Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE ve Rusya’nın girişimiyle Libya ile Suriye-İdlib’de cumartesiyi pazara bağlayan gece yarısından itibaren sağlanan ateşkes, Türkiye’nin yakın takibi altında.
İdlib’de ateşkes, Soçi mutabakatı kapsamında bu bölgenin kuzeyinden güneyine kadar stratejik bölgelerinde TSK’nın kurmuş olduğu gözlem noktaları aracılığıyla gözetleniyor. Her gözlem noktasına gelen bilgi ve istihbarat hem buralarda, hem de Genelkurmay Karargâhı’nda değerlendirmeye alınıyor. “Ateşkes sağlandı” gerekçesiyle TSK’nın İdlib’den çıkması söz konusu değil. İdlib’de daha önce de birçok kez ateşkes sağlanmış, ancak Rusya’nın özellikle hava desteğini alan rejim, “Teröristler toparlanıyor” diyerek genelde ateşkesi bozan taraf olmuştu. Bu nedenle yeni sağlanan ateşkes sırasında da TSK bölgede ‘izleme’ görevini yürütecek.
‘BOŞALTMAYACAĞIZ’ MESAJI
TSK’nın İdlib’den çıkmayacağının net mesajını da geçen 29 Aralık’ta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Hatay’daki sınır incelemeleri sırasında, “Soçi mutabakatı kapsamında bölgede TSK’ya ait 12 gözlem noktası oluşturuldu. Yaptığımız mutabakata biz saygılıyız, Rusya’nın da bu mutabakata uymasını bekliyoruz. Biz hiçbir şekilde ateşkes sağlanmasına yönelik görevlerini kahramanca ve fedakârane bir şekilde ifa eden 12 gözlem noktasını boşaltmayacağız, buradan çıkmayacağız” açıklamasıyla vermişti.
YAKINDAN TAKİP VURGUSU
Milli Savunma Bakanlığı’nın dün Libya ve İdlib’de sağlanan ateşkesle ilgili yaptığı açıklamanın hem başlığında hem de 5’inci maddesinde “Ateşkes yakından takip edilmektedir” ifadesi de dikkat çekici. “Yakından takip” vurgusu TSK’nın hem İdlib’de varlığını sürdüreceğini, hem de Libya’da tezkere sonrası Türk askerinin mevcudiyetinin olduğunu gösteriyor. Her iki bölgede ateşkes sağlanmasını önemli bir adım olarak niteleyen açıklama şöyle:
1- 8 Ocak 2020’de İstanbul’da icra edilen Türkiye ve Rusya Cumhurbaşkanları zirvesinde, Libya ve İdlib’de ateşkes ilan edilmesi kararı alınmış ve taraflara ateşkes çağrısı yapılmıştır.
2- Libya ve İdlib’de 12 Ocak 2020 saat 00:01’den itibaren ateşkes uygulaması başlamıştır.
3- Her iki bölgede uygulamaya konulan ateşkes, saldırıları durdurarak, can kayıpları ile göç akımlarını önlemek, hayatın yeniden normale döndürülmesine katkı sağlamak suretiyle istikrar ve barışın tesis edilmesi yönünde atılmış önemli bir adımdır.
4- Her iki bölgede ateşkesin ilanından itibaren tarafların ateşkese uyma gayreti içerisinde oldukları, münferit bir iki olay dışında durumun sakin olduğu gözlenmektedir.
5- Ateşkes uygulamaları yakından takip edilmektedir.
KALIN: SÜREÇ YÖNETİMİ
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Libya ve Suriye’nin İdlib kentinde ateşkes sağlanması kararını Twitter hesabından değerlendirerek, “Cumhurbaşkanımızın yoğun çabalarıyla devreye giren Libya ve İdlib ateşkes anlaşmaları, Türkiye’nin izlediği barış diplomasisinin somut neticeleridir. Diplomasi bir süreç yönetimidir. Amaç, ülkemizin ve bölgemizin barış, güvenlik, istikrar ve refahını sağlamaktır” dedi.
LİBYA BAŞBAKANI’YLA 2.5 SAATLİK ZİRVE
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Libya’da ateşkesin sağlanmasının ardından yoğun bir diplomasi trafiği sürdürürken dün Libya UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac’ı kabul etti. Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nde gerçekleşen görüşme 2.5 saat sürdü.
