Güncelleme Tarihi:
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, ’17 Mart’ta 17 ilde’ sloganıyla başlatılan etkinlik kapsamında İzmir İnciraltı Crowne Plaza Oteli’nde düzenlenen toplantıda, parti teşkilatlarına yeni anayasa ve başkanlık sistemini anlattı.
Toplantıya AK Parti İzmir milletvekilleri Ali Aşlık, Nesrin Ulema, Hamza Dağ, AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay, eşi Serpil Akay ve il yöneticileri, ilçe başkanları, kadın ve gençlik kolu üyeleri katıldı. Katılımcılar arasında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr Nurselen Toygar’ın yer alması dikkat çekti. Toygar, AK Parti’nin toplantılarına katılarak, siyasette ısınma turları attığını söyledi.
’ERDOĞAN’IN CUMHURBAŞKANLIĞINDA TEREDDÜT YOK’
Geçtiğimiz günlerde başkanlık sistemini anlatırken ABD Başkanı Obama’nın zavallı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın daha güçlü olduğunu söyleyerek gündeme gelen Kuzu, yaklaşık iki saat başkanlık sistemini anlattı. Sistemin kendisinin rüyası olduğunu belirten Kuzu, "Bu günahsa bu günah bana yeter, sevapsa o da bana yeter. Biz, Kayserili olarak hesabı kitabı iyi yaparız. Diyorlar ki; ’Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olacak, Burhan Hoca onu hazırlıyor.’ Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olacağı konusunda bir tereddüt yok ama ben hazırlıyor değilim. Ben 30 yıldır bunu savunuyorum. Bu mantık doğru değil. Erdoğan, tecrübeli bir politikacı. 10 yıldır ülkeye kazandırdığı belli, başkanlık sistemi ile devam ederse iyi olur" dedi.
’DAVUL BİZDE TOKMAK YOK’
Prof. Dr. Kuzu, mevcut anayasada hesabı siyasetçinin verdiğini ama yetkinin onda olmadığını öne sürerek, "Anayasa yapan organlar her taraftan bağlıyorlar. Askeri ve sivil bürokrasi var. Hesabı ben veriyorum ama yetkiyi o kullanıyor. 2002 yılında geldik davul bizde, tokmak yok. Kötü çalınan davulun sandıkta hesabını ben veriyorum" dedi.
’BAŞBAKAN 10 YILDA 25 YIL YAŞLANDI’
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, başkanlık sistemini en çok koalisyonları ortadan kaldıracağı için savunduğunu belirterek, "Parlamenter model günün birinde tökezler. Başbakan 10 yılda 25 yıl yaşlandı. Çünkü bir koalisyon gelir tüm yaptıklarımızı bitirir. Enflasyon fırlar, faizler yine gelir, para pul olur, dış borç artar gider. Olur mu olur. Bunu ben diyorsam böyledir. Menderes kalkındırdı koalisyon yedi, Özal, Demirel kalkındırdı koalisyon bitirdi. Biz AK Parti olarak en güçlü olduğumuz bu dönemde mutlaka sistem reformunu yapmamız lazım. "Bu kadar güçlüsünüz Allahtan belanızı mı arıyorsunuz’ diyorlar. Türkiye düşe kalka gidiyor. Koalisyonda sorunlarımız var. Yıllardır parlamenter sistem perişan etti bu memleketi" diye konuştu.
PARLAMENTER SİSTEM TEK KİŞİ YÖNETİMİNE MEYİLLİ
Prof. Dr. Kuzu, yüzde 10’luk seçim barajının da çok olduğunu, parlamenter modelden çıkmadıkça bu barajın düşemeyeceğini dile getirerek, "Bu modelde kuvvetler ayrılığı yok. Yasama oldukça zayıf" dedi. Kuzu, "Başkanlık sistemi ile diktatörlük gelir" yönündeki eleştirileri hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Benim Başbakanım, Almanya, İtalya, Fransa ve ABD’nin başkanından 10 kat daha yetkilidir. Tek kişi yönetime meyili var ise parlamenter modelin unsurları çok müsait, kanun onda, para onda, denetim zaten yok, dilediğimi yaparım der. ’Başkanlık modelinde diktatörlük geliyor’ derse adam bu sistemi hiç bilmiyor demektir. ’Zayıf zavallı başkan ne yapacak’ diye sormak lazım. Bu sistemin bize cazip gelen tarafı koalisyonu bitirip bu başkanın dört yıl hiç düşmeden başta kalması. Obama’nın yetkisi benim başbakanımdan üç kat daha az. Sürekli bir yürütme var. Düşmeyecek bir hükümet var. Seçim bugün oldu yüzde 51 ile kim geldi hükümeti o kuracak. Başkanlık modeli bilinmiyor krallık sanıyorlar. Anlatınca başkana acımaya başlıyorlar. Anlatarak bu desteği yüzde 8’lerden yüzde 40’lara getirdik."
