OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 16, 2005 00:00
Çağan Hakkı Şekercioğlu (30), İstanbul Robert Kolej’i 1993’te bitirdikten sonra Harvard Üniversitesi’nde biyoloji ve antropoloji okudu. Ardından Stanford Üniversitesi’nin ekoloji ve evrim bölümünden doktorasını aldıp aynı yerde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı.Araştırma alanları: Çevre politikaları, koruma, tropikal ekoloji, ekolojik ekonomi ve eko turizmin geliştirilmesi gibi geniş bir alanı kapsıyor. E-posta: cagan@stanford.edu. Web sitesi: www.stanford.edu/~cagan/main.htmlStanford Üniversitesi’nden Dr. Çağan Hakkı Şekercioğlu, 8 öğrencisi ile 9 bin 787 kuş türü ve 129 tane de soyu tükenmiş tür üzerinde 600 bini aşkın veriyi tarayarak büyük bir araştırma gerçekleştirdi. İşte 2 yılı bulan çalışmadan sonra ortaya çıkan bulgular: 1) Soyları tükenme tehdidi altında olma oranı şimdiki gibi sürerse kuş türlerinin onda biri yok olacak; 2) Tehdit altında olma kategorisine yeni türler eklenmezse 17 kuş türünden biri yok olacak; 3) Tehdit altında olma oranı her 10 yılda yüzde 1 artarsa her 6 kuş türünden biri yok olacak. Dünya çapında büyük yankı bulan bu çalışmanın ana hatları ve Şekercioğlu ile yaptığımız kısa söyleşi.Dr. Çağan Hakkı Sekercioğlu, ABD’nin Kaliforniya eyaletinde Standford Üniversitesi’nde doğal yaşam ve nesli tehlikede olan kuş türleri üzerine araştırmalar yapan başarılı bir genç Türk bilim insanı. Şekercioğlu’nun 8 öğrencisi ile birlikte 10 bine yakın kuş türü üzerinde yaptığı ve bugüne kadar kuşlar üzerinde en kapsamlı veri tabanı araştırması olarak kabul edilen çalışmanın çarpıcı sonuçları açıklandı. Bilim dünyasının ünlü dergisi Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS)’ta yayımlanan araştırma, geçen aralık ayından bu yana 50’yi aşkın ülkenin 150’yi aşkın basın yayın organında
haber oldu.Bütün dünyanın üzerinde konuştuğu bu araştırmaya göre, içinde bulunduğumuz yüzyılın sonuna kadar dünyadaki kuş türlerinin onda biri yok olacak. Bu yaklaşık 1200 kuş neslinin tükenmesi anlamına geliyor; uzmanlar bu durumun insanlar açısından da önemli sorunlar yaratacağı görüşünde.Şekercioğlu ve ekibi, bu sonuca 2 yıla yakın süren çalışmalar ve halen var olan 9 bin 787 kuş türü ve 129 tane de soyu tükenmiş tür üzerinde 600 bini aşkın veriyi tarayarak ulaştı. Bu türlerin ekolojik dağılımları, nerelerde yaşadıkları, ne tür yiyeceklerle beslendikleri, hepsi çalışmada yer aldı. Ekip buradan yola çıkarak geleceğe ilişkin 3 senaryo oluşturdu. 1) Soyları tükenme tehdidi altında olma oranı şimdiki gibi sürerse kuş türlerinin onda biri yok olacak.2) Tehdit altında olma kategorisine yeni türler eklenmezse 17 kuş türünden biri yok olacak.3) Tehdit altında olma oranı her 10 yılda yüzde 1 artarsa her 6 kuş türünden biri yok olacak.AKBABALAR AZALINCA KUDUZ VAKALARI ARTIYORAkbabaların soyu diğer kuş türlerine kıyasla 2 kat daha tehlikede ve bunun da olası ekolojik sonuçları şimdiden görülmeye başlandı. Örneğin Hindistan’da kuduz vakaları son derece arttı, çünkü burada akbabaların sayısı 100 kat azaldı ve bunların yerini köpekler aldı. Köpeklerin sayısı ise 20 kat arttı. Dünyada son dönemde yaklaşık 50 bin kuduz ölümünün 30 bini Hindistan’da gerçekleşmiş.Peki akbabaların soyunun azalmasına yol açan ne?