Güncelleme Tarihi:
Listede Mardin’de 12 bin yıllık bir kadın şaman defini, kafataslı oda, minos hançeri, altın sikke dolu çömlek, Zeus başı, 11 bin yıllık dudak piercingi gibi binlerce yıl öncesine ait keşifler yer alıyor.
1800 YILLIK ZEUS BAŞI
Aydın’da kazı başkanı Prof. Dr. Roland R. Smith ve ekibi, Aphrodisias Antik Kenti’nde, Aphrodite Tapınağı’nın yakınlarında Yunan mitolojisinde ‘tanrıların kralı’ olarak bilinen Zeus’un 66 santim yüksekliğinde mermer başını keşfetti. MS 2-3’üncü yüzyıla tarihlenen 1800 yıllık mermer baş, tapınağın yaklaşık 50 metre batısında, yüzeye yakın bir alanda bulundu. Orta taneli Aphrodisias mermerinden tek bir blok halinde yontulan başın, mimari bir konsol ya da benzer bir yapının parçası olduğu düşünülüyor.
ALTIN SİKKE DOLU ÇÖMLEK
Kazı başkanı Prof. Dr. Christopher John Ratteve ve ekibi, İzmir’deki Notion Antik Kenti’nde bir evin altına gömülü, 2 bin 500 yıllık altın sikkelerle dolu bir çömlek keşfetti. Pers İmparatorluğu tarafından basılan bir altın sikke olan Pers Dareikos’unun tasarım unsuru olan diz çökmüş bir okçu figürünü taşıyan bu sikkelerin, MÖ 430 ve 427 yılları arasında, Notion’u işgal eden bir grup Pers yanlısı ve Yunan ve ‘barbar’ paralı askerler tarafından sonradan almak için kasıtlı olarak saklandığı düşünülüyor.
SIVANARAK BOYANMIŞ KAFATASLARI
Niğde Tepecik-Çiftlik höyüğünde kazı başkanı Doç. Dr. Erhan Bıçakçı ve ekibi, 9 bin yıl önce yaşayan insanların, 15-40 yaş aralığındaki kadın ve erkekler ile 8-10 yaş aralığında bir çocuğa ait kil ve kireçle sıvanarak süslenmiş kafatasları buldu. Çanak Çömlek Öncesi Neolitik Dönem olarak bilinen döneme ait olduğu belirtilen sıvalı kafataslarından birinin göz boşluğu içinde, 11 tek köklü diş olduğu ortaya çıktı.
KAFATASLI ODA
Doç. Dr. Emre Güldoğan’ın kazı başkanı olduğu Şanlıurfa’da, Göbeklitepe’nin de dahil olduğu Taş Tepeler yerleşimlerinden biri olan, Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem yerleşimi Sefertepe’de kafataslarıyla dolu bir oda bulundu. ‘Kafataslı oda’ olarak adlandırılan yapıda, bir niş içerisine tek bir kafatasının etrafına 22 kafatası düzenli biçimde yerleştirilmiş. Oda, yaklaşık 12 bin yıl önce Taş Tepeler’de ölen bazı kişilerin kafataslarının özel yapılarda belirli bir süre sergilendiğini gösteriyor.
URARTULARA AİT DEV HEYKEL
Kazı başkanı Prof. Dr. Mehmet Işıklı ve ekibi, Van Garibin Tepe’de Urartulara ait yaklaşık 1 tonluk devasa bazalt heykel keşfetti. Urartu’nun plastik sanatlarına dair önemli bir örnek sunduğu belirtilen 2 metre uzunluğunda ve 1 metre genişliğinde, boyun kısmı kırık heykel, incelemeler için Van Müzesi’nde tutuluyor. Uzmanlar, ayak kısmı işlenmiş, kare prizma şeklinde gövdesi bulunan ancak baş kısmı ve yüz hatları belirgin olmayan heykelin tanrısal ya da krali bir figür olabileceğini belirtiyor.
