A.A
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2011 13:05
Halkın Sesi Partisi (HAS Parti) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, “12 Haziran seçimlerinde hiçbir baraj sorunumuz yok. Türkiye'yi dolaşıyoruz, Halkın Sesi Partisi gerçekten Türkiye'nin gelecek iktidarıdır” dedi.
Atatürk Havalimanı Taksiciler Kooperatifi'ni ziyaret ederek, taksicilerin sorunlarını dinleyen Kurtulmuş, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
Kurtulmuş, 12 Haziran seçimlerinde baraj sorunları olup olmadığına ilişkin soru üzerine, “12 Haziran seçimlerinde hiçbir baraj sorunumuz yok. Türkiye'yi dolaşıyoruz, Halkın Sesi Partisi gerçekten Türkiye'nin gelecek iktidarıdır. Nereye giderseniz gidin, hangi köye, kahveye giderseniz gidin, hangi kapıyı çalarsanız çalın 'bundan sonraki başbakan kimdir' diye sorun, 'Numan Kurtulmuş' diyorlar. 'Bundan sonraki iktidar kim?' dediğiniz zaman herkes 'HAS Parti' diyor. Millet anketini çoktan yapmış, kararını çoktan vermiştir, Allah yolumuzu açık etsin” diye konuştu.
Kurtulmuş, Refah sınır kapısının açılması konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine de Mısır'ın eski Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'i deviren en önemli nedenlerden birinin Refah sınır kapısının kapalı tutulması olduğunu söyledi. Refah sınır kapısının açılmasının ders alınacak bir olay olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Refah sınır kapısının açılması hem Hüsnü Mübarek gibi diktatörlere bir derstir hem de İsrail gibi faşistçe yönetim yapan ülkelere bir derstir. İnsanlık onuruna, adalete aykırı ne tür davranış yaparsanız yapın mutlaka bir gün değişir. Zulüm abad olmaz. Refah sınır kapısının açılması doğrudur, doğaldır; kapalı olması haksızlıktı, adaletsizlikti. İsrail 1967 sınırlarına çekilir ve inşallah egemen bir Filistin devleti kurulur, Refah sınır kapısının açılmasını da bunun ilk adımı olarak telakki ediyorum” dedi.
İKİNCİ MAVİ MARMARA KONVOYUNuman Kurtulmuş, Mavi Marmara gemisinin Gazze'ye tekrar yola çıkarılması konusundaki görüşlerinin sorulması üzerine şunları söyledi:
“Mavi Marmara hadisesinde Türkiye Cumhuriyeti hükümeti Mavi Marmara konvoyunu sahipsiz bırakmıştır. Adamlar gece saat 11'de gemiyi taciz etmeye başladı. Türkiye'den iki uçak kalksaydı ya da Doğu Akdeniz filomuzdan iki gemi İsrail karasularına doğru hareketlenseydi İsrail askeri kolay ise operasyon yapsaydı. Mavi Marmara gemisi bir av gibi, komandoların önüne yem gibi bırakılmıştır. İsrail'in saldıracağı istihbaratını devlet olarak almıyorsanız bu bir zaaftır. Eğer böyle bir istihbaratınız varsa ya devlet olarak buna mani olacaksınız ya da konvoyu oraya gönderiyorsanız konvoya sahip çıkacaksınız. İsrail insanlık suçu işlemiştir ama İsrail, ne yaparsa yapsın Türkiye'nin kılının kıpırdamayacağını biliyordu. İsrail elini ovuşturuyor, 'ben ne yaparsam yapayım senin bana en fazla söyleyeceğin one minute, ondan sonra ben ne istiyorsam onu yapacaksın' diyor.
Türk hükümetinin üzerine düşen ikinci bir sorumluluk var; eğer Mavi Marmara ikinci konvoyu yola çıkacaksa devletin elinde İsrail'in ne yapacağına ilişkin bütün istihbaratın olması lazım. Bu istihbarata göre, eğer Türkiye yeni bir saldırıyla karşı karşıya kalacaksa ya bu gemileri korumak zorundadır ya da gemilerin İsrail karasularına gitmesini engellemek zorundadır. Bu yapılmazsa devlet ciddiyetine göre hareket edilmemiş olur.”
Atatürk Havalimanı Taksiciler Kooperatifi Başkanı Fahrettin Can da en büyük sorunlarının korsan taksiler olduğunu belirterek, bu soruna çözüm getirilmesini istedi. Can ayrıca, taksilerin zorunlu
trafik sigortalarının prim bedellerinin normal araçlarla karşılaştırıldığında çok yüksek olduğunu, 8500 liraya kadar tutan bedellerle karşılaştıklarını, bu uçurumun engellenmesini istedi.