Güncelleme Tarihi:
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa çalışmasında sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, hukuk camiası ve kanaat gruplarından teklifleri bir portalda toplayacaklarını, Anadolu’nun birçok yerinde toplantılarla bu görüşlerin gündeme gelmesini sağlayacaklarını vurguladı. Kurtulmuş, yasama yılı açılış resepsiyonunda yeni döneme ilişkin özetle şu mesajları verdi:
PARTİLERDEN CESARET ALDIM
“Çalışmalarımıza başlarken biraz da partilerimizin geçmiş dönemlerde ortaya koyduğu bu vaatlerinden cesaret alarak yola çıktık. Nihayetinde Türkiye’nin özgürlükçü, demokrat, kapsayıcı, kuşatıcı ve gerçekten güçler ayrımı prensibini esas alan çağdaş bir anayasaya ihtiyacı var. Bu anayasayı yapabilirse bu Meclis yapar. TBMM Başkanı olarak benim bu süreçte yapacağım şey olgun, açık, şeffaf ve herkesin işin içerisinde olduğu, herkesin görüşlerine itibar edildiği bir müzakere sürecini yürütebilmektir. Süratle en kısa zamanda partilerle görüşmeyi başlatacağız. Çalışmalar bir yıl içinde olgunlaşır. En doğrusu parlamentoda en yüksek konsensüse ulaşabilmektir. Bunun için de parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin önyargısız bir şekilde bir araya gelmesi, müzakere etmesi gerekir. Biz bu sürecin şeffaf ve açık bir şekilde yürütülmesini temin etmeye çalışacağız.
BİZİM KAVGA LÜKSÜMÜZ YOK
Çevremiz bir ateş çemberi değil ateş çukuruna dönüşmüşken, bu bölgedeki devletlerin neredeyse varlığı, egemenliği büyük tehlikeler altındayken, Türkiye, siyonizmin ve Netanyahu hükümetinin nihai hedefinde olan bir ülkeyken bizim basit meseleleri, kavga, ayrışma vesilesi haline getirmek gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye’nin milli menfaatlerinde bir araya gelmeyi başaran bir üslupla çalışmalarımıza devam edeceğiz diye ümit ediyorum.”
‘YÜKSEK YARGI REFORMU’ MESAJI
-Kurtulmuş, cezaevinde milletvekili seçilen Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay’ın tahliyesi ve milletvekilliğinin iadesi tartışmalarına ilişkin de şöyle konuştu: “Hukuken TBMM Başkanlığı’nın ya da TBMM’nin herhangi bir şekilde kendisini bir mahkeme yerine koyarak tutuklu ya da hükümlü bir sanığı salıverme yetkisi yoktur. Ama TBMM’nin, Anayasa’dan bahsediyoruz, Türkiye’de yüksek yargı organları dahil bütün anayasal kurumların yetkilerini, görev ve sorumluluklarını yeniden gözden geçirme yetkisi vardır. Bunu karıştırmamak lazım. Bizim bir şey istiyor olmamız ya da herhangi bir arkadaşımızın bir şey istiyor olması başka bir şey. Ama bunun yasal zemininin mevcut olup olmadığı da başka bir şey. Burada kesinleşmiş bir yargı hükmü karşısında TBMM’nin kendisini yargı yerine koyarak herhangi bir şahsı bırakabilme, şahsın hükümlülüğünü ya da tutukluluğunu ortadan kaldırabilme imkânı yoktur, böyle bir gücü yoktur. Meclis gerekirse bu yüksek yargı organlarının fonksiyonlarını yeniden gözden geçirir.”