Güncelleme Tarihi:
AB Laeken zirvesi sonunda yayımlanan Başkanlık Sonuç Bildirisi'nin Türkiye'ye ilişkin paragrafta, Türkiye'nin tam üyelik müzakerelerinin başlangıç perspektifinin yakınlaştığı belirtildi.
Bildirinin bu bölümünde, Türkiye'nin, özellikle son Anayasa değişiklikleriyle tam üyelik için belirlenen kriterlere uyumunda ilerlemeler kaydettiği, bu kapsamda tam üyelik müzakerelerinin başlangıcının yakınlaştığı belirtildi.
Bildiride, Türkiye'nin insan haklarına saygı dahil, siyasi ve ekonomik kriterlere uyum yolundaki çabalarının desteklendiği ifade edildi.
AB Dönem BaÅŸkanı Belçika`nın BaÅŸbakanı Guy Verhofstadt, Laeken zirvesi sonunda yayımlanan Sonuç Bildirisi`nde, Türkiye`ye olumlu bir mesaj verildiÄŸini söyledi.Â
Verhofstadt, zirve sonunda düzenlenen basın toplantısında, ilk defa bir zirve bildirisinde, AB`ye aday ülkelere bu kadar açık mesajlar verildiÄŸini, 10 adayın tam üyelik müzakerelerinin 2002`de sonbulabileceÄŸinin ve bu adayların, 2004`te tam üye olabileceklerinin açıkça ifade edildiÄŸini, Bulgaristan ve Romanya`ya da olumlu mesajlar verildiÄŸini söyledi.Â
Türkiye`de de çok olumlu geliÅŸmeler gözlemlendiÄŸini belirten Verhofstadt, bu nedenle ``yüreklendirici ve olumlu bir mesaj`` yansıttıklarını belirterek, bildirinin Türkiye`ye iliÅŸkin paragrafını okudu.Â
Verhofstadt, bu paragrafın, AB Komisyonu`nun önerisi olduÄŸunu, sözkonusu olumu yaklaşım ise Komisyon`un da mutabık olduÄŸunu söyledi.Â
Avrupa Güvenlik ve Savunma KimliÄŸi`nin (AGSP) operasyonel ilan edildiÄŸini belirten Verhofstadt, NATO ile uzlaÅŸmadan sonra AGSP iÅŸlevinin artacağını dile getirdi.Â
Verhofstadt, ajanslar konusunda anlaÅŸma olmadığını, Gıda Ajansı`nın Brüksel`de, Eurojust`ın Lahey`de, ``geçici olarak`` 1 Ocak`ta kurularak göreve baÅŸlayacaklarını bildirdi.Â
Belçika Dönem BaÅŸkanlığı ise zirve sonuçlarını baÅŸarı olarak yorumladı.Â
Avrupa Birliği, geleceğini hazırlayacak olan "AB Platformu"nun başına, Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing'i getirdi. Platformun başkan yardımcılıklarına ise Belçika'nın eski başbakanlarından Jean-Luc Dehaine ve İtalya'nın eski başbakanı Giuliano Amato seçildi. Türkiye'nin de eşit şartlarla yer alacağı platformda bir hükümet yetkilisi ile iki TBMM üyesi görev yapacak.
"Konvansiyon" adı verilen ve iki yıl boyunca yapacağı çalışmalarla AB'nin geleceğini çizecek olan "AB Platformu"nun başına 75 yaşındaki Valery Giscard d'Estaing'in getirilmesi, "Gençlere olumsuz mesaj" olarak nitelendi. Kararı açıklayan AB dönem Başkanı Belçika Başbakanı Guy Verhofstadt'a "AB'nin geleceği yaşlı Giscard'a teslim edildi. Bu gençlere yönelik olumsuz bir mesaj olmaz mı?" sorusu soruldu. Ayrıca AB'nin "halkla bütünleşmek" amacında olduğu, buna rağmen platformun başına eski Cumhurbaşkanı ile eski başbakanların getirildiği eleştirisi yapıldı.
