'Kurtuluşu da ölümü de inanılmaz oldu'

Sincar, 14 Mart günü soğuk algınlığı ve grip rahatsızlığına yakalandı. Aile bu rahatsızlığı önemsemedi. Ancak 16 Mart günü akşam Sincar'ın durumu kötüleşti. Aile bunun üzerine Sincar'ı hemen lösemi tedavisi gördüğü hastaneye getirdi. Sincar, doktorlar tarafından kontrol edildi. Yapılan tetkiklerde Sincar'ın lösemi hastalığının nüksettiği, kanında enfeksiyona rastlandığı ve çok fazla ağrısı olduğu tespit edildi. Hastaneye yatırılan Minik Mustafa'nın acil tedavisine başlandı. Ancak Sincar, 17 Mart sabahı tedaviye cevap vermeyerek solunum ve kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti.

'KURTULUŞU DA ÖLÜMÜ DE İNANILMAZ OLDU'

Sincar'ın cenazesini ailesi tarafından hastanenin morgundan alınarak önce Dağlıoğlu Mahallesi'ndeki evine ardından da Küçükoba Mezarlığı'na götürülerek dün toprağa verildi. Baba İsmail Sincar, oğlunun 2.5 yıldır lösemi ile mücadele ettiğini belirterek, "Hem bizim hem de doktorların oğlumdan umudu kestiğimiz dönemde Mustafa ilaç tedavisine cevap vererek lösemiyi yendi. Daha sonrada hayalini polisler gerçekleştirip eve getirdik. Bu duruma da oğlum çok mutlu oldu. Ancak iki gün önce oğlum soğuk algınlığı geçirip grip oldu. Dün gece de rahatsızlığı artınca hastaneye götürdük. Sabaha karşı hayatını kaybetti. Oğlumun hem kurtuluşu hem de ölümü inanılmaz oldu. Eşim ve ben büyük bir yıkıma uğradık" diye konuştu.

MUSTAFA'NIN HİKAYESİ

Türkiye Sicar ile İsmail Sincar, çiftinin en büyük çocuğu Mustafa Sincar (6) 2.5 yıl önce sık sık rahatsızlanmaya başladı. Anne Sincar oğlunu Dağlıoğlu Polis Merkezi yanındaki aile sağılığı merkezine götürdü. Mustafa Sincar sağlık ocağını gidip gelirken polislerle sürekli sohbet edince onları çok sevdi. Ancak bir süre sonda minik Mustafa'nın rahatsızlığı geçmeyince sevk edildiği Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde lösemi tanısı konularak tedavisine başlandı. Yaklaşık 2 ay önce ilik bulunan Sincar'a nakil gerçekleşti. Minik Mustafa annesine "en büyük hayalim iyileşince buradan eve çok sevdiğim polis ağabeylerimle eve gitmek" dedi. Anne Türkiye Sincar da oğlunun bu isteğini 155'i arayarak "oğlum lösemi hastası birgün iyileşirse tek hayali polis arabasıyla eve gitmek. Eğer bir gün iyileşirse bunu yapar mısınız" dedi. Bu durum haber merkezi tarafından Adana Emniyet Müdürü Osman Ak'a iletildi. Çocukları çok seven Ak, ise Sincar'ı hemen hastanede ziyaret edip, ona moral verdi. Müdür yardımcılarına da Sincar'ın isteğinin mutlaka yerine getirilmesini talimatını verdi. Bu arada Sincar'ın durumu ilik nakli olmasına rağmen ağırlaştı. Tedaviye artık cevap vermemeye başladı. Doktorlar tam ümidi kesmişken Sincar birden tedaviye cevap verdi. Yapılan son tetkiklerde lösemiyi yendiği belirlendi. Hastane çocuğun taburcu olabileceğini ancak tedavisinin devam edeceğini, Sincar'ın tedaviye karşı vücudunun dirençli olduğunu hastalığın nüksedebileceğini bu nedenle belirli aralıklarla hastaneye gelmesi gerektiğini söylendi. Anne Sincar bu durumu hemen polislere bildirip çocuğunun lösemiyi yendiğini hastaneden taburcu olacağını ancak polis arabasıyla gitmek istediğini kaydetti. Bunun üzerine harekete geçen Adana Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü ve Dağlıoğlu Polis Merkezi ekipleri hastaneye gelmiş, yaklaşık 13 gün önce minik Mustafa polis arabasıyla evine götürülmüştü.