Güncelleme Tarihi:
Genetik araştırmalar, bitkiler alemindeki inanılmaz, enteresan aile bağlarını ortaya koyuyor. Güney Amerika'ya özgü bir meyva olan papaya ile lahana kimlik özellikleri nedeniyle ilk dereceden kuzen oluyor. Gülün akrabası ise ısırgan otu olarak karşımıza çıkıyor.
Lahananın kuzeni kim olabilir sizce? Yanıtı uzmanlar veriyor ve papaya deniyor. Sapsarı, bol çekirdekli, mis kokulu, Güney Amerika'ya özgü bir meyva papaya. Lahana ile papayanın ne alakası, hatta akrabalığı olabilir ki? İşte uzmanlar da bitkilerin bu garip sırlarını çözümlemeye çalışıyor.
Amerikan Time Dergisi'nde ‘‘Bir gül, bir gül ısırgan otu mu?’’ başlıklı yazı Helen Gibson'ın imzasını taşıyor. Yedi yıldır süregelen genetik araştırma sonuçlarına dayanıyor. İngiltere'nin Kew kentindeki Kraliyet Botanik Bahçesi, Harvard ve İsveç'in Uppsala Üniversitesi'nin dev işbirliği sonucunda tahminlerin ötesinde, akıl almaz bilgiler sıralanıyor. Bitkilerin kimlikleri büyüteç altına alınıyor ve ortaya çıkan tuhaf yakınlıklar şaşırtıyor. Botanik dünyası tepetaklak oluveriyor. 18'nci yüzyılda İsveçli, ünlü botanikçi, ‘‘Linnaeus’’ diye bilinen Carl von Linne floranın ve faunanın yani bitkiler ve hayvanlar aleminin ilk, evrensel sınıflandırmasını yapmıştı. Yeni bir yüzyılın eşiğinde kategoriler değişiyor. Bitkiler yeni, aile bağlarıyla uzmanlara bile sürpriz yapıyor. Örneğin Londra'daki hemen her meydanda görülen çınar ağacının en yakın akrabası kim dersiniz? Hindistan ve Çin'e özgü kutsal nilüfer çiçeğinin İngiltere'deki çınar ağacıyla hısım olması bir hayli garip değil mi? Güller, ısırgan otuyla akraba çıkıyor.
Araştırma ekibinden Dr.Mark Chase, ‘‘Özellikle Almanya'dan bilim adamları başka yöntemlerle bu sonuçları değiştirmeye çalıştılar, ancak bitkilerin akrabalıklarına dair yeni gerçekleri silemediler. Bundan sonraki en önemli mesele bu değişimin nedenini keşfetmek’’ diyor. Botanik sürprizlere bilim çevreleri de açıklama getiremiyor. Şimdiye kadar Linnaeus'un sınıflandırması esas alınır ve bitkiler dış görünümlerine göre akraba ilan edilirdi. Birbirine çok benzeyen bitkiler mutlaka aynı kökenden, aynı aileden geliyordu. Botanikçinin çıplak gözle tespitiyle aileler ve gruplar belirlenirdi.
Yaklaşık 10 yıl önce genetik bilimi her alanda sırları ele vermeye başladı. Suçlular, kimliğinin gizli kalmasını isteyen babalar genetik sayesinde belirlendi. Botanikçiler de 1993'te bir gen seçtiler ve 500 bitkide kıyasladılar. Sonuç şaşırtıcı olunca araştırma iki genle, daha sonra üç genle denendi ve değişmedi. Genetik yapı taşları olan DNA, çıplak gözle gözlemlerden çok daha farklı tablolar ortaya koyuyordu. Bitkiler aleminin yaklaşık 462 ailesinin ilişkileri bilinen gözlemlerden çok daha karmaşık ve esrarengizdi.
Bu veriler yeni gıdalar, doğal ilaç araştırmaları açısından pek kıymetli. Bir bitkinin kanserle mücadelede etkin olduğu kanıtlanırsa, en yakın akrabaları da şifa dağıtabilir, hatta daha yararlı, benzer kimyasallar sağlayabilir. Örneğin topraktaki azotu dengeleyen ve azotlu gübrelere gerek bırakmayan fasulye ailesinin ve diğer baklagillerin tüm yakın akrabaları belirlenirse hem doğa hem insanoğlu için çok hayırlı olur.
Uzmanların bir de uyarısı var. Aman zaman kaybetmeyelim ve canlılar, bunlar arasındaki bağları daha hızlı keşfedelim. Lahana ve papaya akrabalığı önemli bir tespit, ama bioçeşitlilik zamanla yarışıyor. Çünkü önümüzdeki 25 yıl içinde yeryüzündeki yaklaşık 13 milyon türün yüzde 10'unun yok olacağı tahmin ediliyor.