Konvansiyon, bir başkan ile 15 üye ülkenin hükümetlerinin birer temsilcisi, ulusal parlamentolardan ikişer milletvekili, Avrupa Parlamentosu’ndan 16 üyeden oluşacak. Ayrıca, AB’ye aday olan 13 ülkenin hükümetlerinin birer, parlamentolarının ikişer temsilcisi de konvansiyona katılacak. Bu katılım, AB üyeleriyle eşit koşullarda olacak ancak adayların oy hakkı bulunmayacak.
Bildiride, konvansiyonun 2002’nin mart ayında çalışmalarına başlayacağı, bu çalışmalarını en geç 2003 yılının haziran ayına kadar tamamlayacağı ifade ediliyor.
TÜRKİYE'YE EŞİT STATÜ
Önümüzdeki yıl Mart ayında göreve başlayacak olan AB platformu, AB anayasasını hazırlayacak, AB ülkeleri ile Brüksel arasındaki güç dengesi ve yetki dağılımını belirleyecek. Ulusal parlamentoların AB içindeki rolünün de saptanacağı bu çalışmalar, 2004 yılına kadar sürecek.
Bu arada AB zirvesi sonunda yayınlanan bildiride Türkiye'nin anayasal reformları gerçekleştirmesi ve AGSP ile Kıbrıs konularında "uzlaşma" içine girmesi ödüllendirildi. Hem Türkiye'nin daha önce "kararsızız" denilmesine rağmen bu platforma "eşit şartlarda" alınması sağlandı, hem de "Türkiye AB müzakerelerine daha da yaklaştı" ifadesi sonuç bildirisinde yer aldı. AB bildirisinde ayrıca "Türkiye, ekonomik, siyasi ve özellikle de insan hakları alanında kriterleri yerine getirmesi için cesaretlendirilmelidir" denildi.
DEHAENE: TÃœRKÄ°YE TAM ÃœYE OLACAK
Avrupa BirliÄŸi`nin geleceÄŸinin tartışılacağı bir platform olarak oluÅŸturulan Konvansiyona BaÅŸkan Yardımcısı seçilen Belçika eski baÅŸbakanlarından Jean Luc Dehaene, Türkiye`nin AB`ye tam üye olacağına inandığını söyledi.Â
Dehaene, gazetecilerin, ``Türkiye`nin AB bünyesindeki yeri``ne iliÅŸkin sorusuna ÅŸu yanıtı verdi:Â
``Helsinki`de bir süreç baÅŸlatıldı. Bu süreci destekliyorum. Türkiye`nin önünde kat edilecek oldukça yol var, ama tam üyelik hedefine ulaÅŸacaktır. Konvansiyona katılıma davet edilmesi de, bu inancın iÅŸaretidir.``Â
Ãœlkesinde ``Buldozer`` olarak adlandırılan Jean Luc Dehaene (61), Flaman Sosyal Hıristiyan Parti (CVP) üyesi olarak 1991-1999 yılları arasında Belçika BaÅŸbakanı oldu. 1999 seçimlerinde, Sosyal Hıristiyan Parti`nin hezimete uÄŸraması ve muhalefete kayması üzerine politikadan çekilen Dehaene, kısa bir aradan sonra yerel seçimlerde, Brüksel`in Vilvoorde Belediyesi BaÅŸkanlığı`na seçildi.Â