11 BİN YILLIK DUDAK PIERCING’İ
Mardin’deki erken Neolitik yerleşim Boncuklu Tarla’daki yaklaşık 11 bin yıllık yetişkin mezarlarında, kazı başkanı Doç. Dr. Ergül Kodaş ve ekibi, vücuda açılmış deliklerde kullanılmak üzere tasarlanmış, piercing olarak kullanılmış 100’den fazla süs eşyası keşfetti. Bulgularla birlikte piercingin bir ergenlik çağı ritüeli olabileceği belirtildi. Bu objelerin mezarlarda, doğrudan kulaklarının ve çenelerinin yanında bulunmasının, bunların piercing olarak takıldığına dair güçlü kanıtlar sağladığı kaydedildi.
12 BİN YILLIK KADIN ŞAMAN
Mardin’de kazı başkanlığını Doç. Dr. Ergül Kodaş’ın yaptığı Çemka Höyük’teki kerpiç bir binanın tabanına gömülü, 25-30 yaşları arasında ölen kadın ile bedeni üzerinde, çenesi ayrılmış ve ayaklarının ucuna konmuş bir yabanöküzü kafatası bulundu. Ayrıca keklik kanadı, sansar bacağı ve keçinin kalıntıları da mezar çukurunda dağınık halde görüldü. Sıra dışı defin nedeniyle kadının, hayvanlarda var olduğuna inanılan ruhlara erişimi olan 12 bin yıllık bir şaman olabileceği değerlendiriliyor.
ÇATALHÖYÜK’TE 8600 YILLIK EKMEK
Konya’da kazı başkanlığını Prof. Dr. Ali Umut Türkcan’ın yaptığı Çatalhöyük Neolitik yerleşimindeki bir fırında, yaklaşık 8 bin 600 yıl öncesine tarihlenen ekmek kalıntıları bulundu. Tahrip olmuş fırın çevresinde, buğday, arpa, bezelye tohumlarıyla birlikte, yiyecek olabileceği değerlendirilen avuç içi büyüklüğünde bir kalıntıya rastlandı. Yapılan analizlerde kalıntının mayalanmış ekmek olduğu belirlendi. Ekmeğin ince bir kil tabakasıyla kaplandığı için günümüze kadar korunmayı başardığı belirtildi.
3600 YILLIK MİNOS HANÇERi
Antalya’nın Kumluca ilçesinde kazı başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz ve ekibi, Akdeniz’in derinliklerinde Girit-Minos uygarlığına ait olduğu belirlenen yaklaşık 3 bin 600 yıllık gümüş perçinli bir tunç hançer buldu. 2019’da keşfi yapılan Kumluca batığı olarak bilinen 50 metre derinde hançerin bulunduğu geminin, Girit’e doğru yolculuk ederken battığı tahmin ediliyor. Buluşun Akdeniz’in tarihi ticaret rotalarını ve kültürel etkileşimlerini yeniden gözden geçirmeyi sağlayacak önemli ipuçları sunduğu belirtildi.
3300 YILLIK HİTİT TABLETİ
Kırıkkale’de kazı başkanı Kimiyoshi Matsumura ve ekibi tarafından, Büklükale’de Hitit Kralı 2’nci Tuthaliya’nın hükümdarlığına tarihlenen çivi yazısıyla yazılmış bir tablet deşifre edildi. Yaklaşık 3 bin 300 yıllık kil tablet, Hitit İmparatorluğu’nun felaketle sonuçlanan yabancı istilasını anlatıyor. Tabletteki çivi yazılı metnin ilk altı satırında Hitit dilinde ‘Başkent Hattuşa da dahil olmak üzere dört şehrin felakette olduğu’ ifadesi yer alırken, geri kalan 64 satırda Hurri dilinde zafer isteyen bir dua bulunuyor. (Mehmet ÇINAR/DHA)