Güncelleme Tarihi:
LİBYA'NIN İSYAN ORDUSU/Foto Galeri
İsyan hareketinin kıvılcımının çakıldığı Bingazi kentinde filizlenen isyan ordusu, ilk başta Kaddafi karşıtı gençlerden ve rejime sırtını çeviren eski güvenlik güçlerinden oluşuyordu. Ancak, Kaddafi’nin safhından ayrılan subayların katılımıyla bu güç resmi bir ordu görünümü elde etmeye başladı.
İsyancılar, kendi güvenlikleri için yabancı güçlerin müdahalesine tamamen karşı çıkıyor. Ayrıca, Libya’ya özgürlüğünü getirecek halk hareketinin yabancı ülkelerin müdahalesiyle gelmesini istemiyor.
Yağmaladıkları askeri üs ve polis merkezlerinden elde ettikleri ağır silahları kullanan Bingazi’deki isyan ordusunun başında, geçmişte Libya Hava Kuvvetleri’ne ait olan bir üste görev yapan Albay Tarık Said Hüseyin bulunuyor.
Time dergisine, hedeflerinin askeri değil, demokratik bir ülke oluşturmak olduğunu belirten Hüseyin, “Ordunun ülkeyi yönetmekle değil, sadece korumakla yükümlü olduğunu” belirtti.
Bingazi’nin güneyindeki Adcebiye kentinde isyancılara katılan 100 kişilik grubun içindeki Halid Ahmed ise, “Burada bizim için bir şey yok… Kaddafi bize hiçbir şey vermedi, bizden her şeyi çaldı” dedi. Onun gibi birçok genç, Trablus’a ilerleyen yolda gönüllü olarak isyan ordusuna katılıyor.
AFGANİSTAN’A BENZEME KORKUSU
Kaddafi, devrilmesi halinde Libya’nın tıpkı Irak ve Afganistan gibi bir kaos ortamına sürükleneceğini söylüyor. Ancak Libyalılar bu devrimin sadece kendilerine ait olduğundan emin.
Libya’dan sürgün edilen Guardian yazarı Mahmud El Naku, Libyalıların ne İslamcı ne de aşiretçi bir toplum olduğunu, istediklerinin demokrasi, adalet ve özgürlük olduğunu belirtiyor. Naku, uluslararası kamuoyunda Libya’nın radikalcilerin eline düşeceği korkusunun asılsız olduğunu düşünüyor.
Ona göre, Libya toplumunun yapısı buna izin veremez. İslam kültürü ve kimliği Libya’nın mirası ve geleceğinde var ancak şiddet ve radikalcilik yabancı kavramlar. Bunun en önemli örneği, Libya ordusu ve polisini kendi halkına karşı şiddet uygulaması emri veren Kaddafi’ye sırt çevirmeleri.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Pazar günü “Kaddafi rejimini sonlandırmak için Libya’daki Kaddafi karşıtı gruplarla temas kurmak istediklerini söyledi. Aynı gün yaşanan gelişmeler, Libya’daki isyan hareketinin kimin kontrolü altında olacağı ve nasıl hareket edeceği hakkında belirsizlik doğurdu.
İsyancıların tarafına geçen eski Adalet Bakanı Muhammed Abdül Celil, üç ay boyunca geçici hükümet görevi görecek bir konseyin başında olacağını belirtmiş, bu sürenin sonunda seçim yapılması çağrısı yapmıştı.
Pazar günü, Bingazi’de kurulan “Ulusal Libya Konseyi”nin sözcüsü ve insan hakları avukatı Hafız Goga ise konseyin geçici hükümeti temsil etmediğini, amacının Libya’daki tüm şehirlerin ulusal ordunun yardımıyla özgürlüğe kavuşmasını sağlamak olduğunu söyledi.
Clinton’ın beklentilerinin aksine, konseyin yabancı hükümetlerle bağlantısı bulunmadığını söyleyen Goga, yabancı hükümetlerle temasın “konseyin tüm detayları belli olduktan sonra kurulacağını” belirtti.
İSYANCILARI BİRLEŞTİREN UNSUR
Libya Ulusal Konseyi’nin geçici hükümet mi yoksa isyan hareketini destekleyen bir örgütlenme mi olduğu belirsiz olsa da, tüm isyancıların aynı görüşü paylaştığı bir konu var:
Kaddafi karşıtı isyancılar, ellerine geçen tüm kentlerde bir komite kurmuş durumda. Ele geçirilen yeni kentlerle hemen bağlantıya geçip yeni komiteler kuruyorlar. Böylece, doğu ile batı kentleri arasında koordinasyon kuruluyor ve isyan hareketinin Libya’yı bölen değil, özgürlüğe kavuşturan bir hareket olma özelliği korunuyor.
http://twitter.com/HurriyetPlanet