Dehaene, Konvansiyon oluÅŸumunun ve bu çerçevede kendisine verilen görevin saygın ve önemli olduÄŸunu belirterek, belediye baÅŸkanlığını bırakmadan, Konvansiyon BaÅŸkan Yardımcılığı`nı yürüteceÄŸini açıkladı.Â
ABD'NİN UYARILMASINDAN VAZGEÇİLDİ
Avrupa BirliÄŸi Laeken zirvesi sonunda yayınlanan BaÅŸkanlık Sonuç Bildirisi`nde, Afganistan`a iliÅŸkin bölümde deÄŸiÅŸiklikler yapıldı ve ABD`nin uyarılmasından vazgeçildi.Â
Bildiri taslağında, ``Afganistan`daki askeri harekatın coÄŸrafi bölgesinin geniÅŸletilmesinin, ancak uluslararası toplumun onayı ile mümkün olacağı`` ifadeleri yer alıyordu. Bu bölüm, Ä°ngiltere`nin baskıları sonunda metinden çıkarıldı.Â
AB`nin, Afganistan`a istikrar getirme çabalarına katkı kararı aldığı belirtilen bildiride, Afganistan`ın yeni polis ve askeri gücünüeÄŸitecek, Kabil ve çevresinde güvenliÄŸe katkıda bulunacak çokuluslu bir askeri güç oluÅŸturulmasına destek verildi.Â
Bildiride, AB üyesi ülkelerin böyle bir güce katılım olanaklarını inceledikleri, AB üyelerinin bu güce katılımının, ``kriz yönetiminde daha fazla sorumluluk yüklenme iradesini`` yansıtacak güçlü bir iÅŸaretolduÄŸu kaydedildi.Â
Konsey, Afganistan`a insani yardımın önemine de değindiği bildiride, AB`nin Afgan halkına ve yeni yöneticilerine yardımda kararlı olduğunu, bu çerçevede, kadın haklarına özel bir itina gösterilmesini istediği dile getirildi.
KIBRIS
Avrupa BirliÄŸi Laeken zirvesinin sonunda yayımlanan olan BaÅŸkanlık Sonuç Bildirisinin Kıbrıs`a iliÅŸkin paragrafı onaylandı.Â
Bu paragrafta, AB Konseyi`nin, Kıbrıs`taki Türk ve Rum toplumlarının temsilcileri arasındaki son görüşmelerden duyulan memnuniyet dile getirilerek, BM çatısı ve BM Güvenlik Konseyi kararları doÄŸrultusunda toplu bir çözüme ulaÅŸmak amaçlı bu görüşmeleredestek mesajı verildi.Â
Sonuç bildirisinin geniÅŸleme bölümünde, 2004 yılında yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerinden önce AB`ye tam üye olabilecek adaylar arasında Kıbrıs Rum kesimi de sayıldı.Â
   Â
PAPANDREU`NUN YORUMU
   Â
Yunan DışiÅŸleri Bakanı Yorgo Papandreu, konuya iliÅŸkin olarak basına yaptığı deÄŸerlendirmede, Laeken Sonuç Bildirisi`nde Türkiye ve Kıbrıs konusunda yer alan ifadelerin ve mesajların çok olumlu olduÄŸunusöyledi.Â
Kıbrıs konusunda gelişmelerin ne olacağını kimsenin bilmediğini, ilerleme kaydedilmesinin umut edildiğini belirten Papandreu, ``Yaratıcı olmalıyız. Kıbrıslı Türklerin kendilerini rahat hissedecekleri yollar bulmalıyız. Manevra alanımız olduğuna inanıyorum`` dedi.
