Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmasına duruşmasının 3. gününde sürüyor. Bugün soruşturmaya ilişkin 18 tanık dinlenecek. Öte yandan Arif Güran'ın evinin karşısındaki Dara 2 Askeri Üs Bölgesi'nin güvenlik kameraları, bugünkü duruşmada izlendi.
Narin cinayeti davasında mahkeme heyeti tutuklu 4 sanığının tutukluluk hallerinin devamına karar verirken, duruşmayı 26 Aralık Perşembe günü saat 09.00'a ertelemeye karar verdi.
Duruşmada Narin’in tutuklu ağabeyi Enes Güran, huzura çağrıldı. Enes Güran, savunmasında gözyaşlarını tutamadı. Mahkeme Başkanının Enes Güran’a söyleyeceklerini sorması üzerine, "İfadelerde çelişkiden bahsediyorlar ama jandarmada bana işkence yapan bile bu mahkemede bana bakıyor. Benim annemin videosunu izletip gülüyorlardı. Etmedikleri hakaret kalmadı. Kardeşimi gelinlikle gördüm rüyamda. Ceset bulunduğu zaman neden bize bunu yaptılar? Ağladığım tek işi ağabeyimdi" dedi.
Bu sırada Arif Güran, ağlayarak salondan ayrıldı. Yüksel Güran ise başındaki eşarbı çıkararak, basın mensuplarına yönelik, ‘Bunu da gösterin’ dedi.
'YILLARCA CEZAEVİNE ATIN, BENİ NARİN’İMLE SUÇLAMAYIN'
Ardından devam eden Enes Güran, "Amcanla annen arasında ilişki var mı diye soruyorlar. Jandarmada bizi her daim ezdiler. Kolumdaki ısırık izini gösterdim. ‘Narin mi ısırdı’ dediler. ‘Annen öldü, baban öldü’ dediler bana. Bana sahte avukat getirdiler. ‘Sen yapmışsan itiraf et. Biz yaşı küçük deriz, cezaevine girmezsin’ dediler. Annemi dövdükleri videoyu gösteriyorlardı. Nevzat Bahtiyar’ın kralı da gelse, Salim Güran’ın kralı da gelse, benim kardeşimi benim evimden alamaz. Benim canım gitse de hayatta susmam. Beni yıllarca cezaevine atın. Beni Narin’imle suçlamayın" diye konuştu.
'YAPABİLİRSEK, DARA 2 ÜS BÖLGESİNİN GÖRÜNTÜLERİNİ İYİLEŞTİRMEYE ÇALIŞACAĞIZ'
Enes Güran’ın avukatı Mahir Akbilek, savunmasında, "Dar alan baz çalışması ile ilgili Diyarbakır Barosu avukatları 1 hafta sonra inkar edecekleri açıklamaları yapmasınlar. Baz çalışması kesin delildir, ‘Ayak izidir’ gibi cümleleri kullanmasınlar. Yarın öbür gün o dar alan baz çalışması onlar için uygulanır, bu sözleri önlerine konur. Bu sözlerden sizi yarın vururlar. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesini basından edindik. Vahşi cinayetin yer zaman dilimi tarihi, CMK’da sayılan kanuni delilerin hükmüne sahip değil. Sanırım biz ispatlamak zorunda kalacağız. Biz maddi delillerin peşinden koşuyoruz. Dara 2 görüntüleri geldi. Yapabilirsek bunları iyileştirmeye çalışacağız. Biz hala başka görüntüler olduğunu düşünüyoruz. Aile konutunda aşırı su tüketildiğinin tespit edildiği belirtildi. Cinayet delillerinin bu yolla yok edildiği kamuoyuna paylaşıldı. Halı ve battaniyelerin yıkandığı paylaşıldı. Ailenin Hizbullah üyesi olduğu bilgisi paylaşıldı. Aynı anda mevcut hükümetin koruması altında olduğu pompalandı. Aile konutunun altında cephanelik olduğu, hatta esir alınacak kişilerin kalması için hücrelerin olduğu pompalandı. Biri kendini tutamadı, Tavşantepe kitabı ortaya atıldı. Ciddi ciddi profesörler bunu tartıştı. Bir Diyarbakır milletvekilinin aileyi koruması altına aldığı pompalandı. Bir ÖSO komutanının köye gelerek aileyle görüştüğü pompalandı kamuoyuna. Bir sürü bu şekilde bilgi pompalandı. Biraz empati yapıldığından bunun sosyolojik sonuçları aşikardır. Güran ailesi kavramı da tuttu. Bir aşiret kavramı yarattı. Nevzat, bu kadar soğukkanlı bir adam ben görmedim hayatımda. Ya çok büyük bir tevekkül sahibi, kaderine teslim, ya da içinden gülüyordur. Daraltılmış baz çalışmasını kabul etmiyoruz. Enes Güran hakkında ev hapsi dahil adli kontrol hükümleri uygulanmasını talep ediyoruz" dedi.
'BAHTİYARLAR KORUNMUŞ DİYE DÜŞÜNÜYORUM'
Enes Güran’ın diğer avukatı Mustafa Demir ise savunmasında, "Diyarbakır Adliyesinde şüphelilere ne muamele yapıldığını herkes biliyor. Daraltılmış baz sinyalleriyle tespit mümkünmüş. Araştırdık. Bu işe yetkin kişilerle görüştük. Mantığını anlamaya çalıştık. Kendimizce araştırdık. Telefonlarımız ve baz hem alıcı hem vericidir. İddianamede net bir şey yok. Ölüm sebebi, yeri, cinayet saati yok. Dosyada Bahtiyarlar korunmuş diye düşünüyorum. Mehmet Bahtiyar’ın ifadesinde ‘Nevzat Bahtiyar ile bütün gün Çarıklı’daydık’ dedi. Bir şeylere hazırlık yapılmış. 16.22’de Nevzat dere yatağından ayrılıyor. Gönenli'ye gitti. Dar alan baz çalışmasında ise 16.35’te köye gitti. Gönenli’den 16.46’da ayrılıyor. 1 kilometre mesafe gitmiş. Baz kayıtlarında yok. Salim Güran 18.56’ya kadar Arif’in evinin orada gözüküyor. Ama okulun güvenlik kamerasında aracıyla gidiyor. Herkesin dayandığı HTS artık bir yalan. Biz buna itibar edebilir miyiz?" dedi.
