Güncelleme Tarihi:
Konuşma boyunca savunmada kaldı
Başbakan Mesut Yılmaz, savunmasını mafyanın komplosuna uğradığı tezi üzerine inşa etti. Kamuran Çörtük ve Cefi Kamhi'nin açıklamaları Yılmaz'ın komploya uğradığı tezini destekledi. Yılmaz, Korkmaz Yiğit'in gerçekleri kasıtlı olarak tahrif ettiği, en azından bandın bir bölümünün doğru olmadığı izlenimini yaratabildi. Yılmaz, Yiğit'in açıklamalarının doğruluğu üzerinde soru işaretleri yaratmayı başardı.
Yılmaz, özellikle Baykal'ın tutumunun hükümetin mafyaya karşı verdiği mücadeleyi sekteye uğratacağı yolundaki tezinde etkiliydi. Kızdığı bölümlerde oldukça akıcı bir üslupla konuştu. CHP'nin hükümeti düşürmesi halinde, Yılmaz'ın Baykal'ı kamuoyuna ‘siyasi istikrarı bozan, kaos yaratan lider’ görüntüsüyle takdim eden bir stratejiye kayacağı anlaşılıyor.
Çetelerle mücadelede başarılı olduğu, çetelerin üzerine kararlılıkla gittiğini anlatırken rahattı, ancak kamuoyunda ‘gerçekten de çeteler konusundaki icraatı başarılı’ yolundaki kanaat kadar etkili olamadı.
Başbakan'ın ikna edici olamadığı noktalar da vardı. Örneğin, Korkmaz Yiğit'in Türkbank ihalesine girmesine başlangıçta olumsuz bakarken, sonradan nasıl olup da karar değiştirdiği konusunda yine inandırıcı olamadı.
Yılmaz, Yiğit'le 30 Haziran'da yaptığı görüşmeye kadar bu işadamının ihaleye katılmasını engelleyen bir tutum izlemişti. Sonradan ihaleye katılmasına izin vermesini bazı yerlerde ‘‘Elimizde delil yoktu’’, bazı yerlerde de ‘‘Bilgi yoktu’’ diye izah etti. Oysa, Emniyet ve MİT kendisine daha Haziran ayı başında Çakıcı-Yiğit ilişkisine ait istihbarat duyumlarını aktarmıştı. Ayrıca 4 Ağustos'ta gönderdiği uyarı yazısı da Başbakan'ın kendi özel kaleminde kaybolmuştu. ‘Bilgi yoktu’ tezi inandırıcı olamadı. Ayrıca 30 Haziran'dan önce ‘‘Yiğit ihaleye alınmasın’’ talimatı verirken, hukuki delil aramayan Yılmaz'ın sonradan ‘‘Delil yoktu, o nedenle ihaleye sokmamazlık edemezdim’’ demesi muazzam bir çelişkiyi açığa çıkardı.
Başbakan'ın dikkat çeken bir tutumu da, kendisini aklamak için sık sık sorumluluğu Emniyet ve MİT'e atması oldu. Yılmaz, bu iki kurumun Korkmaz Yiğit hakkında delil bulmakta çok geciktiklerini ileri sürdü. Bu suçlamayı yaparken, bu iki kurumun Haziran ayı başındaki uyarılarını, Emniyet'in 3 ve 4 Ağustos tarihli uyarı yazılarını yine unuttu. Yılmaz, Çakıcı'nın komplosuna kurban gittiğini öne sürerek kendisinden ihaleye katılma iznini kopartan Yiğit'i dinlemek yerine, bu iki kurumun uyarılarına kulak verseydi, önceki akşam televizyonda savunma yapmak durumunda da kalmayacaktı.
Yılmaz, yine sorumluluğu başkalarına atmaya çalışırken, geçirdiği bir ameliyat nedeniyle ABD'de tedavi gören Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral Güven Erkaya'nın ismini ortaya attı. Yılmaz, Erkaya'nın Yiğit'le ilgili olumlu görüşlerini referans olarak gösterdi ve Erkaya ile işadamının 20 yıllık dost olduklarını iddia etti.
Yılmaz'ın Uğur Dündar karşısında en çok zorlandığı bölüm, ‘‘Bir başbakanın ihaleye katılan işadamlarıyla görüşmesinin siyasi etik açısından uygun olup olmadığı’’ sorusuydu. Başbakan, bu soruya net yanıt veremedi.
Kapanışa doğru açıldı
Başbakan Yılmaz, programın ilk saatlerinde son derece sıkıntılı göründü. 4 saat 45 dakika süren tartışmanın sonlarına doğru atağa kalktı ve iyi bir performans sergiledi.
Sert ve olumsuz tutumu eleştirildi
CHP Lideri Deniz Baykal'ın dün akşamki en önemli handikapı, programın kurgusuydu. Baykal, ancak 00.30 sularında yayına girdi.
Baykal, hükümete dönük eleştirilerinde etkili olmakla birlikte, eksi puanları daha çok sert üslubundan aldı. Üslubu parti taraftarlarını memnun etse de, kazanmak istediği kararsız kesimleri yanına çekebilmesi açısından sonuç getirici değildi.
Üslup çerçevesindeki bir diğer sorun Baykal'ın hep olumsuzu ön plana çıkaran bir tutum takınması oldu. Örneğin, hükümetin çetelerle mücadele için çıkartmak istediği yeni yasa tasarılarının TBMM'den geçmesi konusunda partilerüstü bir çizgide kamuoyuna kuvvetli taahhütlerde bulunması kendisine puan getirebilirdi.
Baykal'ın Korkmaz Yiğit'in açıklamalarının tümünü gerçek olarak itibar edip, buradan toplu bir eleştiriye yönelmesi eleştiriye yol açtı. Adil davrandığı izlenimini verebilmesi için asgari bir şüphe payı da bırakabilirdi.
Baykal'ın mutlak başarılı olduğu bir başlık, bazı ANAP'lı siyasetçilerin yeraltı dünyası ve yolsuzluklarla ilişkilendirmesiydi. ANAP Tekirdağ Milletvekili Enis Sülün'ün kabadayı Sedat Peker, ANAP Bursa İl Başkanı Mehmet Gedik'in Erol Evcil ve ANAP'lı eski bakan Eyüp Aşık'ın Alaattin Çakıcı ile ilişkilerini çarpıcı bir şekilde anlattı.
Başbakan Yılmaz'ın işadamlarıyla içli dışlı ilişkileri ve ihale süreçlerine müdahil olmasına dönük eleştirilerinde de Baykal başarılıydı. Yılmaz'ın yanıtı tatmin edici olmadı.
Baykal'ın en çok zorlandığı anlar, İş Bankası Yönetim Kurulu'ndaki CHP'li üyelerin Erol Evcil'e açılan kredilere onay vermeleri ve Yiğit'le yaptığı görüşmeye ilişkin sorular oldu.
Uzun süre bekleyip sıkıldı
CHP Lideri Baykal, programın ilk saatlerinde sadece dinleyici konumundaydı. Bu sırada oldukça sıkıldı ve konuşmaya başladığı ilk anlarda etkileyici bir performans gösteremedi.