AJANSLAR PAYLAÅžILAMADI
Devlet ve hükümet baÅŸkanları, ajansların paylaşımı konusunda uzlaÅŸmaya varamadıklarını bildirdiler. AB üyeleri, çeÅŸitli ajansları paylaÅŸmak için hararetli müzakereleryaptılar, ancak sonuç alamadılar.Â
Deli dana krizi döneminde, Nice zirvesinde kuruluÅŸu kararlaÅŸtırılan ``Avrupa Gıda Güvenlik Ajansı``, çoÄŸunluÄŸu bilim adamıolacak 300 kiÅŸiye istihdam alanı oluÅŸturacak. Finlandiya`nın Helsinki,Fransa`nın Lille, Ä°talya`nın Palermo ve Ä°spanya`nın Barselona kentleri, bu ajansın merkezi olmak için adaylıklarını koymuÅŸlardı.Â
``Deniz Güvenlik Ajansı`` için Yunanistan`ın Pire limanı ile Portekiz`in BaÅŸkenti Lizbon ve Fransa`nın Nantes kentleri aday olmuÅŸlardı.Â
``Hava Güvenlik Ajansı``nın merkezinin Köln veya Amsterdam`da olması planlanıyor.Â
``Avrupa Polis Koleji``ne ise Madrid, Londra, Viyana, Roma, Lyon ve Münster kentleri aday. Brüksel ve Lüksemburg, Avrupa adli iÅŸbirliÄŸi organı ``Eurojust`` merkezi olmak istiyorlar.Â
Ä°sveçliler, ``Avrupa Enformasyon Güvenlik Gözlem Merkezi``ni barındırmak arzusuyla çaba harcıyor. Dönem BaÅŸkanı Belçika, pastadan pay alamayanlar için yeni ajanslaryaratılabileceÄŸini ifade ediyor. Bu kapsamda, ``Göçmenler Ajansı``, ``Demiryolları Ajansı``, ``Vize Yönetim Ajansı``, ``Sivil Savunma Ajansı`` gibi oluÅŸumlar yaratılması düşünülüyor.Â
Ajansların paylaşımının önümüzdeki aylarda da tartışılacağı ifade edildi.
TERORÄ°ZM
Avrupa BirliÄŸi Laeken zirvesinden sonra yayımlanan BaÅŸkanlık Sonuç Bildirisi`nde, terörizmle mücadele konusunda, ABD halkı ile ve ``bireysel hak ve hukuka saygılı bir ÅŸekilde terörizme karşı mücadele veren uluslararası toplumla`` dayanışma içinde olduÄŸunu duyurdu. AB, bu alanda kendi giriÅŸimlerini deÄŸerlendirdi.Â
Avrupa Tutuklama Emri uygulamasında mutabakat saÄŸlanmasını olumlu bir adım olarak gösteren Konsey, terörizmin tanımı ve terör örgütleri ile teröristlerin kara listesinin belirlenmesi konularında ilke mutabakatına varıldığını ifade etmekle yetindi.Â
Brüksel`de kaynaklar, terörizmle mücadele konusunda ``ciddi arayışve giriÅŸimlerin``, 1 Ocak`tan itibaren baÅŸlayacak olan Ä°spanyol Dönem BaÅŸkanlığı sırasında gerçekleÅŸebileceÄŸini belirtiyorlar.Â
AB Dönem BaÅŸkanı Belçika`nın BaÅŸbakan Yardımcısı ve DışiÅŸleri Bakanı Louis Michel, dün basına yaptığı açıklamada, terörizmin tanımının yapıldığını ve bunun bile bir baÅŸarı olduÄŸunu, liste konusunda ise ``çözümü mümkün gözükmeyen sorunlarla`` karşılaşıldığınıanlatmıştı.Â
``Bir terörist eylemi belirlemek ve kınamak kolay, ama bir terör örgütünü tanımlamak çok zor`` ifadesini kullanan Michel, ``Bazen, terörizm ile direniÅŸ arasındaki farkı görmek kolay deÄŸildir. Bunun için kapsamlı bir tartışma ve yöntem gerekir`` demiÅŸti.Â
Michel`in, Laeken zirvesi başlamadan önce yaptığı bu açıklama, Belçika Dönem Başkanlığı`nın ilk ``başarısızlık itirafı`` olarak yorumlanmıştı.
CEM'Ä°N DEÄžERLENDÄ°RMELERÄ°
Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Türkiye-AB ilişkilerinde Helsinki'deki adaylık tanımından sonra yeni ve önemli bir aşamanın sözkonusu olduğunu ifade ederek, bunun bir ''emek ürünü'' olarak değerlendirilmesi gereği üzerinde durdu.
