Güncelleme Tarihi:
"İnişimizle ilgili gerekli yerler bilgilendirildi. İnişe geçiyoruz." Pilotun anonsundan kısa bir süre sonra uçağın tekerleri piste değiyor. İndiğimiz havaalanı Libya'da Kaddafi yönetimine karşı zafer kazanan muhaliflerin kalesi Bingazi.
Bingazi'ye iner inmez ilk olarak, zaferin izlerini fark ediyorum. Ancak bu zaferin tatsız bir sürprizle gölgelenmemesi için güvenlik önlemleri yoğun.
Uçağımızın etrafını hemen Kaleşnikoflu, muhalif savaşçılar sarıyor.
Bir havaalanında görmeye alışık olduğumuz hiçbir şey yok burada. Ne terminal binası, ne apronda bekleyen uçaklar, ne körük, ne de bagaj bandı. Havaalanı binası yoğun çatışmalarda ağır hasar almış.
Ancak bir havaalanında görmeye alışık olmadığımız birçok şey var. Eli silahlı askerler, apronda bekleşen insanlar, uçağın bagajından araca yüklenen ve uçağın hemen yanında elden sahiplerine dağıtılan bavullar...
Uçak duruyor. Hemen karşımızda büyük bir pano. İngilizce ve Arapça... Üzerinde "Yolumuz özgürlük" yazıyor.
Hemen arkasındaki terminal binasının üzerinde de isyancıların üç renkli bayrağı dalgalanıyor.
DAVUTOĞLU'NUN BİNGAZİ ZİYARETİNDEN KARELER
GÜVENLİK VE MERDİVEN KRİZİ
Nasıl bir yere geldiğimizi anlamaya çalışarak, inmeyi bekliyoruz. Pilot bir anons daha yapıyor: "Güvenlik önlemlerinin tamamlanmasını bekliyoruz."
Uçağı koruyacak görevliler yerlerini alıyor. Ancak inme işlemi başlamıyor. Pilottan bir anons daha geliyor: "Önlemler tamam ama bu kez de merdiven olmadığı fark edildi. Merdivenin yanaştırılmasını bekliyoruz."
Beklenen merdiven geliyor. Ancak yanaştığı gibi tekrar uzaklaşıyor. Merdiven aracının üzerindeki Libya'nın Kaddafi dönemine ait bayrağı bile kapatılmaya çalışılmış.
Ancak yeni bayrağın en üstteki rengi olan kırmızıyı bulamamış olacaklar ki alt bant yeşil kalmış, üstü tamamen siyahla boyanmış. Ortada da ay-yıldız.
Araç uzaklaşınca, pilot bir anons daha yapıyor: "Merdiven uçağa göre yüksek geldi. Yenisini getiriyorlar."
Güvenlik ve merdiven "krizimiz" yaklaşık yarım saat sürüyor. Nihayet uçaktan iniyoruz.
Bizi isyancılar karşılıyor. Çoğunda askerlerin kullandığı kamuflaj kıyafetleri var. Ancak hiçbir standart yok neredeyse. Formaların hepsi birbirinden farklı.
ÖZEL HAREKAT TİMİ DE BİNGAZİ’DE
Bize uçakta heyeti ve Bakan Davutoğlu'nu korumak için gelen özel harekat timi de eşlik etti. İsyancılar, bizim Türk askerlerini görünce yanlarına gelip hatıra fotoğrafı çektirmek için birbirleriyle yarıştı.
Kafile toplanıyor. Minibüslere bindiriliyoruz. Konvoy halinde, istikamet isyancıların karargahı...
Havaalanından hemen çıkışında Fransızca ve Arapça bir tabela var. "Teşekkürler Fransa" yazıyor.
Belli isyanın kalbinde, Fransa'nın Kaddafi'nin yenilmesinde büyük rol oynayan NATO harekatı için üstlendiği girişim unutulmamış.
Yol boyunca bir zamanlar üzerinde Kaddafi'nin resimlerinin bulunduğu panolar artık devrim ve özgürlük sloganlarıyla dolu. Duvarlarda Kaddafi'yle dalga geçen grafitiler var. Neredeyse her adım başında isyanın başladığı "17 Şubat" tarihi yazılmış.
Sabahın erken saatleri. Yollar boş. Dükkanlar kapalı. Binaların üzerinde mermi izleri var. Karşımıza tek tük yıkıntılar çıkıyor.
DAVUTOĞLU BİR İLKİ GERÇEKLEŞTİRİYOR
Karargaha ulaşıyoruz. Davutoğlu burada Ulusal Geçiş Konseyi'nin Başkanı Abdülcelil ile bir araya geldi.
Bu, Trablus'un büyük bölümünün isyancıların kontrolüne geçmesinin ardından yabancı bir diplomatın bu ülkeye yaptığı ilk ziyaret.
Kafilede çok sayıda yabancı gazeteci de var. Dünya bu temasları izliyor. Temasların ana konusu Libya'da bundan sonrasına ilişkin yol haritası.
Bingazi şimdilik zaferin tadını çıkarıyor. Ancak Bingazi'nin dışında kalan kesimler için güvenlik ve huzurdan bahsetmek şimdilik zor. Ana yollarda yer yer çatışmalar devam ediyor. Riskler büyük. Kaddafi devrilmiş olmasına rağmen isyancılar arasında derin görüş ayrılıkları var. Kendi aralarında çatışmalarından korkuluyor.
Sahip olduğu doğal kaynaklara rağmen gelişmişlik düzeyi pek de yüksek olmayan Libya, savaşın izlerini her noktasında taşıyor.
Libyalılar, özgürlük yolunda önemli bir adım attı atmasına ama önlerindeki süreç şimdi çok daha zorlu görünüyor.