OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 03, 2004 00:00
23 yaşında liseye kayıt yaptıran Rüstem Eyüboğlu, yurtdışı seyahatlerinden tonlarca kitapla dönüyor. Bugüne kadar Türkiye'ye 30 bine yakın kitap taşıdı.Aslında o, 220'yi aşkın özel okulun patronu. Özel Okullar Derneği Başkanı. 23 yaşında liseye kayıt yaptıran, limon, bisküvi satan, gemilerde çalışan, komilik yapan Rüstem Eyüboğlu'nun en büyük tutkusu kitap satın almak. Yıllar önce aldığı ortaokul diplomasıyla 22 yaşında Vefa Lisesi'ne koşarak kaydını yaptıran Eyüboğlu, üniversitede öğretim üyeliği ve özel okul patronluğuna kadar uzanan eğitim yolunda kitabı hiç elinden bırakmadı. Eli biraz para görüp de, yurtdışına çıkınca soluğu kitapçılarda aldı. Saatler, hatta geceler boyunca kitapçılarda yerde oturarak tek tek kitap seçen Eyüboğlu, bugüne kadar Amerika, İngiltere ve Almanya'dan aldığı 30 bin kitabı 18 yıl boyunca valiz valiz Türkiye'ye taşıdı. Son olarak gittiği Amerika'dan 5 bine yakın kitap getirdi. Şu anda kütüphanesinde dizi kitapların değeri bir trilyon lirayı buluyor.KİTAP TAŞIMANIN FATURASI KOLUNDAN AMELİYAT‘‘Okula gecikmiş gitmenin acısını kitaplardan çıkarıyorum. Okumanın yanı sıra, onları almak ayrı bir tutku benim için. Kitap taşımaktan, iki kolumda da ağırlığın verdiği baskı nedeniyle omuzlarda mafsal kilitlenmesi oldu. Önce sağ kolum, iki yıl sonra sol kolumdan ameliyat oldum. Şimdi asla ağır taşımamam gerekiyor. Önceleri valizlere doldurup, getiriyordum. Şimdi böyle bir durum olunca kargo ile getirtiyorum. Ama, gemide nemlenir diye asla deniz yolunu tercih etmiyorum. Uçakla getirtiyorum’’Eyüboğlu bir kitapçı ziyaretini bakın nasıl anlatıyor: ‘‘Önce kitapçıya giderim. Gece geç saatlere kadar açık bu kitapçılarda neredeyse tüm günümü geçiririm. Yere oturmayı tercih ederim. Çünkü, böyle daha rahat kitap inceleyebiliyorum. Rafları tek tek okurum. Hangi tür kitap var, ciltlerine bakarım. Sonra kahvemle birlikte kitapların sayfalarında kendimi kaybederim. Alacağım akademik kitapların sayfalarını tek tek incelerim. Özellikle atlaslarda Türkiye haritasına bazı sakıncalı şeyler sokanlar var. Onların isimlerini alır, hemen konsolosluğa bildiririm.’’Yurtdışı seyahatlerinde kitapçılar dışındaki tüm müzelerin yayınlarını satın alan Eyüboğlu, değişik müzelerin tüm kitaplarını kütüphanesinde bulundurduğunu da sözlerine ekliyor.Yurtdışı seyahatlerinden birinden yine kitapla dönen Eyüboğlu, aldığı 100 kitabın, okulunun bölüm başkanları tarafından ortaöğretime uygun bulunmaması nedeniyle, bir üniversiteye bağışlamak zorunda kaldığını üzülerek anlatıyor. AMERİKA'DAKİ KİTAPÇILAR BİLE BENİ TANIRArtık Amerika'daki kitapçılar bile beni tanıyor. Kapıdan görür görmez ismimle davet ediyorlar. Çünkü, gezilerimin büyük bölümünü kitabevlerinde geçiririm. Hoca olduğumu söyleyince, bana indirim yapıyorlar. Yine yüzde 10 kárdayım. Amerika'da bazı eyaletlerde vergi yok. Oralardan daha çok kitap alıyorum.ARTIK SAYIYLA ALMAYI BIRAKTIM TONLA ALIYORUMArtık sayıyla kitap almayı bıraktım. Tonla alıyorum. 1998 yılında 12 bin kitabı birden aldım. 2 günde 4 bin 600 kitap satın alarak, Türkiye'ye getirdiğimi bilirim.Eğitim aşkı gemilerle liman liman dolaşırken tutuştuRüstem Eyüboğlu, Rize'nin Çayeli İlçesi Merkez İlköğretim Okulu'nu bitirdikten sonra, 1948 yılında Cumhuriyet vapuru ile 5 kardeşi ve anne babasıyla yola çıkıyor. 8 günlük bir yolculuğun ardından İstanbul'a ulaşıyorlar. Gemilerde babasının yanında 9 yıl her türlü işi yapıyor. Birçok ülkeyi de görme fırsatı buluyor. ‘‘Gittiğim her limanda birkaç dil bilen yaşıtım çocukları görüncü eğitimimi sürdürme tutkusu bende ağır bastı’’ diyen Eyüboğlu, Fatih Çarşamba'daki evine dönünce, Gelenbevi Ortaokulu'nun dışardan bitirme sınavlarına girerek, bir yılda ortaokul diploması alıyor. Bu arada Fener Rum Mektebi'nde ayakkabı boyacılığı, Sirkeci'de bir lokantada komilik yapıyor, Cibali Tütün Fabrikası'nda şeker ve bisküvi satarak, aile bütçesine katkıda bulunuyor. 22 yaşında aldığı ortaokul diplomasıyla Vefa Lisesi'ne koşuyor ama yaştan kabul edilmiyor. Yine de vazgeçmiyor. Çayeli'ne giderek hakim, savcı ve kaymakamlarla görüşüp, nüfus kağıdındaki yaşını küçültüyor. Tekrar Vefa Lisesi'ne geldiğinde 23 yaşında lise birinci sınıf öğrencisi olarak formasını giyiyor. İTÜ Elektrik Yüksek Mühendisi olarak üniversiteden mezun olduğunda eğitimin hayatının bir parçası olduğuna karar veriyor. Türkiye Elektrik Kurumu'nda çalıştıktan sonra, askerliğini yedeksubay olarak yaptığı Taşkışla Tersanesinde fabrika müdürlüğü sırasında biriktirdiği parayla mezun olur olmaz, 1969 yılında Kadıköy ve
BeÅŸiktaÅŸ'ta Arı Dershanesi'ni kuruyor.1973'te Yıldız Ãœniversitesi'ne asistan olarak giren EyüboÄŸlu, doktora yapmak için gittiÄŸi Ä°ngiltere'de bir yıl kaldıktan sonra Türkiye'ye dönüyor. Hem öğretim görevlisi, hem dershanecilik, hem de özel derslerini birarada yürüten EyüboÄŸlu, 1985 yılında Kadıköy'de Ä°hsan DoÄŸramacı'ya ait bir binada EyüboÄŸlu Koleji'ni açıyor. Bugün 34 dönümlük arazide 12 binada eÄŸitim veren ve 2500 öğrencisi olan Ä°stanbul'un sayılı kolejlerinden biri haline gelen EyüboÄŸlu Okulları'nın kurucusu.Â
button