Son dakika Narin Güran cinayeti davası yarına ertelendi! 2. duruşmada gerçek yüzlerine vuruldu.... Mahkeme başkanından talimat

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2024 10:12

Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin cinayetinde tutuklu olarak yargılanan amca Salim Güran, anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran'ın da olduğu 12 kişi bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Aile tarafından tehdit edildiği öne sürülen çoban A.A. duruşmada ağlarken, 'Bana neden inanmadıklarını bilmiyorum, tokat attılar. Yemin ederim bir şey görmedim.' dedi. Savcı ise mütalaasını okurken, 'Nevzat ve Salim dahil tüm sanıklar suç ortağı. 'İyi hal'e yer yok.' ifadelerine yer verdi. Narin Güran cinayeti davasında ikinci duruşma bugün devam edecek.

Haberin Devamı

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davada ikinci duruşmanın ilk günü sona erdi. Duruşmada tansiyonun yükselmesiyle gergin anlar yaşanırken verilen aranın ardından mahkeme başkanı ailenin tepkisi nedeniyle yakınlarının salona alınmadığını vurguladı. İşte dakika dakika son gelişmeler...

Duruşma 14 saat sürdü

Diğer avukatların da konuşmalarının tamamlanmasıyla Mahkeme Başkanı, saat 09.00’da başlayan duruşmayı bugün sabah saat 09.00’a erteledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları mütalaaya ilişkin savunma yaptı

Duruşmada, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsilen 3 avukat yaptıkları savunmada, dosyada yer alan delillere göre Narin'in boğularak öldürüldüğünü, cesedinin Eğertutmaz Deresi'ne bırakıldığını, öldürme eylemine ilişkin olayın saat 15.19 ile 16.00 arasında olduğunu belirtti.

"Bu saat aralığında sanıkların olay yerinde bir arada olduklarının sabit, bunun aksinin hiçbir aşamada ispat edilememiş olması ile o anda ahır önünde kameralar tarafından tespit edilen ışık parlaması ve canlı yoğunluğu eylemin o anda orada bulunan kişiler tarafından gerçekleştirildiğini göstermektedir. Birbirini destekleyen somut delillerin yanında olay anından bugüne kadar sanıkların içinde bulunduğu tutum ve davranışlar incelendiğinde, sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek fiil üzerinden ortak hakimiyet kurdukları ve birbirlerinin eylemlerini tamamladıkları sabittir." ifadesini kullanan avukatlar, bu nedenle savcılığın sunduğu mütalaaya katıldıklarını bildirdi.

Avukatlar, şunları ifade etti:

"Dosyadaki delillerin değerlendirmesi ele alındığında, dar alan baz verileri yönünden şu hususları belirtmek gerekir ki Türkiye'de, cep telefonu sinyallerinin konum tespiti için dünyadan farklı bir teknoloji kullanılmamaktadır. Temel teknolojiler ve prensipler aynıdır. Bu teknolojilerin hepsi aslında operatörlerin hizmet kalitesini artırma amacıyla ilerliyor olsa da aynı zamanda ceza davalarında yaygın olarak kullanılmaktadır. HTS sinyal bilgileri ile konum tespiti anlık olarak yapılabildiği gibi bu dosyada bilirkişinin yaptığı şekilde olay yeri ve zamanındaki HTS kayıtlarından faydalanılarak bugün yapılan bir analiz ile de geçmişe dönük veriler elde edilebilmektedir. HTS kayıtlarında yer alan baz istasyonu bilgileri, mobil telefon dolayısıyla kişilerin fiziksel konumuna dair önemli verileri içerir. Hatta baz istasyonunun hücresel yapısı nedeniyle kişinin hareketi ve hareket hızının da hesaplanabildiği görülmektedir."

Bu doğrultuda dünya genelinde cep telefonu sinyallerinin konum tespiti için kullanılan temel teknolojilerden biri olduğunu, birden fazla baz istasyonu verilerinin birleştirilerek, buralardan gelen sinyal gücünün ölçülerek, bireyin konumunun daraltılabildiğini söyleyen avukatlar, bunun telefon konumunu daha hassas bir şekilde belirlemeyi sağlayan bir yöntem olduğunu anlattı.
Bugünün cep telefonu teknolojisinin hizmet kalitesini artırmayı ve abonelere bulundukları her noktada kesintisiz hizmet vermeyi hedeflemekle birlikte coğrafi konum tespitini de mümkün kıldığını vurgulayan avukatlar, tüm dünyada ve ülkede azımsanmayacak kadar uzun bir süredir birçok ceza dosyasında destekleyici delil olarak kullanıldığını bildirdi.

Tavşantepe Mahallesi'nde 20'den fazla baz istasyonu bulunduğunu belirten avukatlar, şöyle dedi:

"Bu istasyonlarla BTK'den gelen HTS kayıtları yanında açıkça belirlenmiştir. Dolayısıyla kimi sanık vekillerinin köye hizmet veren tek bir baz istasyonu olduğu yönündeki iddiası gerçek değildir. Aksine Tavşantepe Mahallesi gibi çok sayıda baz istasyonunun bulunduğu bölgelerde, daha doğru coğrafi konum tespiti mümkündür. Tüm bu faktörlerle birlikte geniş bir arazide ve insan sayısının az olduğu böyle bir yerde bu kadar fazla baz istasyonunun bulunması, konum tespitini kolaylaştıran faktörlerden olup böyle bir ortamda hazırlanan rapor ile ortaya konulan tespitlerin güvenilirliği şüphesizdir. Bu analiz, tek başına sanıklar HTS kayıtlarının incelenmesi değildir, sanıkların olay tarihi ve muhtemel olay saatindeki HTS kayıtlarından yola çıkarak analizin yapıldığı gün, binlerce örneklem ile aynı baz sinyal gücüne ulaşmaya çalışarak sanıkların olay gün ve saatindeki coğrafi konumunun tespit edilmesidir. Bu açıklamalar ışığında söz konusu rapora göre, Narin'in ölümüne sebep olan muhtemel olay saati aralığının 15.18-16.00 olduğunu, Narin'in son görülme anı olan 15.18'den hemen sonra ölümüne sebep olan eylemin gerçekleştiğini, tüm sanıkların bu olay saatinde bir arada olduğunu, Nevzat'ın, Narin'in cansız bedenini, bulunduğu yere, Eğertutmaz Deresi'ne aracıyla götürdüğünü, aynı yere Salim'in de olay gecesi gittiğini tespit etmesi bakımından son derece önemlidir. Diğer bölümlerde izahına çalıştığımız gibi özellikle kamera görüntüleri, dosya içeriğindeki tutarlı beyanlar ile tamamen örtüşen bu bilirkişi raporu, hükme esas almaya değer doğruluktadır."

Avukatlar, "Narin'in dışardan gelen bir müdahaleyle boğularak öldürüldüğü, Salim'in aracından DNA sonucu çıkması yönünden ise öldürüldükten sonra Narin'in bizzat kendisinin ya da Narin'in cansız bedenine temas etmiş bir nesnenin Salim'in aracı ile taşındığı açıkça ortadır." ifadesini kullanarak, sanık Salim Güran'ın, telefonundaki ses kayıtlarında olayın en başından itibaren Narin'in kaybolduğu saatle ilgili olarak çelişkili beyanlarda bulunduğunu savundu.

