Güncelleme Tarihi:
Bir evin tek oğlu olan Tekirdağ Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi ikin sınıf öğrencisi Burak Oğraş, 2011 yılında 26 arkadaşıyla birlikte Antalya Lara’daki Rixos Lares Hotel’e staja gönderildi. Öğrenciler, staj süresince barınmaları için otele 2.5 kilometre uzaklıktaki Family Pansiyon’a yerleştirildi. Oğraş, stajının bitmesine 15 gün kala 9 Eylül 2011 sabahı diğer öğrenciler ve otel personelinin kaldığı pansiyonun boş havuzunda ölü bulundu.
TEKİRDAĞ’DA TOPRAĞA VERİLDİ
Oğlunun ölüm haberi üzerine Antalya’ya gelen Murat Oğraş, otopsinin ardından Burak’ın cenazesini alıp memleketi Tekirdağ’a götürdü. Burak için cenaze töreni düzenlendi. Sınıf arkadaşları ve yakınlarının da katıldığı törende babası Murat, annesi Halime ve ablası Aslı Oğraş gözyaşı döktü.
Tekirdağ Şehir Mezarlığı’nda toprağa verilen Burak Oğraş’ın ölümü kayıtlara ’şüpheli ölüm’ olarak geçerken, babası Murat Oğraş, olayın bir kaza değil, cinayet olduğunu iddia ederek soruşturma talebinde bulundu.
O dönemde Antalya’da soruşturmaya bakan Savcı Ümit Yaşar Özdemir 1 yıl sonra emekli oldu. Soruşturmayı savcı Haki Çeliker devraldı. Ancak aradan geçen süreye rağmen, bir ilerleme kaydedilemedi.
KRİMİNAL BÜRO ’CİNAYET’ DİYOR
Soruşturmanın akıbetini öğrenmek amacıyla Antalya’ya gelip soruşturmayı yürüten Antalya Cumhuriyet Savcısı Haki Çeliker ile görüşen baba Murat Oğraş, dosyayla ilgili bilgi aldı. Murat Oğraş, şunları söyledi:
"3.5 yıl önce öldürülen oğlumun katillerinin bulunması için Tekirdağ’dan Antalya’ya geldim. Soruşturmaya bakan savcıyla görüştüm. Bana söylenene göre halen olayla ilgili iddianame hazırlanmamış. Bu olayın cinayet olduğuna dair Kriminal Büro’nun raporları var. Olayla ilgili şüpheliler var, çelişkili ifadeler var. Oğlumun katillerinin bir an önce bulunmasını istiyorum. Acımızın bir nebze de olsun, azalması için bir an önce oğlumun katillerinin hak ettikleri cezayı almalarını istiyorum."
’VİCDANLI TANIK BEKLİYORUZ’
Geçmişte Burak’ın ölümüyle ilgili dosyanın kapatılmaya çalışıldığını da ileri süren Murat Oğraş, adaletin yerine gelmesini arzu ettiklerini söyledi.
Öldürüldüğünü iddia ettiği oğlu Burak’ın cesedinin bulunduğu lojmandakilerin olayın nasıl gerçekleştiğini bildiğini ileri süren Murat Oğraş, "Fakat kimse konuşmuyor. Herkes susuyor. Vicdanlı bir insanın çıkıp oğlumun katilini söylemesini istiyorum" dedi.
Burak’ın ölüm şeklinin manken Aslı Baş’ın ve manken Burcu Çağlayan’ın ölümünü anımsattığını da anlatan Murat Oğraş, "Burak’ın ölümü de mankenler Aslı Baş ve Burcu Çağlayan gibi yüksekten düşmeye bağlı. Burak’ın bulunduğu yer ile çatının havuza uzaklığı çok çelişkili. Oğlum belki de öldürülüp oraya konuldu. Bunun ilk başta araştırması yapılmamış" dedi.
CEP TELEFONUNUN SİNYALİ KESİK
Baba Murat Oğraş, Burak’ın ölümünün cinayet olduğuna dair kuvvetli şüpheler olduğunu da kayıp cep telefonuna dikkat çekerek şöyle anlattı:
"Oğlumun cesedi 9 Eylül sabahı bulunuyor. Ancak Burak’ın cep telefonunun sinyali 8 Eylül gecesi saat 23.05’te kesiliyor. O cep telefonu halen kayıp. Eğer olay kaza olsaydı, oğlumun üzerinde cep telefonu olurdu. Cep telefonunun sinyali neden kesildi? Neden olaydan sonra üzerinde bulunmadı. Havuzun içinde su da yok. Boş bir havuzun içinde cesedi bulunan oğlumun ayak bileklerine kadar beyaz bir toz vardı. Oysa ki lojmanın ve havuzun çevresinde böyle bir toz da yok. Oğlum başka bir yerde öldürülüp havuza atılmış olabilir" diye konuştu