MERKEL’LE KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Almanya Başbakanı Angela Merkel’le de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, Libya’daki gelişmeler ve bölgesel konuların ele alındığı belirtildi.
Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in çabalarıyla Libya’da sağlanan ateşkesin ardından gözler ay sonunda Almanya’nın evsahipliğinde yapılması planlanan Berlin Barış Konferansı’na çevrildi.
Son günlerde Rusya, Almanya, İngiltere, Libya liderleriyle yoğun bir telefon diplomasisi yürüten Erdoğan, bugün de Beştepe’de İtalya Başbakanı Giuseppe Conte ile bir araya gelecek. Roma’da geçtiğimiz hafta darbeci General Halife Hafter ile buluşan Conte’nin Ortadoğu turu kapsamında Ankara’ya yapacağı ziyaret bu anlamda kritik önem taşıyor. Erdoğan ile Conte arasındaki görüşmelerde masadaki en önemli gündem maddesi Libya sorunu olacak. Libya krizinin çözümüne katkıda bulunmaya yönelik ortak istekleri ele alacak olan iki lider, ateşkesi, tansiyonun düşürülmesi için atılacak adımları ve siyasi süreci konuşacak.
Erdoğan’ın 24 Ocak’ta Türkiye’ye gelecek olan Merkel’le buluşmasında ise Libya sorununun yanı sıra 26 Ocak’ta yapılması planlanan Berlin Konferansı tüm ayrıntılarıyla masada olacak. Henüz Berlin Konferansı’na katılım kararını netleştirmeyen Erdoğan’ın bölgedeki gelişmelere ve Putin’in tavrına göre son kararını vermesi bekleniyor. -Erdinç ÇELİKKAN / ANKARA
UZMANLAR: TÜRK ASKERİ OLMASA TRABLUS DÜŞERDİ
- Libya’da ateşkesi Hürriyet’e değerlendiren uzmanlar, eğitim amaçlı da olsa az sayıda Türk askerinin Libya’da bulunmasının önemli caydırıcı unsur olduğunu vurguladı. Uzmanlar, Türkiye’nin Libya’da Rusya ile birlikte rol üstlenmesinin önemli bir başarı olduğunu söyledi.
ASKER CAYDIRICI OLDU
- Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, Türkiye’nin Libya’da rol almasının ve bu ülkede asker bulundurmasının doğru bir hareket olduğunun anlaşıldığını belirterek şöyle dedi: “Toprak açısından büyük kazanımlar elde etmiş Hafter bilinçli olarak sonuna kadar direndi ve son günlerdeki kazanımlarıyla müzakere masasına güçlü oturmayı hedefledi. Ben her zaman ‘Eğer Rusya kararlılığını ortaya koyarsa, Hafter’in bileğini kolayca büker’ dedim. Rusya bastırdı ve Hafter ateşkese razı oldu. Türk askerinin bulunmasının caydırıcı unsur olduğunu da belirtmeliyiz. Hafter’in bir askerinin Yunanistan’da, ‘Eğer Türk askeri olmasaydı, Trablus çoktan düşerdi’ diye açıklamasını duydum. Bu bile her şeyi anlatmaya yetiyor. Türk askerinin bulunması da ateşkesin önünü açan bir diğer faktör olmuştur. Elbette temkinli olmakta fayda var. Çünkü şimdiye kadar Libya’da 7 kez ateşkes sağlandığını ve sonra bunların da bozulduğunu hatırlatmakta fayda var. Unutulmaması gereken bir diğer nokta da, Rusya’nın artık Akdeniz’de Suriye’den sonra yeni alanlar, kazanımlar elde ettiğidir.”
RUSYA FAKTÖRÜ
- Güvenlik alanında uzman TOBB ETÜ Üniversitesi öğretim üyesi Nihat Ali Özcan da, Libya’da sağlanan ateşkesin Türkiye’nin başarı hanesine yazılabileceğini belirterek şunları söyledi:
“Türkiye, Libya’da denkleme dahil olarak meseleyi askeri anlamda çatışmadan masaya taşıdı ve müzakere masasında bir aktör olduğunu ortaya koydu. Ancak Rusya faktörünü gözardı etmemek gerekir. Rusya artık Suriye’den sonra Libya’da da varlığını gösterip Akdeniz’in sıcak sularına inmeyi başarmıştır. Rusya Akdeniz’de baş aktör olmada emin adımlarla ilerlemektedir.”