İngiliz bilim dergisi Nature’da yayımlanan bir araştırmaya göre işin sorumlusu Diclofenac adı verilen bir ilaç. Gut hastalığını kontrol altına almak amacıyla sığırlarda kullanılıyor. İnsanlarda da uzun süre kullanılmış. İşte bu ilaç akbabaların soyunun tükenmesinin önemli nedenlerinden biri.Hindistan ile ilgili ilginç bir ayrıntıyı da verelim. Bu ülkede yaşayan Kastlardan biri de Parsis denilen bir halk. Bu halkın dini inaçlarına göre toprak, ateş ve su kutsal. Bu yüzden ölülerini ne toprağa gömebiliyorlar, ne denizin dibine atabiliyorlar ne de yakabiliyorlar. Bir açık tapınağa bırakılan cesetler akbabalara yem oluyor. Ancak akbabaların sayısı azaldığı için leşler eskisi gibi iyi yenmiyor. Köpekler de tam temizlemedikleri için farelerin sayısı artıyor. Bu, diğer hastalıkların da artması anlamına geliyor. Örneğin 1994-1995 yıllarında Hindistan’da fareler yüzünden kara veba salgını yaşandı.Şekercioğlu ve ekibinin araştırmasına göre leş yiyen kuşların 5’te ikisi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Balıkla beslenen kuş türlerinde bu oran yüzde 34’te. Bu kuşların neslinin tükenmesinin nedeni ise yine insan. Bu tür kuşlar uzun yaşayan ancak yavaş üreyen kuşlar. Uzun
balık seferlerinde insanlar tarafından uzun çengeller ve kepçelerle yakalanıyor. Ekosistem öyle birbirini etkileyen bir ritim içinde ki, tek bir türün yok olması bile beklenmeyen sonuçlara yol açabiliyor. ÖrneÄŸin ABD’de sayıları 3-5 milyar diye tahmin edilen ve meÅŸe palamudu ile beslenen bir tür göçmen güvercinin sayısının azalması, ülkede meÅŸe palamudunun sayısının artmasına ve dolaylı olarak fare sayısının artmasına neden olmuÅŸ. Bunun sonucunda da ülkede Lyme diye tanımlanan hastalık artmış.Hem cahillikten hem de yaÅŸayabilmek için avlıyorlarÃœlkelerin zenginlik dereceleri ile kuÅŸ türlerinin yok olma tehlikesi arasında bir baÄŸlantı var mı?- Evet maalesef. Åžu anda soyu tehlikede olan hayvanların çoÄŸu yoksul ülkelerde. Bunun bir sebebi dünyadaki canlı zenginliÄŸinin en çok tropik bölgelerde olması ve bu ülkelerin çoÄŸu da yoksul. Ä°nsanlar gerek cahillikten gerekse yaÅŸayabilmek için milli parkların içine girip canlıları avlıyorlar, ormanları kesip barınaklar kuruyorlar. Mesela, Endonezya, Filipinler, Madagaskar, Brezilya dünyanın soyu tehlikede hayvan türü en yüksek yerleri.Türkiye’de herhangi bir kuÅŸ türü için tehlike söz konusu mu?- Dünyada soyu tehlikede olan birkaç düzine kuÅŸ türü Türkiye’de de yaşıyor. Yani biz de birkaç kuÅŸun soyunu tüketmiÅŸiz. Bunlardan biri, ‘Yılan Boyu’ denilen bir kuÅŸ. Amip Gölü’nün kurutulması sonucu yok olmuÅŸ. Kelaynak ise teknik olarak doÄŸada yok ama Türkiye’de koruma altına alınarak soyu tükenmesin diye ÅŸimdilik yarı tutsak halde.Yeni Zelanda’daki bir kuÅŸ türünü adadaki fenercinin kedisi yok ettiBir biyoloÄŸun tahminine göre son bin yıl içinde 2 bin kuÅŸ türü yok olmuÅŸ olabilir. Kesin sayılarla konuÅŸmak ise hayli zor. ÖrneÄŸin, Pasifik adalarında soyu tükenen birçok kuÅŸ türü kayda geçmemiÅŸ. Bu adalardaki kuÅŸların önemli bir kısmı insanlar tarafından öldürülmüş.Yabancı hayvanlar da kuÅŸlar açısından ciddi bir tehdit oluÅŸturmuÅŸ. Yine örnek verilecek olursa, Yeni Zelanda’nın adalarından birinde yaÅŸayan bir küçük kuÅŸ türü yalnızca bir kedi tarafından yok edildi. Kedi, adanın fenercisine ait! Kimi büyük kuÅŸ türleri ise, insanlar tarafından yendikleri için yok olmuÅŸlar. ÖrneÄŸin Yeni Zelanda’da boyları 3 metreyi geçen Moa kuÅŸları gibi. İçlerinde belki de en acısı Havai’de yok edilen Mamo adlı bir kuÅŸ türü. Bu simsiyah kuÅŸun erkeklerinin göğsünde iki tane küçük sarı tüy öbeÄŸi bulunuyormuÅŸ. Havai ÅŸefleri bu momaların sarı tüylerden kral pelerini yaparlarmış. Tek bir pelerin için on bin kuÅŸun katledilmesi gerekiyormuÅŸ. Â
button