Olgay GÜLER/EDİRNE, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2023 09:57
Edirne'de lokanta işleten Şenay Sağlam (45), deprem felaketinin ardından Trakya Üniversitesi'nin oluşturduğu gönüllü grubuna katılıp, Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine giderek 13 gün boyunca yemek yaptı. Sağlam, "Bir an için empati kurdum ve oradaki ben olabilirdim dedim. Benim çocuklarım olabilirdi, benim evim olabilirdi. Benim dükkanım 1 ay kapanabilir, ben tekrardan başlarım ama oradakilerin öyle bir şansları yoktu, çok yardıma ihtiyaçları vardı. Evet belki herkes için para önemli ama benim için önce insanlık. Keşke daha ilk gün oraya gidebilseydim" dedi.
Edirne'de Kent Konseyi Kadın Meclisi üyesi, lokanta işletmecisi aşçı Şenay Sağlam, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Trakya Üniversitesi'nin sosyal medya hesabından, afet bölgesi için yayınladığı gönüllü çağrısına başvurdu. Depremden birkaç gün sonra çağrısı karşılık bulan Şenay Sağlam, üniversitenin gönüllüleriyle birlikte eşi ve 3 kızını Edirne'de bırakıp, Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine gitti. Gittiği grup dahil bölgedeki kimseyi tanımayan Sağlam, burada oluşturulan Trakya Üniversitesi sahra mutfağında 10 kişilik ekiple çalışmaya başladı. Günde 2 bin kişilik yemek yapan Sağlam, 13 gün kaldığı deprem bölgesinden döndüğü Edirne'de, yaşadıklarını anlattı.
'BİR YANDAN SOĞUKLA MÜCADELE ETTİK, BİR YANDAN YEMEK YAPTIK'
Amacının deprem bölgesindeki insanlara bir nebze de olsa yardım etmek olduğunu dile getiren Şenay Sağlam, "Bir nebze de olsa faydamın dokunmasını istedim. Ailemle paylaştım ve onlar da uygun gördü. Sonra bölgeye gittim üniversite kafilesiyle. Kahramanmaraş'a vardığımızda içler acısı bir durum gördüm. Sabaha karşı 6-7 gibi oraya varmıştık. İlk dikkatimi çeken, hiçbir caminin minaresi sağlam kalmamıştı, ona çok üzüldüm. Orada kolları sıvayıp işe başladık. Hava çok soğuk, şartlar çok zordu. Bir yandan soğukla mücadele ettik, bir yandan da yemek yaptık. Öğlen bin kişilik, akşam bin kişilik olmak üzere her gün yemek hazırladık Trakya Üniversitesi'nin sahra mutfağında. İnsanlara bir nebze faydalı olduk. Hikayeler çok acıydı orada, çok üzüldüm. Hayatın bittiğini gördüm orada, hayalet bir şehir gibiydi. Elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalıştım" dedi.
'DÜKKANIMI 1 AY SONRA AÇARIM AMA ONLARIN ÖYLE BİR ŞANSI YOKTU'Edirne'deki işletmesini kızlarına bıraktığını belirten Sağlam, "Benim burada bir işletmem var ve ekmeğimi buradan çıkartmaya çalışıyorum. Bana kızlarım yardım ediyor burada. Oraya giderken risk aldım. Çünkü herkesin elinin lezzeti farklı. Tamam, kızlarım benim yerime dükkanı çevirdiler ama gittiğime değdi. Orada yaptığımız yardımlar burasını kapatma pahasına değerdi. Sağ olsun esnaf arkadaşlar da idare etmişler, ses çıkartmamışlar. Geldiğimden beri çok güzel yorumlar aldım. Benim dükkanım 1 ay kapanabilir, ben tekrardan başlarım ama oradakilerin öyle bir şansları yoktu, çok yardıma ihtiyaçları vardı" diye konuştu.
Gitmeden önce empati kurduğunu kaydeden Şenay Sağlam, "Bir an için empati kurdum ve oradaki ben olabilirdim dedim. Benim çocuklarım olabilirdi, benim evim olabilirdi. Dedim ki ben burada iyiyim, çocuklarım da iyi, zaten babaları başlarında, ben gitmek istiyorum dedim. Evet belki herkes için para önemli ama benim için önce insanlık. Keşke daha ilk gün oraya gidebilseydim ama dediğim gibi sırayla olduğu için bana sonra sıra geldi. Tanıdığım kimse yoktu orada, yalnızdım ama çok iyi dostluklarım ve arkadaşlıklarım oldu. 10 aşçı içerisinde tek kadın bendim. 50 kilo pirinçten pilav yaptım ilk defa hayatımda. Bu işi başaracağım dedim ve başardım. Dişimi tırnağıma taktım ve başardım" ifadelerini kullandı.
'ARTAN YEMEKLERLE SOKAK HAYVANLARINI BESLEDİK'Şenay Sağlam, bölgede kaldıkları sürede, artan yiyeceklerle sokak hayvanlarını da beslediklerini belirterek, "Orada bize hayvanların da aç olduğunu söylediler. Tavuklarına, kuşlarına yem bulamadıklarını söylediler. Artan yemekleri, kalan ekmekleri, tavuklarına, kuşlarına, kedi ve köpeklere vermeye özen gösterdik. O hengamede hayvanları da beslemeye çalıştık. Başta 1-2 arkadaştık, sonra kulaktan kulağa duyuldu ve birçok kişinin böyle ihtiyacını karşıladık. 10 kişi çalışıyorduk, çok büyük kazanlarla çalıştık. Beni en çok mutlu eden de gönüllü gençlerdi. Onların çok yardımı dokundu" dedi.