Güncelleme Tarihi:
Canımızı yakan Bolu yangın faciasında soruşturma sürerken yeni gelişmeler gelmeye devam ediyor.
Grand Kartal Otel'de 78 kişinin öldüğü otel yangını ile ilgili başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan FQC Global Danışmanlık A.Ş.'nin yetkilisi Ali A. sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ali A., adliye önünde kendisini bekleyen gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı.
Kayak merkezi Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel'in mutfak kısmında 21 Ocak'ta yangın çıktı. İlk ihbarın saat 03.21’de yapıldığı yangın, ekiplerin müdahalesiyle söndürüldü. Yangında 78 kişi yaşamını yitirdi.
Otelde çalışan ve babasıyla birlikte yangın sırasında işletmede bulunan Tuni Urhan, yaşadığı korku dolu dakikaları anlattı. Otelde bulunan babasını aradığında saatin 03.00’e geldiğini belirten Urhan, “Yangın saat 03.30'da çıktı diyorlar ama yangın o saatte çıkmadı. Çünkü babamı sürekli aradığım için hatırlıyorum. Saat 03.00’e geliyordu. Mutfakla restoranın birbirine geçişi var. Ben kapıdan çıktığımda zaten bir patlama oldu. Biz o alevlerin çıktığı yerin hemen karşısındaydık. Aramızda çok az bir mesafe var. Arkamız zaten uçurum fazla uzaklaşma şansımız yok. O an bir patlama daha yaşandı ve yangın 4’üncü kattan 6’ncı kata kadar çıktı. İkinci katta personel kalıyordu. Onların üst katında insanlar kalıyordu ve bağırmaya başladılar. ‘Yardım edin’, ‘Kimse yok mu’ ‘Yangın var bizi kurtaracak olan yok mu’ diye bağıranlar vardı. Bütün bunlar arka tarafta yaşanıyordu” dedi.
'BABAMI ARAYIP ‘YANIYORUZ ÇIKIN’ DEDİM'
Tuni Urhan, dışarıya çıkmayı başardıktan sonra otelde bulunan babasını telefonla aradığını ifade ederek şunları söyledi:
“Babama ulaştım ‘Yanıyoruz çıkın hemen’ dedim. Onlar 3’üncü katta kalıyorlar. Yangından haberiniz yok mu dedim, ‘Yok’ dedi. 5 dakika sonra babamı tekrar aradım. Pantolonumu giyiyorum dedi. ‘Ne pantolonu hemen çıkın’ dedim. Babam odada beş kişi kalıyorlar. Bir tanesi çamaşırhanenin şefi ve orada çalışan insanlar. Gürültü duymuşlar ama kavga zannetmişler. Ben aramasam kimsenin haberi yok.”
'YANGIN ALARMLARI ODADA MÜŞTERİLER SİGARA İÇTİĞİ İÇİN KAPALIYDI'
Yangının kızgın yağdan çıktığını öğrendiklerini söyleyen Tuni Urhan, “Suyla söndürmeye çalışıyorlar. Bacalar tıkalı olduğu için donmuş yağlar alev alıyor. Otel müdürü diyor ki kimseyi uyandırmayın yangın alarmlarını kapatın. Zaten genelde yangın alarmları odalarda müşteriler sigara içtiği için kapalı oluyor. Otelde duman sensörü de yoktu. Otel müdürü Zeki Bey, sadece personelleri uyandırın, yarısı mutfağa gelsin, yarısı otoparka gidip müşteri arabalarını çeksin dedi” diye konuştu.
Kartalkaya'da 10 yıldır kayak eğitmenliği yapan Mazlum Özgeç ve İrem Yıldız, yangın sırasında kayak eğitmenleriyle kaldıkları Grand Kartal Otel'in ikinci katından dışarı çıkmayı başardı.
Otelin etrafındaki sundurmalara çıkarak otelde mahsur kalan 26 kişinin merdivenle kurtarılmasına yardım eden Özgeç ve Yıldız, yangın esnasında yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
"OTELİN HER YERİNİ BİLİYORUZ"
Uyandıklarında otelin her yerinin dumanla kaplandığını belirten Özgeç, şunları söyledi:
"10 yıldır orada çalıştığımız için otelin her yerini biliyoruz. Buna rağmen kendimizi dışarıya zor attık. Otelde çalışan bir kadın personel bizi uyandırdı. Kaldığımız kat duman altındaydı. O personel sayesinde hayattayız. Uyandığımızda 'Yardım edin, bizi kurtarın' diye insanlar bağırıyordu. Saat 04.30 gibi ilk itfaiye ekibi geldi. Bunlar yetersiz kaldı. Çünkü yetişmiyordu. Onlar muhtemelen söndürme amaçlı gelmişti, kurtarmaya değil. Onlar da böyle olduğunu bilmiyordu."
