Güncelleme Tarihi:
TUZAKLARA ARTIK DÜŞMEMELİYİZ
“İSEDAK Bakanlar Toplantısı’nı bölgemizin adeta kaderinin belirlendiği Birinci Cihan Harbi’nin bitişinin 100’üncü sene-i devriyesinde icra ediyoruz... Emperyalist niyetlerle savaşı Ortadoğu’ya, Afrika’ya taşıyanlar bugün huzur ve refah içinde hayatlarını sürdürürken, bizler bir asır sonra dahi onların yol açtığı çatışma ve gerilimlerin bedelini ödüyoruz. ‘Bir damla petrol bir damla kandan daha kıymetli’ mantığıyla hareket edenlerin kurduğu tuzaklara artık düşmemeliyiz. Sınırları kanla çizilmiş olan bu coğrafyada bizleri birbirimize kırdıranların oyunlarına artık gelmemeliyiz. Senelerce coğrafyamıza zerk edilen hastalıkların başında ırkçılık ve mezhepçilik bulunuyor. Bu fitnenin İslam’da asla yeri yoktur. Kardeşlik hukukumuzu gözettiğimiz, birlik içinde hareket ettiğimiz sürece hiçbir sorunumuz aşılmaz değildir. Çözümü başkalarında değil bu topluluğun içinde arayacağız.
BİR ÜLKENİN İKİ DUDAĞI ARASINDA
Filistin meselesinden iç savaşlara kadar her konuda çözüm için kapısını çaldığımız uluslararası kuruluşlar bizi hayal kırıklığına uğratmadı mı? Bir ülkenin iki dudağı arasına mahkûm bir dünyayı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde görüyoruz. Bütün dünya, 194 ülke oraya bağlı. Beş tane daimi üyeden bir tanesi ne derse herkes onu yapmaya mecbur, mahkûm. Siz bir şey yapamazsınız. Kutuplardaki balinaların sayılarını düşündükleri kadar Somali’de açlıktan ölen çocukları düşünmediklerine bizzat şahit olduk. Demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi kavramların sadece kendi çıkarlarına hizmet ettiği sürece anlamlı olduğunu defalarca gördük. Akdeniz’de, Ege’de o göç esnasında ölen insanlarla ilgili bunların derdi var mı? Paranın, petrolün, elmas ve altının dışında kıymet verdikleri pek az değer olduğunu artık gayet iyi biliyoruz.
ULUSLARARASI YAPILARIN ACZİYETİ
Artık bizim mevcut uluslararası yapıların acziyetini, sorunlara çözüm yolu üretme noktasındaki çaresizliklerini dikkate alarak kapsamlı bir politika belirlememiz gerekiyor. Suriye’deki krizi bu ülkenin toprak bütünlüğü temelinde başkaları değil biz hal yoluna koyacağız. Yemen’de binlerce çocuğu açlığa ve ölüme mahkûm eden çatışmaları inisiyatif alarak bizzat biz bitireceğiz. Afganistan’da camide namaz kılanlara yönelik kalleş eylemleri önce biz lanetleyeceğiz. Berlin’den Paris’e, Brüksel’den Moskova’ya kadar nerede olursa olsun teröristin kimliğine bakmadan masumların öldürülmelerine önce biz karşı çıkacağız. Filistinli sivilleri tüm dünyanın gözleri önünde katletmekten çekinmeyen haydutluğa, devlet terörüne herkesten önce biz tepki göstereceğiz.”
MİLLİ PARA EMPERYALİST PRANGAYI PARÇALAR
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, İstanbul’da yapılan 34’üncü İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Komitesi’ne (İSEDAK) katılan bakanlara ticaretin arttırılması ve milli para birimi kullanılması çağrısı yaptı. Erdoğan, İSEDAK Dönem Başkanı olarak açılış konuşmasını yaptığı ve oturumu yönettiği toplantıda şunları söyledi: “Kendi meselelerimizi kendimiz çözebilmek için elimizdeki platformları, araçları en iyi şekilde kullanmamız gerekiyor.
TİCARET ve GÜÇ
Aramızdaki ticarette milli para birimleri kullanmamız, kollarımıza vurulan emperyalist prangaları parçalama bakımından son derece önemlidir. Yerli ve milli paramızı kullanmaktan başka çıkış yolu yok. Aksi takdirde döviz kuru altında ezilmeye devam edeceğiz.
İSEDAK’a üye ülkeler olarak birbirimize ne kadar yatırım yaparsak, ticaretimizi ne kadar arttırırsak o kadar güçlü oluruz. İslam İşbirliği Teşkilatı için ticareti yüzde 25’e çıkartmaya verdiğimiz önemin altını bir kez daha çizmek istiyorum. İslam ülkeleri tercihli ticaret sisteminin yürürlüğe girebilmesi için, ilgili ülkeleri taviz listelerini güncellemeye ve diğer prosedürleri tamamlamaya davet ediyoruz.
Sizlerin de bildiği gibi ABD’deki mevcut yönetimin gümrük vergilerini yükseltmesi dünya ticaretinde korumacı eğilimleri arttırmıştır. Ticaret savaşlarının küresel ticarete, üretime ve refaha ciddi zararlarının olacağı aşikârdır. Tarife dışı engellerin azaltılması ve gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması dünya ticaretine yeni bir açılım sağlayacak ve bir can simidi olacaktır. Bunun yanında gümrüklerimizdeki altyapıları acilen modernleştirmemiz, bilgi teknolojilerini daha yaygın kullanmamız, gümrük işlemlerini daha da basitleştirmemiz lazım.”
BM’NİN REFORME EDİLMESİ ŞART
Türkiye olarak sık sık dile getirdiğimiz dünya beşten büyüktür itirazımızın gerisinde işte bu acı tecrübeler, işte bu hayal kırıklıkları, işte bu çifte standartlar bulunuyor. Artık biz Birinci Dünya Savaşı sonrasının dünyasında yaşamıyoruz. Artık yeni bir dünya var. Birleşmiş Milletler’in ne kadar üyesi varsa, bunların dönerli olarak hepsinin daimi üye olma hakkı tanınmalıdır. Beş tane daimi üye, 15 tane geçici üyeyle kusura bakmayın, kimse kimseyi aldatmasın. 15 tane geçici üyenin orada bir kıymet-i harbiyesi var mı? Yok. Kaldır elini, indir elini. Yaptıkları iş bu. Her şey o beş üye. Hatta bir üyenin dudağı arasında. Böyle bir dünyada adalet bekleyebilir misiniz? Beklemeyin. Hep bunları yaşadık. Görüyoruz ve bundan sonra da bu böyle olacak. Değişmedikçe, reforme edilmedikçe bu böyle olacak. Birleşmiş Milletler sisteminin reforme edilmesi şart.
İŞGALCİLER HEDEFLERİNE ULAŞAMAYACAK
Müslümanlar olduğu sürece inşallah Filistin de var olmaya devam edecektir. Hiçbir baskı, hiçbir zulüm Filistinlilerin kalplerindeki hürriyet ateşini söndürmeye yetmeyecektir. Kadını erkeği, genci yaşlısıyla her biri cesaret ve fedakârlık abidesi olan Filistinliler davalarına sahip çıktığı müddetçe işgalciler hedeflerine asla ulaşamayacaktır.
15 DAKİKA GÖRÜŞTÜLER
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, toplantının ardından İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Dr. Yousef A. Al-Othaimen’i İstanbul Kongre Merkezi’nde kabul etti. Görüşme yaklaşık 15 dakika sürdü.