Avukatlar, savunmalarında şunları kaydetti:

"Sanık Salim Güran'ın öncelikli amacının Narin'in bulunmasını ve ölümünün net bir biçimde ortaya çıkmasını engellemek olduğu, sanığın telefonunda yapılan teknik incelemede cihazda yer alan kayıt programındaki olay gününe ilişkin kendince önemli gördüğü kayıtları silmesi, WhatsApp kayıtlarını silmesi ve bu hususu izah edemediği, Nevzat Bahtiyar ile olay günü 15.08 dışında hiç görüşmediğini beyan etmesine karşın HTS analizi ve dar alan baz çalışması yapılan bilirkişi raporunda yaklaşık olay saatinde bir arada oldukları ve birlikte hareket ettiklerinin açıkça ortaya konulduğu, fiilen kullandığı araçta tüm DNA profillerine dair çalışma yapıldığı, araçta elde edilen DNA profilinin Narin'e ait olduğu, Salim Güran'ın olay günü ve saatinde Narin'in ailesinin evinde diğer sanıklarla birlikte bulunduğu, sanığın olay gecesi cesedin bulunduğu yere gittiği kamera kayıtları, HTS analizi ve dar alan baz kayıtlarıyla tespit edilmiştir. Tüm bu nedenlerle sanıklar ile tanıklara ait soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki tüm çelişkili beyanlar, dosya kapsamında yer alan ATK ve kolluk tutanakları, HTS kayıtları ve daraltılmış baz analiz raporları, kamera görüntüleri, cezaevi görüşmeleri, ses kayıtları, Ulusal Kriminal raporlarında özetle sanıkların üzerine atılı eylemleri işlediğini gösteren tüm bu somut suç delilleri birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların suça iştirak ederek müşterek fail olduğu şüphesizdir. Sanıkların tüm süreçte adeta bir zincirin halkaları gibi fikir ve eylem birliği içinde iştirak halinde çocuğun kasten öldürülmesi suçunu işledikleri sabittir.

Tüm bu sebeplerden ötürü mütalaada belirtilen sevk maddeleri uyarınca sanıkların her birinin ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarına, sanıkların her birinin gerçekleştirdikleri eylemin niteliği, olayın oluş biçimi, eylemden sonraki ve yargılama sürecindeki tutum ve davranışlar dikkate alınarak haklarında TCK 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, hükümle birlikte sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep ederiz."

Diyarbakır Barosu eski Başkanı Nahit Eren söz aldı

‘BARO ÜZERİNDEN ALGI OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILDI’

Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, Diyarbakır Barosu eski Başkanı Nahit Eren söz aldı. Güran ailesinin kendisiyle temas kurduğunu belirten Eren, “Sosyal medyaya tweet atayım, programlara çıkayım. Yargı bu değil, adalet de hukuk da bu değil. Diyarbakır Barosu üzerinden bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Güran ailesini tanımıyorum. Diyarbakır Barosu’nun bu davalarla bir geçmişi var. Bu tür cinayetlerden edindiğimiz tecrübe var. Şu, ‘Aileyle ya da köyle bir temas kurmayın’ dedik, ‘lütfen gitmeyin’ dedik. 14 Eylül’de bana telefon açıldı. ‘Güran ailesi olarak sizinle görüşmek istiyoruz’ denildi. ‘Yönetim kurulu üyelerimizle birlikte baroda görüşebiliriz’ dedim. 4 kişi geldiler. Geldikleri zaman 4 saat görüştük. ‘Biz Diyarbakır’da bu davaya avukat bulamıyoruz’ dediler. Avukatlara telkinde bulunduğumu söylediler. ‘Görüştüğümüz avukatlar milyonlardan bahsediyor’ dediler, ben kendilerine avukatların ücret konusunda serbest olduklarını söyledim. ‘Çocuklarımız okula gidemiyor’ dendi. Ben de kendilerine ricada bulundum. Bir algı oluşmuşsa, bu algıya ben sebebiyet vermedim. ‘Cinayetin faili kimse teslim edin’ dedim. Onlar da bana daha sonra işkence konusuyla geldiler. Bu konuda barodan yardım istediklerini söylediler. ‘O mağdur arkadaşları lütfen baroya getirin’ dedim. İşkence mağduru kişiyi aradım, kendisine baroya gelmesini söyledim. ‘Başkanım, bu konuya dahil olmak istemiyor artık’ dedi. Ben o suç duyurusunu nasıl yapabilirim? 23 Eylül’de bir kez daha arandım. Kalabalık bir grup geldi. Bu görüşmede, kendilerinden bir ricada bulundum. ‘Bütün aile zan altında’ dedim. O esnada bana, ‘Efendim, cezaevinde akrabalarına işkence yapılıyor’ dendi. Cezaevinde bu çok zor. ‘Enes cezaevinden götürülmüş, dişleri çekilmiş’ dendi. Ben bir hukukçuyum. ‘Böyle bir iddia varsa, avukatlarınız bir görüşme gerçekleştirsin. Biz de komisyonumuzla bakalım’ dedim. Avukatlar bize dönmedi” dedi.

‘İNANILMAZ BİR VERİ AKIŞI VAR’

Amca Salim Güran’ın, cinayet saatinde yaptığı telefon faturası ödemelerini gösteren delillere ilişkin konuşan Eren, “Sosyal medyada bir fatura sunuldu. Bir çizelge yayınladılar. Cinayet mahallindeyken 2 havale yaptığını söylediler. MASAK raporuna göre 2 ödeme yapılmış. Bu MASAK raporunu göstereyim, 580 TL’lik iki işlem gerçekleştirilmiş. Kamuoyu bunları 'havale' diye tartıştı. Sayın Başkan, 15.19’da gerçekleşen havale işlemi sistemsel bir havale işlemi. Türkiye Ekonomik Bankası’ndan, yani telefona girmeden yapılan bir işlem. Peki, 15.28’de bir fatura neden ödeniyor? Salim Güran’ın sistemsel olarak işlemi, hesabı sıfır bakiye olduğu için eksi 580 TL olarak tekrar işlem yapıyor. Peki, Salim Güran burada neden ödüyor? Günlerce arkadaşlarımla bunu yorumlamaya çalıştım. Sistemsel olduğunu nereden biliyorum? Salim Güran’ın HTS kayıtlarına bakalım. Saat 15.19’dan önceki Salim Güran’ın GPS kaydına bakalım. 15.16’da Salim Güran’ın telefonu bir bankacılık işlemi yapsaydı, telefonundan herhangi bir internet kaydı bulunmuyor. Yani herhangi bir havale işlemi gerçekleştirmemiş. Salim Güran’ın yakın zamanda, bir hafta önce mahkemenize sunulan telefon verilerine göre, yani şu telefona bir işlem yapıldığında hangi saniyede hangi uygulamanın öne çıktığını görebiliyorsunuz, bu işlemler incelenmiş. İkinci havale işlemi ise 15.28’de gerçekleşiyor. Bu sırada, tam o saniyelerde 71 saniyelik bir GPS bağlantısı bulunuyor. Birden fazla işlem için bağlanmış, telefonun birçok arka uygulaması sisteme bağlanmış. Salim Güran’a ait telefonun ödeme günü, ayın 21’i. Peki, Salim Güran o an resmi bir işlem yapma ihtiyacı mı hissetti? Meslektaşım şunu söyledi, ‘Salim Güran’ın telefonda inanılmaz bir veri akışı var.’ Bu durumda, 'Telefonda temizlik mi yapılıyor?' diye şüphe duyarım” diye konuştu.

‘NARİN BULUNUNCA YAS TUTACAKLARINA KAVGA EDİYORLAR’

Eren, Dara-2 kamera görüntülerinin izletilerek yaptığı konuşmada, “Ulusal Kriminal, Onur Bey’in düştüğü hataya düşmüş. Ulusal Kriminal, 15.34 diyor, ancak 6 dakika ileri alınca durum değişiyor. Önceki araç bir traktör. Ruhi Kaya, kamera görüntülerinden geçiyor ve oradan 1 dakika sonra gelen bir otomobil var. Bunu niye anlatıyorum? Herkes şu hataya düştü; Nevzat’ın aracının yukarıdan aşağıya indiğini göremiyoruz. Ama iddiası doğruysa, Salim’in aracının geldiğini görebiliriz. Ancak göremeyeceğimiz bir yol da var. Bu aile bireyleri, Narin bulunca yas tutacaklarına kavga ediyorlar. Ben bütün bunları anlattığım zaman, Arif Güran’ın acısını hissediyorum ama uydurulmuş bir delil ile konuşmadım. O gün orada bir şey yaşanmadı mı? Bir şey yaşanmış. Nevzat’ın silik olduğunu söyleyen aile bireyleri var. Benden önce şüphe duyan bir Arif Güran var” dedi.