Salim Güran’ın, Narin’in kaybolduğu gece cesedinin bulunduğu dere yatağına gittiğine dair HTS kaydıyla ilgili de, "Narin’in cansız bedeninin bırakıldığı yerde mısır tarlası yok. Pamuk tarlası var. Daraltılmış baz, tam konum versene? Mezarlığın orası da mısır tarlası" diye konuştu.
Diyarbakır'da Narin Güran (8) cinayetine ilişkin davanın ilk duruşması, 3'üncü gününde de sürüyor. Savunmaların ardından huzura alınan Nevzat Bahtiyar’a Mahkeme Başkanı, iddialar hakkında ne diyeceğini sordu. Bahtiyar, "Ben de suçluyum, itiraz etmiyorum ama bu iddiaları kabul etmiyorum. Benim üzerime atılan şeyler iftiradır. Dosyaya eklenmesini talep ediyorum" dedi.
'KATİLİN NEVZAT OLDUĞU YÖNÜNDE ALGI OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILDI'
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Elif Karakoyun ise "Dosya sürencemede kalmasın diye kabul ettim. Özellikle bir kadın olarak, katilinin bulunması yönündedir tüm çabamız. Hepimizin amacı hangi tarafta olursak olalım, maddi gerçeğin açığa çıkması olmalıdır. Zorunlu müdafiliğini üstlendiğim Nevzat Bahtiyar da dosya kapsamında itirafta bulunarak olayı tüm çıplaklığıyla anlatmıştır. İfadelerine diyeceğimiz yoktur. Nevzat kızımızı öldürmediğini, öldürüldükten sonra evden alıp dereye götürdüğünü beyan etmiştir. Burada kendisine defalarca kez hakaretler edilmiş, üstüne gidilmiş, manipüle edilmiş, aynı zamanda da medyada algı oluşturulmaya çalışılmıştır. Katili biliyorsak zaten burada olmamızın bir amacı yoktur. Amacımız gerçek katili ortaya çıkarmak. Her ne kadar Nevzat Bahtiyar öldüren kişi olarak algı yapılsa da, bunun sebebi soğukkanlılığa bağlansa da, ‘Her şey ortada zaten’ denilse de, ben bu algının, söylemlerin yanlış veya maddi gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarmayan kararlara yol açmasını açıkçası istemiyorum. Eminim ki 85 milyon insan da gerçek failin, faillerinin bulunmasını istiyor" diye konuştu.
ANNE YÜKSEL GÜRAN HUZURA ALINDI; 'BENİM NAMUSUMLA OYNAMAYIN'
Daha sonra, Narin Güran’ın annesi Yüksel Güran huzura alındı. Mahkeme Başkanı’nın ‘İddialara karşı ne diyorsun’ sorusu üzerine Yüksel Güran, "Ben acılıyım. Dünyada en acılı anne benim. Kızımı öldürdüler, mezarına gidemedim. Namusuma söz getirdiler. Katil olsaydım, balkondaki şalı söylemezdim. Jandarma kadın geldi. ‘Ankara’da mafya oğlunu öldürecek’ dediler. Ben o yüzden ‘Oğlum için ne yapabilirim’ dedim. ‘Kızım gitti, oğlum için ne yapabilirim’ dedim.' (Yumruğunu masaya vurarak) Kızımı öldürmedim. Beni asın, öldürün ama biz bunu hak etmedik. Eğer katil Nevzat değilse, beni asın. Narin nereden gitmiş, çıkartın. Karakolda bizi dövüyorlardı. Çıkartın, bu cinayet nerede olmuş? Elinizi vicdanınıza koyun. Narin eve gelmemiş. Ben Narin’in annesiyim, annesiyim. Ben şu anda artık kızımı unutmuşum, namusun derdindeyim. Benim namusumla oynamayın. Jandarma elbisesi görüyorum, elim ayağım titriyor. Ben anneyim. Yeter, bize niye böyle yapıyorsunuz? Enes o gün deli oldu deli. Kendimizi kaybetmişiz" dedi.
TAHLİYESİNİ TALEP ETTİ
Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu ise "Yüksel Hanım, sizinle defalarca görüşmüş biri olarak masumiyetinize inanıyorum. Somut vakalara ve delillere göre karar verileceğinden şüphemiz yoktur. İnsanlık dışı muamelelere, kızımızın katillerinin bulunması için şikayetçi olmadık. Bu yargılama sonunda masum olan anneye yapılanlar, kendini ifade edemediği için tepkilerini bilemeyen toplum, aynı jest ve mimikleri şeytanlaştırma yoluna gitti. Bir anne olarak kızının mezarını görmemiş. İddianamenin ana omurgasını, dar alan baz çalışması oluşturuyor. Burada hazırlanan raporda yuvarlama cümlelere kullanılmış. ‘Değerlendirilmektedir’ cümlesi hata payını gösteriyor. Bilirkişi rapor hazırladığı zaman der ki, ‘Şu cihazları kullandım.’ Ancak ‘Kişi falan odada, falan odada’ denilmiştir. Aynı rapor üzerinden Nevzat Bahtiyar’ın evi, Arif Güran’ın evine yakın gösteriyor. Bu raporda bazı hususlar var. Kişilerin zaman bazında sinyal aldığı hususu işleniyor. Eğer bu rapor doğru olsaydı, Nevzat Bahtiyar’ın sinyali, 15.10 civarında orada olduğu gözüküyor. Aynı raporda 15.08’de görüşmüşler. Su meselesi. DİSKİ’den arıza olmadığı yönünde bir kayıt var. 15.10’da Narin henüz patika yola girmeden, Nevzat’ın hareketlendiği belli. Daha girmeden sözde oraya varmış. Nevzat Bahtiyar, ‘Bahçedeki ağaçları suluyordum’ dedi. Sonra ‘Patlıcan közlüyordum’ dedi. Fotoğraflarda hemen ahırın yanında patlıcan varmış. Hemen ahırın arkasında briketle örülmüş alan var. Narin’in son görüldüğü yer, bizim tezimize göre Nevzat Bahtiyar kızı aldı. Boğdu, ya da tepeden aşağı attı. Ya da ahırın camından atarak sakladı. Daha sonra eşinin belirttiği üzere evden ayrılırken yalnız ayrıldığı, yani ikinci bir araç yok, yani ikinci bir araç da yok. Yüksel Güran’ın ve Enes Güran’ın telefon mesajlarını silme durumu yok. Siz de görmüşsünüzdür. Bu bilgi tamamen yalandır. İddianamede, ‘Yüksel Güran’ın kızının öldüğünden emin olmakla birlikte’ ifadesi ile ilgili Yüksel Güran ile jandarma arasındaki Kürtçe diyalogda, Yüksel Güran’ın ‘Yaşanan olayla ilgili bilgim bulunmamaktadır. Olursa sizlerle paylaşacağımdan emin olabilirsiniz’ ifadesi var. Yüksel Güran’ın kuvvetli suç şüphesini gösteren bir delil yoktur. Bu nedenle henüz kızının mezarını görmemiş Yüksel Güran’ın tahliyesini talep ediyorum" dedi.
