Kuvvetli suç süphesi var

Güncelleme Tarihi:

Kuvvetli suç süphesi var
Oluşturulma Tarihi: Haziran 24, 2011 00:00

Milletvekili seçilen 2’nci Ergenekon davasının tutuklu sanıkları Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay’ın tahliye talepleri, İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce herhangi bir anayasal dayanağı olmadığı, kuvvetli suç şüphesinin devam ettiği gerekçesiyle, oyçokluğu ile reddedildi. Karara, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, ‘sanıkların kaçma ihtimali olmadığı’ gerekçesiyle muhalif oldu.

24’üncü Dönem Milletvekili Genel Seçimleri ile Meclis’e girmeye hak kazanan 2’nci Ergenekon davasının tutuklu sanıkları gazeteci Mustafa Balbay ile Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın tahliye istemi reddedildi. İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün, tahliye, üye hâkimler Sedat Sami Haşıoğlu ve Hasan Hüseyin Özezse ise tutukluluk hallerinin devamı yönünde görüş bildirdi. İtiraz yolunun açık olduğu belirtilen kararda “Dosya kapsamı, isnat olunan suçlamalar, dosyadaki belgeler, raporlar, atılı suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığının devam etmekte ve bu suçların CMK 100/3’üncü maddesinde sayılan suçlardan olması, bir kısım sanıkların halen savunmalarının alınmamış olması” gerekçe gösterildi. Haberal ve Balbay’ın tutukluluk hallerinin devamına ilişkin karardan birer suretin gecikmeksizin, TBMM Başkanlığı’na gönderilmesine karar verildi.

Seçilmeleri etkilemez

Kararda, “Yasal mesnede dayanmayan, ‘milletvekili seçilmenin tahliye sonucunu doğuracağına itibar ederek, tahliye kararı verilmesi, milletvekili seçilemeyen diğer sanıkların mevcut hallerinin devam ettirilmesi, hiçbir hak ve nefaset ilkesi, eşitlik kuralı ile bağdaşmaz. Böylesi bir tahliye kararı, sınıf ve statü dikkate alınarak, karar verilmesi anlamına gelir ki, bu durumun mahkemelerin güvenilirliğini, adalete olan inancı derinden sarsar. Tutuklu sanıkların seçilmelerinin, tutukluluk durumlarını etkileyen bir husus olmadığı kanısına varılmıştır” yorumuna da yer verildi.

9 sayfalık ret kararının devamında ise şunlara yer verildi: “Kural olarak bütün çağdaş Anayasalar ağır cezayı gerektiren suçüstü halini yasama dokunulmazlığı kapsamı dışında tutmuştur. Anayasamızda ve CMK’nın 100 ve devamı maddelerinde tahliye nedeni olarak sayılmayan bir nedenden dolayı tahliye şartları oluşmayan tutuklu sanığın tahliye edilmesi durumunda mahkememiz, yasalarımızın tanımadığı bir yetkiye dayanarak sanığı tahliye etmiş olacaktır ki, böyle bir işlemi kimse mahkememizden beklememelidir. Anayasa’nın 83’üncü maddesinde belirtilen dokunulmazlık kapsamı dışında bırakılan hususlardan birinin varlığı halinde, milletvekili seçilen kişinin soruşturma ve kovuşturma kapsamında tutuklanması veya tutuklu olan milletvekilinin tutukluluk halinin devamına karar verilmesinde Meclis kararına gerek yoktur.”

Sebahat Tuncel örneği

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ise karşı görüşünde şunlara yer verdi: “Sanıklara isnat olunan suçun vasıf ve mahiyetlerine, mevcut delil durumuna, sorgu ve savunmalarındaki anlatımlarına, suç vasfının değişme ihtimaline, beklenen gayenin sağlanmış olup, bu aşamadan sonra kaçma, saklanma, delilleri karartma şüphelerinin bulunmamasını dikkate alınarak, tahliye edilmeleri yönünde oy kullanmaktayım. TBMM üyeliğine demokratik yollardan seçilen bu kişilerin kazanmış oldukları bu nitelikleri sebebiyle kaçma, saklanma ve delilleri karartma ihtimalleri de kalmamıştır. Aynı suçlamalarla yargılaması yapılan Sebahat Tuncel, 2007’de milletvekili seçilmesinden dolayı kazanmış olduğu, temsil niteliğinden dolayı tahliye olmuş, parlamentoda görevini yapmıştır. Bu durum, AİHM kararlarındaki açık kriterlerle birlikte bir emsal olarak değerlendirilmeli.”

Haberal’ın avukatı ağladı
/images/100/0x0/55ea9485f018fbb8f8894097


Tahliye talebinin ardından, 3 gündür Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gelerek bekleyen Mehmet Haberal’ın avukatı Yasemin Antakyalıoğlu ret kararını üzüntüyle karşıladı. Mahkemeden kararı alan Antakyalıoğlu gözyaşlarını tutamadı. Haberal’ın tahliye talebinin reddedilmesi, CHP’den milletvekili seçildiği Zonguldak’ta da şok etkisi yarattı. Gelişmeleri ağabeyinin seçim bürosunda takip eden Osman Haberal, kararla ilgili açıklama yapmak istemedi. Haberal’ın diğer kardeşi Başkent Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ali Haberal da konuşmak istemedi. 12 Haziran’da oğlu için sandık başına giderek oy kullanan anne Medine Haberal’a (91) ise mahkemenin kararı söylenmedi.

Gazeteci Mustafa Balbay’ın avukatları Mehmet İpek ve Aydın Metin bugün yeniden mahkemeye başvurarak tahliyenin reddinde ilişkin karara itiraz edecek.

Darbeye sessiz kalmayacağız
Okan KONURALP/ANKARA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Haberal ve Balbay’ın tahliye taleplerinin reddi sonrası aralarında YARSAV eski Başkanı Emine Ülker Tarhan, eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, eski AİHM Hâkimi Rıza Türmen’in de katıldığı bir toplantı yaptı. Toplantı sonrası Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Eğer siz bunların parlamentoya gelmelerine engel koyarsanız halkın iradesini yok sayarsınız. Bu yargı kararı halkın iradesine vurulan bir darbedir. Bu darbeye sessiz kalmayacağız. Meclis’te sonuç alıncaya kadar azimle ve kararlılıkla sürdüreceğiz. Bunu herkes böyle bilsin. Birileri siyasi otoritenin isteği konusunda karar verecek, CHP sessiz kalacak. Buna izin vermeyiz. Demokrasi hepimiz için vardır, hukuk hepimiz için vardır. Birileri için demokrasi birileri için hukuk yoktur. Arkadaşlarımız milletvekili olarak gelecek ve hür iradeleriyle bu görevlerini yerine getireceklerdir.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!