Sefa KAPLAN
Oluşturulma Tarihi: Ocak 03, 2005 01:34
Mustafa Kemal Atatürk’ün 2.5 yıl evli kaldığı Latife Hanım’ın günlükleri ve mektupları üzerinde mahkemece verilen 25 yıllık yayın yasağı 2005 Şubatı’nda doluyor.
Bu 25 yıl, 2005 Şubatı’nda doluyor. Günlük ve mektuplar hakkında ilk kez konuşan Prof. Kaynar, özellikle 5 cilt tutan günlüklerin yakın tarih açısından önemli olduğunu belirtti. Prof. Kaynar’a göre, günlüklerin her satırında derin bir pişmanlık var.
Latife Hanım’ın mektup ve günlüklerinin 25 yıl boyunca kamuoyuna açıklanmamasını tavsiye eden Ord. Prof. Dr. Reşat Kaynar, 25 yıllık yasak süresinin dolmasına az bir süre kala yaptığı açıklamada, halen Türk Tarih Kurumu’nda bulunan belgelerin bir bilim adamı heyeti tarafından incelenip değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Kaynar, Latife Hanım’ın mektup ve günlüklerinde yakın tarih açısından son derece önemli bilgiler bulunduğunu da ifade etti.
Konuyla ilgili sorularımızı cevaplandıran Ord. Prof. Dr. Reşat Kaynar, o dönemin şartları içerisinde Latife Hanım’ın mektup ve günlüklerinin yayımlanmasını doğru bulmadığını belirterek, 25 yıllık bir sürenin sağlıklı olacağını düşündüğünü vurguladı. Prof. Kaynar şöyle konuştu:
EVLİLİK İTİRAFLARI
‘Latife Hanım’ın terekesine incelenmesi için mahkeme tarafından el konuldu. Bilirkişi olarak da beni tayin ettiler. Latife Hanım’ın bütün evrakı metrukesi bana teslim edildi. Ben de günlerce okudum ve tasnif ettim. İçlerinde
Atatürk’le ve yakın tarihimizle ilgili çarpıcı bilgiler vardı. Bir tarihçi olarak, bunların o günün şartlarında kamuoyunun bilgisine sunulmasını uygun bulmadım. Mahkemeye yazdığım raporda, bütün mektup ve günlüklerin o zaman üyesi bulunduğum Türk Tarih Kurumu’na verilmesini ve 25 yıl süreyle yayınlanmamasını tavsiye ettim.’
Prof. Kaynar, Batılı bir terbiye alan Latife Hanım’ın hayatının son yıllarına kadar günlük tuttuğunu belirterek, şunları söyledi:
‘Hatırlayabildiğim kadarıyla günlükleri tam beş cilt defterden müteşekkildi. Asıl önemli bilgiler de burada zaten. Evlilik hayatına ilişkin itiraf ve sıkıntıları bu günlüklerde yer alıyor. Ayrıca derin bir pişmanlık mevcut. Latife Hanım’ın sağlığında hiçbir gazeteciyle konuşmadığını hatırlarsanız, bu bilgilerin hem Atatürk’le olan evliliği, hem de yakın tarih açısından ne kadar önemli olduğunu kavrayabilirsiniz. Bunun için, bu önemli belgelerin bir bilim kurulu tarafından incelenmesi çok daha sağlıklı olacaktır. Bugün 98 yaşındayım, ama isterlerse o bilim kurulunda ben de çalışabilirim.’
Ayrılma kararından sonraki içli mektupProf. Kaynar, Latife Hanım’ın mektupları arasında kendisini en çok hangisinin etkilediğini de şöyle anlattı:
‘Mektuplardan birisi, muhtemelen ayrılma kararından sonra yazılan bir mektuptu bu, ‘Mukaddes Paşam’ diye başlıyor ve Atatürk’ün kendisi için taşıdığı önemi dile getiriyor. Benim gördüğüm kadarıyla, Latife Hanım gibi bir kadın tarafından yazılmış en içli mektup budur. Bir de, verem olduktan sonra bir mektup yazıyor ve tedavi için Avrupa’ya gitme izni istiyor. Mustafa Kemal, ancak kimseyle konuşmaması şartıyla izin veriyor.’
Prof. Dr. Mete Tunçay
Politik bir sonuç çıkacağını sanmam
Ben Latife Hanım’ın günlük ve mektuplarının Cumhuriyet tarihi açısından çok önemli olacağını sanmıyorum. Oradan Atatürk’ün özel hayatına ve kişiliğine dair ayrıntılar çıkacaktır. Ama devlet adamlığına, politik kişiliğine ilişkin bir şey çıkmaz. Meğer ki Latife Hanım’ın Çankaya’daki konuşma ve tartışmaları analiz etmiş olsun. Doğal olarak, böyle bir şeye ihtimal vermek güç. Ancak, bir genç kadın gözüyle Atatürk’ün üç ayrı evrede nasıl algılandığını görebileceğimizi tahmin ediyorum. Evlilikten önce uzaktan hayran olunan bir insan, evlilik süreci ve evlilik bittikten sonra. Bence bu da az şey değil ama buradan politik bir sonuç çıkmaz.