Mahkeme Başkanı, avukatların savunmaların ardından Salim Güran’a söz vererek, bir diyeceği olup olmadığını sordu. Bunun üzerine Salim Güran, "Çoğu senaryo, böyle bir şey yok. Herkes bir şey konuşuyor. Bu çocuğu evde 4 kişi öldürmüş diyorlar. Çocuğumuzu niye öldürelim? Suçsuzuz, beraatımızı istiyoruz" dedi.
'İDDİANAMEDE KİMİN NİYE ÖLDÜRDÜĞÜ BELLİ DEĞİL'
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ, "Bu kadar kapsamlı bir dosyaya bu iddianame yakışmamıştır. Acele işe şeytan karışır derler. Bu acelecilik yanlışa götürür. Dosyada derin bir devlet aklı mevcut. Soruşturma, en başından beri gerek kasıtlı, gerek ihmali bir şekilde Güran ailesi üzerine kurgulanmıştır. Televizyon ekranlarında sabah- akşam uydurulan her türlü senaryo, dedikodu ve iftira ile aile topyekun şeytanlaştırılmış, kriminalize edilmiş, bu safsatalar da ciddi bulunarak savcılık makamınca konu olmuş, asıl maddi delillerle ilgilenilmemiştir. İddia makamı hangi senaryoya inanıyor? HTS kayıtlarına baktığımızda müvekkilimin ailenin diğer üyeleriyle irtibatını göremezsiniz. Kim kimle ortak hareket etmiş, belli değil. Olayın aslı faili kimdir? İştirak edeni, yardım edeni kimdir? Bunların hiçbirine iddianamede yer verilmemiştir. İddianamede kimin, niye öldürdüğü belli değil. Nerede öldürdüğü zaten belli değil. Salim Güran, çocuğu ahırda mı, evde mi öldürmüş? Nevzat’ı tepeden mi çağırmış? Nevzat çocuğu evden mi almış, çocuğu Enes mi öldürmüş? Ya da kimsenin aklına getirmediği, o çocuğun o tepeye çıkmamış olduğu ve Nevzat tarafından öldürüldüğü mü? Sebepsiz yere öldürme diye bir kavram da vardır. 4 farklı insanın hemfikir olup sebepsiz yere öldürdüğünü söylemek saçmalıktır. Hem hemfikir olacaksın hem de sebepsiz yere öldüreceksin. Bu 37’nci maddeyle örtüşmez" dedi.
'BİZ BU CANİLİĞİN NEVZAT TARAFINDAN YAPILDIĞINDAN YÜZDE 100 EMİNİZ'
Akdağ, savunmasında Nevzat Bahtiyar’ın cinayeti işlediğinden emin olduklarını belirterek, "Anne, kardeş ve amca ile Nevzat’ı, aynı çuvala koymak vicdanen makul bir durum değildir. Mahalle çevresinde birçok kameranın varlığını tespit ettik. Tüm bu kamera kayıtlarına jandarma el koymuştur. En önemlisi, üs bölgesinin Şahin Göz kamerasıdır. Nevzat Bahtiyar, aile üyelerinin düğün davetiyesi dağıtmak için köyden ayrılacağını annesinden öğreniyor. Nevzat’ın köyde olmaması gereken kardeşi Askeri Bahtiyar'ın Narin’in evinin orada keşif yaptığı köylüler tarafından belirlenmiştir. Biz bu caniliğin Nevzat tarafından yapıldığından yüzde 100 eminiz. Nevzat’ın yapısı ve konumu her attığı adım yalan bir adamdır. Kuzu postuna bürünmüş bir kurt, bir katildir. Mantık yürütmek yasak, itiraz etmek suç olmuş. Nevzat Bahtiyar bir hafta boyunca televizyondan dersini almıştır. Yakalanınca Salim’in ismini sinsice fısıldamıştır. İlk ifadesin Yüksel yokken, televizyon programında Yüksel’i duyunca, ikinci ifadede Yüksel’i de hedefine koymuştur. Çocuğun battaniyeye sarılmış olduğu bir düzmecedir. Battaniye asla olmadı. ‘Korktuğum için taşıdım’ diyor. O zaman neden sürekli ifade değiştiriyor? Nevzat asla Salim’den korkmadı. Küçücük bir beden, sözde görmemesi gereken bir şeyi gördüğü için öldürdü, öyle mi? O zaman neden aile dışından birini kendine şahit yarattı? Nevzat Bahtiyar, kızı eski muhtarın torunu tarafından kaçırılınca, muhtarın evini basan vahşi biridir. Elleriyle onu boğmaya çalışmıştır. Salim tarafından kurtarılmıştır. Kurtarılmasa, Narin gibi can verecekti. Nevzat ile Arif arasındaki para meselesinin tazeliğini koruduğu bellidir. Daraltılmış baz istasyonu bir fanteziden ibarettir. İş bu raporu sunan kişilerin bize tam olarak izah ettirilmesi ve duruşmada hazır olmasını talep ediyoruz. İcabı halinde yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz" diye konuştu.
