Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bayram namazını Emirgan Hamid-i Evvel Camisi'nde kıldı.
Erdoğan, sabah saatlerinde Huber Köşkü'nden çıkarak Emirgan Hamid-i Evvel Camisi'ne geldi.
Burada bayram namazını kılan Erdoğan'a, oğlu Bilal Erdoğan, torunları Ömer Tayyip ve Ali Tahir Erdoğan ile İçişleri Bakanı Selami Altınok, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul Milletvekili Aziz Babuşçu ve Trabzonspor Kulübü Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu da eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, namaz sonrasında vatandaşlarla bayramlaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, Rusya'ya yaptığı ziyareti hatırlatarak, "Bir süredir Türkiye, Rusya'nın Esed rejimine vermiş olduğu destekten duyduğu rahatsızlığı sesli olarak dile getiriyor. Bir süredir de askeri yardım gündemde. Bu konu konuşuldu mu?" sorusu üzerine Erdoğan, dünkü Rusya ziyaretinin aslında Moskova'daki tarihi eser olan Merkez Camisi'nin restorasyonuyla alakalı olduğunu söyledi.
Caminin açılışını, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas ile yaptıklarını dile getiren Erdoğan, muhteşem bir eser olan caminin çok müstesna bir yerde yapılmasının da manidar olduğunu, bu konuda Putin'in de himayesi bulunduğunu anlattı.
Bu konuda Türkiye Diyanet Vakfı, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın katkısı ve Rus iş adamlarının da desteği olduğunu vurgulayan Erdoğan, açılışın ardından Abbas ile görüştüklerini kaydetti.
Erdoğan, görüşmede ağırlıklı olarak son dönemlerde Kudüs'te, Mescid-i Aksa'da meydana gelen olayları değerlendirdiklerini ve bundan sonraki süreçte neler yapabileceklerini konuştuklarını ifade ederek, ardından da Putin ile önce dar kapsamlı görüşme yaptıklarını anlattı.
Bu görüşmede ağırlıklı olarak Suriye ve bölgedeki gelişmeleri değerlendirdiklerini, Kudüs'teki gelişmeleri de görüştüklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Akabinde bir çalışma yemeğimiz oldu. Bu çalışma yemeğinde de Rusya-Türkiye ilişkilerini görüştük. Burada tabii ekonomik, kültürel gelişmeler olsun, bunları ele alma fırsatımız oldu. Rusya'nın henüz Suriye'ye bakışında doğrusu bir netlik göremedim. Ancak şu konuda en azından dışişleri bakanlarımızın yeni bir çalışma başlatmalarını orada bir sürece bağladık. Önümüzde BM Genel Kurulu var. BM Genel Kurulu'nda Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Türkiye dışişleri bakanları olarak üçlü, bu konuda çalışma yapsınlar diye aramızda bir karara vardık. Burada alınacak neticeye göre de bu sürece, kabul etmeleri halinde Suudi Arabistan ve İranı'ı katmak, 5'li olarak bu çalışmaları sürdürelim. Akabinde buna Avrupa Birliği, Ürdün, Katar, bu ülkelerin de katılmasıyla bu bölgedeki gelişmeleri bir yere taşıyalım. Burada Esed'siz bu sürecin olması veya geçiş sürecinde belki Esed ile gidilme gibi bir şey olabilir ama asıl olması gereken muhalefetin, bir defa Esed'le zaten bir Suriye geleceğini kimse görmüyor. 300-350 bin vatandaşın ölümüne neden olan bir kişiyi, bir diktatörü kabul etmeleri mümkün değil."
Kendilerinin de görüştükleri tüm Suriyelilerden aldıkları intibanın bu yönde olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Rusya'nın tabii İran'la birlikte Suriye'ye vermiş olduğu destekler artık zaten gizli değil. Bunu kendileri de ifade ediyorlar. Temenni ederiz ki Rusya, bu süreçte dün yaptığımız görüşmelerin gereğini bir dayanışma içerisinde yerine getirmek suretiyle, ben dün kendilerine de ifade ettim, Esed burada bir butik Suriye kurmak istiyor. Butik Suriye, Şam'dan başlayıp Hama, Humus ve Lazkiye'yi kapsayan ki bu da Suriye'nin yüzde 15'ine tekabül eden bir bölgedir. Bu bölgede kendine ait, arkasında belli egemen güçlerin hakim olduğu, destek verdiği bir devlet kurabilmek, bu da tabii Akdeniz'e açılan bir yapı olması hasebiyle böyle bir yapıyı kurmak, derdi bu. Buna gerek ülkedeki güçler ne kadar müsaade edecekler?" şeklinde konuştu.
"Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu anda Suriye'de DAEŞ'in hakimiyeti, işgal ettiği alanların yüzde 30-35, diğer örgütlerin aynı şekilde orada genişçe ele alındığında ciddi manada bir işgallerinin söz konusu olduğunu söyledi.
