Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de görev yapan en kıdemli Rus büyükelçilerden biri olan Karlov, krizli bir dönemde görev yapmasına karşın çok kısa zamanda Ankara bürokrasisinin, sivil toplum kuruluşlarının ve medya dünyasının büyük saygısını kazanmıştı.
KİM JONG İL İLE SIKI PAZARLIK
Bugün hem Karlov’un hayat hikâyesine, hem daha önce öldürülen üç Rus büyükelçisinin suikastına ışık tutacağız. Karlov, birçok ünlü Rus diplomat gibi Moskova Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunuydu. Karlov, 1976’da diplomayı alır almaz Sovyet Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başlamış. Öldürüldüğünde diplomasi kariyerinde tam 40 yılını doldurmuştu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Akademisi’ni 1992’e bitiren Karlov, Koreceyi akıcı bir şekilde konuşuyordu. Çünkü, 1979-1984, 1986-1991 yılları arasında Kuzey Kore’deki SSCB Büyükelçiliği’nde toplam 10 yıl aktif olarak görev yaptı. 1992’den 1997’ye dek beş yıl boyunca Güney Kore’deki Rusya Büyükelçiliği’nde çalışan Karlov, Ankara Büyükelçisi olmadan önce de 2001-2006 arasında Rusya’nın Kuzey Kore Büyükelçisi olarak görev yaptı. 2006 yılında dönemin Kuzey Kore lideri Kim Jong İl ile yürüttüğü sıkı pazarlık sonucunda kapalı kutu olan bu ülkenin Başkenti Pyongyang’da Yaşam-Veren Kutsal Üçlü isimli Rus Ortodoks kilisesinin açılmasında etkili oldu. Moskova’ya dönüşünde merkezde yedi yıl süreyle Konsolosluk İşleri Genel Müdürü olarak görev yaptı, ardından 2013’te Ankara’ya atandı. Karlov ve eşi Marina’nın tek oğlu Gennady de babası gibi bir diplomat. O da Andrey Karlov gibi Moskova Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun. Oğul Karlov da babası gibi Kuzey Kore’deki Rus Büyükelçiliği’nde diplomat olarak görev yapıyor. Baba Karlov Kuzey Kore’nin bir önceki lideri Kim Jong İl ile mesai yapmıştı, oğlu Gennady Karlov ise Kim Jong İl’in oğlu Kim Jong Un ile çalışıyor.
İLK SUİKAST 1829’DA
Karlov, suikastta hayatını kaybeden dördüncü Rus diplomattı. Birinci suikast yaklaşık iki yüzyıl öncesine gidiyor. 11 Şubat 1829 günü, Şah tarafından yönetilen Fars devletinde Rus Çarlığı’nın tam yetkili temsilcisi olan Alexander Sergeyeviç Griboyedov, Tahran’da emrindeki bütün personelle birlikte öfkeli İranlılar tarafından öldürülmüştü. Rusya ile Fars devletinin Azerbaycan, Ermenistan ve bugün Türkiye sınırları içinde olan Iğdır için yaptıkları büyük savaş sonrasında varılan Türkmençay Anlaşması İran için bir hezimet olmuştu. Bu yüzden İran halkı Rus Çarlığı’na çok tepkiliydi. Bir gün Şah’ın haremağası ve Şah’ın damadının hareminden Ermenistanlı iki kadın kaçıp Rus temsilciliğine sığındı. Şah, üç kaçağı talep ederken büyükelçi bu talebi reddetmişti. Ülkedeki Rusya karşıtı atmosferin etkisiyle zaten öfkeli olan İranlı kent sakinleri, Büyükelçi’nin haremağası ile iki kadını vermediğini de öğrenince Rusya temsilciliğini basıp herkesi öldürmüştü. Büyükelçi Griboyedov’un kafası seyyar bir kebapçının tezgâhında şehirde dolaştırılmıştı.
EMRİ STALİN Mİ VERDİ
Rusya’nın suikasta kurban giden ikinci diplomatı, Vatsov Vorosky idi. 1923’te, İsviçre’nin Lozan kentinde kıran kırana pazarlıklar yaşanıyordu. Osmanlı’nın mirasını devralan Türkler yedi düvele karşı sınırlarını, haklarını belirliyordu. Rusya da Karadeniz’e geçiş için hayati öneme sahip olan Boğazlar nedeniyle görüşmelere temsilci göndermişti. Sovyet devriminin mimarı olan ekipten biriydi Büyükeçi Vorosky ve Lozan’daki pazarlıklarda Sovyetler Birliği’ni temsil ediyordu. 10 Mayıs 1923 günü restoranda yemek yiyen iki kişiden biri Vorosky idi ve yanlarına yaklaşan Maurice Conradi tarafından vuruldu. Daha sonra yakalanıp İsviçre’de yargılanan Conradi’nin suikast nedeni hiç bilinemedi ama emri Joseph Stalin’den aldığı hep konuşuldu.
3. SUİKAST MONARŞİ YANLISINDAN
Suikasta kurban giden üçüncü Rus Büyükelçi de bir Sovyet diplomatıydı. 7 Ocak 1927’de Varşova’da öldürüldüğünde 38 yaşında olan Pyotr Voykov, mücadeleci bir Bolşevikti ve 1924’te Varşova’ya büyükelçi olarak atanmıştı. Voykov’u 1927’de Boris Koverda isimli monarşi yanlısı 18 yaşında bir Beyaz Rus öldürmüştü. Cenazesi Moskova’ya taşındı ve Kızıl Meydan’da yakıldı.