'SÜRÜNTÜNÜN NE OLDUĞUNU TALEP EDİYORUZ'
Akdağ, savunmasının devamında şöyle konuştu:
"Salim Güran, Narin kaybolduktan sonra aracını bir daha hareket ettirmemiştir. Narin’in DNA’sına ait rapor; Van kriminalden alınan raporda, sürüntünün kusmuk mu, idrar mı, ne olduğunu mahkemeden talep ediyoruz. Bu sürüntünün canlıyken mi, ölüyken mi olduğunu talep ediyoruz. Kendi çocuklarının DNA kalıntıları neden ortaya çıkmamıştır. İki elektrikçi, Salim'in kendilerini karşıladığını beyan etmiştir. 21 Ağustos’tan bu yana kolluk görevlileri, JASAT görevlileri, akıl ve insanlık dışı uygulamalarla, akıl almaz baskı, işkencelere kısaca değinmek gerekir. Cinayeti işlemiş olsun olmasın diğer aile bireylerine üst düzey bir komutan tarafından, ‘Seni Irak’a götürürüz, yüzünü değiştiririz’ vaatlerinde bulunulmuştur. Müvekkilimin oğlu olan Devran Güran falakaya yatırılmıştır. Annesinin yanında Devran’ı dövmeye devam etmişler. Devran’ın annesinin gözü önünde ağzına kerpeten sokmuşlar, ‘Madem bu kadar şeye rağmen itiraf etmedin, o zaman kızının leşini önüne atarız o zaman itiraf edersin’ deme zalimliğini göstermişler. Barış, Uğurcan ve diğerlerine yapılanları anlatırsak tadımız kaçar."
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde önceki gün görülmeye başlayan davanın 3. gününde, savcı, Güran ailesi avukatlarının talep ettiği ve mahkemeye sunulan Dara bölgesine (Şehit Jandarma Uzman Onbaşı Bilal Dicle Gözetleme Noktası) ait 15.01-15.15 saatleri arasında kaydedilen görüntülerin izletileceğini ifade etti; daha sonra görüntüler izlendi.
Mahkeme başkanının "Arif bey istediğiniz görüntü bu mu?" sorusu üzerine baba Arif Güran, "Bu görüntü” dedi.
Söz konusu görüntüleri izlediklerini belirten mahkeme başkanı, görüntüleri taraflara vereceklerini açıkladı.
Diyarbakır'da Narin Güran (8) cinayetine ilişkin davanın ilk duruşması, 3'üncü gününde de sürüyor. Duruşmada söz alan Baro Avukatı Aslı Cemre Işık, Salim Güran’ın işçisi R.A.’nın tanık olarak dinlenmesini talep ederek, "Ses kayıtlarının çok kaliteli olmadığı kanaatindeyiz. Salim Güran ve Mehmet Selim Atasoy arasındaki 16.27 ve 16.38 arasındaki görüşmelerinin iyileştirilip, Kürtçe bilen tercümanlar tarafından çevrilmesini talep ediyoruz. Kadınların kavgası konusundaki tutanağa göre, kadınlar buradaki beyanlarıyla reddettiler. Kolluk kuvvetlerinden varsa görüntülerin tarafımıza gönderilmesini talep ediyoruz. Jandarma personelinin dinlenmesini talep ediyoruz. Muhammed Yağmur’un beyanı vardı. Araçla Çarıklı’dan Tavşantepe’ye geldiğini söylüyordu. İlgili kolluk birimine müzekkere yazılarak araç PTS hareketlerini talep ediyoruz. R.A.’nın 14 Eylül tarihindeki beyanlarını göz önünde bulundurarak, tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz.
Valiliğin 25 Ağustos tarihli basın metni var. Kayalıklar üzerinde bulunan kan lekesinin mahalledeki bir çocuğa ait olduğuna dair açıklama. Bu basına metninde herhangi bir bilgi ya da belge göremedik. Bu tespitlerin hangi bilgi ve belgelere dayanarak yapıldığının sorulmasını talep ediyoruz. Nevzat Bahtiyar’ın kızı ile Süheyla Özkan’ın da tanık olarak dinlenmesinin talep ediyoruz" dedi.
Baro avukatlarının, 1 saat 8 dakika savunma yaptıkları kayda geçti
8 KİŞİNİN DAHA DİNLENMESİ TALEP EDİLDİ
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Avukatı Elif Aslı Şahin ise Recep Kaya, Devran Güran, bakkal ve oğlu, Narin’in kaybolduğunu annesi Yüksel Güran’a haber veren İsa Kaya ile İbrahim Kaya, Hasan Kaya ve Narin’in Kur’an kursundan arkadaşları F. Güran ile H. Güran’ın tanık olarak dinlenmesini talep etti.
'BU DOSYANIN KİLİT NOKTASININ ENES GÜRAN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ'
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Avukatı Abdullah Yılmaz ise "Mahkemeden talebimiz şu ana kadar olduğu gibi adil bir yargılamanın olması. 21 Ağustos’ta ilk resmi ihbar, Baran Güran tarafından yapılıyor. Yine akşamında arama çalışmaları başlıyor. Ertesi gün Muhammed Kaya bir terlik buluyor. Akabinde Salim Güran bütün aramalarda var. Kolluk birimleriyle sürekli hareket ediyor. Yanlış yönlendirdiğine dair tutanaklar var. 24 Ağustos’ta 21.00 sıralarında dış bir müdahale olmaksızın yangın gerçekleşiyor. 2 gün sonra yine Enes Güran’ın gözünde morluk ve diş izi tespit ediliyor. Burada maalesef bir ayrım yapılamıyor. 30 Ağustos’ta Narin’in yakınlarının telefonları inceleniyor. Salim Güran’ın kullandığı araç var. Burada bir arama ve inceleme yapılıyor, Van jandarma kriminalden. Burada aracın şoför koltuğunda DNA profili tespit ediliyor. Aracın sağ arka iç kısmında, Narin’e ait kıl tespit ediliyor. Olaydan 12 gün sonra amca tutuklanıyor. 6 gün sonra da Narin’in bedeni bulunuyor. 2 Eylül’de arama çalışmaları devam ederken, Yüksel Güran adeta kızının öldüğünden emin, oğlu Enes için ‘Ne yapabilirim’ söylemlerinde bulunduğu tutanaklarda var. 8 Eylül’de, Narin'in cenazesinin bulunduğu gün kadınlar arasında bir tartışma yaşanıyor. Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar’ın araçlarında toprak numuneleri inceleniyor ve benzer oldukları tespit ediliyor. Dolayısıyla bu dosyanın kilit noktasının Enes Güran olduğunu düşünüyoruz. Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun" diye konuştu.
Bu sırada gözyaşlarını tutamayan Arif Güran, mahkeme salonundan çıkarıldı.
Diyarbakır'da Narin Güran (8) cinayetine ilişkin davanın duruşmasında söz alan Diyarbakır Barosu avukatlarından Aydın Özdemir, “Şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi talebimizdir.