İlk defa bir AB zirvesinde devlet ve hükümet başkanlarının onayınıtaşıyan resmi bir belgede, Türkiye'nin üyelik müzakereleri perspektifinin yakınlaşmakta olduğunun ifade edildiğine dikkati çeken Cem, Laeken zirvesinin, Türkiye'nin farklı bir aday olmadığının kesin ifadelerle vurgulanması açısından da önem taşıdığını belirtti.
Cem, 2001 yılı boyunca Türk Dışişleri'nin yoğun temas ve çabalarına, Türkiye'nin AB nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi NihatAkyol ve ekibinin sağlıklı çalışmalarına da atıfta bulunarak, ''cesaret verici gelişmeler sağlandığını'' söyledi.
Cem, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakerelerinin başlaması fikrinin gündeme geleceğine inanmak istemeyenlerin çok olduğunu da hatırlatarak, bunun da atılan adımın ve sağlanan gelişmenin önemini gösterdiğini kaydetti.
Türk diplomatik kaynaklar, Laeken zirvesinden Türk hükümetine, TBMM'ye ve Türk kamuoyuna önemli mesajlar çıktığı görüşünü savunuyorlar. Bu kaynaklar, Türkiye-AB ilişkilerinin 2002'de farklı bir boyut kazanacağını, tam üyelik müzakerelerine hazırlanmak gerekeceğini, Ulusal Program'da belirlenen hedeflere ulaşmak için dahahızlı adımlar atmanın büyük kazançlar sağlayacağını ifade ediyorlar.
PERDE ARKASI
Laeken zirvesi devam ederken, dün gece Brüksel'de Başbakan Bülent Ecevit ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in kaldığı Hilton oteli ile Laeken Kraliyet Sarayı arasında yoğun bir telefon ve mesaj trafiği oldu.
Güvenilir kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, geç saatlere kadar çalışan Başbakan Bülent Ecevit, AKomisyonu Başkanı Romano Prodi ve AB Dönem Başkanı Belçika Başbakanı Guy Verhofstadt'a mesajlar iletti.
Hollanda Dışişleri Bakanı Jozias Van Aartsen, İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, AB Ortak Dış Politika ve Savunma Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Louis Michel ile telefon görüşmeleri yapan Dışişleri Bakanı İsmail Cem ise, Laeken Sonuç Bildirisi'nde Türkiye'ye ilişkin paragrafın önemini ve değiştirilmemesi gereğini anlattı.
Türk Dışişleri'nin büyükelçileri ve üst düzey memurları, dün gece boyunca Fransız, İtalyan, İspanyol dışişleri yetkilileriyle temaslar kurarak aynı mesajı verdiler.
Öte yandan Türkiye'ye fazla sıcak bir yaklaşım sergilemediği bilinen Dönem Başkanı Belçika'nın, sonuç bildirisine ''müzakerelerden'' söz eden bir cümle sokarak, Türkiye-AB ilişkilerinde önemli bir aşama sağlaması, bazı gözlemcileri şaşırttı. Belçikalı diplomatlar, Ankara ile Brüksel arasında sağlıklı bir diyaloğa ulaşıldığını, Türkiye'nin Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği (AGSP) ve diğer bazı konulardaki yapıcı tavrının, Belçika'nın AB DönemBaşkanlığı işlerini kolaylaştırdığını ve katkı olarak algılandığını ifade ettiler.
Belçika'nın tavrını etkileyen unsurlar arasında, Türkiye'nin AB nezdindeki Daimi Temsilciliği'nin ''zamanlaması çok iyi'' girişimlerinin de bulunduğuna dikkat çekiliyor.
ECEVİT DÖRDÜNCÜ KEZ ZİRVEDE
Ecevit, "Aile fotoğrafı" sırasında, Fransa Başbakanı Lionel Jospin'in hemen arkasında, Belçika Dışişleri Bakanı Louis Michel'in yanında yer aldı. Ecevit daha önce Helsinki, Nice ve Göteborg zirvelerine katılmıştı.