Güncelleme Tarihi:
LİDERLERLE FİKİR ALIŞVERİŞİ
“Birinci Dünya Savaşı’na katılan ülkelerin liderleri, 11 Kasım 1918 tarihinde dört yılı aşkın bir süre devam eden ve dünyanın her yerinden yaklaşık 40 milyon insanın ölümüne sebep olan çatışmalara son verme kararı almıştı. Bu hafta sonu Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Emmanuel Macron’un ev sahipliğinde düzenlenen bir dizi etkinlik vesilesiyle bu büyük olaydan çıkarılması gereken dersleri hatırlayacak, savaşın günümüzün dünyasına etkilerini masaya yatıracak ve gelecekte benzer olayların yaşanmaması için insanlığın atması gereken adımlar hakkında fikir alışverişinde bulunacağız.
ÖLÜM KALIM MESELESİ OLDU
Kuşkusuz, kimilerinin ‘tüm savaşlara son verecek savaş’ olarak adlandırdığı Birinci Dünya Savaşı, ülkemiz için bir ölüm-kalım meselesi olmuştur. Bu anlamda o dönemin en modern ve güçlü ordularını Çanakkale’den Kut’ül Amare’ye kadar birçok coğrafyada dize getiren, tarihimizin en kritik dönemlerinden birinde canlarını ortaya koyarak Türkiye’nin mevcut topraklarını bize vatan olarak hediye eden, aralarında Sarıkamış Harekâtı sırasında şehit olan dedem Mustafa oğlu Kemal’in de bulunduğu, ecdadımızı saygıyla anıyorum. Bu anlamda Paris’te düzenlenen programda ülkemi bir şehit torunu olarak temsil etmekten ayrıca gurur duyuyorum. Onların kahramanlık ve fedakârlığı, çocuklarımızın özgür ve bağımsız bir ülkede yaşamasını mümkün kılmıştır. Bu itibarla yüce hatıraları, Türk milletine ilham vermeye devam etmektedir.
EŞİ GÖRÜLMEMİŞ ACILAR
Öte yandan Birinci Dünya Savaşı’nın gerek Avrupa’ya gerek dünyanın diğer bölgelerine getirdiği acıları, sıkıntıları ve yıkımı hatırlamak; tarihten gereken dersleri almak zorundayız. 100 yıl önce sona eren kanlı savaş, insanlığa sömürgeciliğin, yayılmacılığın ve saldırganlığın sonuçlarını en açık biçimde göstermiştir. Aynı zamanda bu olayın sonrasında düzen kurma noktasında yapılan hatalar, maalesef İkinci Dünya Savaşı’nın koşullarını oluşturarak tarihte eşi benzeri görülmemiş acıların yaşanmasına sebep olmuştur.
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı’nın sona erişinin 100’üncü yıldönümü dolayısıyla Fransa’da Zafer Takı ve Meçhul Asker Anıtı’nda düzenlenen anma törenine katıldı. Paris’teki törende Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve eşi Brigitte Macron, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu devlet, hükümet ve uluslararası kuruluş başkanları ile eşlerini Elize Sarayı’nda karşıladı. Buradan 47 devlet başkanı, 23 hükümet başkanı, 15 uluslararası kuruluşun başkanı ve eşleri, kendileri için hazırlanan otobüslerle Şanzelize Caddesi’ne giderek Zafer Takı ile Meçhul Asker Anıtı’na yürüdü. Elize Sarayı’ndaki karşılamaya gelmeyen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump ile eşi Melania Trump, kendi makam araçlarıyla tören alanına gitti. Kendileri için ayrılan ‘Başkanlar Tribünü’ne geçen liderler ve eşleri, saygı duruşunda bulunup anma törenini izledi. Yaklaşık 2 saat süren anma töreni sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin’le bir süre sohbet ederken iki liderin samimi tavırları dikkat çekti. Liderler ve eşleri, daha sonra Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve eşi tarafından verilen öğle yemeğine katıldı.