Güran ailesi fertlerinin sistematik bir şekilde hareket ettiği kanaatindeyiz. Narin Güran’ın cenazesine ulaşılmaması amacıyla olayın saatini değiştirerek maddi gerçeği ortaya çıkmasının önüne geçmeye çalışılmıştır. Örneğin, Narin’in 17.40’ta görüldüğü ile ilgili iddialar var.
Birsen Güran’ın ifadesinde, Salim’in ‘17.40’da Narin’i gördüğünüzü söyleyin, yoksa sıkıntı çıkar’ şeklinde ifadesi var. 4 ayrı ifadesi var, bir kısmını kabul etmedi. Muhammed Kaya isimli biri var, kaybolmasından 1 gün sonra terlik buluyor ve o terliğin Narin’in terliği olduğunu düşünüyor ama kolluk kuvvetlerine teslim etmiyor.
Aracına alıyor, köye gidiyor, birkaç yere gidiyor. Gerçekten ona ait olduğunu düşünüyorsa, nasıl olur da kolluk kuvvetlerine vermez? Bir kısım beyanlarda aile meclisi toplantısı kabul ediliyor, bir kısım beyanlarda kabul edilmiyor. Şimdi toplantı var mıydı, yok muydu? Toplantı olup olmadığını bir aile neden gizler? Bir kısım aile üyeleri neden, ‘Toplantı yapmadık’ dedi? Bu kısım şaibelidir. WhatsApp kayıtlarının silinmesi, bir insan neden bu kayıtları siler? Tek başına Salim Güran bunu yapmış olsaydı, tesadüf derdik. Ama birçok aile üyesinin bunu yapması tesadüf değil.
Salim Güran’ın bütün ifadeleri çelişkili. Örneğin; ilk ifadesinde aile bireyleriyle alışverişe gittiğini söylüyor ama bu aile bireylerinin ifadeleriyle çelişiyor. Olayın sıcağı sıcağına Salim Güran neden böyle beyanda bulundu? Salim Güran olay günü birçok görüşme yapıyor. Narin’in DNA’sının Salim Güran’ın aracında çıkması, Narin’in nişan için arabaya binmesiyle ilgisi yoktur bu DNA’nın” dedi.
‘BİZE GÖRE, ENES, O İZLERİ KENDİ YAPMADI’
Özdemir, “Dosyada bir jandarma tutanağı var. Narin’i ararken defalarca aileyle görüşüyorlar. Tutanakta, ‘Enes için ne yapabilirim’ diyor. Jandarma tutanağında ‘Annenin Enes’i koruma çabası var’ deniliyor. Balkondaki eşarbı, Narin’in cenazesinin bulunduğu çantada çıkıyor. Köydeki kavgada Enes, mahkemedeki ifadesinde ‘Ben oradaydım, kadınlardan birinin ağzını kapattım’ dedi.
Neden kapattı? Adli Tıp Kurumu raporu çıktıktan sonra cezaevi görüşmesinde ilk defa Narin’in nasıl öldürüldüğünü söylüyor. Şaşırmıyor. Vücut belli bir dereceye kadar acıya katlanabilir. Belli bir acı derecesine kadar kendimize zarar verebiliriz. Vücut refleksle sizi geri iter. Adli Tıp Kurumu raporunda, ‘5-6 günlük izler var’ deniliyor. Bize göre, Enes, o izleri kendi yapmadı” diye konuştu.
Duruşmada söz alan baro avukatlarından Erdem Kaya, “R.A., dosyadaki kilit tanıklardan biri ama dinlenemedi. Bizce Narin’in cansız bedeninin saklandığı anda R.A. ve Mehmet Selim Atasoy birlikte gözcülük yapıyor.
‘R.A.’NIN ORGANİZASYONDAN HABERİ VAR’
Dosyaya yansıyan, R.A. ile ilgili bir tutanak var. 8 Eylül 2024 tarihinde R.A. mahkemeye sevk edilmiş, tutuklanmış. Jandarmanın hazırladığı tutanak. Şüpheli tutuklanmasının etkisiyle ağlamıştır.
SALİM GÜRAN’A KÜFREDİYOR
Yaşadığı sinir patlaması neticesinde, ağlamaklı olarak muhtar Salim Güran’a sinkaflı bir küfrediyor. ‘Senin yüzünden başımız belaya girdi.
'ÜZERİNDE TARLADA ÇALIŞTIĞI KIYAFETLER YOKTU'
Komutanım, muhtar öğleden sonra yanıma geldiğinde, üzerinde tarlada çalıştığı kıyafeti yoktu, kıyafeti temizdi, her iki ayak bileğine kadar suyun içine girmişti” diyor.
R.A.’nın da bu organizasyondan haberi olduğunu anlıyoruz. 18.38 de Salim R.A.’yı arıyor.
Sınırın üzerinde düşen bir şeyden bahsediyor. ‘Sınırın orada, taşın yanında’ diyor, yoldan gidip gelen bir arabadan bahsediyor.
Bu yer, Narin'in cansız bedeninin saklandığı yer de olabilir. Bunu R.A.’nın Salim Güran’a iletmesi, Narin’in gömüldüğü yeri bildiklerini ortaya koyuyor” dedi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi sonrası Narin'in cenazesinin götürüldüğü Adli Tıp önünde basın mensuplarına dönerek, "Gidin, yalan konuşun" dedikten sonra bir yakını tarafından yumruk atılan Oya Yorulmaz, tanık olarak dinlendi.
Yorulmaz, "O cümleyi basına söyledim. Bana yumruk vurmadı. Kardeşim Taner Mehmetoğlu, ağzımı kapatmak isterken 'Abla sus’ dedi" diye konuştu.
Ailenin talebi sonrası istenen Dara 2 Askeri Üs Bölgesi'nin görüntüleri izletildi. Baba Arif Güran'a istediği görüntünün o olup olmadığı soruldu.
Arif Güran "Evet, budur" dedi. İyileştirilmiş olan ve en net görüntüler olduğu söylenen, köyü gösteren 21 Ağustos 15.12 saatini gösteren görüntüler, Arif Güran’a izlettirildi.
'ŞAHİN GÖZ' KAMERANIN İSE KAYIT YAPMADIĞI SÖYLENDİ
'Şahin Göz' kameranın ise kayıt yapmadığı söylendi. Daha sonra Arif Güran, mahkeme heyetine, 'Oraya bir terör saldırısı olsa kayıt olmayacak mı?' diye sordu.