HAFTER’E DİKKAT
- Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, Hafter’in ateşkes için verilen süre öncesi eleman ve alan kaptırdığını belirterek, oluşan taktik zorunluluk nedeniyle ateşkesi “şimdilik” kabul ettiğini savundu. Ağar, “Hafter ateşkesi kullanmak, elde ettiği kazanımları korumak, artırmak ve siyaseten perçinleme eğiliminde olabilir. Buna da dikkat etmek gerekir” uyarısında bulundu. -Uğur ERGAN / ANKARA
GÖRMEYEN BEŞ ÇOCUKLA 4. GÖÇ
İdlib’e saldırıların ardından Türkiye sınırına göç edenlerin sayısı 400 bine dayandı. Gelenler sınırda derme çatma, çamur içindeki kamplarda kalıyor. Çatışmalardan kaçarak dördüncü kez göç etmek zorunda kalan Elmusa Ailesi’nin beş çocuğu da görme özürlü...
TÜRKİYE ile Rusya arasında varılan anlaşma sonucunda İdlib’de dün ateşkes uygulaması yürürlüğe girdi. Rejimin İdlib’e yönelik saldırılarında ise en çok siviller etkilendi. Çoğu kadın ve çocuk 400 bine yakın Suriyeli, saldırı bölgelerinden kaçarak Türkiye sınırına göç etti. Türkiye yeni göç dalgasına kapılarını kapatırken, naylonlardan yaptıkları barakalarda kalan Suriyelilere yardım elini uzattı. Çamur ve sefalet içinde yaşam mücadelesi veren Suriyelilere, başta yaşamsal malzemeler olmak üzere ihtiyaçları Türkiye tarafından veriliyor.
Saldırıların ardından göç edenlerin hikâyeleri yürek burkuyor. Ahmed İnad ve Külmüs Elmusa çiftinin 5 çocuğu Büşra (20), İnad (18), Muhammed (14), Fatma (8) ve Rim (3) doğuştan görme engelli. Son saldırıların ardından İdlib’in güneyinde bulunan kamptan da kaçmak zorunda kalan Elmusa ailesi, Türkiye sınırına göç etti. Bu Suriye’deki iç savaş nedeniyle evlerini terk ettikten sonra dördüncü göçleri oldu.
TÜRK KIZILAYI SAHİP ÇIKTI
Türkiye sınırına gelen ancak yiyecek ekmekleri bile olmayan aileye Türk Kızılayı sahip çıktı. Elmusa ailesine çadır kuran Türk Kızılayı, ailenin yaşamsal ihtiyaçlarını karşıladı. Türk Kızılay ekibi, ailenin görme engelli çocuklarını da İdlib’e ihtiyaç sahipleri için kurulan Türk Kızılay Sevgi Butiği’ne götürerek giydirdi. Ahmed İnad Elmusa, görme engelli çocuklarıyla ortada kaldıklarını belirterek, “2 yıl önce köyümüz savaş uçaklarınca vuruldu, o günden beri sürekli göç ederek kamplara sığınıyoruz. Son kaldığımız kamp da bombalanınca buraya geldik, engelli çocuklarımla ortada kaldım. Türkiye’ye minnettarım, yardım eli uzattı. Aileme, muhtaç çocuklarıma sahip çıktı” dedi. -Fevzi KIZILKOYUN/ANKARA
İDLİB’DEN 1.3 MİLYON SİVİL KAÇTI
- SURİYE’nin kuzeybatısında olan ve iç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib’in merkezi, 2015’te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor. İdlib’i hedef alan Rusya, rejim ve İran destekli gruplar, 2019 başından yaklaşık 1 milyon 300 bin sivilin göç etmesine neden oldu. Saldırılarda 1600’ün üzerinde sivilin hayatını kaybettiği belirtiliyor.