Oluşturulma Tarihi: Şubat 26, 2005 00:00
ODTÜ’deki hocalarımızdan Kemal Karpat’ın, ‘devrimler, evrimler ve kültürel değişimler’ ile ilgili bir ‘Boya Fıçısı Teorisi’ veya benzetmesi vardı.Kemal Hoca’ya göre, bir toplumun kültürü (yani, gelenekleri, görenekleri, davranışı, değerler hiyerarşisi, sanatı, edebiyatı, üretim yetenekleri ve nihayet evrensel düzeni kavrayış biçimi) yüzyıllar boyunca bir fıçıda tedricen biriken yağlıboya gibidir. Devrim denilen ‘áni ve büyük’ değişimler, içinde 100 kilogram siyah boya bulunan bir fıçıya, üstten 10 kilogram beyaz yağlı boya dökmek gibidir. Beyaz boya döküldükten sonra, fıçıya tepeden bakanlar, onun içinde 110 kilogram beyaz boya var zannedebilir. Çünkü, görünen yüzeyindeki boyanın rengi beyazdır ve fıçıdaki boyanın miktarı 110 kilogramdır. Fıçıdaki boyayı, kimse karıştırmasa bile, zaman geçtikçe, ısınma ve soğumayla alttaki siyah boya yukarıya çıkarken, üstteki beyaz boya aşağıya çöker. Zamanla, siyah ve beyaz boyalar içiçe giren halkalar oluşturur. Olayı tepeden ve dışarıdan izleyenler, fıçıda siyah ve beyaz renklerden oluşan bir karışım ver. Ancak, karışım oranını bilemez. Günün sonunda, içinde küçük beyaz topaklar olan gri boya kütlesi ortaya çıkar. Hele hele, birileri fıçıdaki malzemeyi karıştırırsa, ‘eski renge dönüş’ çok daha hızlı olur. * * *İster sosyal, ister iktisadi hayatta olsun, bazan ‘devrim’ niteliğinde değişimler ortaya çıkar. Mevcut siyasi veya iktisadi düzenin sürdürülmesi neredeyse imkánsız hale geldiği dönemlerde toplumda değişme dürtüsü oluşur. İşte tam o esnada, bir lider zuhur eder. Zaten her önemli değişimde bir ‘lider’in imzası vardır. Kısaca, ‘lidersiz devrim olmaz.’ Kemal Hoca’nın benzetmesine dönersek, devrim, birinin fıçıya tepeden beyaz boyayı dökmesiyle başlar. (Alttakine yeşil, üstten konana kırmızı veya tam tersini diyebilirsiniz.) Bizim tarihimiz de tepeden boya dökmelerle doludur. ‘Nizam-ı cedit’ yani ‘yeni düzen’ (İngilizcesi New Deal veya New Order), islahat, tanzimat, ihtilal, inkılap, devrim, dönüşüm, değişim veya Turgut Özal’ın değişiyle transformasyon artık ne derseniz deyin, bu topraklarda bir çokça ratlanan bir nebattır. Her bir hareketin de kendi çapında bir lideri vardır. Soru: Değişimle birlikte liderin işi biter mi? * * *Hayır; aslında lider değişime kadar değil, değişimden sonra ihtiyaç duyulan kişidir. Çünkü, değişim sürecini tetikleyen şey zarurettir. Çaresizlik şartları altında, talep tabandan geldiği için değişim kolaydır. Değişimle birlikte yorgun düşen kütle ve özellikle yakın çevre, ‘yetti artık, daha fazla değişmeyelim, hatta eskiye dönelim’ der. İşte o zaman değişim talebini yaratmak lidere düşecektir. Lider, yapılanların yeterli olmadığının farkındadır. Değilse, zaten lider değildir; çünkü kitlelere benimsetecek bir ülküsü (vizyonu) yok demektir. Gerçek liderlik, toplumun değişime direndiği noktada ortaya çıkar. Daha öncesi, amigoluk veya çete reisliğidir. ‘Türkiye’nin Geçek Liderlik Haritası’ adlı bir kitap yazan Bilgi Üniversitesi hocalarından Yeşim Toduk Akiş’in araştırmaları, Türkiye’de insanların bir liderde öncelikle ‘güvenilirlik’ aradıklarını ortaya çıkarmıştır. Neden? Kütleler, içine düştükleri kısır çemberi kırmak için hangi yöne doğru hamle yapmaları gerektiğini bilemez. Bu yüzden ‘bana güven, gerisini merak etme sen’ diyebilen ve bunu kütlelere kabul ettirebilen, lider olmaktadır. Güven veremeyen veya kazandığı güveni kaybeden elenmektedir.Son Söz: Lider, kütlenin önünde yürümez; kütle liderin ardından gider.
button