AVRUPA GÜVENLİĞİNİN GEREĞİ
Türkiye’de ve eski Osmanlı topraklarında bulunan şehitlikleri gezdiğinizde Saraybosnalı, Afrikalı, Bağdatlı, İstanbullu ve Filistinli gençlerin yan yana yattıklarına şahit olursunuz. Birinci Dünya Savaşı’nın hatıraları, bu anlamda Türk, Kürt, Arap, Ermeni ve Yahudi toplumlarının evlatlarının çağdaş Türkiye toplumuna bıraktıkları ortak bir mirastır. Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin her döneminde komşularının toprak bütünlüğüne saygı göstermiş, onların barış ve istikrarını destekleyici adımlar atmıştır. Bölgemizde yeni Sykes-Picot paylaşımlarının yapılmasına itiraz etmek veya DEAŞ, PKK ve FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadele etmek, tam olarak komşularımıza gösterdiğimiz bu saygının ve aralarında bulunduğumuz Avrupa milletlerinin güvenliğinin gereğidir.”
ÇATIŞMALAR TAMAMEN BİTMEDİ
ERDOĞAN, 1. Dünya Savaşı’nın sona ermesinin 100’üncü yıldönümünde, yaşanan çatışmaların tamamen tarihe karıştığının söylenemeyeceğini vurguladı. Erdoğan yazıda şöyle dedi: “Son yıllarda Türkiye’nin güney komşuları Irak ve Suriye’de yaşanan iç karışıklıklar, artan terör tehdidi ve derinleşen istikrarsızlık ile Filistin’de on yıllardır şahit olduğumuz sistematik mülksüzleştirme ve yurtsuzlaştırma çabaları, bu durumun en somut göstergeleri arasındadır. Birinci Dünya Savaşı, dönemin büyük güçleri tarafından masa başında cetvelle çizilen sınırlar uyarınca birtakım sorunlu siyasi yapıların oluşumunu beraberinde getirmiştir. Dahası bu siyasi yapıların hükmettikleri toplumlarla güçlü bağlar kuramaması Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinin yirminci yüzyıl boyunca otoriter rejimler, askeri darbeler ve azınlık yönetimleriyle anılması sonucunu doğurmuştur. Bu dışlayıcı yapıları onlarca yıl boyunca destekleyenler, son olarak Arap Baharı olarak adlandırılan demokratik halk hareketlerinin engellenmesi için seferber olmuşlar, amaçlarına ulaşmak için askeri darbeler dâhil her türlü anti-demokratik yönteme başvurmuşlardır. Bu aktörler, karşı devrimci faaliyetlerini bugün de kararlılıkla sürdürmekte; küresel barış ve istikrarı kendi çıkarları uğruna tehlikeye atmaktadırlar.
KAŞIKÇI CİNAYETİNİ KONUŞTULAR
Fransa’da Birinci Dünya Savaşı’nın sona erişinin 100. yıldönümü programına katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin değerlendirildiği belirtildi. Erdoğan ile Trump’ın önceki akşam Paris’te gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin Beyaz Saray’dan bir açıklama geldi. Reuters haber ajansının Beyaz Saray’dan bir yetkiliye dayandırdığı haberinde iki liderin, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesini görüştüğü belirtildi. Trump ve Erdoğan’ın Kaşıkçı cinayetine nasıl yanıt verileceğini ele aldığı ifade edildi.
Bu arada Amerikan New York Times gazetesi, Erdoğan’ın Fransa’ya gitmeden önce yaptığı, “Kaşıkçı cinayetine ait ses kayıtlarını ABD ve diğer ülkelerle paylaştık” açıklamasının Trump’ı zor duruma soktuğunu yazdı. Trump’ın ellerinde yeterli delil olmadığı yönündeki tezinin Erdoğan’ın açıklamasıyla sarsıldığı ifade edildi.