Mahkeme başkanı da "Savcılık tarafından bize, istenen görüntülerde herhangi bir şey bulunmadığı söylendi" dedi.
Diyarbakır Barosu da sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Avukat Nahit Eren ile Salim Güran'ın avukatları, yeminli tercüman ve stajyer avukat eşliğinde Salim Güran ile R.A. arasında geçen Kürtçe görüşmeye ilişkin ses kaydı dinletildi.
Ses kaydının dinletilmesinden sonra söz alan sanık Güran, "Konuşmada geçen 'Bend' sınır demektir. Tarladan çıkardığımız taşlardır. Son fıskiyeye uzatma vurmuşum, yere düşmüş. R.A'ya 'Gidip onu kaldırsın dedim." ifadelerini kullandı.
SES KAYDI SONRASI ÇELİŞKİLİ İFADE
Avukat Eren'in, "Kamuoyunda çok manipülatif haberler yapıldı. Bunlardan biri de bu ses kaydıydı. Hem dosyadaki bir bilgiyi düzeltelim hem de bir soru sormak istiyorum. Önceden yaptığın savunmada bunun kaçak elektrikle ilgili bir alet olduğunu söyledin, bu çelişkiyi giderebilir misin?" diye sorması üzerine Güran, şu beyanda bulundu:
"Bu konuşmamızı iyi dinledim. Fıskiye düşmüş, elbisem müsait olmadığı için R.A'ya 'Gel son fıskiyeyi vur.' diyorum. Aletle ilgili de telefonda konuşuyorduk ama bu görüşmemizde 'Fıskiye düşmüş.' dedim."
Arif Güran'ın talebi üzerine tutuklu eşi Yüksel ve oğlu Enes Güran ile görüşmesine izin verdi.
Arif Güran, önce oğluna sonra eşine sarılarak "Allah hakkınızı bırakmasın." dedi.
Güran ailesinin bazı fertleri ise salondan çıkarken Nevzat Bahtiyar'a dönerek "Allah senin belanı versin." ifadesini kullandı.
Diyarbakır'da Narin Güran (8) cinayetine ilişkin davanın duruşması, 3'üncü gününde sürüyor. Duruşmada dinlenen tanıklardan Cahit Kaya, Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasındaki araç alışverişini anlattı. Kaya, "Araba meselesi için Arif Güran beni ve ağabeyimi çağırdı. Önce Nevzat anlattı, sonra Arif anlattı. Bizi ikisini de dinledik. Nevzat, 'Bu araba senindir' dedik. '30 bin TL'yi Arif sen ödeyeceksin' dedik. '50 bin TL'yi Nevzat sen ödeyeceksin' dedik. Nevzat, 'Bu parayı ödeyemem' dedi. Salim de Arif'in 10 bin TL'sini ödemeyi kabul etti. Sonra Nevzat da 50 bin TL'yi ödemeyi kabul etti. Başka bir şeye tanık olmadım. Bu olaydan sonra, bu olayla ilgili bir daha görüşmedik. Bizi bu olayı çözmemiz için çağırdılar. Aile meclisi toplantılarını duymadım, katılmadım da" dedi.
'NEVZAT İLE ARİF ARASINDA BİR TARTIŞMA OLDU'
Diğer tanık Kutbettin Kaya, "Araba meselesi için beni çağırdılar. Nevzat ile Arif arasında bir tartışma oldu. Nevzat Bahtiyar'a 'Senin paran yoksa Salim'in kardeşinin evi var. Evin sıvasını yaparsın' dedik. Nevzat dedi ki 'O benim arkadaşımdır. Bizim aramızda sorun olmaz' dedi" diye konuştu. Mahkeme başkanının Güran ailesinin aile meclisi toplantılarına katılıp katılmadığını sorusu üzerine de "Aile meclisi toplantılarına katılmadım" yanıtını verdi.
Fotoğraf: İHA
Tanık olarak dinlenen elektrikçi Abdulsamet Yeşildal da "Mehmet Şerif beni aradı. 'Kesici arızalanmış' dedi. 3 bin TL’ye anlaştık. Tarlaya gittik. Karpuz yedik, menemen yedik. Salim vardı, R.A. vardı. 2 de çocuk vardı. Beraber geldik oraya. Motor süren biri vardı. 17.30 gibi oradan ayrıldık. Salim'in olay günü kıyafetlerini hatırlamıyorum. Salim o gün normaldi, tedirginlik hali yoktu" diye konuştu.
İfade veren diğer tanık Muhammed Kaya "Olay günü banyo yaptıktan sonra dışarı çıktım. Akşam üstüydü. İkindi ezanından sonra. Muhammed Yağmur ile Enes dışarıydı. Bakkalın ön tarafındaydık. Bakkalın oğlu da oradaydı. Biraz sohbet etti. Sonra Enes ile Muhammed arabayla gitti. Ben de eve gittim. Enes'in yüzünde morluk yoktu. Herhangi bir tedirginlik yoktu. Saman muhabbetini duymadım" dedi. Dinlenilmesi istenen M.A.K., 14 yaşında olduğu için tanıklık yapılmasına izin verilmedi.
Narin davasında savcı tutukluların tutukluluk halinin devam etmesini talep etti. Mahkemenin savcının talebini karara bağlaması bekleniyor.
Narin Güran cinayetine ilişkin davada 4 sanık ve 26 tanığın dinlenmesi tamamlandı. 3’üncü gününde devam eden duruşmaya saat 15:00'a kadar ara verildi.
Hürriyet Gazetesi Muhabiri Musa Kesler, Nevzat Bahtiyar’ın ekrana doğru kafasını çevirdiğini belirtirken 3 gündür ilk defa bir yere baktığını belirtti.
NEVZAT BAHTİYAR'IN KEŞİF GÖRÜNTÜLERİ İZLETİLDİ
Duruşmada daha sonra Narin Güran'ın cansız bedenini sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar'ın 9 Eylül'de jandarma ve soruşturma savcıları eşliğinde çekilen, dava dosyasında da yer alan keşif görüntülerinin izlenmesine geçildi.
