Güncelleme Tarihi:
Hürriyet 6 Türk vatandaşının önceki gün Libya’da Halife Hafter güçleri tarafından kaçırılan ve dün Dış İşleri Bakanlığı’nın girişimleri sonucu serbest kalmasıyla sonuçlanan olayın detaylarına ulaştı. Libya’da Halife Hafter güçlerinin önceki gün alıkoyduğu ve Dışişleri Bakanlığı’nın girişimleri ile dün serbest bırakılan Türk vatandaşılarının çalıştıkları geminin Türkiye’den Libyalı Alajeal Oil adlı şirkete satıldığı ve bir hafta önce Libya’ya götürüldüğü ortaya çıktı. Alajeal Oil’in Libya’nın en büyük petrol tesislerinden biri olan Ras Lanuf’ta derinleştirme ve deniz dibi temizleme faaliyetlerinde bulunduğu ve Türkiye’den aldığı Kara Bilal, Mina Ayşe ve Nesa Sercan adlı 3 gemiyi de bu işlemlerde kullandığı belirtildi. Alıkonulan Türk vatandaşlarının 2’sinin Nesa Sercan gemisinde 4’ünün de çeki işlemlerini yapan römorkörde çalıştığı kaydedildi. Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği (KOSDER) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kocabaş, olaydan bir şekilde önceki gün saat 14.00 sularında haberdar olduklarını ve derhal durumu Deniz Ticaret Odası’na ilettiklerini söyledi.
PSİKOLOJİLERİ BOZUK
Dışişleri Bakanlığı’nın alıkonulmanın üzerinden çok az bir zaman geçtikten sonra Türk vatandaşlarının serbest bırakılmasını sağladığını belirten Kocabaş, olayın detaylarını anlattı: “Olaydan bir şekilde üyelerimizden birinin haberi olmuş. Hemen bize iletti. Biz de askerlikte geçerli olan ‘silsile uygulamasını’ hayata geçirdik ve derhal bir üstümüz olan Deniz Ticaret Odası’na haber verdik. Onlar da kendi üstlerine ilettiler. Olay çok hızlı bir şekilde Dışişleri Bakanlığı’na ulaştı ve çok kısa bir süre içinde de çözüldü. Vatandaşlarımıza yönelik bir darp yok, sadece psikolojik olarak olaydan etkilenmiş durumdalar.”
ÇOK SAYIDA TÜRK VAR
Kacabaş alıkonulma olayına ve olayın geçtiği gemilere ilişkin ise şunları söyledi: “Ras Lanuf çok büyük bir çalışma alanı. Burada geçen hafta vefat eden Necati Saruhan beyefendi 3 gemisini Libyalı Alajeal Oil firmasına satmış. Gemiler de geçen hafta Libya’ya gönderilmiş. Personel de beraber gitmiş. Bildiğimiz kadarıyla alıkonulmanın yaşandığı gemide başka Türk yok ama bölgede çalışan çok sayıda Türk vatandaşı olduğu tahmin ediliyor. Olayı, Libya’daki otorite boşluğundan yararlanarak, Mısır ve Suudi Arabistan’ın kışkırtmasıyla gözdağı vermeye kalkışması olarak görüyorum. Umarım hiç bir vatandaşımız zarar görmeden bu krizin üstesinden gelinir.”
‘ASKERLER’ İDDİASINA YALANLAMA
LİBYA’da 6 Türk denizcinin kaçırılmasından sonra bazı sosyal medya hesaplarından “Kaçırılanlar üst düzey askerler” iddiası ortaya atıldı. Bu iddianın yayılması üzerine Milli Savunma Bakanlığı, “Bazı sosyal medya hesaplarında Libya’da gözaltına alınanlar arasında askeri personel olduğuna yönelik bilgiler paylaşılmaktadır. Söz konusu bilgiler gerçekdışı olup dış güçlere hizmet eden düşmanca bir tavır niteliğindedir” açıklaması yaptı.
BÜYÜKELÇİ AKSEN OLAY YERİNDE
TÜRKİYE’nin Trablus Büyükelçisi Serhat Aksen de dün olay yerine giderek gelişmeleri yakından takip etti. Büyükelçilikten yapılan açıklamada, Dışişleri ile birlikte hareket edildiği ve gelişmelerin yakından takip edildiği açıklaması yapıldı. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesindeki Türkiye-Libya İş Konseyi Başkanı Muzaffer Aksoy da, olayın başından itibaren yetkililerle temas ve işbirliği içinde olduklarını söyledi.
Türkiye’nin Trablus Büyükelçisi Serhat Aksen’in, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile telefonda görüştüğü ve gelişmeler hakkında bilgi verdiği öğrenildi. Kaçırılan Türklerin bir askeri kampta alıkonuldukları belirtildi. Büyükelçi Aksen’in limana geri dönen Türklerden birisiyle görüştüğü de ifade edildi.
SERT AÇIKLAMALAR ETKİLİ OLDU
Vatandaşların serbest bırakılmasında hem Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın hem de Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı ve sert ifadeler içeren açıklamaların etkili olduğu vurgulandı. Akar, Hafter güçlerinin Türkiye’yi hedef alan tehditlerine karşılık, “Hasmane tutum ve saldırıların bedeli çok ağır olacak, en etkili ve şiddetli şekilde mukabele edilecektir” demişti. Dışişleri Bakanlığı da 6 Türk’ün serbest bırakılmaması halinde Hafter güçlerinin ‘meşru hedef’ haline geleceği uyarısında bulunmuştu.