’Kuzey Irak’a harekat yapmayın’ demediler
Güncelleme Tarihi:
Uğur ERGAN-Kasım CİNDEMİR / WASHINGTON
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2007 00:09
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Başkan George Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley, Musevi lobileri ve bazı düşünce kuruluşlarıyla yaptığı görüşmeleri basın toplantısıyla değerlendirdi.
Gül, PKK konusunda, Türkiye’nin askeri önlem alıp almayacağıyla ilgili bir soruya, "Yapılmaması yönünde ABD’den bir telkin söz konusu değil" yanıtını verdi. Gül şunları söyledi:
"MAHCUBUZ" DİYORLAR
ABD neden PKK’ya karşı harekete geçmiyor onu bilemem. Bize söyledikleri "size karşı mahcubuz, üstümüze düşeni yapacağız". Ben de "bunu artık gözle görülür, elle tutulur yapın, hepimizin beklentisi bu" diyorum. Askeri operasyon yapılmaması yönünde ABD’den bir telkin sözkonusu değil. Bizim her zaman uluslararası hukuktan doğan haklarımız var. Biz ne zaman netice alacak şeyi görürüz, gerektiğinde bunu yapmaktan geri kalmayız. ABD daha önce dile getirdiği, "Irak’ta elimiz dolu, kuvvetlerimizi bölemeyiz" yaklaşımını artık sergilemiyor. Görüştüğümüz bütün yetkililer, birşey yapmak zorunda olduklarının farkındalar. Bu konuda bir kararlılığı görmedim dersem doğru olmaz.
AVRUPA OPERASYONU CİDDİ
Avrupa’da PKK’ya karşı yapılan operasyonlar tesadüfi değil. Bunlar ciddi olarak yapılan operasyonlardır. Washington’ın da etkisi var. Yakalananların iade talepleriyle ilgili bilgiler istendi. Dosyaları hazırlanıyor.
KERKÜK’TE DİKKATLİLER
Kerkük sorununda yalnızca Türkiye değil, bölgedeki diğer ülkeler de hassasiyet gösteriyor. Kerkük, tüm Irak’a ait. Bizim hassasiyetimiz Irak’ın birliğiyle ilgili. Kerkük’te huzurun sağlanması ve başka kentlerdeki çatışmaların buraya taşınmaması için görüş beyan ediyoruz. ABD’li yetkililer Irak’ın bölünmesini, ’’kabul edilemez ve düşünülemez bir alternatif’’ olarak niteledi.
İcazet almaya gelmedim
DIŞİŞLERİ Bakanı Gül’ün ABD’deki temaslarına, Başbakan Erdoğan’ın dış politika danışmanı Ahmet Davutoğlu da katılıyor. AB ile ilişkilerde de Gül’ün yanında yer alan Davutoğlu, basın toplantısını da yakından izledi. Gül, basın toplantısında ABD’ye bir parti temsilcisi olarak gelmediğini özellikle vurgulayarak, "Türkiye’nin Dışişleri Bakanı olarak geldim. ’Oradan icazet alacaklar, seçimden önce oraya gidiyorlar’ gibi sözler sarf edenler var. Biz bunları çok küçük şeyler olarak görürüz. Bize değer verilmesi, Türkiye’ye değer verilmesidir" dedi.
"MAHCUBUZ" DİYORLAR
ABD neden PKK’ya karşı harekete geçmiyor onu bilemem. Bize söyledikleri "size karşı mahcubuz, üstümüze düşeni yapacağız". Ben de "bunu artık gözle görülür, elle tutulur yapın, hepimizin beklentisi bu" diyorum. Askeri operasyon yapılmaması yönünde ABD’den bir telkin sözkonusu değil. Bizim her zaman uluslararası hukuktan doğan haklarımız var. Biz ne zaman netice alacak şeyi görürüz, gerektiğinde bunu yapmaktan geri kalmayız. ABD daha önce dile getirdiği, "Irak’ta elimiz dolu, kuvvetlerimizi bölemeyiz" yaklaşımını artık sergilemiyor. Görüştüğümüz bütün yetkililer, birşey yapmak zorunda olduklarının farkındalar. Bu konuda bir kararlılığı görmedim dersem doğru olmaz.
AVRUPA OPERASYONU CİDDİ
Avrupa’da PKK’ya karşı yapılan operasyonlar tesadüfi değil. Bunlar ciddi olarak yapılan operasyonlardır. Washington’ın da etkisi var. Yakalananların iade talepleriyle ilgili bilgiler istendi. Dosyaları hazırlanıyor.
KERKÜK’TE DİKKATLİLER
Kerkük sorununda yalnızca Türkiye değil, bölgedeki diğer ülkeler de hassasiyet gösteriyor. Kerkük, tüm Irak’a ait. Bizim hassasiyetimiz Irak’ın birliğiyle ilgili. Kerkük’te huzurun sağlanması ve başka kentlerdeki çatışmaların buraya taşınmaması için görüş beyan ediyoruz. ABD’li yetkililer Irak’ın bölünmesini, ’’kabul edilemez ve düşünülemez bir alternatif’’ olarak niteledi.
İcazet almaya gelmedim
DIŞİŞLERİ Bakanı Gül’ün ABD’deki temaslarına, Başbakan Erdoğan’ın dış politika danışmanı Ahmet Davutoğlu da katılıyor. AB ile ilişkilerde de Gül’ün yanında yer alan Davutoğlu, basın toplantısını da yakından izledi. Gül, basın toplantısında ABD’ye bir parti temsilcisi olarak gelmediğini özellikle vurgulayarak, "Türkiye’nin Dışişleri Bakanı olarak geldim. ’Oradan icazet alacaklar, seçimden önce oraya gidiyorlar’ gibi sözler sarf edenler var. Biz bunları çok küçük şeyler olarak görürüz. Bize değer verilmesi, Türkiye’ye değer verilmesidir" dedi.