ADLİ TIP RAPORU
Keşif görüntülerinin izletilmesinin ardından avukat Eren, sanık Bahtiyar'a "Raporda Narin'in naaşından ne zaman öldüğünün tespiti var. Rapora göre, Narin'in cenazesi tamamen suyun içerisinde değil. İndiğin gibi oraya mı defnettin?" sorusunu yöneltti.
Bahtiyar da "Evet." dedi.
İLK ÖNCE NARİN'İ BAŞKA YERE Mİ GÖMDÜ?
"Daha önce farklı bir yere gömüp daha sonra buraya getirdin mi?" sorusu üzerine Bahtiyar, "Kesinlikle hayır." ifadesini kullandı.
Mahkeme başkanının, "Çuvalın tamamı suyun altına girdi mi?" sorusunu Bahtiyar, "Çok hafif üstü açıktı." diye cevapladı.
Duruşmada, "Taş ıslandı mı?" sorusu üzerine Bahtiyar, "Hepsi ıslanmadı, pek hatırlamıyorum." dedi.
Eren'in, "Bacağının (Narin) bir kısmı suyun üstünde mi kaldı?" sorusu üzerine Bahtiyar, bir kısmının suyun üstünde kaldığını belirtti.
Daha sonra üzerindeki cüppeyi çıkaran mahkeme başkanı, Nevzat Bahtiyar'a dönerek "Bu salona bak. Perşembe gününden beridir o kadar insan burada bulunuyor. Herkesin çocuğu var. Benim de çocuğum var. Bu benim işim ama duygu sömürüsü yapmadan sana soru soruyorum. Huzurda vermiş olduğun beyanlar doğru mudur?" diye sordu.
Sanık Bahtiyar bu soruyu, "Evet, doğrudur." diye yanıtladı.
'HATIRLAMIYORUM'
Mahkeme başkanının, "Eksik anlattığın bir şey var mı?" sorusuna Bahtiyar, "Hatırlamıyorum." dedi.
CANSIZ BEDENİ NEREDE ALDI?
Güran ailesinin avukatı, "Cansız bedeni teslim aldığınız yer net olarak neresiydi?" sorusunu Bahtiyar, "Evin içinde." diye yanıtladı.
PETROLCÜ GÖRDÜ İDDİASI
Güran ailesi avukatlarının, "Sosyal medyada çıkan iddialarda sözde Salim Güran'ın Narin'i battaniyeye sardığını, bir petrolcünün de bunu gördüğüne ilişkin paylaşımları gördünüz veya duydunuz mu, bu tarz ihbarları siz veya yakınlarınız yaptınız mı?" sorularını Bahtiyar, "Duydum, hayır." şeklinde yanıtladı.
SOSYAL MEDYADA TEHDİT İDDİASI
"Sosyal medyada senin Arif Güran'a, 'Sana öyle bir acı yaşatacağım ki unutmayacaksın' dediğin yer alıyor, bu iddialara ilişkin ne söyleyeceksin?" sorusu da yöneltildi.
Bahtiyar, "Ben söylemedim. Sosyal medyada duyduğum bir kelimedir." diye konuştu.
Duruşmada daha sonra tutuklu sanıklar ve müşteki Arif Güran tekrar mahkeme salonuna alındı.
Avukat Nahit Eren adli tıp raporundaki lavraların ne anlama geldiğini sordu. Avukat, Nevzat Bahtiyar’a oraya gider gitmez suyun içine mi gömdün? Başka yere gömüp sonra oraya mı getirdin? diyor.
3. duruşmada konuşan eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, 'Babayı dün üzdüysem özür dilerim tekrardan.
Sayın Başkan, Nevzat'ın yer göstermesi sırasındaki kaydı ekrana yansıtmanızı rica edeceğim. Üzülerek söylüyorum, vücut üzerindeki lavralar, canlılar İstanbul Adli Tıp’a gitti. Rapordan okuyorum: Bu haliyle cesedin bazı kısımlarının karada kaldığı değerlendirilmektedir.' dedi.
BABA GÜRAN SİNİR KRİZİ GEÇİRMİŞTİ
Dün tanıkların dinlendiği mahkeme salonunda eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren tanık Enes Baran'a soru sorduğu esnada baba Arif Güran sinir krizi geçirmişti. Baba Arif Güran, ”Kızımdan bahsederek anlatmayın. Yeter. Allah için. Yeter yeter yeter. Gözümün içine baka baka anlatıyorlar” diyerek sinir krizi geçirerek mahkeme salonundan çıkmıştı.
Duruşmanın 3’üncü gününde, Güran ailesinin avukatlarının talebi üzerine mahkemeye getirilen 10 tanıktan 9’u dinlendi. 1’i 14 yaşından küçük olduğu için dinlenmedi.
CNN TÜRK Muhabiri Serdar Er duruşmadan şu detayları aktardı:
Tanıkların dinlenme işlemi gerçekleşiyor. Mahkeme salonundan çıktığım anda kaşımda Arif Güran’ı gördüm. Dün fenalaşarak hastaneye kaldırılmıştı. Durumunu sorduğumda iyi olduğunu söyledi. Tekrar duruşmaya katılmak için adliyeye geldiğini söyledi.
Duruşmada tanıklara olay gününe dair saatler soruldu. Bir çoğu ‘hatırlamıyorum.’ şeklinde cevap verdi. Özellikle saat konularında. Hatırlayan birkaç kişi oldu. Enes Güran’ı akşama doğru ikindiden sonra gördüklerini söylediler. Amca Salim Güran’ın tarlaya gitme hadisesi vardı. Bir elektrik işlemi yapılması için 2 işçinin geldiğini ve Salim Güran hakkında ne dediklerini takip ettik. İkindi vakitlerine işaret edildi. Saat 16:00’dan sonraya tekabül ediyor. Salim Güran’ın 16:00 sıralarında tarlada olduğunu teyit ettiler.
Enes Güran'a kolunu nasıl ısırdığını sordular. Enes kolunu sıyırıp ısırarak o anı anlattı.
3'üncü günde duruşma, saat 10.00'da başladı. Duruşma öncesi tutuklu sanıklar, yoğun güvenlik önlemleri altında yeniden adliyeye getirildi. Güran ailesinin tanık ve yakınları, adliyeye toplu şekilde alındı.
Güran ailesinden 9 kişi, tanık olarak dinlenecek. Diğer yandan ailenin talebi üzerine, olay günü bölgeyi gören ve Arif Güran'ın evinin karşısındaki Dara 2 Askeri Üs Bölgesi'nin güvenlik kameraları, mahkemeye sunulmak üzere hazırlandı.