’BAŞKANLIK SİSTEMİNDE LİDER HERKESE KUCAK AÇACAK’
Başkanlık sisteminde liderin hükümet kurabilecek oyu alabilmesi için herkese kucak açması gerektiğini öne süren Kuzu, "Bu modelde sivri söylemlerle bir yere gelinmez. Siyasi lider, ’Ne olursan ol gel’ diyecek. Bir oy bile seçim belirler. Bu modele üç kesim karşı çıkıyor; küçük partiler. Çünkü ’Az olsun benim olsun’ diyorlar. Türkiye’de 61 parti var. Genel başkan olup ne yapacaksın hanıma hava mı atacaksın. Git, nesli tükenen hayvanlar var, onların neslini çoğalt. 100 ayrı formülle ülke kalkınmaz ki. Parti kurarak ülkeyi bölüyor. Yüzde 1 alınca onu bir şey sanıyor. Sol kesim karşı çıkıyor. Başkanlık modelinde sol kesim bu mantıkla iktidara gelmez. Kucaklayan sol ve sağ gelir. Bu sistemlerde uç partiler iş yapamaz" dedi.
’MUHAFELET ÇALIŞMALARI AĞIRDAN ALIYOR’
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda muhalefetin çalışmaları ağırdan aldığını ifade eden Kuzu, "2013 Ekim ayına kadar bu iş olursa olur olmazsa olmaz. Muhalefet daha ağır hareket etmeye çalışıyor. Bu süreçten sonuç alamayız diyemem ama alırız da diyemem. Bizim başkanlık modeli sistemimiz elimizde hazır. Nisan ayında partileri gezmeye başlarız. O sistemi getirmek için elimizden geleni yapacağız. Başkanlık sisteminde süre 4 ya da 5 yıl olabilir. 2014 yılında cumhurbaşkanını halk seçecek böylece Türkiye yarı başkanlık modeline geçmiş olacak. Orada 5 artı 5 var" diye konuştu.
’PARLAMENTER SİSTEMDE UZLAŞIRSANIZ BİZ DE ’EVET’ DERİZ’
Kuzu, komisyondan parlamenter sistemi isteyen bir anayasa değişikliği çıkarsa AK parti olarak bunu benimseyeceklerini belirterek, "Ama uzlaşamazlar. Sonra faturayı bize keseceker. Çünkü hiçbir konuda anlaşamıyorlar, seçimde bunu kullanmaya kalkarlarsa bunu bilin. Bu süreci biz başlatmadık. Biz süreci tıkamadık başkanlık sistemi orada duruyor. Parlamenter sistemde uzlaşırsanız biz ’Evet’ deriz. Oradan sonuç çıkmazsa biz başkanlık modelini ortaya koyarız ve sonuna kadar savunuruz" dedi.
’KÜÇÜK PARTİLER NESLİ TÜKENEN HAYVANLAR İÇİN ÇALIŞSIN’
Kuzu, başkanlık sisteminde küçük partilerin ne olacağı yönündeki sorunun cevabı olmadığını dile getirerek, "Parlamentoda he kadar çok parti girerse o kadar çok demokrasi vardır mantığı dünyada bitmiştir. Aklı başında bir hükümet o hükümet gittiği zaman yerine gelecek adam gibi bir muhalefet ve ikisi arasında uzlaşma sağlayacak çok güçlü sivil toplum kuruluşları olmalı. Küçük partiler nesli tükenen hayvanlar için dernek kursun, yetimler ve fakirler için hizmet etsin. Parti kuracağına gelsin bir partide çalışsın" dedi.