‘ADIMSAYAR GPRS KAYDINIZ AÇIK DEĞİLSE, TESPİT EDİLEMİYOR’

Eren, Salim Güran’ın cinayet saatinde telefonundaki adımsayar uygulamasında 45 adım attığı tutanağına ilişkin, “Eğer bu adımsayar, tespit ettiğiniz gibi doğruysa, kız çocukları iş yapıyor, alışveriş yapıyor, hatta çocukları ödeme için kendisini çağırıyor ve kendisi gidiyor. Ben mutfakta iki kez dolandım, 45 adım oldu. Adımsayar tutanağı ile ilgili, android telefonlarda eğer sizin GPRS kaydınız açık değilse, tespit edilemiyor. 19.00- 20.00 arasındaki 2 bin küsurluk adım” diye konuştu.

‘BİZE BU DOSYADA KİMSE GERÇEĞİ ANLATMIYOR’

Dosyada sanık ve tanıkların gerçeği anlatmadığını ifade eden Eren, “Narin’in kaybolma haberini alıyor. Asıl kritik soru şu; Narin kaybolduktan sonra 20.00- 24.00 arası adımlarını saydığınızda, camiye gitmek, okula gitmek gibi bir hareketlilik var mı? Saat 16.10’da Arif’in evinin önünden ayrılış anını göstereyim. Salim’in aracı, 16.18’de köyde. Şimdi bana 'Bu nokta araba mı?' demeyin. 16.13’te burada, kavşakta şu an devam ediyor. Ruhi Kaya’nın tabelasına geçiyoruz. 16.10’da Arif’in evinden ayrılıyor. Ruhi Kaya’nın kamera kayıtları, bu görüntüler silinmiş. Bu görüntüler sonradan getirilen görüntüler. Mehmet Selim Atasoy kaçta geliyor biliyor musunuz? 16.23. Motosikletini görüyor musunuz? Salim’in girdiği yerden tarlaya giriyor. Tam Mehmet Selim Atasoy 16.23’te geçerken, meşhur elektrikçilerin görüntüsü var. Onların mavi arabası. Bunu niye anlatıyorum? Bugün R.A.’ya bir soru sordum; 'Siz orada gün içerisinde Salim ve babanız dışında kimseyi gördünüz mü?' diye. 'Hayır' dedi. Sonra tekrar sorduk, 'Hatırlamıyorum' dedi. Yani neyi ifade etmeye çalışıyorum? Bize bu dosyada hiç kimse gerçeği anlatmıyor” dedi.

‘NEVZAT CİNSEL İSTİSMARDA MI BULUNDU? BİLEMEYİZ’

Eren, 4 sanığın da cezalandırılmasını talep ederek, şöyle konuştu:

“Salim Güran’ın geri getirilen WhatsApp görüşmeleri dosyada var. 22 Ağustos’tan itibaren telefonundaki ses kaydı kapatılıyor. 23 Ağustos’ta ise geriye dönük arama kayıtları siliniyor. Hepsinin bir sebebi var. Şunu sormak istiyorum, ilk bize şunu söyledi. Tanımlaması neydi? Eskort. ‘Eskort ile görüştüm’ dedi. Peki, biraz sonra gözaltına alınma riskim varsa ben kayıtları silerim. Narin’in kaybolması ile bağın yoksa neden sildin? PSA… İlk celsede ısrarlı şekilde Nevzat’a şunu sordum. ‘Çanta neredeydi’ dedim, daha önce ‘kapalıydı’ dedi. Ben de soruyorum, eleştirebilirler. PSA hangi numunelerden çıktı? Vajen dış külot, iç yüz. Nereden çıktı? Narin’in çantasından. Özür dilerim burada Enes ve annesi var. Rapor şunu söylüyor, ‘cinsel istismarı tespit edemem’ diyor. Yazma ve etek çantanın içerisinde ise vajen 2 de yok, külot ön yüzde de yok, dış yüzeyde var. PSA testi nasıl yapılır? Şu şekilde kartla. Olay örgüsünde şunu oturtamıyorum, Cinsel ilişki sırasındaki şahıslardan bunlara geçtiyse? Ve ben şunu anlıyorum, o zaman bu eşyalara biri temas etti. Anneden de bulamış olabilir, bilemeyiz? Nevzat cinsel istismarda mı bulundu? Bilemeyiz. Diyarbakır Barosu katılan taraf olarak, 4 sanığın cezalandırılmasını talep ediyorum.”

"Narin kızımızın yanında durarak, onun hukukunu korumak amacıyla buradayız"

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi, Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, "Narin kızımızın yanında durarak, onun hukukunu korumak amacıyla buradayız." dedi.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar'ın yargılandığı davanın ikinci duruşması sürüyor.
Beraberindeki komisyon üyeleriyle duruşmayı izleyen Katırcıoğlu, Diyarbakır Adliyesi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, Narin'in yanında olduklarını, duruşmayı izlemek için Diyarbakır'a geldiklerini söyledi.

Katırcıoğlu, şöyle konuştu:

"Bugün, görevlerimiz dışında 7 yaşında erkek, 4 yaşında kız çocuğu torunu olan bir anne, bir kadın, daha ötesinde de bir insan olarak bu davayı takip ediyoruz. Tekrar böyle olaylar, tekrar başka Narinler, Sıla bebekler ve diğer vakalar yaşanmasın diye komisyonumuz bu kalabalık heyetiyle birlikte tüm siyasi partilerden katılan milletvekilleriyle Narin kızımızın yanında durarak, onun hukukunu korumak amacıyla buradayız. Aynı zamanda komisyonumuz hem bu davayı hem de diğerlerini takip ederek ve komisyonumuzun çalışmaları sonucunda bir ihtiyaç olduğu an bir mevzuat düzenlemesi, belki bir yasal düzenleme ihtiyacı olacak... Onu da komisyonumuzun çalışması sonucunda sizlerle paylaşacağız. Bu vahşeti Narin kızımıza kim ya da kimler yaptıysa, niçin, nerede, ne sebeple olduğuna bakmaksızın suçluların en kısa zamanda en ağır suçu alması için komisyonumuzla, heyetimizle birlikte TBMM milletvekilleri olarak takibini yapacağız."

İlk günden beri suçluların ortaya çıkması ve ağır ceza alması noktasındaki takipleri için basın mensuplarına teşekkür eden Katırcıoğlu, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının samimiyetle bu süreci kendi evlatları gibi sahip çıkarak suçluyu bulma adına gösterdikleri gayreti de ifade etmek istediğini belirtti.

"Diyarbakır Barosu avukatlarını, duruşmayı izlerken gördüm, gerçekten samimiyetle en kısa zamanda suçluyu bulmak, en ağır cezayı alabilmek adına gösterdikleri gayreti gördüm. Narin hepimizin evladı, Türkiye'nin evladı, Türkiye'nin kızı." diyen Katırcıoğlu, olaya yaklaşımlarının bu yönde olduğunu dile getirdi.

Katırcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye Cumhuriyeti devletinin gerçekten adaleti en iyi şekilde, en kısa zamanda yerine getireceğine inanıyorum. Bu vakayla ilgili bir tek şey daha söylemek istiyorum; Narin vakasını diğerlerinden ayıran bir özelliğe işaret etmek istiyorum. Bu tip vakalarda ilk önce en yakınları suç duyurusunda bulunurken, Narin'imizin ne yazık ki bu anlamda kendi yakınlarından bir suç duyurusu olmadı. Devletimiz bu anlamda devreye girdi, bakanlıklarımız bu konuda hızlı bir tavır aldılar. Sivil toplum örgütleri, barolar, tüm Türkiye Narin'in yanında durdu. Başka Narinler yaşanmasın, başka Sılalar yaşanmasın, böyle vakalar olmasın diye biz davayı takip etmeye devam edeceğiz ve bunun için de komisyon olarak gereği neyse onu yapacağız. Çocuğumuzun üstün yararı ilkesiyle çocuğa şiddeti kırmızı çizgimiz olarak ele alıyoruz. Bu mücadelemiz gücümüzün yettiği, ömrümüzün elverdiği kadar devam edecek. Kimsenin yanına kar kalmayacak. En kısa zamanda, en ağır cezayı alacaklarını, tekrar takipçisi olacağımızı buradan ifade etmek istiyorum."
Bir gazetecinin, Narin Güran ve Sıla bebek cinayetlerinin duruşmalarına katılım konusunda Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonu Başkanı Cengiz Aydoğdu ile arasında geçen ve açık kalan mikrofonlara yansıyan diyaloğa ilişkin sorusu üzerine de Katırcıoğlu, şöyle dedi:

"Bugün Narin kızımızla ilgili en hassas davayı, duruşmayı takip ediyoruz. Böyle bir soru gelmesini beklemiyordum ama şunu söylemek gerekir, daha çok katılım noktasında bir konuşmaydı. Böyle bir günde böyle bir soruyu beklemiyordum, ummuyordum, olmaması gerektiği için söylüyorum. AK Parti'de eleştiri ve istişare kültürü vardır."

‘Arif Güran, kızının olayına karışan herkesin cezalandırılmasını istiyor’

Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında baba Arif Güran’ın avukatı Berat Kocakaya, dosyanın 14 sayfa iddianameye sığacak bir dosya olmadığını belirterek, “Biraz önce duygusal anlar yaşadık. Arif Bey’in söyledikleri kıymetlidir. Arif Güran bugün kızının adaleti için buradadır. Tanıklık ettiğimiz acı ile Arif Güran’ın ailesinin yaşadığı acısı bir değil. Biz bugün burada bir yargılama yapıyoruz. Birilerinin ceza alması mı önemli, yoksa adaletin tecelli etmesi mi önemlidir? Arif Güran, kızının olayına karışan herkesin cezalandırılmasını istiyor. 4 kişinin ceza alması adalet değil. Bu olay nasıl gerçekleşti, buradaki sanıklar bu olayın faili mi? Burada yargılanan Narin’in annesi, ağabeyi ve amcası. Bu çirkin ithamların üzerine Arif Güran susmazdı. ‘Arif bilseydi bunları öldürecekti’ diyorlar ama böyle değil. Bugüne kadar Nevzat’ı kim biliyordu? Bu adam her gün ölüyor, bir de üstüne çirkin ithamlar her gün devam ediyor. Sosyal medyada ‘Narin benim kızımdır, senin kızın değil’ diyenler, bunu tartıya mı koydu? Neye göre karar veriyorsunuz. ‘Elalem ne der’ diye hukuk olmaz. Siz bugün bu cübbeyi boşuna giymediniz. 8 yaşındaki kızını kaybetmiş bir baba var. Cansız bedeni internette paylaşıldı. Sen onu nasıl paylaşırsın? Bu adam kızını kaybetti, hiç mi düşünmediniz? Ben bakmamak için çok mücadele ettim. Ama maalesef, vicdan merhamet neticesinde karar veremeyiz. Arif Güran mağdur bir baba. Diyarbakır'ın merkez köyündeki babanın adalet arayışını çok görmeyin. Bu dosya yabana atılır bir dosya değil. Bu 13- 14 sayfa iddianameye sığacak bir dosya değildir. 7 yaşındaki Eren Güran nasıl hayata tutunacak? Bu adam nasıl üniversiteye kayıt olacak?” dedi.

‘KANAATİMİZ, BÜTÜN SANIKLAR İŞTİRAK İRADESİYLE BU EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRMİŞLER’

Diyarbakır Barosu Avukatı Aydın Özdemir de sanıkların iştirak halinde eylemi gerçekleştirdiğini ifade ederek, “Enes 8 ayrı beyanda bulunmuş. Saatlerle ilgili çok bariz çelişkiye düşmüştür. Enes’in gözündeki morluk ve vücudundaki izler, ilk ifade kendisine zarar verdiğini söylüyor. İkincide ‘Ya kendime vurdum ya da mısır koçanlarına çarptı’ diyor. Nevzat bu işin içinde olmasaydı, geri dönerdi. Eylemini tamamlıyor. Sonra hayatına devam ediyor. Nevzat bu eylemde masum mudur? Mağdur mudur? Nevzat Bahtiyar bu eylemden sonra evine geri dönüyor, yemek yiyor, namaz kılıyor. Bu olayda kolluk görevlileri, Narin’in cansız bedenine ulaşmış, sonra Nevzat tespit edilmiş. Nevzat’ın en küçük pişmanlığı yok. Nevzat birçok çelişkili beyanda bulundu. Nevzat zaten cesedi gömen kişi, Nevzat’ın kardeşi olan Vecdi’nin Salim’i araması, sonra Nevzat’ı araması. Sıralı aramaları gösteriyor. O gün Narin bulunmamış olsaydı, bugün böyle bir yargılama olmayacaktı. Bizim kanaatimiz, bütün sanıklar iştirak iradesiyle bu eylemi gerçekleştirmişlerdir” diye konuştu.

Diğer avukatların da savunmalarının ardından mahkeme başkanı, duruşmaya 30 dakika ara verdi.

Narin Güran cinayeti davasının ikinci duruşmasına gerginlik nedeniyle bir süre ara verildi

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Cumhuriyet savcısının mütalaayı okumasının ardından "müşteki" sıfatıyla katılan baba Arif Güran'a söz hakkı verildi.

Güran, olay günü davetiye dağıtmak için Batman'da olduğunu, akşama doğru mahalledeki komşusunun arayarak nerede olduğunu sorduğunu belirtti.

"Bana 'Narin görünmüyor. dedi. Ben de bu saate kadar Narin nasıl kayıptır? dedim. Bir kişi daha beni aradı ve Narin'in kaybolduğunu söyledi. Köye gelinceye kadar neredeyse 3-4 kez kaza geçiriyorduk. Kızım benim için kıymetlidir ve farklıdır. Benim için ne kadar farklı ise annesi için de farklıdır. Ben ne kadar önemsiyorsam annesi bir milyon kez önemser. Burada bir anneyi evladıyla sınıyorlar. Tedirgin olduğunu hiç hissetmedim telefonda konuşurken." diyen Güran, daha sonra Tavşantepe Mahallesi'ne vardıklarını ve arama çalışmalarına katıldığını söyledi.

Güran, "Jandarma ekipleri köpeklerle geldi. 10-15 dakika kendimden geçtim. 'Bu kadar kalabalık oradaysa kızımın başına bir iş geldi.' dedim. Kalabalığa seslenerek, 'Neden duruyorsunuz, herkes aramalara katılsın.' dedim. O akşam hiç durmadım. Köpekler nereye gidiyorsa oralara baktım. Çocuklarım da yanımdaydı. Köyde başıboş köpekler vardı. Kızıma zarar verdiklerini düşündüm. Kimseyi savunmuyorum. Kızım için canımı veririm. Mısırın (tarla) içinde koşarak belki 3 kez gidip geldik. Amcamın oğlu 'Bir trafik kazası var.' dedi. Hastaneye gittik. Fotoğrafı gördüm, ona benzettim. Hastaneye önceden başkaları gidip baktı. Onun olmadığını söylediler. Ama ben yine gözümle görmek için gittim. O olmadığını öğrendik. Telefonuma ihbarlar gelmeye başladı. Sürekli dalga geçenler bile vardı. Konuşmayıp çocuk sesi çıkaran ihbarlar vardı. 'Kızın yanımızda.' diyenler de vardı." beyanında bulundu.