"ORADAKİ ATMOSFER ANLATILACAK GİBİ DEĞİL"
Yangından kurtulmak isteyen bazı kişilerin çarşaf sarkıtarak inmeye çalıştığını bazılarının da pencerelerden atladığını belirten Özgeç, şunları kaydetti:
"Binanın girişindeki sundurmaya çıkarak bir odadan 12 kişiyi merdivenle indirdik. Ardından başka bir sundurmaya çıkarak oradan da 8 kişiyi indirdik. Sonra başka bir sundurmada 6 kişiyi indirdik. Binanın giriş kısmından bahsediyorum. Üst katlara hiçbir şekilde müdahale edemedik. AFAD, UMKE ve diğer ekipler oradaydı. Çalışma yürüten ekipler bizi tahliye etti. Çünkü patlama riski de vardı. Karşı otelde kaldık."
Kartalkaya'da uzun süredir çalıştıkları için otelin her tarafını bildiklerini vurgulayan Özgeç, şöyle devam etti:
"Yangın restoranın bulunduğu dördüncü katta başlamıştı. Uyanıp kapıyı açtığımızda her tarafı duman kaplamıştı. Oteli bildiğimiz için bir alt kata inip kayak odasından dışarı çıktık. O şekilde kurtulduk. Müşteriler muhtemelen dumandan dolayı çıkışı bulamadı. Belki bu yüzden ölümler fazlaydı. Oradaki atmosfer anlatılacak gibi değil. Çünkü pencerelerde çocukların, kadınların sesleri geliyordu ve 'İnemiyoruz, çıkamıyoruz, yardım edin' diye bağırıyorlardı. Üçüncü kattakileri kendi çabalarımızla indirdik ama yukarıdakilere hiçbir şekilde erişemedik. Onların bir kısmını itfaiye çıkardı"
"BÜYÜK BİR YARDIMLAŞMA OLDU"
Grand Kartal Otel'de kayak eğitmeni olarak çalışan İrem Yıldız da çoğunluğu Bitlisli olan kayak eğitmenlerinin otelin ikinci katında konakladığını aktardı.
Gece odalarının kapısını çalan otel çalışanının "Şiddetli yangın var" diyerek herkesi uyandırdığını ifade eden Yıldız, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Odada iki kayak eğitmeni arkadaşım daha vardı. Odamız duman dolmuştu. Nefes almak için camı açtım. Olayın bilincinde değildim. 'Ufak bir şeydir ve tekrar odaya döneriz.' diye düşünüp sadece telefonumu alıp çıktım. Odadan çıktığımızda koridoru duman kaplamıştı. Hocalarla bir kat aşağı inerek kayak odasından çıktık. Sonra otel personeliyle insanlara yardım etmeye çalıştık. Çok kötü bir geceydi. İkinci katta olmamız büyük bir avantajdı ve oteli ezbere biliyorduk. İçerideki beton yangın merdiveninden kayak odasına ve oradan da piste doğru çıktık. Ardından insanları kurtarma çabasına girdik. İtfaiye ve AFAD gelene kadar büyük bir yardımlaşma oldu."
Alanya'dan ailesi ile birlikte Kartalkaya'ya yarıyıl tatili için giden ve yangın çıkan otelin yanındaki bir otelde konaklayan Mehmet Ali Tekin, "İtfaiye geldiği zaman otoparktaki yanlış çevre düzenlemesinden dolayı müdahale edememesi, insanların yangında daha fazla vefat etmesine neden oldu" dedi.
Yangının hızlı geçiş yapması ve yangına müdahalenin geç olması, otel içindeki eksiklikler kadar dışarıdaki alınmayan önlemlerden dolayı bu kadar insanımızı kaybetmiş bulunmaktayız.