Suriye'de toprak bütünlüğünü savunduklarını vurgulayan Erdoğan, "Suriye halkının terör örgütlerinden arındırılmış bir yapıya kavuşmasını arzu ediyoruz. Ama burada şöyle bir adım bizim en önemli talebimizdir. O da bir güvenli bölgeyi özellikle istiyoruz. Güvenli bölgedeki hedefimiz nedir? Türkiye'de şu anda 2 milyona yaklaşan bir Suriyeli mülteci var. Bu insanların ülkelerine dönme talebi var. Dolayısıyla Türkiye sınırında Suriye tarafında onlar için oluşturulacak bir güvenli bölgede, bunu birçok dost ülkelerle de konuştuk, oraya onların dönmesi, bir yerleşim planıyla oraya yerleştirilmesi, inanıyorum ki bölgede çok daha farklı bir havanın oluşmasına da vesile olacaktır. Bunları da dün yine aynı şekilde Sayın Putin ile paylaştık" diye konuştu.
Erdoğan, Avrupa Birliği Liderler Zirvesi'nde mültecilere ilişkin Türkiye'ye 1 milyar avro yardım konusunda, bunun ne kadar zamanda uygulamaya gireceğini bilemediklerini aktararak, "Bizim şu anda biliyorsunuz 7,5 milyar dolara ulaştı. Bize gelen yardım ise 420 milyon dolar civarındadır. Böyle bir kararın alınmış olması isabetlidir. Çünkü aslında bu Avrupa Birliği'nin bugüne kadar atmış veya atacak olduğu bir adımdır. Temennim odur ki sadece Türkiye'nin sorunu değil bu sorun, tüm dünyanın sorunu. Şu anda bazı olumlu adımlar atılıyor ama bunun icrası bizim için çok çok önemli. İcrayı gördüğümüz anda biz de tabii bundan Türkiye olarak memnun oluruz. Bu süreci bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Edirne'de Avrupa ülkelerine geçmek için bekleyen sığınmacılara ilişkin bir soruya karşılık da Erdoğan, bu konuyla ilgili Vali ile de gerekli görüşmeleri yaptıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bu konuyla ilgili olarak da bizler yani uluslararası gerek göç, gerekse mülteci sorunlarını değerlendirmek suretiyle adımlarımızı atıyoruz. Ama farklı ülkelerin yaptığı zulmü de yapmak istemiyoruz. Onları insani bir yaklaşım içerisinde değerlendirmek suretiyle ya kendi ülkelerine tekrar geri göndermek veyahut da belli bir süre buralarda misafir etme gibi adımları atmış durumdayız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin "Cizre'de İlçe Seçim Kurulu, bazı mahallelerde seçim sandıklarının taşınması kararı aldı. Seçim güvenliği açısından bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soruya da "Ama orada taşımalı sistemle bunu karıştırmayalım. Yani birleştirme, sandıkların birleştirilmesi diye bir karar almış durumdalar. Ki bu bir yerde seçim güvenliğini sağlayabilmeye yönelik bir adımdır. Bu farklı ilçe ve illerden de gelebilir" yanıtını verdi.
"Bu yanlış bakışı tekrar değerlendireceklerdir diye düşünüyorum"
ABD'nin YPG'yi terör örgütü olarak görmediği yönündeki ABD Dışişleri Bakanlığı açıklamasının sorulması üzerine Erdoğan, bu açıklamayı yanlış bulduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bunu baştan beri söylüyorum. PYD ve YPG, bunların hepsi terör örgütüdür bize göre. Amerika bu işte şu anda bedel ödemiyor. Bedel ödeyen biziz. PYD'nin, YPG'nin yaptıklarını da bilen biziz. Dolayısıyla bu yanlış bakışı, yanlış değerlendirmeyi herhalde tekrar değerlendireceklerdir diye düşünüyorum. Biz, DAİŞ'i de terör örgütü olarak görüyoruz, PYD'yi ve onun yanındaki bu tür kuruluşları, PKK yine aynı şekilde... Bunları da biz terör örgütü olarak görüyoruz. Zaten, Avrupa Birliği de PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmiştir, ilan etmiştir. Tüm bunlara karşı tabii Amerika'nın çok daha farklı yaklaşması ve bir model ortak olarak Türkiye'nin bu yaklaşımını bir kenara koyması düşünülemez. Ama bu tür yaklaşımlar olduğu zaman bunlar bizi ciddi manada tabii üzmektedir. Çünkü bunlar yanlış bir yaklaşım. Biz bu terör örgütlerinin elinde onların silahlarını gördüğümüz zaman ciddi manada rahatsız oluyoruz. Biz aynı zamanda NATO'da beraberiz. Orada da stratejik ortaklığımız var. Bunları şöyle bir değerlendirmeye aldığımız zaman bu atılan adımlar hakikaten üzücü. Öyle zannediyorum ki Sayın Başbakan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Obama ve diğer bu tür ortaklarla görüşmeleri olacak. Orada bunları da zaten birebir işleyeceklerdir."
Başbakan Davutoğlu: Benim Diyarbekir'e nasıl aşık olduğumu bilirler
Abdullah Gül'den bayram mesajı: Hepimizin büyük bir özveri içinde olması gerekir