Narin'in arama çalışmaları sırasında köyde "kriz masası" kurulduğunu ifade eden Güran, şunları söyledi:

"Karakolda kızımın tepeye çıkmadığını iddia ettim. 'Narin görmemesi gereken bir konu için öldürüldü.' dediler. Sadece benim bilgimin olmadığını söylediler. Ben de öyle bir şeyin mümkün olmadığını söyledim. 8 yaşındaki bir kız neyi görebilir ki kızıma kıydılar? Kızım akıllıdır. Salim benim kızıma zarar vermez. Salim'in tutuklanma sebebi saat 18.30 civarı köyden gittiği içindir. Salim'in işçileriyle ilgili bağlantılar ortaya çıkarıldı. Eşim daha sonra bir nişana gittikleri zaman o araca bindiklerini söyledi. Sürekli karakola çağrılıyordum. Kimden şüphelendiğimi soruyorlardı. Daha sonra kızımın koşan görüntülerini bana izlettiler. Kızım koşarken arkasına baktığını belirterek, neden kaçtığını sordular. Bilmediğimi söyledim. Eğer Salim ise kim ise gelip beni öldürselerdi."

Davacı olduğunu belirten Arif Güran, "Narin'in annesinin namusuyla oynandı. Bu anne 8 yıl kızına baktı. Anneyi kızıyla sınıyorlar. Hayatımız dakikalara kalmış. Eşimin namusuna kefilim. Kimse kimsenin namusuna söz söyleyemez. Bir caninin, bir katilin evime girmesiyle bu hale geldik. Dayanamıyorum. Dünyada öyle bir şey var mıdır? Hem bir insanın kızını öldüreceksin hem de ailesinin namusuyla oynuyorlar. Televizyonlarda namus dersi verenler neredeler? Kimse Narin için bir şey yapmamıştır. Narin için her şeyi yapan devlettir. Kızımın mezarını yaptılar. Her gün her dakika her saniye ölüyorum. Ciğerim gitti." diye konuştu.

Bu sırada tutuklu sanık anne Yüksel Güran ağlayarak, "Allah'ım bize yardım et." dedi.

Tutuklu sanık ağabey Enes Güran da ayağa kalkıp, jandarma personeline dönerek, "Bırak beni. Ben kalmak istemiyorum." diye konuştu.

Baba Arif Güran'ın amcası Hüseyin Güran da tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar'a dönüp, küfrederek, "Bize yalan söyledin. İftira attın bize." dedi.

Çıkan gerginlik üzerine sanıklar salondan çıkarıldı.

Hüseyin Güran'ın da dışarıya çıkarılmasının ardından salondaki sanık yakınları, "Adalet istiyoruz" dedi.

Mahkeme heyeti başkanı tüm sanık yakınlarının duruşma salonundan çıkarılmasını istedi.

Duruşmaya ara verildi.

Verilen aranın ardından sanık yakınları duruşmaya alınmadı.

Duruşma, avukatların mütalaaya ilişkin savunmalarıyla devam ediyor.

DURUŞMA YENİDEN BAŞLADI

 

Diyarbakır'da Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında gerginliğin ardından verilen ara sona erdi. Duruşma saat 17.15 sıralarında yeniden başladı. Mahkeme salonuna Güran ailesinin yakınları, alınmadı. Enes Güran'ın avukatı Mustafa Demir'in itirazı üzerine mahkeme başkanı, ailenin tepkisi nedeniyle yakınlarının salona alınmadığını, durumun yarın tekrar değerlendirileceğini söyledi

DURUŞMA SALONU KARIŞTI

CNN TÜRK Muhabiri Ümit Uzun duruşmada tansiyonun yükseldiğini belirtirken şu açıklamalarda bulundu:

Tansiyon yükseldi. Her tarafta sesler yükseldi. Mahkeme başkanı Güran ailesininin salondan çıkarın talimatını veriyor. Arif ve Salim Güran ağlayarak söylemlerde bulundu. Duruşmaya ara verildi.

‘BENİ BURADAN ÇIKARIN’

Salonun karıştığını söyleyelim. Çünkü 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor. Bunlardan ikisinden biri Narin’in annesi, diğeri ağabeyi. Arif Güran konuştuğu sırada ağlayıp oğlu Enes Güran ile birlikte çıkmak istedi. Sanık Enes Güran, Beni buradan çıkarın. Ben salondan çıkmak istiyorum. Buradan çıkmak istiyorum.’ diyor.

45 DAKİKALIK ARA

Hüseyin Güran ağır küfürler sarf ederek salondan çıktı. Mahkeme başkanı salonun boşaltılmasını isteyip duruşmaya ara verdi.

BABA GÜRAN EŞİNİ SAVUNDU

Baba Arif Güran mütalaa sonrası eşinin suçsuz olduğunu savunurken, ‘Ben kızım için canımı veririm. Ben Narin’e nasıl önem gösterdiysem annesi de bir milyon kat önem göstermiştir.’ dedi.

SAVCI: TÜM SANIKLAR SUÇ ORTAĞI

Narin Güran cinayeti davasında duruşmada savcı mütalaasını okudu.

Savcı, 'Aile polisleri yanlış yönlendirdi. Sanıklar eylemlerini müşterek fail olarak işledi. Suçlular ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalı. Nevzat ve Salim dahil tüm sanıklar suç ortağı. 'İyi hal'e yer yok. Narin'i boğmak suretiyle ölümüne sebep oldular.' dedi.

Savcı mütalaasında ayrıca şu ifadelere yer verdi:

Nevzat Bahtiyar ile Salim Güran’ın saat 15.10 ile 15.40 arasında uyumlu oldukları ve birlikte oldukları tespit edildi. Bu birliktelik ışığında söz konusu sanıkların eylemleri konusunda iştirak tanımı değerlendirildiğinde her bir suç ortağı fail konumundadır.

ORTAK HAREKET ETTİLER

Bildikleri gerçeği açıklamamaları nedeniyle Narin Güran'ın ölüm sebebinin ortaya çıkmasına engel oldukları ve Narin Güran'ı boğmak suretiyle ölümüne sebep oldukları ve suça iştirak ettikleri tespit edildi.

'MAHKEME, ELİNDEN GELEN ÇABAYI ORTAYA KOYUYOR'

Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasına katılan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı, AK Parti Osmaniye Milletvekili ve Eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, adliye önünde açıklamalarda bulundu. Maddi gerçeğin mahkeme tarafından ortaya çıkarılacağını ifade eden Yanık, 'Mahkeme heyetimizin de dosyaya çok hakim olduğu, en ufak detayları dahi ortaya çıkarabilmek için elinden gelen çabayı ortaya koyduğunu görüyoruz.' dedi.

‘FAİLLERİN EN AĞIR CEZAYI ALMASI AVUKATLARIMIZ MÜCADELE VERİYOR’

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, Sıla ve Narin cinayeti davaları ile ilgili, 'Faillerin en ağır cezayı alması için bakanlık avukatlarımız yoğun mücadele veriyor. Köydeki diğer çocuklara yönelik psikososyal destek ekibi kurduk, travmaları atmaları için çalışmalarımızı sürdürdük' dedi.

15:30'A KADAR ARA

Narin Güran cinayeti davasında duruşmaya saat 15.30'a kadar ara verildi.

BABA GÜRAN: İNKAR ETTİĞİ İÇİN AĞABEYİM TOKAT ATTI

Narin Güran cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, tanık olarak dinlenen Salim Güran'ın işçisi 15 yaşından küçük R.A., çoban A.A. ve Narin'in amcası Erhan Güran'ın ifadelerinin ardından, Baba Arif Güran dinlendi. Mahkeme başkanının tanık beyanlarına söyleyeceği veya araştırılmasını istediği bir şeyin olup olmadığını sorması üzerine Arif Güran, "O videoda ben de vardım. Yemeğe gittik. 'A.A. orada olduğu için biz A.A.'yı çağırın' dedik. O adam, sabit. Akşam 6,5’ta köye girdiği için kimi gördüğünü sormak için çağırdık. A.A. ile konuştuğumuzda inkar etti, ağabeyim de bir-iki tokat vurdu" dedi.

