Ferit ASLAN/DİYARBAKIR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 2012 14:22
IRAK’ın Erbil kentinde düzenlenen Ulusal Kadın Konferansı’ndan konuşan Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, öncelikle Kürtler arasında istikrarın sağlanması gerektiğini, istikrar olmadan özgürlüğün de sağlanamayacağını belirterek, "Dönem Kürtlerin birlik dönemidir. Kürt halkının kendi kaderini kendisinin tayin etmesi gerekiyor. Bu noktada kadınlara büyük rol düşüyor. Kürtler artık birlikte orta, uzun ve kısa vadeli stratejilerini açıklamalıdır" dedi.
Avrupa’da yayınlanan Rudav Gazetesi’nin internet sitesinde yeralan habere göre, Erbil’de, Saad Abdullah Konferans Salonu’nda düzenlenen ve 3 gün sürecek 2’inci Ulusal Kadın Konferansı’na, BDP Genel Başkan Yardımcısı ve Siirt Milletvekili Gülten Kışanak, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’nın yanısıra, İran, Irak, Suriye, Türkiye, Avrupa, Ermenistan, Rusya ve Kafkasya’dan yaklaşık 186 delege katıldı. Konferansın açılışında konuşan Leyla Zana, ikincisini gerçekleştirdikleri konferansın Kürt kadınları için bir rönesans olduğunu söyledi. Kürt kadınlarının ulusal birlik için yürüttükleri mücadeleye değinen Zana, kadınların bu noktada öncülük rolünü oynadıklarını belirterek, "Öncelikle Kürtler arasında istikrarın sağlanması gerekiyor. İstikrar olmadan özgürlük sağlanamaz. Dönem Kürtlerin birlik dönemidir. Kürt halkının kendi kaderini kendisinin tayin etmesi gerekiyor. Bu noktada kadınlara büyük rol düşüyor. Sesimizi birleştirmeliyiz. Kürtler artık birlikte orta, uzun ve kısa vadeli stratejilerini açıklamalıdır"dedi.
Tüm Kürt parti ve örgütlerine, "Kürdistan’ın tümünü kucaklayın" çağrısında bulunan Zana, "İran’daki idamlar tedavisi mümkün olmayan yaralara yol açıyor. Suriye’deki halkımız eylem halindedir. Türkiye’de ise Kürtlere karşı savaş, baskı, gözaltı ve tecrit devam ediyor. Tecrit ağır bir insanlık suçudur. Sayın Öcalan 300 günden fazladır tecrit altındadır. Cezaevlerinde devrimci, parlamenter, belediye başkanı arkadaşlarımız bulunmakta. Kadınlara yönelik her türlü baskı ve şiddet vahşettir, kabul edilemez" dedi.