Hazırlanan görüntüler, bugünkü duruşmada izlenecek. Baba Arif Güran, cinayeti aydınlatacak en önemli delilin askeri üs bölgesindeki kameraların olduğunu söylemişti.
SALİM GÜRAN’IN OLAY GÜNÜ DERE YATAĞINA GİTTİĞİ GÖRÜNTÜ DAVA DOSYASINA GİRMİŞTİ
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Salim Güran’ın, Narin’in kaybolduğu 21 Ağustos gününün gecesinde araçla, cesedin bulunduğu yere gittiği tespiti yer aldı. İddianamede, Narin Güran'ın cansız bedeninin bulunduğu yeri aile üyeleri ve şüphelilerin bilme ihtimali doğrultusunda, Eğertutmaz Deresi'ni gören kamera kayıtlarının ayrıntılı olarak incelendiği belirtilerek, olay günü bir aracın saat 22.35 sıralarında cesedin bulunduğu yere doğru hareket halinde olduğu, saat 22.48'de cesedin bulunduğu alanda durduğu, saat 22.55 sıralarında ise dönüşe geçtiğinin tespit edildiği, dar alan baz çalışmasına ilişkin bilirkişi raporu ve HTS analiz raporu kapsamında değerlendirildiğinde, kamera kayıtlarında cesedin bulunduğu yere gelen kişinin şüpheli Salim Güran olduğunun net bir şekilde tespit edildiği bilgisi yer aldı.
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanık, Diyarbakır adliyesine getirildi.
8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde perşembe günü görülmeye başlayan davanın 3. gününde 18 tanık dinlenecek.
Duruşmanın ilk gününde "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan anne Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran, amcası Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar'ın savunmaları ve davada müşteki olan baba Arif Güran'ın ifade işlemleri tamamlanmıştı.
Dün, saat 09.00'da başlayan duruşmada 4 sanık ve 26 tanığın beyanları dinlenerek tamamlandı. Güran ailesinin avukatlarının talebi üzerine bugün yeni tanık ve avukat savunmaları dinlenecek.
Sanık ve tanıklar, yoğun güvenlik önemleriyle adliyeye getirildi.
Dünkü duruşmada Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar tanık olarak dinlendi. Vecdi Bahtiyar, Nevzat Bahtiyar’a suçunu itiraf etmesi karşılığında yardım talebinde bulunulduğunu belirterek, "Ali Rıza Güran, Hasan Kaya ile konuşmuş, 'Nevzat kızı öldürmüş, herkes biliyor, suçunu itiraf etsin, suçu üstlensin. Biz de evinizi köye getireceğiz, maddi- manevi size yardım edeceğiz' dedi. Ben de gidip Nevzat’a görüşte söyledim, o da ‘Ben öldürmedim ki kabul edeyim’ dedi. Narin kaybolduğunda, şehir dışındaydım, İlk başta karım söyledi. Sonra da Salim Güran’ı aradım. Birkaç saniye arayıp, ‘Herhangi bir iz bulundu mu, ne durumdasınız?’ dedim. Salim'e ‘İnşallah kızı bulursunuz’ dedim. 23 Ağustos’tan sonra aramadım. O gün Nevzat’ı, beraber arabasıyla işe gidiyoruz diye aradım" dedi.
Duruşmada, Salim Güran’ın yanındaki işçisi R.A., dinlenmek istendi. R.A., tanıklık yapmayacağını söyledi. Mahkeme Başkanı Ramazan Dündar, "Tanık R.A. hakkında benzer iddialardan dolayı söz konusu dosyada tutukludur. CMK 48’inci maddeye göre, tanıklıktan vazgeçtiğini bildirir. Biz de CMK 48’inci maddeye göre, onun tanıklıktan vazgeçtiğini kabul ettik" dedi.
Diyarbakır'da Narin Güran cinayetine ilişkin dün başlayan ilk duruşma, dün de devam etmişti. Duruşma, verilen 2 saatlik aranın ardından 16.00’da kaldığı yerden devam etti. Mahkeme Başkanı Ramazan Dündar, sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde yayınlanan 'Gizli tanık' iddialarıyla ilgili, 'Bana gelen bir bilgi yok. Mahkememizde öyle bir şey yok' dedi.
Diyarbakır'da Narin Güran cinayetine ilişkin dünkü duruşmada fenalaşarak Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine götürülen ve bir süre acil serviste bekletilen babası Arif Güran’ın, yapılan tahlillerle kan şekeri değerinin düşük olduğu belirlendi. Arif Güran’ın, bir süre daha gözlem altında tutulacağı öğrenildi.
Dün mahkemede dinlenilmekten vazgeçilen Narin’in kardeşi E.G.'nin, daha önce alınan ifadesi mahkeme salonunda dinletildi. E.G.'nin pedagog eşliğinde alınan ifadesinde, "Narin'in kaybolduğu gün, o gün evdeydim.
'ANNEM DE UYUYORDU'
Annem, Muhammed ile Enes ağabeyim vardı. Narin camiye gitti. 3'te çıktı sonra hiç gelmedi. Uyuyordum. Annem de uyuyordu. Hediye yengem ilk geldiğinde annem çamaşırlarını ona bırakmıştı. Onun için geldi. 'Annen ne yapıyor' dedi. 'Uyuyor' dedim. Bıraktı, gitti. Annem, Muhammed ve Enes, klima odasında uyuyordu. Yengem sonra ikinci kez geldi. Niye geldi bilmiyorum. Annem uyanıktı. Çay içtiler. Teyzemlere gittim. Yengem ikinci kez geldiğinde Enes ve Muhammed uyuyordu. Yengem eve geldiğin annemin telefonuyla oyun oynuyordum. Hangi oyunu oynadığımı hatırlamıyorum.
'NARİN'N KAYBOLDUĞUNU İLK AĞABEYLERİMDEN DUYDUM'
Eve gelen giden kimseyi görmedim. Yengemle annem ne konuşuyordu, hatırlamıyorum. Eve gittiğimde annem, Enes ve Muhammed vardı. Yengem gitmişti. Narin yoktu. Gelmedi. Narin'n kaybolduğunu ilk ağabeylerimden duydum" dedi.
Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.
Salim, Yüksel ve Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.