Yangın sırasında bir baba ve kız çocuğunu kendi imkanları ile hastaneye yetiştirdiğini söyleyen Tekin, "Pencereden bir babanın çocuğunu atmak istediği görüntüsü Türkiye viral olmuştu. O aileyi anne ve 2 aylık kız çocuğunu ambulans götürdü. Yer olmadığı için baba ve kız çocuğu kalmıştı. Onları da ben kendi aracıma alarak İzzet Baysal Üniversitesine götürdüm" dedi. Hastaneye götürdüğü baba ve çocuğunun sağlık durumlarından bahseden Tekin, "Sağlıkları iyi, bir gün hastanede kaldılar, sonra İstanbul'a geri döndüler. Ama bunlar şanslı olandı" dedi.
Otelin içinde kullanılan malzemelerin tutuşturucu özelliğinden dolayı yangının büyüdüğünü ifade eden Tekin, "Yangın çıktıktan sonra otelin içerisindeki tutuşturucu ürünlerin kullanılması, fıskiye sisteminin, yangın tüpünün olmaması ve insanların yardım merdivenine erişememesinden dolayı yangın hızlı bir şekilde yayıldı. Biz otelin bir bölümünden bahsediyoruz. Piste bakan cepheyi kimse görmedi. Oradaki insanlar bir anlamda ölüme terk edildi. Çok ihmalin bir arada bulunmasından dolayı bu kadar can kaybı yaşadık" şeklinde konuştu.
Duman dedöktürü, yağmurlama sistemi, acil durum butonu... Olası bir yangında oluşabilecek bir faciayı önleyecek önlemler Bolu merkezindeki otellerde yok. CNN TÜRK'ün Bolu merkezde rastgele girdiği hiçbir otel sınavı geçemedi. Yitip giden canlar kimseye ders olmadı.
CNN TÜRK Muhabiri Merve Tokaz, gezdiği otellerle ilgili, "Bolu merkezde 6 otele girdik. 6 otel de birbirinden farklıydı. Kimi denetimden korkup otelini kapatmıştı. Kimisi de otelde denetim yapılacağı endişesiyle çeşitli hazırlıklar içerisindeydi. Ama genel bakıldığında facianın yaşandığı oteldekine benzer manzaralarla karşılaştık." dedi.
Bir otel sahibi, "Belediye ruhsatlı otelde yangın dedöktörü aramayın. Bizim tarzımızdaki otellerde bulabileceğiniz tek şey yönlendirme ve tüpler, içi boş olmayacak. Yağmur aparatları sadece koridorda var." ifadelerini kullandı.
Bolu'da 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangının ardından birçok otelde facia çıkaracak eksiklikler var. Diğer otel sahibi ise, "Bu tarz otellerde duman dedektörü aramayın. Belediye ruhsatlı otellerde aramayın. Sanıyorum en az 3 yıldan başlıyor.
Otelde yangın çıktığında nasıl fark edilecek diye sorduğunda, otel çalışanı 'Sürekli personel var' yanıtını verdi.
CEZA YEMEMEK İÇİN OTELİNİ KAPATMIŞ
Bolu merkezdeki otellerden birine girdik. Otel sahibi bize söz konusu otelden dolayı kapattığını söyledi, eksikliklerin giderilmesinden sonra yeniden açılacağını söyledi.
Otel sahibi şu ifadeleri kullandı: Kapattım çünkü, bu gazla gelip beni denetleyecekler. 150 bin TL ceza yazacaklar belki. Ben 150 bin liraya otelimi yaptırırım.
İNSAN DEDEKTÖRÜ
Geceliği en düşük 1200 TL olan bir başka otel de ise durum yine aynı. Otel çalışanı, "Biz belediye ruhsatlı butik oteliz. Turizm Bakanlığı'yla alakası yok. Bunların sadece yangın tedbirlerine bakılır. Duman dedektörü, yağmur sistemi bizde aranmıyor. Tabi aranmıyor derken tedbirimizi ona göre alıyoruz." dedi.
Öte yandan bazı otellerde bırakın duman dedektörü aramayı acil çıkış merdiveni yok. Bazılarında ise oda içlerinde değil koridorda duman dedektörü var. İşletme sahibi 'Müşterilerimiz odada sigara içtiği için yok" diyerek savundu.
Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de çıkan yangında hayatını kaybedenlerin ailelerinin telefonla aranarak alay içerikli ifadeler kullanıldığı iddialarına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 6 şüpheliden 2'si tutuklandı.