Güncelleme Tarihi:
Hukukçular şu görüşleri dile getirdiler:
Anayasa Hukukçuları Derneği Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez: Cumhurbaşkanı, ‘kuvvetlerin uyumu’ derken kendi tecrübesini ve yürütmedeki iki başlılık meselesini dile getirmiştir. Cumhurbaşkanı yürütmedeki istikrarı ön plana çıkarıyor. Yürütmede iki başlılık var. 1982 Anayasası’nın ilk halinde güçlü yetkilere sahip cumhurbaşkanı ile yürütme arasında hep sorun yaşandı. 2007’de bu daha sorunlu bir hal aldı. Çünkü artık cumhurbaşkanları halkın oyuyla seçiliyor. Farklı siyasi gelenekten gelen ya da koalisyon hükümetinin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı arasında çok ciddi sıkıntılar yaşanır. 17-25 Aralık sürecinde gerekenler derhal yapılmasaydı; mevzuata bağlı kalınsaydı, bu paralel yapıya teslim olurlardı.
UYUM MÜDAHALE ETMEMEKTİR
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Erdoğan Teziç: Kuvvetler ayrılığı, demokrasinin gereğidir. Kuvvetlerin uyumu demek yasama ve yürütmenin yargı alanına müdahale etmemesidir. Eğer kuvvetler uyumu diyorsak; yasama, yürütme ve yargının ayrı ayrı işlemesinden ve yargıya müdahale edilmemesinden söz ediyoruz demektir. Yargıyı bağımlı hale getirecek düzenlemeler yapılmamasıdır. (Mevzuat amca yorumu) Bu hukukla bağlantının kopması sonucunu doğurur.
Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran: Erdoğan’ın sözlerini dehşetle izliyoruz. Kuvvetler ayrılığı ilkesi, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hukuku bir silah olarak kullanmanın, kişisel hırs ve ihtiraslar için bir kenara bırakmamanın çok tehlikeli bir yol olduğunu ve mutlaka bir bumerang gibi bu kişilere döndüğünü tekrarlamak, adalet temsilcileri için adeta bir görevdir.