'KAMERANIN BOZULMASI O GÜNE Mİ DENK GELDİ?'

Oğlu Enes'in neden olmadığı sorusuna ise "Aile komple toplanacak diye bir şey planlanmadığı için Enes de yoktu.
Oraya yemeğe gittik, özellikle planlanmış bir toplantıya değil. Benim kızım gitmiş, ruhum gitmiş. 'Allah için çağırın, benim kızımla ilgili bilgi versin' dedim. Ama maalesef kimse görmemiş kızımı.

Bütün tesadüfler benim kızımın ölümüne mi denk geldi? Benim kızım Türkiye'ye mal oldu. Bu kadar önemli bir dosyada kameranın bozulması o güne mi denk geldi?' diye konuştu.

İTİRAFÇI BAHTİYAR SORULARI YANITLADI

Duruşmada tutuklu sanık itirafçı Nevzat Bahtiyar da soruları yanıtladı.

Mahkeme başkanının, 'Araştırılmasını istediğin bir şey var mı?' sorusuna Nevzat Bahtiyar, 'Hayır, yok. Narin'i ben öldürmedim.' yanıtını verdi.

Oğlunun o gün işe gittiğini belirten Bahtiyar, 'Salim Güran oğlum üzerinden beni tehdit etti. Hangi futbol okuluna gittiğini biliyorum' diyerek yanıtladı.

Avukatın, 'Olay günü Necmettin Kaya ile 79 saniyelik konuşmanız var. Ne konuştuğunuzu hatırlıyor musunuz?' sorusunu ise, 'Yok' diyerek yanıtladı.NEVZAT BAHTİYAR: BİLMİYORUM, HATIRLAMIYORUM

Mahkeme başkanının ve avukatların sorularına, Bahtiyar şöyle cevap verdi:

(Olay günü) Oğlun Muhammed evde miydi?

Bahtiyar: Hatırlamıyorum.

Salim, oğlunun hangi futbol okuluna gittiğini nereden biliyor?

Bahtiyar: Bilmiyorum, kaydetmedim. Büyük oğlum onu kaydetti, ben bilmiyorum.

Salim bunu bilebilir mi?

Bahtiyar: Bilmiyorum.

28 Ağustos'ta ne yaptığını hatırlıyor musun?

Bahtiyar: Üzerinden 4 ay geçmiş, hatırlamıyorum.

Kamera kayıtlarında Salim'in köydeki ilişkileri soruluyor. 'Orada yok' diyorsunuz. Ancak daha sonraki açıklamalarda var diyorsunuz?

Bahtiyar: Hatırlamıyorum.

Narin'in cenazesini alıp evden çıktın, sonrasını anlatır mısın?

Bahtiyar: Ben cenazeyi aldım, araca bıraktım. O sırada Salim geldi, battaniyeyi aldı. O sırada nereye gittiğini bilmiyorum.

Narin'in çantasını dereye götürme esnasında açtın mı?

Bahtiyar: Hayır, sadece kemerini aldım, torbayı bağladım.

Narin'in raporunda iç çamaşırında PSA bulunmuş. Sperm öncesi bir bulgu.

Bahtiyar: Ben öyle bir şey yapmadım. Narin'in üzerine bir taş bıraktım.

Orada 38 dakika ne yaptınız?

Bahtiyar: İlk önce ip aradım. Çuvalın ağzını kapatmak için bekledim. Çuvalın içindeki kancayı ben koymadım, beni takip etmiş olabilirler.

Siz bu cinayeti Salim Güran'ın işlediğini ve ailenin de size iftira ettiğini mi düşünüyorsunuz?

Bahtiyar: Salim, kendi ağzıyla bana Narin'i öldürdüğünü söyledi. Bana niye iftira attıklarını bilmiyorum.

AMCA SALİM SİYAH TAKIM GİYDİ

CNN TÜRK spikeri Kaan Temeltaş duruşmadan dikkat çeken ayrıntıları şöyle paylaştı:

Salim Güran baş şüpheli şu an ifade veriyor. Amca Güran, ‘Çok önemli bir şey söyleyeceğim diyor. ‘Dara karakolunun mobesesi kediyi bile görür. Israrla karakol komutanına söylüyorum. Necmettin Kaya da Nevzat’ın kaynıdır, orda nöbet tutuyor.’ dedi.
Hakim ise ‘Tam tersi senin akrabaların da orada çalışıyor dediğinde korucunun askeri üsse girip kamera kayıtları ile oynandığını mı söylüyorsun?’ diye soru soruyor. Salim Güran ise ‘Olabilir’ Şeklinde yanıtlıyor.

ROJİN'İN BABASI DA ADLİYE ÖNÜNDE

 

Van'da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin'in (21) babası Nizamettin Kabaiş, Narin Güran cinayetinin ikinci duruşmasının görüldüğü Diyarbakır Adliyesi önüne gelip, açıklamalarda bulundu.
Rojin'e de sahip çıkılmasını isteyen Kabaiş, "Ben geçen sefer de geldim, hiçbir fayda görmedim. Kimse gözünü açmadı, bana bakmadı. Ben çok insana yalvardım, yakardım, 'Bize de sahip çıkın, Rojin'e de sahip çıkın' dedim. Biz ayakaltında kalmışız. Bize bir el atın. Bir sorun, Rojin'e ne oldu? Yardımcı olun, destek olun. Ama öbür sefer hiçbir fayda görmedim. Kimse sormadı. Bu sefer gene geldim" dedi.

‘ÇOBANIN ŞÜPHELİ HAREKETLERİ ÜZERİNE BUNU YAPTIK’

Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, tanık olarak dinlenen Salim Güran’ın işçisi 15 yaşından küçük R.A. ve çoban A.A.’nın ifadelerinin ardından, Narin Güran’ın amcası Erhan Güran duruşma salonuna getirildi.

Mahkeme Başkanının kamera görüntülerindeki toplantıyla ilgili sorular üzerine Erhan Güran, “Biz o zaman çocuğu kaybolmuş, arayan bir aileyiz. Birçok kişi 06.30- 07.00 civarı Narin’i gördüklerini söylediği için, Çoban A.A.’nın 18.30 sıralarında geldiğini biliyorduk.O yüzden Çoban A.A.’yı çağırdık. Narin’i görüp görmediğini söyledim.

Çok panik hareketler yapmaya başladı. Uzman çavuş oradaydı.

‘Ben şüpheleniyorum bundan’ dedim. ‘Gerekeni yaparız’ dedi, bir şey yapmadı. Hayvanları tek başına gönderdi. Beni gördü, gelmedi yanıma. Evinin önünde oturuyorduk. ‘A.A.’yı çağırır mısın’ dedim, kaçtı. Bizim aile de şüphelenmeye başladı. A.A.’ya da ‘O saatte sen köyüne içerisine giriyorsun’ dedik. ‘Sen gözü kapalı mı evine gidiyorsun?’ dedik.

Biz kesinlikle bir senaryo çizmedik.

Aile üzerinde senaryolar çiziliyor. Şimdi de benim kızımdan bahsediyorlar. Namus, bu kadar yeter artık. ‘Aile oturuyor, çay içiyor, bir şey yapmıyorlar’ diyorlardı. Biz de mücadele veriyorduk.

Çobanın şüpheli hareketleri üzerine bunu yaptık. Bir iki tokat atılmıştır, çünkü yalan söylüyordu. Bilerek toplanmadık. O an yemek yeniyordu” dedi.

