Kuru inciri eşek arısı mı yedi?

Ene, “Türkiye'de eşek arılarının etkisiyle incir üretiminin önemli ölçüde azaldığı, bunun İngiliz bisküvi üreticilerini de vurduğu, bu nedenle İngiliz halkının çok sevdiği incir bisküvilerinin market raflarından kalktığı” yönündeki iddiaları değerlendirdi.

Söke'de incir sezonunda ortalama 130 ton incir üretildiğini belirten Ene, bu yıl kooperatif olarak yaklaşık 60 ton incir alabildiklerini kaydetti.

İncirde rekolte düşüklüğünün basında yer aldığı gibi eşek arılarından kaynaklandığını düşünmediklerini belirten Ene, 3 yıl önce bu sorunu yaşadıklarını, ancak daha sonra sıkıntının farklı yönlerde ortaya çıktığını belirtti.

Yusuf Ene, “Ağustos ve Eylül ayında yağmur yağarsa incirin en büyük düşmanı eşek arısı olur. Ama son üç yıldır bu sorun yok. Sorun kuraklık. Kuraklık incir üreticinin rekoltesini de üründeki kalitesini de düşürdü” dedi.

EŞEK ARISI DEĞİL TARLA FARESİ

Germencik Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Şenel de yıllardır incir üretimi ve işletmeciliğiyle uğraştığını, eşek arılarının genelde dağ kesimlerinde zarara yol açtığını belirtti.

Son yıllarda incirin eşek arılarından pek zarar görmediğini, en büyük zararın kuraklıktan kaynaklandığını vurgulayan Şenel, diğer zararın da tarla farelerinden geldiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bence asıl sorun fareler. Kuraklık ve fareler incir rekoltesini düşürdü. Ağaçları kemiren fare, incir ağaçlarının çabuk kurumasına yol açıyor. Her ne kadar kısa sürede kurumasına yol açmıyorsa da bir yıl veya iki yıl aradan sonra o ağaçlarda verim düşüyor. Bu da incirde hasara yol açıyor.”

Geçmiş yıllarda bölgede 70-80 bin tonlara çıkan incir rekoltesinin 2007'de 25-30 bin ton seviyelerinde gerçekleştiğini belirten Şenel, eşek arısının incirin daha az olduğu bölgelerde etkin olabildiğini ifade etti.

İncir üretici Zeki Kayhan, eşek arılarının ortaya yeni çıkmadığını, bu nedenle incirdeki verim kaybının buna bağlamanın doğru olmayacağını söyledi.

“KALİTE AÇISINDAN DA İYİLEŞME OLACAK”

TARİŞ İncir Birliği Başkanı Hüseyin Karazor, bu yıl incir rekoltesinde 3-5 bin ton artış olacağını, incirin kalitesinin de iyileşeceğini bildirdi.
Karazor, geçen seneye oranla yağışların iyi olduğunu, ancak yine de Aydın ve İzmir bölgesinin yeterli yağış alamadığını belirtti.

Kalite açısından kuru incirde iyileşme beklediklerini kaydeden Karazor, şöyle dedi:
“Avrupa Birliği'nin alımlarında norm koyduğu aflatoksin içeren inciri geri çevirdiğini biliyoruz. Biz o ürünleri karanlık odalarda ayıklıyoruz ama bu maliyetlere yansıyor. Geçen yılki rekolte, 35-40 bin ton civarındaydı. Bu yılki rekoltede 3-5 bin ton artış olur. Bu çok önemli bir rakam değil ama kalitede iyileşme olacak. Bu sene aflatoksinin olmadığı ürün daha fazla olacak.”

Rekoltede yüksek artış kaydedilmemesinin nedenini “geçen yılki kuraklıktan etkilenen ağaçların kesilmesine” bağlayan Hüseyin Karazor, kuru incir üretiminin, yağışların iyi olması durumunda ancak beş yılda toparlanabileceğini savundu.

DÜNYA TÜKETİMİNİN YÜZDE 70'İNİ ÜRETİYORUZ

TARİŞ İncir Birliği Başkanı Karazor, üretilen incirin yüzde 90'ını ihraç ettiklerini, yüzde 10'unun ise iç piyasada tüketildiğini ifade etti.
Türkiye'de kuru incir tüketim alışkanlığının bulunmadığını belirten Hüseyin Karazor, bu kadar yararlı bir üründen faydalanılmamasını “çok acı” bulduğunu kaydetti.

Üretilen incirin daha çok İngiltere, Fransa ve Almanya'ya ihraç edildiğini bildiren Karazor, dünyadaki incir tüketiminin de yüzde 70'inin Türkiye'den karşılandığını söyledi.

İngiltere'nin bisküvide “ezme” tabir edilen inciri tüketen bir ülke olduğunu belirten Hüseyin Karazor, “Yabancı basında yer aldığı gibi İngiltere'ye ihraç edilen incirdeki azalma eşek arılarından değil, geçen yılki kuraklıktan ve rekoltedeki düşüşten kaynaklanıyor” dedi.

Geçen yılki incir fiyatının ihracatta ton bazında 4 bin 700 ile 5 bin dolar arasında olduğunu ifade eden Karazor, bu yıl da fiyatların bu düzeyde olmasını arzuladıklarını, düşmesini istemediklerini bildirdi.