yargı mensupları kirlenmiştir’’ demiyor. Yargı mensuplarının çok büyük bölümünün tertemiz olduğuna inanıyoruz. Ciddi medyanın neredeyse tamamı, söz konusu iddia yargıyla ilgiliyse, başka mesleklere göre çok daha temkinli ve titiz davranıyor.BU DA BİZİM HAKKIMIZAma medya, yargı ile ilgili konularda bu kadar titizse, yargıdan da kendiyle ilgili iddiaları inceleme konusunda daha atik ve titiz davranmasını istemek vatandaş olarak hakkımızdır.Netice olarak, çürük elmaları ayıklamak yargının itibarını zedelemez, tam aksine daha da yüceltir.
button