‘GENÇLER ANİ BİR REFLEKSLE TOKAT ATTILAR’

Savcının soruları üzerine Erhan Güran, “Ben İsa’yı gördüm, bir köylü bayanın ismini söyledi. Onların akrabası bir bayan vardı. O ‘Ben evden çıkmamışım’ dedi. Kolluk kuvvetlerine Çoban A.A.’yı söyledik.

İfadesi alındı mı alınmadı mı bilmiyorum. Gençler ani bir refleksle tokat attılar. Cevabımızı alamadık.
O günden sonra da onunla bir temasta bulunmadık. Çoban, ‘Bilmiyorum, görmedim’ diyordu” yanıtını verdi.

Eski Baro Başkanı Nahit Eren’in ‘Kamera kayıtlarını sildiniz mi, müdahale ettiniz mi’ sorusu üzerine Erhan Güran, “Hayır” dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatlarının ‘Başka birini sorguladınız mı’ sorusu üzerine de Erhan Güran, “Şeyma kaya ile konuştuk. Narin’in cenazesi çıkmasaydı, hala daha arayacaktık, soracaktık.

Çobanın geliş saati Şeyma’nın söylediği saate denk geldiği için Çobanı sorguladık. Uzman çavuşa da söyledik” diye konuştu.

TEHDİT EDİLEN ÇOBAN DURUŞMADA AĞLADI

Mahkeme dosyasına giren görüntülerde, amca Erhan Güran ile evinde yapılan toplantıda sorular sorup, daha sonra gönderdikleri çoban A.A.'nın görüntüleri ortaya çıkmıştı. Aile tarafından tehdit edildiği öne sürülen Akgün duruşmada soruları yanıtladı.AİLE TOPLANTISI GÖRÜNTÜLERİ İZLETİLDİ

Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, tanık olarak dinlenen Salim Güran'ın işçisi 15 yaşından küçük R.A.'nın ifadesinin ardından çoban A.A., duruşma salonuna getirildi.

İfade öncesi, dava dosyasına da eklenen, cesedin bulunmasından 1 gün önce Narin'in amcası Erhan Güran'ın evinde yaptığı toplantıda çoban A.A.'ya sorular sorup, daha sonra gönderdikleri güvenlik kamerası görüntüleri izletildi. Enes Güran'ın avukatı Mustafa Demir, görüntülerin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dosyadan çıkarılması için itiraz etti. Mahkeme başkanı, "Bu delil hukuka aykırı değil, dosyaya alıyoruz" dedi.

İFADESİNDE AĞLADI

Mahkeme başkanı, çoban A.A.'ya neden götürüldüğünü sordu. A.A., "Eve geldim, çantamı bıraktım. Benim evime geldiler. 'Erhan abi seni çağırıyor' dediler. Gittim. 'Erhan abi, bana sen her gün oradasın, bir şey gördün mü, yabancı bir araba gördün mü' dedi. Narin'i hiç görmedim. Herhangi bir dikkat çeken bir şey görmedim. Kameradan ayrıldıktan sonra tokat vurdular" diye konuştu. Çoban A.A., daha sonra ağlamaya başladı.

'NE ENES'İ GÖRDÜM NE KIZI GÖRDÜM'

Görüntülerde, 'Kızı gördün mü' diye sorulan sorunun ne olduğu sorusuna A.A., "Ne Enes'i gördüm ne kızı gördüm. Enes'e küfredildiğini duymadım. Bana baskı yok. Ekmeğimdeyim. Olay günü hiçbir şey görmedim. Beni tehdit eden olmadı. Uğur ile Ömer, bana 'Gel' dediler. Niye çağrıldığımı bilmiyordum. Bana, 'Savcıya bir şey söyleme' gibisinden cümleler kullanılmadı. Olay günü Enes'i, Narin'i görmedim" diye konuştu.

'NEVZAT İLE SALİM, KARDEŞ GİBİYDİLER'

Savcının soruları üzerine çoban A.A., "Bahtiyarlarla küsüz, Güranlarla değiliz. Nevzat ile Salim, kardeş gibiydiler. Narin kaybolduğundan bulunana kadar bir şey konuşmadım" dedi. Katıldığı bir televizyon programında kullandığı, 'Beni de döverler' cümlesi ile ilgili, 'Başka kimi dövdüler' sorusuna A.A., ağlayarak, "Kızları kaybolmuş ya o yüzden dedim. Benden önce birini dövdüklerini duymadım.

Sıcak olduğu için köyün karşısında bahçe var, oraya götürüyordum.
Kurtuluş, Ensari, Ömer ve Baran beni görüntülerden sonra arka tarafa götürdü. Erhan da geldi arka tarafa. 'Sen bir şey bilmiyor musun?' dedi" diye konuştu.

'ENES'İ GÖRDÜN MÜ DEDİLER'

Daha sonra ağlamaya başlayan A.A. "Bir şey bilmiyorum" dedi. Savcının, 'Senden bir şey duymaya mı çalışıyorlar, Enes ile ilgili cümleler kuruldu mu’ sorusu üzerine de A.A. "'Sen bir şey gördün mü' diye sordular. 'Enes'i gördün mü' dediler" cevabını verdi.

Mahkeme başkanının sorusu üzerine A.A., "Orada bana 'Sen çöldesin, nasıl bir şey görmedin?' dediler.
'Enes ile ilgili bir şey bilmiyorum' dedim" diye konuştu.

'DOĞRULARIN ORTAYA ÇIKMASI İÇİN KÜRTÇE SORMANIZA İZİN VERİYORUM'

Eski Baro Başkanı Nahit Eren'in görüntülerde 'Enes ile ilgili cümleler kullanıldı mı, sana küfredildi mi' sorusu üzerine A.A., 'Yok' yanıtını verdi.

Eren'in Kürtçe soru sorma talebi üzerine mahkeme başkanı, doğruların ortaya çıkması için Kürtçe soru sorulmasına izin verdiğini belirtti. Yeminli tercüman eşliğinde Nahit Eren, A.A. ile Kürtçe konuşarak, "Şerefsizin şerefsizi Enes' diye bir söz kullandı mı?" diye sordu. A.A., "Hayır, duymadım” yanıtını verdi.

Eren'in, 'Erhan elini masaya vurdu, 'Biz onun boğazını tutup buraya getireceğiz. Konuş eşeğin oğlu konuş' dedi mi?' sorusuna çoban A.A., "Hayır" yanıtını vererek tekrar ağlamaya başladı.

Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Adnan Ataş, bu yaşananlardan sonra aile hakkında suç duyurusunda bulunup, bulunmadığını sordu. A.A., "Bulunmadım" yanıtını verdi.

'SİLAH ÇEKİP KAFASINA MI DAYAYAYIM'

Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz'ın 'Bu son tanığımız, iyi değerlendirmemiz lazım' cümlesi üzerine, mahkeme başkanı, "Ne yapayım silah çekip kafasına mı dayayayım?" dedi. Daha sonra A.A.'ya dönerek, "Bu arada silahım yok" dedi.
A.A. da mahkeme başkanına, "Beni öldürsen de canım sana feda olsun" yanıtını verdi. Yüksel Güran'ın avukatı Yılmaz Demiroğlu'nun 'Kadını ya da adamı gördün mü' sorusu üzerine de A.A., "Trafik polisi değilim, görmedim. Olay sırasında Eren'i de duymadım" diye konuştu.

'KIZ KAYBOLMUŞ DİYE TELEFON GELDİ'

Duruşmada tanık olarak dinlenen Salim Güran’ın işçisi R.A. çoğu soruya, ‘hatırlamıyorum, bilmiyorum, ben öyle konuşmadım.' şeklinde cevap verdi.

Narin Güran cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında, Salim Güran'ın işçisi 15 yaşından küçük R.A., pedagog eşliğinde adli görüşme odasında Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden dinlendi.

