Lise öğrencisi, açılımı yazdı birinci oldu

Mehmet Sıddık Tekin Lisesi'nin 11'inci sınıf öğrencisi Abdülbaki Kerçin, valilik tarafından düzenlenen kompozisyon yarışmasına katıldı. Kompozisyon konusu olarak da son günlerdeki çatışmalar ve şehit haberlerinden etkilenen Kerçin, hükümetin açılımını seçti. Hedefinin tıp olduğunu belirten Abdülbaki Kerçin, artık dağlarda kan akmasını istemediğini, mercan kokulu dağlardan börtü- böcek seslerinin yükselmesini istediğini anlatan kompozisyon yarışmasında birinci gelmenin kendisini çok sevindirdiğini söyledi. ‘İdeallerimdeki yarınlar' adlı kompozisyonla Batman birincisi olan Kerçin, yıllar önce terör ve şiddet yüzünden Şırnak’tan Batman’a göç ettiklerini anlatırken şöyle konuştu:

“Herkes açılımla ilgili bir şeyler söyledi. Büyüklerimiz konuşuyor. Kanımca kimse kimseyi pek muhatap almıyor. Birileri konuşuyor, sanki karşı taraftaki duymuyor veya duymaya çalışmıyor. Herkes ‘açılım’ dedi. Bunların başlıkları değişti. Biz de kendi açılımımızı projeyle yaptık. İstanbul'u gezdik, 220 kişiyle orda güzel şeyleri gördük. Ben iki tarafın diyalogunun gerektiğini kompozisyonumda açıklamaya çalıştım. Karşılıklı empati kurmamamız gerekir. İşte dağlarda iki taraftan ölenler var, analar ağlıyor her iki taraftan da ağlıyor. Anaların gözyaşları toprağa karışmasın. Tarihte bunların örnekleri var, yıllarca birlikte savaşmışız, birlikte mücadele etmişiz. Yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmemiş, şimdi aramıza ayrılık tohumları ekmeye çalışılıyor. Bunları dile getirmeye çalıştım.”

Ödül getiren kompozisyon

İdeallerimdeki yarınlar

Bugün ulaşmaz mesafeler saklı gözbebeklerimde? Hesapsız bir ahım var üzerimde yapış yapış; Tüm endişelerimi süpürmek için açmışım kapımı sanki? El değmemiş dualarım duruyor dudaklarımda. Geleceğe ait, yarınlara dair? Şimdi en hassas yerinde saklı kalbimin, en içten duam, en güzel yarınım?
Bir yarının olsun; Taşlanmamış ekmek teknelerim., günahı alınmamış caddelerim olsun. Sırra kadem basılmasın eve giden yolda, olmasın adı saklı bir hançer her yuvanın bağrında; Bir güneş doğsun karanlık sokaklarıma, bir ışık ya da bir mum yansın;
Bir yarınım olsun; Yurdumda her mesken her gönülden taht kursun. Ne düşünce olsun bizi ayıran, ne renk olsun. Bir ocağa düşen kor ateş her bağrın sancısı olsun. Sevincimiz, üzüntümüz bir; yürek ağrımız müşterek olsun.
Bir yarınım olsun; Doğuyu sevmek doğmak gibi gönülden olsun? körü körüne olmasın doğunun zikri, batıda olmak gibi belki yaşamak olsun. Batının bir selamı olsun doğuda açan güneş bir sabah erkenden, ayakta uğuldasın batıdan ayıran güneş.
Bir yarınım olsun; Mercan kokulu dağlarımda börtü böcek seslensin. Kuş sesleri gelsin kulaklarıma, kurşun gürültüsü kesilsin. Ne dağ başlarında sahipsiz bir mezar olsun ne kalabalık omuzlarda yükselen tabut? Oğul kanlarıyla sulanmış toprağımda anaların gözyaşları eksik olsun.
Bir yarınım olsun; Vatanına âşık, ecdadına sadık bir gençliğim olsun. Kulak versin şairin istiklal sesine, bastığı her toprağın altında saklı bir yüreği olsun. Sarılsın özgürlüğüne her dalgasında ay-yıldızlı bayrağımın, her istikbalinde bir istiklal havası olsun.
Bir yarınım olsun; Yalansız, dolansız: dimdik bir siyasetim olsun. Değmesin her haklı davaya çamurlu eller, edilecek bir niyet hamurunda zemzem olsun. Bir haleye sinelensin milletvekillerim, merkezinde ay misali yüce milletim olsun.
Bir yarınım olsun; Her tarlada yediveren sarı sarı başaklarım olsun. Buğday taneleri aksın çarklı değirmenlerime: una su katılsın, bembeyaz hamurum yoğrulsun. Tomurcuk şenlensin körpe dallarımda, çınarlara gebe ince fidanlar filizlensin. Çayırlar laleler beslesin, gökkuşağına akisler yollasın renklerim.
Bir yarınım olsun; Bedduaya açılmış eller dualarıma gark olsun. Açılacaksa mühürlü dudaklar, gönlüme işleyen birkaç güzel söz olsun. Davudi sesler yankılansın semalara doğru, gökyüzünden inen beyaz güvercin olsun.
Bir yarınım olsun; her şiirimde bir şairim okunsun. İlaç kokulu bir çay olsun hancının elinde, han duvarları mırıldansın her gencimin dilinde. Her kalpta bir Şafak Türküsü atsın, bir Yunus Emre olsun her gönülden yatan. Ozanlarımın ellerinde saz inilsin; tellerinde kopsun ezgiler, her yürekte bir aşk yenilensin.
Bir yarınım olsun; Şakaklarımda çekilsin kör kurşunlu namlular. Her bedenden ses veren tek bir yankı olsun. Her yuva gönüllü kurulsun, her muhabbete bin isim konulsun. Telli duvaklı gelinler olsun; yassız karasız? Her sevginin elinde yiğitçe tutulsun, darağacında sallanan yine nefret olsun.
Bir yarınım olsun; Araf girdabından kurtulsun ehlim, aydınlanıversin bulanık düşünceler. Bir mazluma kol kanat gersin kuvvettim, her dökülen yağ avuçlarımda kurusun. İnsanım üzerinden soyunsun kötü huylarını, her fıtrata hükmeden müspet hareketler olsun. Bir gülü dalında sevmek gibi, bir annenin kucağına çocuğunu vermek gibi.
Bir yarınım olsun; Telgraf tellerim sınırları aşsın, telefon direklerim diyar diyar dolaşsın. Ufuk çizgilerinde şahlansın bedenimde her yürek, uzaklarda kaybolan sesler her kulakta çınlansın. Gönül köprüleri kurulsun kurulsun uzağa, hasret kokulu bir çayda buz dağlmar essin.
Ve bir yarınım olsun; Avuçlarımda hayallerim, yumruklarım sımsıkı olsun. Azmim ideallerimin doruklarında gezinsin. Ne korku sarsın çılgın yüreğimi ne bir titreme alsın ellerimi. Fışkırsın hücrelerimdeki Hakk’a dair ne varsa, son yanlışım hayalimde vazgeçmek olsun.