Olay gününü anlatan R.A., "Her gün nasılsa, o gün de aynı şekilde çalışıyorduk. Benle babam gittik o gün köye. Salim Güran aşağıda da yukarıda da bizim yanımıza geldi. İlk olarak sabah 8-9 gibi geldi. 2 saat sonra gitti. Saat 1-1,5 gibi babam işçileri çıkartmaya gitti. Saat 3-4 gibiydi, Salim Güran yanıma geldi. Babamı sordu. Daha sonra babamı aradı. Biraz oturduk. Çay yaptık. Daha sonra yine babamı aradı. Çayı içtik. Daha sonra babam motosikleti ile geldi, Tavşantepe'nin yukarısındaki tarlada.
Salim Güran her gün nasılsa, o gün de öyleydi. Babam daha sonra aşağı tarlaya gitti. Babam gittikten 15-20 dakika sonra gitti. 'Üzerimi değiştireceğim' dedi. 6.30 gibi babam da yukarı geldi. Ondan sonra oturduk, yemek yedik. Salim Güran da bizimle yemek yedi. Ondan sonra biraz telefonlarla uğraştık. Daha sonra birisi, Salim Güran'ı aradı. Kızın kaybolduğunu söyledi. Pil vardı. Bana pil getirmemi söyledi. 'Akşam el feneri için lazım' olur diye. Daha sonra babamla beraber gittiler” dedi.

'GELDİĞİ ZAMAN AYAKLARI NORMALDİ'

Mahkeme dosyasına giren Salim Güran ve R.A. arasındaki 18.38'deki konuşma dinletilerek, konuşmayı hatırlayıp hatırlamadığı sorulması üzerine R.A., "Fıskiyeyi üst üste koymuştuk. Beni aradı, 'Orada bir sivrik çıkmış' dedi. Ona sivrik diyoruz. Çünkü sivrik çıkınca orası susuz kalıyor.
Taşların üzerine çıktığı zaman görüyordu. Çoğu sefer arıyordu bunun için. Çıktığı zaman beni arıyordu" diye konuştu.

Salim Güran'a küfrederek, 'Senin yüzünden başımız belaya girdi. Üzerinde temiz kıyafetleri vardı. Her iki ayağı da suya girmiş gibiydi' diye tutulan tutanakla ilgili de "İfadelerimi okumadım. Sadece bana imza attırdılar. Bana 'Ayakları ıslak mıydı' diye sordular. Ben de 'Yok' dedim. Böyle bir şey demedim. Ayaklarına fazla bakmadım ama geldiği zaman ayakları normaldi" yanıtını verdi.

'HATIRLAMIYORUM'

15.52'de Salim Güran ile konuşma yaptığı ancak o saatlerde Salim ile yan yana olduğuna dair beyanı ile ilgili çelişkinin sorulması üzerine de R.A. "Babam aşağı suyu değiştirmeye gitti. Salim Güran üstünü değiştirmeye gitti. O gelene kadar ben bitirdim. Bu saat 18.00 civarıydı" diye konuştu.

Savcının 15.52'deki telefon görüşmenin detaylarını sorması üzerine de "Hatırlamıyorum. Saatleri tahminime göre söyledim. Saate bakmadım. Salim Güran benim yanıma ilk geldiğinde babamı aradı" dedi.

'OLSAYDI SÖYLERDİM, YETER Kİ BU CEZAEVİNDEN ÇIKAYIM'

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren'in 'Soruşturma aşamasında öğleden sonra Salim'in sürekli olarak yanında olduğuna dair beyanı vardı.


Bu konuda telkin oldu mu?' sorusuna R.A., "Olsaydı söylerdim, yeter ki bu cezaevinden çıkayım. Kimse beni yönlendirmedi. Salim Güran'ın benim yanıma geldiği tarla yukarıda" yanıtını verdi.

'SALİM GÜRAN YANIMIZDAYDI GENEL OLARAK'

Olay günü babası ve Salim dışında kimseyi görüp görmediği sorusu üzerine R.A., "Tavşantepe'de birisi var; hindilerini getiriyor, kuzularını getiriyor. Her gün geliyordu. O gün gelip gelmediğini bilmiyorum. O gün Tavşantepe'ye gitmedim. Babam aşağı tarlaya gittikten sonra yarım saat içerisinde geldi. Bir tarlanın suyu bitmişti.

Kaçak elektrik de beyaz kutu gibi bir şeydi. Kablosu vardı. Trafosu bozulmuş sandım. Saat 16.00 ile 18.00 arasında Salim Güran yanımızdaydı genel olarak. Tarlaya elektrikçi geldi ama o gün mü değil mi hatırlamıyorum" dedi.

Aile Bakanlığı Vekilinin, Salim'in kız kardeşlerini evine bırakıp bırakmadığı sorusu üzerine R.A., "Olaydan bir iki gün önceydi. Ben de oradaydım" yanıtını verdi.

'BENİ BİR KERE DÖVDÜLER'

'Duruşmada söz alan Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ, kötü muamele görüp görmediği sorusu üzerine, "Beni bir kere dövdüler. Bir komutan, 'Bunu dövmeyin bunun suçu yok' dedi. Birisi arkamdan vurdu, nefesim kesildi" diye konuştu.

Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz da R.A.'ya 'Salim Güran'ın karısının babasını tanıyor musun?' diye sordu. R.A., "Bir kere evlerine gitmiştim. Devran’la gittik.

Orada malzemeleri aldık. Olay günü Salim Güran'ın kayınpederinin çiftliğine gidip gitmediğimize emin değilim ama gittik. Çiftliğe gittiğim günü hatırlamıyorum. Mahfuz diye biriyle konuşmuştum" dedi.

BABA GÜRAN DURUŞMA SALONUNDA

Baba Arif Güran, "müşteki", 1'i tutuklu 3 kişi "tanık", Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı.

İKİNCİ DURUŞMA BAŞLADI

8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşması için tutuklu sanıklar Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.
Diyarbakır Adliyesi önüne de güvenlik önlemleri kapsamında polis bariyerleri yerleştirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı.

Duruşmada, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları hazır bulundu.

Tanıkların kimlik tespiti ile başlayan duruşma, kamerayla kayıt altına alınıyor.

3 TANIK DİNLENECEK

İkinci duruşma için alınan ek kararda, sanık avukatlarının celse arasındaki talepleri doğrultusunda 1’i tutuklu 3 kişinin tanık sıfatıyla dinlenilmesine karar verildi.

Mahkeme tarafından verilen kararda, amca Erhan Güran ve çoban A.A.’nın (33) duruşmaya zorla getirilmesi, amca Salim Güran’ın işçisi tutuklu şüpheli 15 yaşındaki suça sürüklenen çocuk R.A.’nın ise cezaevinden celbi için karar verildi.
Mahkeme dosyasına giren görüntülerde, amca Erhan Güran ile evinde yapılan toplantıda sorular sorup, daha sonra gönderdikleri çoban A.A.’nın görüntüleri ortaya çıkmıştı.

Amca Salim Güran’ın işçisi R.A. ise ilk duruşmada ‘Tanıklık yapmak istemiyorum’ deyince, salondan çıkarılmıştı.

AİLE TOPLANTISI İNCELENDİ

NARİN Güran’ın cansız bedeninin bulunmasından 1 gün önce amca Erhan Güran’ın evinin önünde yapılan toplantıdaki Türkçe ve Kürtçe konuşmaların yer aldığı görüntü Ulusal Kriminal Büro tarafından incelenerek, hazırlanan bilirkişi raporu da mahkemeye gönderildi.

KAN DONDURAN DAVANIN DETAYLARI

Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.

Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.

Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım'da başlanmış, 3 gün süren ilk duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Aralık'a ertelenmişti.

İlk duruşmanın ardından cumhuriyet savcısı hazırladığı 14 sayfalık mütalaayı celse arasında mahkemeye sunmuştu.

Mahkeme, davanın ikinci duruşmasına amca Erhan Güran ve çoban Ahmet A'nın zorla getirilmesine, amca Salim Güran'ın işçisi tutuklu 15 yaşındaki şüpheli R.A'nın ise cezaevinden celbine karar vermişti.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!